Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
“Büyütücü Mercek: Marcel Proust 1871’in 10 Temmuz’undan doğmuş, 18 Kasım 1922’de 51 yaşındayken ölmüştü. Doğumunun 150. yılında kitap-lık dergisinde bir dosyayla (Temmuz-Ağustos 2021) selamlamıştık kendisini; 2022’de bu kez ölümünün 100. yılında elinizdeki bu kitapla anıyoruz onu. Esinlenerek ama öykünmeden ve alçakgönüllülükle söylüyorum: Proust ve yapıtı hakkında burada yazdıklarım bir ‘gözlükçünün müşterilerine sunduğu büyütücü mercekler gibi bir şey’ olsun, okurlara bir kez daha Proust’u iyice yakından
Özellikle resim sanatına, imgelere, görsel kültüre dair yeni bir eleştirel görme biçimi önerdiği GÖRME BİÇİMLERİ (1972) eseriyle tanınan, savaş sonrası Avrupası’nda kuşağının en etkili yazarlarından, sanat eleştirmeni, romancı, ressam, senarist, denemeci ve şair John Berger’ın kaleminden BOLOGNA’NIN KIRMIZI TENTELERİ minimalist üslubuyla şiirsel düşünceleri incelikle resmeden, küçük sürprizlerle dolu bir minyatür kitap: Bellek, resim, mimari ekseninde mekik dokuyan; Berger’ın, kişiliğini ünlü İtalyan ressam
Hayattaki temel farkım, bakmayı değil! Görmeyi önemsemek ve sebep-sonuç ilişkisine fazlasıyla önem vermek. Bu kitaptaki her kelimenin seçilişinde bu detay önemlidir. Kavramak yani bakmak değil! Anlamak önemlidir. Üç boyutlu algılamak ve zaman ve diğer boyutları da görebilmek önemlidir. Bu alışkanlık, biyoloji, matematik, fizik, kimya gibi temel bilimler eğitimi almak ve İstanbul kaldırımlarını 60 yıldır çiğnemek, dünyada doğudan batıya 50’ye yakın ülke sokaklarını gezmek, sanatla ilgilenmek, ülkemizdeki
Aynı avluya açılan kapılar ardında bazen teğet geçen bazen de birbirine karışabilen yaşamlar, farklı olsalar da her biri vakti gelince alacakaranlığın serinliğinden güneşin yakıcılığına uyanır. Düriye, Suzan ve Nesibe. Üç kadın, üç sarsıntı, üç uyanış… Düriye’nin zorlu serüveni, Suzan’ın çalkantılı duyguları, Nesibe’nin dingin yaşamı…
Gönül Yonar, mitoloji çalışmalarının bu yeni veriminde, kadın arketiplerinin Türk destanları ve halk anlatılarındaki anahtar vazifesi gören temel karakterleri üzerinden bir tasnife girişiyor ve tarihsel maceramız boyunca değişmeyen bir söylen çekirdeği etrafında, kültürel etkileşimlerin ağında dönüşerek hayatımıza sürgün veren mitsel kökleri irdeliyor. Geniş Türk coğrafyasının yaygın anlatılarından süzülerek gelen alp, bilge, anne, eş, aşık, savaşçı ve yıkıcı kadın imajlarının mitsel devirlerin gölgelerinde
Âdem Ademoğlu kitaplarla ve kitaplarda yaşayan, ismiyle müsemma bir avare. Okuyor, yazıyor, ara ara kitaplarla ilgili işlerde çalışıyor, oradan oraya savruluyor – bir “âdem”den ötekine, bir “adem”den diğerine bürünüyor... Bir başına kalınca boşluk muammasına uyanıyor. Ama acaba hep orada mıydı boşluk? Bu sorunun peşinde, kendisiyle ve başkalarıyla boşluğa dair her telden muhabbetlere koyuluyor. Hikâyesinde yol aldıkça çoğalan boşluklar onu umulmadık bir keşfe götürüyor. Ve bu arada neler neler oluyor... İşt
Mezar ziyaretleri, cinai itiraflar, kökten ve kanlı çözümler, muallakta kalanlar, hesabını kendi kapayanlar, yarım kalan şiirler, ruha yapışan günahlar, kasaba karası, taşra noir… Uğur Kılınç, Çürük Ayvalar’da bir araya gelen öykülerinde aile içi ilişkilerin, nesiller arasındaki köprülerin perde arkasındaki karanlığı gün yüzüne çıkarırken taşra insanının iç dünyasında tekinsiz bir yolculuk yapıyor. Baba-oğulların, dede-torunların, anne-kızların paylaştığı masumiyetin altında yatan kötülüğün, öfkenin, int
Kuş kusan kadınlar, yumurtadan çıkan çocuklar, kelimeleri tükenen bir dil ve sinestezik bir çeviri denemesi... Büyülü gerçekçi öğelerin ağırlığını hissettirdiği öyküleriyle Tavana Bak, oyunbaz bir ses eşliğinde tekinsiz bir yolculuğa davet ediyor okuru. Topluluk olmanın facialarını, mesafe ve boşlukları merak eden, biçimsel denkliği ve akışı sorgulayan bu ilk kitap, tavana bakarken mırıltıyla anlatılacak öyküleri bulmayı hedefliyor. “Ve onlara dedim ki, utancınızı size ben vermedim, korkunuzu da. (...
Warren Buffett: Para Kurdunun Zihninde’de Hagstrom, Buffett’ın bilgeliğini derin bir analize tabi tutarak geniş kapsamlı fikir ve kavramlardan oluşan karmaşık bir mozaiği, bizzat Buffett’ın “Para Kurdu Zihniyeti” dediği düşünce yapısını gözler önüne seriyor. Peki ama “Para Kurdu Zihniyeti” tam olarak ne demek? Bu ifade aslında bir açıdan sermaye tahsisi gibi büyük finansal meseleler hakkında düşünmenin bir yoluna işaret ederken, diğer bir açıdan da günümüzün hızlı kararlar vermeyi gerektiren borsalarında
YENİ KOZMİK ÇAĞIN AYAK SESLERİNİ DUYARKEN FANTEZİ SANDIKLARIMIZ GERÇEK OLABİLİR. OYA SİLİSTRE ÇINAR Oya Silistre Çınar 12/12/1956 Ankara’da doğdu. İlk okul tahsilini Burak Reis İlkokulu ve Turgut reis İlkokullarında okudu. Nişantaşı Kız Lisesinde ve ortaokul ve lise öğrenimini tamamlayıp, Yıldız Teknik Üniversitesini bitirdi. Harita Kadastro Yüksek Mühendisi olup, gerek kamuda gerek özel sektörde mühendislik hizmetlerinde bulundu. Emekli olduktan sonra SPK sınavlarını verip Lisanslı değerleme uzmanı oldu. Ç
19. yüzyıl Amerikan edebiyatının önemli temsilcilerinden olan Kate Chopin, ABD’nin güneyinden çıkan ilk feminist yazarlardan biri olarak kabul edilir; 20. yüzyıl feminist yazarlarına öncülük eden Kate Chopin’in öyküleri, bir yandan kadının toplumdaki ve evdeki yerinin değişmesine yönelik sancıları ve arzuları yansıtır, öte yandan köleliği ve çeşitli kastları içeren geleneksel toplumun bariyerlerinin yıkılarak modern hayatın getirdiği imkânlarla nasıl değişilebileceğinin ipuçlarını verir. On dokuzun
1- (00:00)Biri Sizi Düşünüyor – Sert kapak 2- (01:01) Bugün Adımı Sen Koy – Sert kapak 3- (02:02) Ayçiçeği Karnavalı – Sert kapak 4- (03:03) Dolunayda Açan Çiçek – Sert kapak
Bir anne bebeği ile geldi. Bebeğinin her iki göz bebeklerinin farklı büyüklükte olduğunu söyledi. Fark edilmesi zordu ancak gerçekten de öyleydi. Bu durum bebeğin yaşına göre normal olsa da annenin fark etmesi çok önemliydi. Anneler çocukları ile sürekli birlikte olduğundan bir anne çocuğunu çok iyi tanır. Bu kitapta, annelerin çocuklardaki değişikliklerin farkındalığını artırmak, sağlıklı çocuk büyütülmesine katkı sağlamak amaçlanmıştır. Kitapta, sağlıklı çocuk yetiştirmek için ülkemizde ve dün
Simla, Aynur, Teoman ve Halil. Acımasız mukadderatın meydan okuduğu, aslında birbirinin aynası hayatlar. Direnişler, katlanışlar, sineye çekişler, kırgınlıklar, “gücün” gizemli manasının peşinde bitimsiz çırpınışlar. Evet, aslında her şey insanlar içindi! Çünkü dünya, yaşına, eğitimine, parana, şansına bakmadan bir günde tersine dönebilir. Kendini mutlu, sonsuz ve yenilmez hissederken hayat gelir, ayağına çelmesini takar. Öyle ya da böyle, er veya geç o tokadı yersin. Sonra yaptığın dünyevi planlara bakıp n
CASANOVA, ölüm döşeğindeyken yazdığı “Hatıralarını” hayatta kalan bir akrabasına yolladı. Bu akrabası, bu yazılanları 1820 yılında aklın almayacağı bir fiyata, Alman yayımcı F. A. Brockhaus'a sattı. Hatıralarının başlığı şöyle idi: “Hayatımın 1797 yılına Kadar Süren Hikâyesi”. Fakat bu hikâye 1774 yılında sona eriyordu ve geri kalan kısmını ele geçirmek için girişilen çaba boşa gitti. Brockhaus bu “Hatıraları” Almanca’ya çevirtti. 1822-1828 yılları arasında 12 cilt halinde yayımladı. Kitap büyük bir başarı
Tükendi
Octave Feuillet bir Fransız romancı ve oyun yazarıdır. Feuillet'nin anlatımlarında ince zekası ile olgun bir üslubu vardır. Türkçeye çevrilen “Fakir Bir Gencin Romanı isimli eserinde incelik, hassasiyet ve dürüstlük, güven, duygular dikkati çekmektedir. Maksim öğrenimini hukuk dalında tamamlamış dürüst, ahlaklı ve çalışkan bir gençtir. Bir iş bulmak için Paris'e gelir fakat deneyimsiz olması nedeniyle iş bulamaz. Yoksul bir gencin hayata tutunabilmesini zor ve acımasız şartlarıyla adeta imkânsız hale getire
Tükendi
I. Dünya Savaşı’nın Filistin Cephesinde, İngilizlere esir düşen Türk genci Seyit Ali, uzun zaman Hindistan’da yaşamak zorunda kalıyor. Esir denince aklınıza dar bir hücrede geçen yıllar gelmesin. Temiz yüzü, iyi huyu ve konuşabildiği akıcı diller sayesinde İngilizlerin dikkatini çekiyor. Böylece önce Bombay’a, ardından Hükümdar’ın sarayına, İngilizlere hizmet eden bir casus olarak giriyor. Yapısında casusluğun zerresini taşımayan adam, hayatının en büyük sınavını verirken aşkla tanışıyor. Hükümdar’ın kızı P
Tükendi
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın natüralizmin etkileriyle dolu öykülerini okurken yaşadığı dönemin şartlarına birebir şahit olurken hikâyelerin başkahramanlarıyla birlikte güleceğiniz “Kedim Nasıl Öldü” sizi bambaşka hayatlara ve zamana şahit olmaya davet edecektir.
Tükendi
“Bir ev, seni popülerlik merdiveninde bir üst basamağa taşıyacak bir yarışma ve birbirinden zorlu görevler!” Fame Evi, sosyal medya fenomenlerinin büyük ödülü kazanmak için katıldığı bir yarışma programıdır. Frame adlı sosyal medya platformunda popüler olan yarışmacılara her hafta bir görev verilir ve kameralar kayda geçer. Her yarışmacı her an izleniyor olabilir! Katılımcıların kulaklarına nasıl davranmaları gerektiğini fısıldayan yapımcıların asıl istediği ise en çok etkileşimin toplanmasıdır. Hayall
“Derler ki en iyi şifacı, yaralı şifacıdır. Ve bütün şifacılar günün birinde yaralanmaya mahkûmdur…” Kim olduğunu sorguladıkça dünyasının sahtelikten ibaret olduğunu anlamaya başlayan Işıl Özsoydan, öğrendiği gerçeklerle ne yapacağını bilemez ve her geçen gün biraz daha yalnızlaşarak yabancılaşır. İnsanları “Yaralılar” ve “Şifacılar” olarak iki kategoriye ayıran bir sosyal medya platformundan tanıştığı Oflaz Kantemiz’in, kendisini bu durumdan kurtaracak kahraman olduğunu düşünmektedir. Ancak geçmişi be
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6