Simla, Aynur, Teoman ve Halil. Acımasız mukadderatın meydan okuduğu, aslında birbirinin aynası hayatlar. Direnişler, katlanışlar, sineye çekişler, kırgınlıklar, “gücün” gizemli manasının peşinde bitimsiz çırpınışlar. Evet, aslında her şey insanlar içindi! Çünkü dünya, yaşına, eğitimine, parana, şansına bakmadan bir günde tersine dönebilir. Kendini mutlu, sonsuz ve yenilmez hissederken hayat gelir, ayağına çelmesini takar. Öyle ya da böyle, er veya geç o tokadı yersin. Sonra yaptığın dünyevi planlara bakıp nereden nereye geldiğine şaşarsın. Aniden, hiç aklında yokken seni de aynı kaderin beklediğini fark edersin. Hepsi acının koynunda! Bir de küçüğün varsa sorumluluğunda… Ve sevdiğin mücadele ederken yaşamla ölümün arasında bir sınırda. İnce bir ipin üstünde, hatta bıçak sırtında; kollarını iki yana aça aça cambaz edasıyla o acının içinden geçmen gerekir cesurca. Ve sen, kan ağlarken gülmeyi, sürünürken yürümeyi öğrenirsin. Çünkü kışın ardından tekrar kış gelmez ve hayat her seferinde yeniden kurulur. **** Hayattaki hiçbir sevinç, keder, talihsizlik ya da şans kimseye özel olmadığı gibi herkesin bunları yaşayışı, verdiği sınav, aldığı not da birbirinden farklıdır. Yine de ortak kaderler, ortak mücadeleler insana yalnız olmadığını hissettirip güç verir. Hakikatler Kulübü, sadece gerçeklerle yüzleşmeye cesareti olanların kulak vereceği bir hesap defteri. Yeryüzünün en acımasız hastalığıyla savaşan eşini destekleyip çocuğuna umut olmaya, evini idare edip para kazanmaya devam etmek zorunda kalan bir annenin yolculuğu. Onun evini temizlemeye gelen, kendi hayat mücadelesinde yorgun düşmüş başka bir kadının da dünyasını yıkıp baştan inşa edişinin hikâyesi. Müjde Alganer’in güçlü kalemiyle okuru sarsıcı bir yolculuğa çıkaracağı Hakikatler Kulübü, kendimize söyleyemediklerimizi bize söyleyen bir iç ses; bazen üzücü bazen umutlu, gerçekçi bir hayat dersi.