Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Bir yandan iki paylaşım savaşı sonrası yıkımı ortadan kaldırmaya, bir yandan da sermayenin uluslararası yeniden yapılanmasına dâhil olmaya çalışan bir coğrafya. Hem sermaye ve devletin hem de solun kurumsal yapıları içinde sıkışmış, devrimci bir çıkış arayan işçi sınıfı hareketi. Otonomist Marksizmin kurucu metni İşçiler ve Sermaye, işte bu arayışın ürünü. Kapitalist toplumu sermayenin değil de işçi sınıfının bakış açısından okumaya davet eden ilk metin. Emeğin politik öznelliğini sermayenin içindeki ve kar
“… Allah ömür verse de bugünlere gelse idi, bugünkü iktidarı da hizaya sokabilecek güçte idi, düşüncesi ve ikazı ile…” – Bülent ARINÇ “… Buna literal olarak tanışma demek doğru olmaz ama o bizi bilmese de biz onu çok iyi biliyorduk. O bizim ‘Reisimiz’di…” – Erkan MUMCU “… Küçük odaya geçerken ben de yanında gittim. ‘Bizim arkadaşın işini halledin, başka bir şey istemiyorum.’ dedi. Kastettiği ‘Abdullah Çatlı’ idi…” – Erol DOK “… Türkiye’de gelecekte simge olabilecek, kendi işlerine yaramayacak olan kişile
Robert Dahl Anayasa kavramı üzerine olan tartışmalara Amerikan anayasası üzerinden yola çıkarak tarihsel ve metodolojik bir eleştiri getiriyor. Amerikan Anayasası bir model olarak ne kadar uygun? Mevcut Amerikan Anayasası ne kadar düzgün işliyor? Ne kadar demokratik ve daha önemli daha demokratik bir Amerikan Anayasası mümkün mü? Dahl tüm bu tartışmaları Demokrasi ve Cumhuriyet kavramları üzerinden anlatırken Amerikan siyasi tarihini de akıcı bir şekilde okuyucuya anayasa tartışmaları çerçevesinde aktarmakt
Tükendi
Londra’da yaşamasına rağmen aklı ve kalbiyle Türkiye’nin sorunlarıyla yatıp kalkan, devamlı olarak bu sorunlara çözüm üretmeye çalışan değerli dostum Erol Başarık bu kitabında Güçlendirilmiş Parlamento Sistemini örnekleriyle masaya yatırdı. Kendisine yurtsever tavrı ve bu bilimsel çalışması nedeniye ne kadar teşekkür etsek azdır. -Türker Ertürk- E. Amiral 51 yıldır Londra’da yaşasa da yüreği her zaman Türkiye için çarpan ve Türkiye’nin sorunlarına yazdığı makalelerle çözüm aramayı hiç bırakmayan gerçek bir
Savaşların arttığı, rekabetin iyice kızıştığı, ittifak ve ihtilafların her gün yeniden şekillendiği, on yılda gerçekleşebilecek olayların bir yılda konsantre olarak yaşandığı oldukça karmaşık, izlenmesi ve anlaşılması zor bir uluslararası panoramayla karşı karşıya bulunmaktayız. ABD’nin önemli ölçüde güç kaybettiği, uluslararası kurum ve kuruluşların işlevsizleştiği ve Çin gibi bir süper gücün dünya üzerinde hükümranlık iddiasında bulunduğu bir zaman diliminden geçmekteyiz. Özellikle son on yılda görünürlük
Bütün dünyayı kasıp kavuracak '68 olayları öncesinde Strasbourg Üniversitesi'nde dağıtılan ve bir doğrudan demokrasi çağrısı niteliği taşıyan Öğrenci Hayatının Sefaleti manifestosu sayısız korsan baskıyla kısa süre içinde binlerce öğrenciye ulaşır. Başlığını Guy Debord'un koyduğu ve Tunuslu sendikacı Mustapha Khayati'nin kaleme aldığı, Sitüasyonist Enternasyonal'in bu çağrısı; hem tüketim ve gösteri toplumu entelijansiyasının hem de sendikal ve politik bürokrasilerin yergisi olarak, öğrencileri iktidar çark
“Neden dünya tarihinin en zengin ülkesinde, muazzam düzeyde bir gelir ve servet eşitsizliği var? Milyonlarca insan, açlık düzeyinde ücretlere maruz kaldığından dolayı neden iki veya üç işte çalışmaya zorlanıyoruz? Niçin rekor kârların yaşandığı bir dönemde, federal asgari ücret yaşanamaz bir ücret olan saat başına 7.25 dolar olarak kalıyor? Neden ortalama işçilerin zararına, zengin ve büyük şirketlerin yararına olan ticaret politikalarını uygulamaya devam ediyoruz? Siyasi devrim, büyük düşünmekle ilgilidir.
“Bahsettiğim paradoks, kurtarıcılarla, kurtarmayı hedefledikleri ve aslında kurtardıkları insanların arasındaki gerilimli ilişkiyle ilgili. Bu ilişki eşzamanlı olarak hem derin bir sempati hem de derin bir düşmanlık içerir. Sempati diyorum çünkü kurtarıcılar sadece yabancı egemenliğine karşı çıkıp onun yerini almakla kalmadılar; kendileriyle özdeşleştirdikleri erkek ve kadınların gündelik hayatlarını iyileştirmek istediler: onların olan insanları. Düşmanlık diyorum çünkü kurtarıcılar aynı zamanda aynı insan
Tükendi
Kültür Politikasına Giriş: Kavramlar, Modeller, Tartışmalar’da Füsun Üstel, öncelikle kültür politikasının bir kamu müdahalesi olarak tarihsel süreç içinde ortaya çıkışını, gelişimini, kapsamını, belli başlı politika modellerini ve alandaki güncel tartışmaları ele alıyor. Ardından çağımızın önemli meselelerinden biri olan kültür hakkı ve kültürel hakların, ülkelerin iç hukukunda ve uluslararası insan hakları hukukundaki yerini tartışıyor. Üstel, alandaki modellerin ideal-tipik örnekleri kabul edilen Fransa,
Tükendi
“Çağdaş narsisizmi küresel olarak, kim olduğumuzu etkileyen toplumsal ve kültürel bir olgu olarak anlamak gerekir. İster psikolojik ister sosyolojik açıdan yaklaşalım, küreselleşmenin bireylerde derin bir dönüşüme yol açtığını görmeliyiz. Gerekli taviz ve kısıtlamalar üzerine kurulu, nevrozların ortaya çıkışını kolaylaştıran ataerkil bir toplumdan, bireyin özgürlüğü ve hüsrana karşı tahammülsüzlük üzerine kurulu, narsisistik kırılganlıkların telafisini zorlaştıran bir kültüre geçtik.” Gittikçe daha karmaşık
Tükendi
Orta Doğu, kültürlerin raks ettiği, kesiştiği bir yer. Tarıma elverişli toprakları, zengin petrol yatakları, jeopolitik konumu, Basra Körfezi ve Süveyş Kanalı’na sahip olması Orta Doğu’nun önemini artıran nedenlerdendir. Emperyal güç odaklarının, özellikle petrolün bulunmasından sonra bu coğrafyaya ilgilerinin arttığı bilinmektedir. Enerji kaynaklarının yoğun olduğu bölgeler Osmanlı idaresinde iken, bu topraklara ve bu toprakların yer altı zenginliklerine göz diken güç odakları Osmanlı’yı neredeyse yerli iş
Casusu Yakalamak: Karşı İstihbarat Sanatı’nda, CIA'in eski karşı istihbarat şefi James M. Olson, Amerikan halkı için bir uyandırma çağrısı niteliğinde olan ve aynı zamanda ülkesinin ulusal güvenliğini korumak için nasıl daha iyi bir iş çıkarılabileceği konusunda meslek sırlarını paylaşmaktadır. Olson, okuyucuyu CIA'deki otuz yıllık kariyeri boyunca deneyimlediği karşı istihbaratın gizemli dünyasına götürmektedir. Çin, Rus ve Küba casus servislerinin Amerika Birleşik Devletleri'ne ne yaptığına dair bir genel
Bu kitap, “Para nedir?” sorusuyla başladı. Bu soru barındırdığı iki kelimeden çok daha fazlasını ortaya koyma potansiyeline sahip. Çünkü paranın tanımı tarihsel süreçte farklılaşırken para teorisi de değişti. Sonuç, bugünün küresel ekonomisinde modern para politikasının büründüğü oldukça karmaşık yapı ve bunun beraberinde getirdiği tartışmalar oldu. Neoliberal politikaların hız ve derinlik kattığı finansallaşma süreci parasal ekonomiyi Ortodoks bakış açısının çizdiği katı sınırların dışına çıkardı. Heterodo
Tükendi
“Din ve devletin ikiz kardeşler olması ne Kurânî bir tasvir ne de var olan gerçekliğin izahıdır. (…) Geçerliliğini ve kutsiyetini temel İslâmî kaynaklardan alan ideal devlet şekli olarak gösterilen hilafet de, aslında beşerî ve tarihsel bir müesseseden fazlası değildir. Ne temel İslâmî kaynaklar yeryüzünde tanrısal düzenin garantörü olarak hilafetten söz etmiş ne de din ile siyaset klasik İslâm yazınında sunulduğu kadar iç içe olmuştur. Siyasetin … Müslümanların içtihadına terk edilmiş bir alan olduğ
Tükendi
İnsanlık, seçkinlerin kirli propagandasından kurtulup dostluğun, sevginin ve neşenin hâkim olduğu yeni bir yaşam kurabilir mi? Dünya, sanayi devrimi sonrasında ortaya çıkan bir avuç aristokratik seçkinin bencil ve kötücül hesaplarına teslim olmuş durumda. Aristokratik seçkinler orta çağın kral ve derebeylerinden çok daha sorumsuz hareket ediyor, dünyayı kendi çıkarlarına göre yönetiyor, insanları bölüyor, savaşlar ve krizler çıkarıyor, darbeler tezgâhlıyor ve sebep oldukları kötülüklerin hesabını verm
“Kalkınmacı ve Rantçı” kafa ve politikalar, Türkiye’nin, Cumhuriyetin kuruluşundan beri içine girdiği ekonomik ve siyasi krizlerin temel nedenidir. Bu politik kadroların hedefi, her zaman, devletin imkânlarını ele geçirmek ve kendi aralarında pay etmek olmuştur. Bunu yaparken tarikat, cemaat, mafya ve emperyalistlerle her türlü iş birliğine girmişler ve hukuk dışı her türlü fiili işlemişlerdir. Erol KOÇ kitapta somut önerilerle, Türkiye’nin iki temel sorunu olan, 1. Ödemeler dengesinin yol açtığı ekonomik
Tükendi
Ülkelerin güvenlik politikaları genel anlamda uzun sürelidir. Tehditler, düşmanlık ve dostluklar da bu temel ilkeler üzerine oturur. Güvenlik politikalarının uygunlanması aşamasında, Açık Siyaset ile birlikte Örtülü Siyaset de çok önemlidir. Açık siyasetinde dostluk gösterisinde bulunan bir ülkenin, örtülü siyasetinde en yakın müttefikine bile düşman gibi davrandığı dönemler olur. Türkiye’nin Türk Dünyası ve Asya siyasetinde Sovyetler Birliği ve mirasçısı Rusya birinci sıradadır. Bu sebeple Türk araştırmacı
Tükendi
İslâm siyasi düşüncesinin modern temayüller, icbarlar ve ihtiyaçlar etrafında yeniden üretilmesi ve dönüştürülmesi problemi söz konusu olduğunda ilk önce başvurulması gereken kaynaklar, ıslahat hareketlerine paralel olarak İstanbul başta olmak üzere İslam dünyasının değişik coğrafyalarında telif edilen hilafet risaleleri ve metinleri olmalıdır. Bu metinler sadece İslam siyasi düşüncesindeki kavramlara ilişkin farklılaşmaları ve devamlılıkları, yeni rejim arayışlarını göstermesi açısından değil uluslararası
“Para; açları, umutsuzları, kırılmışları, açgözlüleri, muhtaçları baştan çıkarmaya devam ettiği sürece kardeşler arasında her zaman savaş olacaktır.” Kitaptaki sayfalar, insanlığın büyük bir dönüşüm yaşadığı tarihin bu tuhaf anında, bir Japon’un bakış açısıyla, Ortadoğu düzeninin içinden geçtiği dönüm noktalarını anlatmaktadır. Bu kitap, sürekli bir değişim halinde olan ve Covid-19 pandemisinin karanlığında değişim süreci iyice hızlanan Ortadoğu ve Doğu Asya uluslararası siyasetine ışık tutan bir projektör
Ziya Gökalp’in milliyetçilik düşüncesinin oluşmasında Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya savaşlarında aldığı ağır yenilgiler neticesinde siyasi, askeri, dini ve ekonomik sorunların ortaya çıkardığı çöküş süreci yer almıştır. Bu süreç Ziya Gökalp'in düşünce yapısında ve milliyetçilik anlayışında önemli bir yere sahip olmuştur. Ziya Gökalp "Millet nedir?" sorusuna cevap verirken bu kelimenin önce ne olmadığını ifade etmiş "ırki, kavim, ümmet, halk, devlet" gibi kavramları tahlil ederek millet
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5