Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Leviathan bizi çağırıyor. Leviathan bizi yönetiyor ve Leviathan bize soruyor; “Güvenliğiniz için özgürlüğünüzden ve refahınız için demokrasiden vazgeçmeye ne kadar hazırsınız?” Bilgiyi kutsayan modernizm gitti, cahilliği kutsayan postmodernizm geldi. Meşruluğun anahtarı bilen ve uzman olan seçkinci kesimden alındı ve kanaatleriyle, inançlarıyla, duygularıyla hareket eden toplumun en donanımsız kesimine verildi. Bunun sonucu olarak bilgiye ve uzmanlığa dayalı hiyerarşi bozuldu. Modern toplumda uzun yıllar ka
Tükendi
Bileğinden tutup kaldırdığım halkımın menfaatine olan meseleler… kemiğindeki iliği titretip, topuğunda taş ezip duran bela… Benim bütün umudum, tüm düşüncem, halkımla beraber oldu. Haram siyasetin, baskısı altında olmak istemedim. Meğer, düşmanla birlikte savaşıp, davayı birlikte savunacak dostluk yıldızı sonsuza dek parlamazmış. Memleket sevdasına kimse başına karalar bağlamazmış. Aslanın bayrağına boyun eğsek de hakikat ortada, bir yere gittiği yok. Halkın iki büyük serveti var. İlki bir kahraman, ikincis
Tükendi
"Fransızların dediği gibi her şey mistik olarak başlar, politik olarak sona erer. Bunu doğrularcasına gizemli bir tutkuyla bağlı olduğum sanatçı dostu Dostoyevski'den yola çıkıp felsefeye, siyaset bilimine, edebiyat eleştirisine ve sosyolojiye gönül vermiş olanlara sesleniyorum. İncelemeyi bitirdikten sonra elinize (yeniden) bir Dostoyevski eseri almaya heves duymanızsa en büyük temennim. Çünkü Dostoyevski tüm karanlığı ve ışıltısı ile kaldırıldığı kitap rafından bize bakmaya devam ediyor." Elinizdeki ki
Tükendi
Genç Cumhuriyet’in İmparatorluk’a yüz çevirdiği birkaç meseleden bahsetmek mümkün olsa da birtakım uygulamalar neredeyse harfiyen sürdürülmüştür. Azınlık karşıtı politikalar, listenin en başına yazılabilir. 1942 yılında TBMM’de kabul edilen Varlık Vergisi Kanunu, gayrimüslim vatandaşlar üzerinde süren bu eli sopalı politikaların en belirgin örneklerinden, belki de en keskini. Devletin kendi yurttaşlarından kanun yoluyla aşırı vergiler tahsil etmeye giriştiği, on beş gün içinde ödeyemeyenin malını zorla üç k
Tükendi
Elinizdeki kitap, Cumhuriyet döneminin üç büyük devrimi olan Cumhuriye¬tin ilanı, çok partili siyasal hayata ve serbest piyasa ekonomisine geçişten sonra, dördüncü büyük devrimin, yani eşit rekabet koşullarında ekonomik ve politik çoğulculuğun neden ve nasıl başarılamadığını, hukukun üstünlü¬ğüne dayalı, kayırmacılığın olmadığı, liyakat esaslı demokratik bir düzenin neden gerçekleştirilemediğini, Ak Parti iktidarının 20 yıla yaklaşan serüveni bağlamında ele alıyor. Özellikle kuruluş ilkelerini ve parti prog
Tükendi
Hayali bir zaman makinesi ile geçmişe ya da geleceğe gitseniz ve son elli yılın diğer dönemlerden ayrılan özelliklerini birkaç cümle ile özetleyecek olsanız hangi konuyu vurgulardınız? Bu soruyu yanıtlarken bilişim teknolojilerindeki gelişmeleri göz ardı etmek olanaksız. Günümüzde bilişim teknolojileri, Endüstri Devrimi ile karşılaştırılabilecek güçte etkiler gösteriyor ve modernitenin gelişmeye başladığı 16 yüzyıldan beri belki de ilk kez devlet ve hukuka ilişkin temel kuram ve kurumlar üzerinde yeniden dü
19 yüzyılda kolonyal yayılmacı ideolojinin saldırısına uğrayan Afganistan, 20 yüzyılda sosyalist ideolojinin tecavüzüne maruz kalmış ve nihayet 21 yüzyılda vahşi ve barbar kapitalizmin esiri hâline gelmiştir. Üst üste ve kesintisiz bir biçimde gerçekleşen bu dayatmacı ideolojilerin işgalleri yüzünden Afganistan’ın sosyoekonomik yapısı bozulmuş, siyasi istikrarsızlık farklı toplum kesimleri arasındaki diyaloğu kesintiye uğratmış ve silahların konuştuğu bir ortamda uzlaşma kültürü imkânsızlaşmıştır. Rusya’nın
Tükendi
Kitapta Osmanlı dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde diplomasinin bir dış politika aracı olarak yeri ve önemi, Türkiye’nin Avrupa Birliği, Ortadoğu, Uzak Asya ve Afrika ile ilişkileri, genel olarak değişen dünya düzenindeki yerimiz ve yükselen terör hareketleri karşısındaki konumumuz, büyük çoğunluğu hariciyeci olan ya da konusunda uzman kişiler tarafından değerlendirilmektedir
Tükendi
“Türkiye’nin son derece merkeziyetçi siyasi yapısında bir kırılma noktası olarak yerel siyasetin yükselişi de bu belediyecilik modeli ile başlayacaktır. Kentli halkın yönetime katılımı, kentsel hizmetlerin yerinden üretimi ve dağıtımı, kentli halkın ihtiyaçları ve kamu yararını esas alan öz kaynak yaratma ve bölüşümde adalet gibi unsurlar, merkezi siyasete paralel bir yerel siyasi alanın doğmasını beraberinde getirecektir... CHP içinde devletçilikten halkçılığa doğru değişen söylem ve
Tükendi
Türk siyasal düşüncesinin, hatta diyebiliriz ki Türk kamu felsefesinin temel eğilimi korporatizmdir. İster dayanışmacı ister faşist alt türleriyle olsun, bu eğilimin temel özelliği kapitalizme antiliberal bir teorik-ahlaki rasyonel sağlamaya çalışması ve Marksizm ile sosyalizme karşı olmasıdır. Korporatizm, toplumu birbirlerini uyum içinde tamamlayan organlardan, meslek zümrelerinden oluşan bir organizma olarak görür. Hem liberalizmin bireyciliğini, hem de sosyal sınıfların varlığını, sınıf çatışmasını v
Tükendi
Dünya tarihindeki en aşağılık entrikalarından biri olan birinci Moskova Duruşması’ndan bu yana seksen beş yıl geçti. 16’lar Duruşması olarak da bilinen “Troçkist-Zinovyevci Terörist Merkez Davası”, 19 Ağustos’tan 24 Ağustos 1936’ya kadar, Moskova’da gerçekleşti. On altı sanığın tamamı vurularak ölüme mahkûm edildi ve kişisel eşyalarına el kondu. On altı sanıktan on biri, 1917’den önce partiye katılmış, Ekim Devrimi’ni örgütlemiş ve ona önderlik etmiş, 1919’da Komünist Enternasyonal’i kurmuş, İç Savaş’ta
1989’dan bu yana bünyesinde çalışma ayrıcalığına sahip olduğum The New York Times olmasaydı böyle bir kitabın yazılması mümkün olmayacaktı. Beni 2002’de Moskova’ya muhabir olarak gönderen ve yine 2013’te bana kitabı yazabilmem için izin veren editörlere ayrıca çok minnettarım. Yönetici editörler Joe Lelyveld, Howell Raines, Bill Keller, Jill Abramson ve Dean Baquet’e ve yabancı editörler Roger Cohen, Susan Chira ve Joe Kahn’a ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Bu kitabın ana hatları, Times için hazırlanan
Tükendi
Sedat Peker’in, kendisinin de içinde yer aldığı Susurluk skandalından 25 yıl sonra gelen ifşa ve itirafları, Türkiye’nin ‘mafya-siyaset-devlet’ üçgeni içinde dipsiz bir bataklığa dönüştürüldüğünü ortaya koydu. Dünya tarihinde görülmemiş bir skandallar zinciriydi. Gazeteci cinayetindeki tetikçi arayışları… Yüz milyonlarca dolarlık kara para transferleri… Kara para ile çökülmüş lüks otellerdeki siyasiler, bürokratlar, mafya babaları ve oligarklar… Satılık mahkeme kararları, adli tıp kurumu raporları… Mi
Tükendi
Karıncaların Günbatımı, Yalnızlar, Meteliksiz Âşıklar romanları nihayet Türkçede de büyük bir heyecanla okunan Zaven Biberyan’ın özyaşamöyküsü, bir yazarın yaşamını ve yaşadığı zamanı en dürüst, en çıplak, en hakiki haliyle yansıtıyor. 1921 doğumlu Biberyan’ın 100 doğum y ı l d ö n ü m ü n d e y a y ı m la n a n M a h k û m l a r ı n Ş a f a ğ ı , B i b e r yan’ın ömrünün ilk yirmi beş yılına, çocukluğuna, gençliğine, 1930’ların ve 40’ların siyasi ve kültürel ortamına dair eşsiz bir tanıklık. İstanbul’da ya
Tükendi
Herkes içinde anlatmak istediği hikâyeleri taşır. Sanat da bu hikâyeleri anlatma formudur. Ancak bu formlar donmuş kalıplar hâlinde değil, organiktir. Sorun tam olarak bu noktada ortaya çıkar; eğer formlar donmuş kalıplardan oluşsaydı herkes duygu ve düşüncelerini söz konusu formlara dökerek sanatı icra edebilirdi. Böylesi bir vasatta ortaya çıkan eserler belirli işlemlerden geçerek birbirine eşitlenmiş olurdu. Hâlbuki sanat, formların doğal yapısını, biçimsel sınırlarını enine boyuna kavrayıp yeni türler,
Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte gerçekleşen elit değişimi ile çevrenin talep ve öznelerinin merkeze akması, o zamana kadar uygulanagelmiş birçok politikanın değişimini de tetiklemiştir. Laisist politikanın esnemesi, iktisat politikalarındaki değişim, çevre ile kurulan ilişki biçimi gibi birçok temel davranış kalıbında farklılaşma gözlenir hale gelmiştir. Bu dönemin Türkiye tarihi açısından ciddi değişimleri gösterdiği bir vakıadır. Bu değişimden, elbette genelde kimlik politikaları, özelde i
Mohammed Harbi genç yaşta Kurtuluş Savaşına katılmış, mücadele içinde olgunlaşmış, geniş vizyonlu, özyönetimi, antikapitalizmi ve enternasyonalizmi savunan bir devrimciydi. Boumedien onları durdurduğunda dünya çapında Ulusal Kurtuluş hareketleriyle yakın ilişkileri olan insanlardı. Harbi 1973’te yeniden özgürlüğüne kavuşup fikirlerini ifade etme olanağına kavuşunca yenilgiyi zafere dönüştürmeyi bilmiş, Cezayirlilere kendisinin de oyuncusu olduğu çağdaş tarihlerini bütün açıklığıyla kazandıran en büyük tarih
Tükendi
Devleti devlet yapan veya devleti ayakta tutan nedir? Tıpkı hukukla ilgili “nedir” sorusunda olduğu gibi, devlet hakkındaki “nedir” sorusu da, en nihayetinde buyurgan bir “olmalıdır” sonucuna varmaktan uzak duramaz. “Devlet nedir?” sorusuna verilecek salt betimsel bir cevap, cevabı kabul edenlerce devletin nasıl olması gerektiğine dair bir talimat olarak anlaşılıp insanların devlete karşı tutumlarını belirleme kapasitesine sahiptir. Bunun sonucunda güce dayalı hayli gerçekçi hatta biraz da eleştirel bir açı
Tükendi
Yönetimin merkezine kaçınılmaz olarak güç unsurunu koyan Meinecke, Devlet Aklı eserinde bu kavramı modern çağ öncesi düşünce tarihindeki izlerine de temas ederek ele alırken Machiavelli’yi milat olarak belirler. Çünkü ilk kez Machiavelli’yle beraber, olan ve olması gereken arasındaki ayrımda ilkinin lehine bir tavır alınmaktadır. Böylelikle Machiavelli, kendinden sonraki tüm siyaset düşüncesini de uğraştıran bir tartışmayı fitillemiştir. Temeli kamu yararı ve çıkar olan “devlet aklı” ahlaki gereklerle teraz
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4