Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 96-112 / Aktif Sayfa : 7
"Adem Gümüş, Kuyudaki Züleyha'yı kadim tarihin kuytularından çıkararak, günümüze taşıyor; Kadınlık hallerinin ve kadınla erkeğin ilişkisinin evrensel gerçeğini kıssa üzerinden tekrar okumaya çalışıyor. Derya'nın, Umut'un Züleyha'sı olarak, yeniden belirmesi, modern dünyada "fıtrat"a aykırı gelişenler açısından da bizatihi bir ümittir. Çağdaş bir Yusuf ile Züleyha hikâyesi olarak da okunabilecek roman, diliyle, kurgusuyla, hissettirmeden, sessizce akan ırmağa benziyor. Adem Gümüş, bizi yüreğin içine çekiyor.
Ahmet Rasim, Türk Edebiyatının önemli yazarlarındandır. Edebiyatımıza makale, roman, hikâye, gezi, okul kitapları türlerinde yazdığı eserlerle katkıda bulunmuş, yazar, tarihçi, milletvekilidir. Ahmet Rasim bu kitabında eski İstanbul kadınlarının, kapalı kapılar ardında yaşadıkları eğlenceleri, toplantılarını, giyim, kuşam, üslup ve yaşam tarzlarını özellikle; dönemin seçkin ailelerinin eğlence sefalarını ve mekânlarını sade bir dille anlatmıştır. İstanbul hanımefendilerinin cinsel hayatlarına dair bilgi ver
Tükendi
Gizli cemiyetler, tarih boyunca birçok tetkiklere konu teşkil etmiştir. Bu kitapta, amme tecessüsünden gizlenen “İnisyatik Cemiyetler” den bahsedilmiştir. Cemiyetler hakkında sayısız eserler ve sayısız erkek yazarlar vardır. Eserin en önemli detayı; hiçbir tarihçi, gizli kadın cemiyetlerine özel bir dikkat sarf etmiş değildir. Beşeriyet içinde gelip geçmiş olan bu kadın cemiyetleri için, bir eser hazırlanması çok faydalı olacaktı. Bu eserin de bir kadın tarafından yazılmış olması bütün cemiyet eserlerinden
Tükendi
Dünya edebiyatının en büyük ustalarından biri olan Nikolay Gogol, Burun adlı öyküde, Kovalev’in, yüzünü terk eden burnunu arama macerasını, neşeli ve heyecanlı bir biçimde anlatmaktadır. Ünlü öyküsü Palto’da ise sıradan insanların çektiği sıkıntıları ve şaşırtıcı hikâyesini hikâyenin başkahramanı Akakiy Akakiyeviç´in yaşantısı ile gözler önüne sermektedir. Gogol, bu iki öyküde de gülümsetmeyi de ihmal etmiyor. İlgiyle ve keyifle okuyacağınız bu eseri okurlarımızla paylaşmaktan mutluluk duyarız.
Tükendi
Kuş kusan kadınlar, yumurtadan çıkan çocuklar, kelimeleri tükenen bir dil ve sinestezik bir çeviri denemesi... Büyülü gerçekçi öğelerin ağırlığını hissettirdiği öyküleriyle Tavana Bak, oyunbaz bir ses eşliğinde tekinsiz bir yolculuğa davet ediyor okuru. Topluluk olmanın facialarını, mesafe ve boşlukları merak eden, biçimsel denkliği ve akışı sorgulayan bu ilk kitap, tavana bakarken mırıltıyla anlatılacak öyküleri bulmayı hedefliyor. “Ve onlara dedim ki, utancınızı size ben vermedim, korkunuzu da. (...
Mezar ziyaretleri, cinai itiraflar, kökten ve kanlı çözümler, muallakta kalanlar, hesabını kendi kapayanlar, yarım kalan şiirler, ruha yapışan günahlar, kasaba karası, taşra noir… Uğur Kılınç, Çürük Ayvalar’da bir araya gelen öykülerinde aile içi ilişkilerin, nesiller arasındaki köprülerin perde arkasındaki karanlığı gün yüzüne çıkarırken taşra insanının iç dünyasında tekinsiz bir yolculuk yapıyor. Baba-oğulların, dede-torunların, anne-kızların paylaştığı masumiyetin altında yatan kötülüğün, öfkenin, int
Âdem Ademoğlu kitaplarla ve kitaplarda yaşayan, ismiyle müsemma bir avare. Okuyor, yazıyor, ara ara kitaplarla ilgili işlerde çalışıyor, oradan oraya savruluyor – bir “âdem”den ötekine, bir “adem”den diğerine bürünüyor... Bir başına kalınca boşluk muammasına uyanıyor. Ama acaba hep orada mıydı boşluk? Bu sorunun peşinde, kendisiyle ve başkalarıyla boşluğa dair her telden muhabbetlere koyuluyor. Hikâyesinde yol aldıkça çoğalan boşluklar onu umulmadık bir keşfe götürüyor. Ve bu arada neler neler oluyor... İşt
Gönül Yonar, mitoloji çalışmalarının bu yeni veriminde, kadın arketiplerinin Türk destanları ve halk anlatılarındaki anahtar vazifesi gören temel karakterleri üzerinden bir tasnife girişiyor ve tarihsel maceramız boyunca değişmeyen bir söylen çekirdeği etrafında, kültürel etkileşimlerin ağında dönüşerek hayatımıza sürgün veren mitsel kökleri irdeliyor. Geniş Türk coğrafyasının yaygın anlatılarından süzülerek gelen alp, bilge, anne, eş, aşık, savaşçı ve yıkıcı kadın imajlarının mitsel devirlerin gölgelerinde
Aynı avluya açılan kapılar ardında bazen teğet geçen bazen de birbirine karışabilen yaşamlar, farklı olsalar da her biri vakti gelince alacakaranlığın serinliğinden güneşin yakıcılığına uyanır. Düriye, Suzan ve Nesibe. Üç kadın, üç sarsıntı, üç uyanış… Düriye’nin zorlu serüveni, Suzan’ın çalkantılı duyguları, Nesibe’nin dingin yaşamı…
Hayattaki temel farkım, bakmayı değil! Görmeyi önemsemek ve sebep-sonuç ilişkisine fazlasıyla önem vermek. Bu kitaptaki her kelimenin seçilişinde bu detay önemlidir. Kavramak yani bakmak değil! Anlamak önemlidir. Üç boyutlu algılamak ve zaman ve diğer boyutları da görebilmek önemlidir. Bu alışkanlık, biyoloji, matematik, fizik, kimya gibi temel bilimler eğitimi almak ve İstanbul kaldırımlarını 60 yıldır çiğnemek, dünyada doğudan batıya 50’ye yakın ülke sokaklarını gezmek, sanatla ilgilenmek, ülkemizdeki
Özellikle resim sanatına, imgelere, görsel kültüre dair yeni bir eleştirel görme biçimi önerdiği GÖRME BİÇİMLERİ (1972) eseriyle tanınan, savaş sonrası Avrupası’nda kuşağının en etkili yazarlarından, sanat eleştirmeni, romancı, ressam, senarist, denemeci ve şair John Berger’ın kaleminden BOLOGNA’NIN KIRMIZI TENTELERİ minimalist üslubuyla şiirsel düşünceleri incelikle resmeden, küçük sürprizlerle dolu bir minyatür kitap: Bellek, resim, mimari ekseninde mekik dokuyan; Berger’ın, kişiliğini ünlü İtalyan ressam
“Büyütücü Mercek: Marcel Proust 1871’in 10 Temmuz’undan doğmuş, 18 Kasım 1922’de 51 yaşındayken ölmüştü. Doğumunun 150. yılında kitap-lık dergisinde bir dosyayla (Temmuz-Ağustos 2021) selamlamıştık kendisini; 2022’de bu kez ölümünün 100. yılında elinizdeki bu kitapla anıyoruz onu. Esinlenerek ama öykünmeden ve alçakgönüllülükle söylüyorum: Proust ve yapıtı hakkında burada yazdıklarım bir ‘gözlükçünün müşterilerine sunduğu büyütücü mercekler gibi bir şey’ olsun, okurlara bir kez daha Proust’u iyice yakından
Warren Buffett: Para Kurdunun Zihninde’de Hagstrom, Buffett’ın bilgeliğini derin bir analize tabi tutarak geniş kapsamlı fikir ve kavramlardan oluşan karmaşık bir mozaiği, bizzat Buffett’ın “Para Kurdu Zihniyeti” dediği düşünce yapısını gözler önüne seriyor. Peki ama “Para Kurdu Zihniyeti” tam olarak ne demek? Bu ifade aslında bir açıdan sermaye tahsisi gibi büyük finansal meseleler hakkında düşünmenin bir yoluna işaret ederken, diğer bir açıdan da günümüzün hızlı kararlar vermeyi gerektiren borsalarında
YENİ KOZMİK ÇAĞIN AYAK SESLERİNİ DUYARKEN FANTEZİ SANDIKLARIMIZ GERÇEK OLABİLİR. OYA SİLİSTRE ÇINAR Oya Silistre Çınar 12/12/1956 Ankara’da doğdu. İlk okul tahsilini Burak Reis İlkokulu ve Turgut reis İlkokullarında okudu. Nişantaşı Kız Lisesinde ve ortaokul ve lise öğrenimini tamamlayıp, Yıldız Teknik Üniversitesini bitirdi. Harita Kadastro Yüksek Mühendisi olup, gerek kamuda gerek özel sektörde mühendislik hizmetlerinde bulundu. Emekli olduktan sonra SPK sınavlarını verip Lisanslı değerleme uzmanı oldu. Ç
19. yüzyıl Amerikan edebiyatının önemli temsilcilerinden olan Kate Chopin, ABD’nin güneyinden çıkan ilk feminist yazarlardan biri olarak kabul edilir; 20. yüzyıl feminist yazarlarına öncülük eden Kate Chopin’in öyküleri, bir yandan kadının toplumdaki ve evdeki yerinin değişmesine yönelik sancıları ve arzuları yansıtır, öte yandan köleliği ve çeşitli kastları içeren geleneksel toplumun bariyerlerinin yıkılarak modern hayatın getirdiği imkânlarla nasıl değişilebileceğinin ipuçlarını verir. On dokuzun
1- (00:00)Biri Sizi Düşünüyor – Sert kapak 2- (01:01) Bugün Adımı Sen Koy – Sert kapak 3- (02:02) Ayçiçeği Karnavalı – Sert kapak 4- (03:03) Dolunayda Açan Çiçek – Sert kapak
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 96-112 / Aktif Sayfa : 7