Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-96 / Aktif Sayfa : 6
Jean Echenoz, Fransızların « Yaşayan Flaubert » dediği dünyaca ünlü bir yazar. Pek çok itibarlı ödülü var. Göl romanında polisiye bir macera üzerinden, kendine has üslubuyla sahici mi alaycı mı belirsiz, çok katmanlı bir hikâye anlatıyor. Hikâyede ince bir mizah da seziliyor. Grand Prix ödüllü roman aynı zamanda polisiye türünün bir parodisi olarak da okunabilir. Arka kapak yazısı : Esrarengiz bir dünyanın sırrını çözmeye çalışan Franck Chopin, hem böcekbilimci hem casus. Banliyölerinin çıkmaz sokaklarından
Çağdaş Gürcü edebiyatının önemli romancılarından olan ve 2019’da Avrupa Birliği Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Beka Adamaşvili, okurlarını sıradışı, eğlenceli ve çarpıcı bir maceraya davet ediyor. Ölüm’ün romanına hoş geldiniz! Bu Romanda Herkes Ölüyor’un başkahramanı, evet, Ölüm’ün ta kendisi! Ama yine Ölüm, bir romanın içinde olduğunun farkında ve üstelik ölüme mahkûm edilmiş karakterleri kurtarmak üzere edebiyat tarihinin en sevilen kitaplarının içine girebilme yetisine sahip! Onu Romeo ve Juliet’i int
Kendine egemen olabilmedeki şaşırtıcı becerisi, düşüncelerini sert bir eleştirmen süzgecinden geçirmesi, her sözünü ölçüp tartarak konuşması söylediklerine bir yargı niteliği kazandırırdı. –İGNATİ NİKOLAYEVİÇ POTAPENKO İnsanlığın geleceğinin güzelliğiyle ilgili sözleri yalnız son yapıtlarına hoş, çekici, hüzünlü bir biçimde yansımakla kalmamış; yaşadığı sürece tüm içtenliğiyle inandığı, üzerine titrediği düşüncelerden biri şekline dönüşmüştü. Sabahları kalkıp bahçede tek başına gülleri budarken ya da rüzgâr
Sahteciliğin art arda yol açtığı insan dramları... Tolstoy, Sahte Kupon adlı bu uzun öyküsünde iki genç öğrencinin üzerindeki rakamlarla oynayarak değiştirdiği bono kuponunun elden ele dolaşarak ne tür kötülüklerin oluşmasına yol açtığını anlatırken aynı zamanda dönemin Rusya’sındaki toplumsal yaşamı ve insan ilişkilerini gözler önüne seriyor. İyilikle kötülüğün çatışmasını, sonunda iyiliğin baskın çıkmasını ve kırsal yaşam dramlarını kendine özgü üslubuyla dile getiren Tolstoy, kötülüğe iyilikle karşılık v
Charlotte Delbo, 1943'te meşhur 24 Ocak konvoyuyla Auschwitz toplama kampına gönderilen 230 kadından biriydi. Yahudi değildi; Fransız direniş hareketi içinde yer aldığı için tutuklanmıştı. Delbo'nun üç kitaptan oluşan ve burada tek cilt halinde sunulan tanıklığı, çekilen ıstırapların ortasında çok ustaca çizilmiş insan portrelerini gün yüzüne çıkarıyor: Aşk ve ölüm, umut ve hayal kırıklığı, dostluk ve çaresizlik gibi izlekler ete kemiğe bürünerek, ölüm kamplarının bir deri bir kemik kalmış tutuklularını
İlk adı “Son Pişmanlık”, sonraki adı “Sergüzeşt-i Ali Bey” olan, daha sonra adı yenilenen İntibah, Türk Edebiyatı’ndaki ilk romandır. “Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle” inceleyen Psikolojik bir eserdir. Oyhan Hasan Bıldırki 30 Mart 2020
Tükendi
Kesin Döneceksiniz kısa ve yoğun, dramatik ve olağanüstü bir hikâye. Bu hikâyede eski bir edebiyat doçenti Refik Çavuş’un işsiz geçen seksen yılına ve bir gününe şahitlik ediyoruz. Novellalarda çoğu kez rastladığımız gibi burada da tecrit edilmiş, dışlanmış ve iletişimsizlik nedeniyle acı çeken yalnız bir kahramanımız var. Refik Çavuş’un hayatındaki belirsizlik ve öngörülemezlik o kadar had safhada ki okur giderek artan bir gerilimin girdabı içine çekiliyor. Nitekim öyle bir an geliyor ki hiçbir şey artık e
Tükendi
Cengiz Dağcı, O Topraklar Bizimdi romanında bizleri yine mahzun Türk ülkesi Kırım'a götürüyor. Bu kez başkent Akmescit'in Çukurca köyüne… Onlar da İnsandı romanından tanıdığımız Çilingir'in oğlu Selim, Kızıltaş sürgününden kurtulduktan sonra Akmescit'te Rus eğitimi almış ve Çukurca köyüne Kolhoz reisi olarak dönmüştür. Toprağına can-ı gönülden bağlı Kırımlı köylüler Rus devletinin baskısından ve Kolhoz teşkilâtından öyle bezmişlerdir ki artık vatanlarından sürgün edilmemek ve hayatta kalabilmek adına sadece
Fatih Sultan Mehmed, Midilli’yi fethedeli uzun yıllar olmamıştı. Türkleri kendilerine en büyük tehdit olarak gören Rodos Şövalyeleri mazlumlara zulmetmeye devam ediyordu. İşte bu şövalyelerin önderliğinde, zenginliğin ve gücün merkezi Akdeniz’i ele geçirmeye ant içmiş yeni bir Haçlı ittifakı Türk varlığını mavi sulardan silmeye kararlıydı. Fatih’in yiğit askerlerinden Yakup Ağa’nın ele avuca sığmayan yaman oğlu Hızır, bu ittifaka karşı vatanını müdafaa etmek istiyordu, ama nasıl? İşlenmeyi bekleyen cevher m
“İnsanoğlunun süratle çok farklı bir yere gideceğini fark ediyor o dakika. Bildiği, yaşadığı şekliyle dünyanın sonunun geldiğini anlıyor. Yeni bir tür insan çıkıyor yerin dibinden. Ölmeyen. Ölümsüz. Açlığının vahşiliği durdurulamaz bir boyuta ulaşmış, utanmaz bir yaratık yükseliyor. Bir çiçek görmek için yerleri tarıyor yürüdüğü patika boyunca. Hiçbir şey göremiyor. Nefes alamıyor.” Ölümü yok sayan insan, ölümsüzlükle karşılaşınca bir şey değişir mi doğasında? Yoksa insan hep aynı insan olarak mı kalır? Gün
Sırların sarmaladığı bir adama âşık olabilir misiniz? Üniversite eğitimi için İstanbul’a gelmiş güzel bir kız; Esin… Beklenmedik bir anda karşısına çıkan gizemli, karizmatik bir adam; Emir… Ancak bu aşk ilişkisi Esin için kısa süre sonra karmaşık bir hal almaya başlar. Emir’de sıradan olmayan özellikler keşfeder. Olaya bir de İstanbul’un Fethi sırasında gökten düşen bir geçit ve kuytularda bekleşen gölge yaratıklar karışınca Esin kendini tehlikeli bir maceranın içinde bulur. Emir’in sırlarını keşfettiği bu
Gurbet’in annesi onu doğururken, babası ise o henüz iki yaşındayken ölmüştür. Evinde kaldığı köy ağası ve ailesi içinse sadece bir beslemedir. Gurbet bir kamyon kasasında kendini okutacak ve bu hayattan kurtaracak Devlet Baba’yı bulmak için yolculuğa çıkar. Devlet Baba’yı bulamadığı Ankara’da küçük Gurbet “Sırma” olur ve bir dilenci çetesinin eline düşer. Daha sonra İstanbul’daki bir fuhuş çetesine satılan Sırma’nın; hayatla, kendisiyle, erkeklerle, geride bıraktığı utanç ve korkuyla mücadelesi başlar. Ve g
 Gecenin Çağrısı (Ciltli)  Defter  Poster  Rozet  Sticker  3 Adet Alıntı Kartı  Ayraç
Tükendi
“Zaman, sıradan olmayan insanlar için ıstıraptır.” İnsan gülü koparırken çiçeğin çektiği acıyı değil, dikenin verdiği sızıyı düşünür. Önce yaralar bırakıp sonra deliliği eleştirmek, bencil insanın lanetidir. Seyahatimiz bilinmeyenedir; toplumun dışına ve özgürlüğe aşina kıyılaradır. Vakit, bizi yoran, endişe veren, anlayamadığımız ve anlatamadığımız ama yine de takılıp kaldığımız tüm kafeslerden kaçmanın vaktidir. Cancağızım, Hadi elini kitaba uzat, gidiyoruz.
“Her gezegenin yıldızı yoktur. Bazıları herhangi bir güneş sisteminde yer almaz. Tek başınadır onlar. Başıboş gezegen denir adlarına.” Kocasının ölümünün ardından, bir yandan galaksimizin ötesinde yaşam bulmaya çalışırken bir yandan da kendi yaşamını baştan inşa etmek zorunda kalan ve bu süreçte yeryüzünde kurulan bağların gücünü keşfeden bir kadının, ünlü astrofizikçi Sara Seager’ın gerçek ve büyülü hikâyesi. Sayısız yıldız ve sayısız olasılıkla dolu gökyüzüne on yaşında vurulmuştu Sara Seager. Yıllarını ö
Sermet Muhtar Alus 1887 yılında İstanbul’da doğmuştur. Babası askeri müze müdürü Ahmet Muhtar Paşa’dır. Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra öğrenimine hukuk fakültesinde devam etmiştir. 1952 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Sermet Muhtar Alus’un 1934 yılında yazdığı unutulmaz romanlarından bir tanesi olan Harp Zenginin Gelini’dir. Eserlerinde eski İstanbul’u anlatmayı seven yazar bu eserinde de dönemin şartlarını çok iyi göz önünde bulundurarak bir ailenin hayatını anlatmıştır. Gelin Suat Hanım’ın ve
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-96 / Aktif Sayfa : 6