Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 67 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
12 Eylül Döneminde Fatsa-İstanbul Hattında Yaşanmış Bir Çile ve Direniş Öyküsü. 12 Eylülün ve sonrasının karanlık günlerinde ailesini bir arada tutmak, kocasına sahip çıkmak, çocuklarını iyi birer insan olarak yetiştirmek için yıllarını vermiş, yoksulluğa, baskılara, işsizliğe ve çıkmaz sokaklara karşı savaşmış bir kadın Sibel. Olabilecek her türden olumsuzluğa direnmiş, asla eğilmemiş, gülümsemeyi asla unutmamış, onurunu ve umudunu hiç yitirmemiş bir kadın Sibel. Sibel bugün, yıllarını verdiği "ailesini
Tükendi
İSMİ GÜL ANA Sessizliğin sırtında koca bir tarih Nasıl olduysa karşıma, İstanbul deniziyle dalgaların çekildiği İstinye sırtlarında yaslandığı kayalarda durur gibi Ağır ve vakur haliyle yüzünde duran, direnme ateşini kaşlarına saklarken Omzundaki dağları indirmeye başladı! Bak kuzum, Akın´ım eğilmeyeceksin, davanın insanlığına, sevgi ve emekle akacaksın Hani toprağın sahibi kokusunu yalnız bırakmıyorsa Hani çocuklar büyüsün diye, katığa yoksulluk yiğitliği eklenir ya, sokağa direnç yüklenir ya İs
Tükendi
MARKSİZM-LENİNİZMİN İLKELERİ IV (Sosyalizm ve Komünizmin Teorisi), Sosyalist ve Komünist toplumun kuruluşunu incelemektedir. Marx ve Engel´sin yaşadığı dönemde dahice bir bilimsel öngörü olan bu teori, bugün, bütün sosyalist ülkeler halklarının eylemlerinin pratik temelini oluşturuyor. Aynı zamanda, yeni toplumun kuruluşunun getireceği sorunlara ve herşeyden önce Lenin´in bu alandaki katkılarına, SSCB, Çin Halk Cumhuriyeti, Avrupa ve Asya Halk Demokrasisi ülkelerinde biriken pratik tarihsel deneyime kitapta
Tükendi
Marksizm-Leninizm, bizi çevreleyen dünyayı doğru biçimde anlamak, gününü gün etme yerine, çağımızın büyük olaylarına bilinçli olarak katılmak isteyen tüm çalışanlar ve ilericiler için önemli bir güç kaynağıdır. Bu eğilimde olan insanların sayısı artık milyonlarcadır ve bunlar her geçen gün çoğalmaktadır. Amaçsız yaşamaktansa, bu tarihsel gelişmede etkin ve bilinçli bir rol almak isteyenlerin giderek devrimci eyleme katıldıkları görülmektedir. Marksizm-Leninizm bu kitleler için paha biçilmez bir yol gösteric
Tükendi
ben dünyayım neden ölecekmişim yalnızlığımla (dedikoducular böyle söylüyor) koyu-sıcak günlerim var daha önümde yirmidört saatler binlerce yıl gidecek ışıklı dakikalar, öldüresiye seviler ben dünyayım bir hiç uğruna yakmam çevremi, insanlarımı savaşlara kızarım, susturuluncaya dek en korkusuz yerlerinden yakalarım, savaşçıları vururum, devrilirler, toprak olurlar ben dünyayım severim insanlarımı, en biçimsizlerini bile benim için çalışırlar, kendilerine sanarak gözlerini açarlar, ağlarlar
Tükendi
Bağımsızlığına kavuşan ülkelerde, emperyalizmin devrimci yönetime karşı en tehlikeli komplosu, yerli uşaklarını kullanarak düzenlediği karşı-devrim hareketleridir. Karşı-devrim hareketleri içinde en cüretlisi, Castro yönetimine karşı, 1961 Nisan´ında CIA´nın organize ettiği Domuzlar Körfezi çıkartmasıdır. Ünhlü yazar Hans Magnus Enzensberger, Amerika´yı terkettikten sonra, Küba´da yaptığı uzun incelemeleri sonucunda, karşı-devrkimcilerin televizyon aracılığıyla dünya kamuoyu önünde yargılandığı Havana Duruş
Tükendi
Kurdu Öldürmek İçin (Para Matar al Lobo) romanının 1940 doğumlu yazarı Julio Travieso, Küba edebiyatının en ünlü temsilcilerindendir. 1967 yılında Savaş Günleri (Dias de Guerra) adlı öykü kitabıyla, Granma Yayınevi ödülünü kazanmıştır. Travieso´nun 1976 yılında yayınlanan bu ilk romanı, Batista diktatörlüğüne karşı savaşan Küba gençliğinin yaşamından bir kesittir. Romanda, mücadelenin ne denli karmaşık ve zor koşullarda verildiği açık yüreklilikle anlatılıyor. Travieso´nun romanını okurken, Küba´da devrim
Tükendi
Önemli uluslararası yankıları olan bu söylev, "13 Mart"ın onuncu yıldönümünde, Fidel Castro tarafından Havana Üniversitesi´nde verilmiştir. 13 Mart Batista diktatörlüğüne karşı verilen savaşta, Başkanlık Sarayı üzerine yapılan saldırının tarihidir. Emperyalist basın ve ABD etkisindeki Latin Amerika gazeteleri, bu söylevi Küba ile Sovyet hükümetleri arasında bir uçurum ve Küba´nın diğer Latin Amerika ülkelerinin "içişlerine karışma"sı olarak göstermek için, ellerinden geleni yaptılar. Söylev, uluslararası Ko
Tükendi
Cüretkar bir hareketin Batista´ya karşı ulusal bir ayaklanmaya sebep olacağına inanan Castro, 125 erkek ve kadınla, adanın ikinci büyük şehri Santiko´da, Moncada askeri kışlalarına hücuma girişti. Saldırı başarı kazanamadı, ama tarihi (26 Temmuz 1953) Castro´nun devrim hareketlerinin çağrısı oldu. "26 de Julio" Duruşması sırasındaki üç saat süren savunması da "Tarih Beni Beraat Ettiirecektir" manifestosu oldu. Castro ve arkadaşları kısa bir süre sonra, cezalarını tamamlamadan tutuklu bulundukları ´Isle of P
Tükendi
2. Dünya Savaşında, Bulgaristan-´ın sınır kapılarını, tam bir teslimi-yetçi tavrıyla işgalci Alman ordu-suna açan faşist yöneticiler, akıl almaz bir acımasızlıkla, direnen yurtseverleri Nazi canavarlarının önüne atmış, ülkenin varını yo-ğunu sorumsuzca düşmana yağmalatmışlardı. Nazi´lerin ve onların işbirlikçisi, faşist kukla yöneticilerin halkın üzerindeki baskıları, insanlıkdışı işkenceleri her geçen gün yoğun-laşmaktaydı. Bu karanlık işgalci güçlere karşı halkın direnmesi fazla gecikmedi; örnek bir dir
Tükendi
Binbaşı Ernesto Che Guevara´nın komutası altında savaşan gerilla birliklerinden dokuz kişilik bir gerilla kolu, Rio Grande nehrinin karşı kıyısına geçerken, Bolivya Ordusunun tuzağına düşürüldü. Onların arasında, içlerindeki tek kadın savaşçı olarak, Tanya da vardı. Tanya, elinde makineli tüfeği, göğsünden vurularak öldü. Henüz yirmi dokuz yaşındaydı. Altı hafta sonra, Che de Bolivyalı askerler tarafından öldürüldü. Tanya, Latin Amerika´da özgürlük ateşini tutuşturmak için hayatını feda eden, kendini devri
Tükendi
Yarım yüzyıllık bir anılar demeti... Edebiyattan politikaya, dergicilikten / gazetecilikten yayıncılığa, sinemadan tiyatroya, danstan / müzikten futbola, Fransa / Bulgaristan / Almanya / Romanya / Yugoslavya´dan orta ve uzak Türkiye´ye Adana / İstanbul / Ankara / İzmir´den Konya / Zonguldak / Urfa / Tunceli´ye yazarlardan artistşere, olaylar ve insanlar... Güzellikleriyle, çirkinlikleriyle dolu dolu bir anılar demeti... (Arka Kapak´tan)
Tükendi
Nazi Ordusunun zulmünün doruğa ulaştığı 1940´lı yıllar. Halk günlük gereksinimlerini bile karşılayamaz bir durumda. Büyük bir acı ve önlenemez bir yoksulluk yaşanıyor. Tüm kötü koşullara ve olanaksızlıklara karşın halk, kadını erkeği, genci yaşlısıyla direniyor. Faşizme karşı direnenler Vatan Cephesi´nde birleşerek faşizmin en karanlık günlerinde özgürlük için umut ışığı oluşturuyorlar. Bu roman o unutulmaz isimsiz kahramanların direnişinin unutulmaz öyküsüdür. Romanın yazarı Mitka Grıbçeva da direnen part
Tükendi
Mayakovski, Vatan, Parti ve İnsanlıktan sözederken, en şefkat dolu kelimleri, yüreğinin artezyen kuyusundan yükselen kelimeleri, gerçek sevgi sözcüklerini seçerek yüksek sesle ve apaçık konuşmuştur. - Louis Aragon- Şafakları ve günbatımlarını sınıflandıran eskimiş şiirsel sistemlerin ortasında, Maykovski nin sesi bir yapı ustası balyozunun parçlayıcı gücüyle haykırır. Şair, halkının kolektif yaşamında, yeni ezgilerin kaynağını bulur. Bugüne dek, bu ünlü şairin insan sevgisi dolu seslenişleri ve parlaklı
Tükendi
Rusya´da 1905´te patlak veren ve ancak 1907´de bastırılabilen ilk devrimden sonra, o karanlık, karışık yıllarda (1907-1917) idamlar, intiharlar salgın şeklini almıştı. Rusya´nın dört bir yanında darağaçları kuruldu. Cellatlar gece gündüz, durmadan çalışıyor, cellat yetişmiyordu. O mahut Schlüsselburg kalesi ve çoğunluğu kale şeklinde olan diğer hapishaneler, mahpuslarla dolup dolup taşıyordu. Çar mahkemeleri ara vermeden çalışıyordu. Ve bir gece geçmiyor ki şafak vakti bir kaç genç insan asılmasın. Binlerc
Tükendi
Bu göğüs göğüse savaşta tek şeyi biliyordu başçavuş: Gerilemek olmazdı. Bu kıyıda, Almanlara bir karış toprağı kaptırmamak gerekiyordu. Ama zor, ama umutsuz, olsun tutunmak, yoksa çiğnerlerdi adamı ve o zaman herşey mahvolurdu. Öyle bir duyguya kapılmıştı ki, Vaskov o an, sanki sırtıyla koca Rusya´yı örtmüş, kanadını ona germişti. Sanki o, Fedot Yevgrafiç, yurdunun en son oğlu, savuncusuydu... Ve o anda dünyada başka kimseler yoktu. Yalnız o, düşman ve Rusya vardı... Yalnız kimbilir nasıl üçüncü bir kula
Tükendi
"...Ne kahraman gençlerdi onlar!.. Boralarda, soğuk ve karanlıklarda ne fedakarlıklar gösteriyorlardı!.. Hayatı ve özgürlüğü candan seviyor ve bunlar için yılmadan savaşıyorlardı!.. "...Analık ne zor, ne zor şey... Yürek çarpıntıları içinde beklemek kolay mı?.. Ne çok beklemişimdir böyle. Aklıma geldikçe, biz anaların sahip olduğumuz sabır gücümüze şaşıyorum şimdi..." "...Oğlum, onu götürenlerden bir karış daha uzundu. Sakin ve geniş adımlarla ilerliyordu. Ötekiler, ona yetişebilmek için koşarcasına y
Tükendi
Biz, bütün savaş boyunca Küba topraklarının belli bir bölümünde savaştık. O nedenle, başka yerlede gerçekleşen çarpışmaların ve eylemlerin tanığı değiliz. Devrimci savaşa katılan herkesin anlatacaklarını kolaylaştırmak ve anıların açık bir biçim almasını sağlamak için, Fidel´in de katılmış olmasına karşın, şansımızın pek iyi gitmediği Alegria de Pio´daki ilk çarpışmamızla başlayabiliriz.
Tükendi
-...Elbette büyük ve tehlikeli iş ! Sana şunu da söyleyeyim, yalnız polisten değil, herkesten korunmalısın. Kimseye birşey söyleme. Babana da, en yakın dostuna da söyleme. Çünkü bu yaptığın iş, en ciddi parti sırrıdır. Ve parti sırrını ele veren her insan parti önünde, arkadaşları önünde ve bütün Bulgaristan halkı önünde iki kat suç işlemiş olur. Seni darağacına dek çekseler, parti sırrını yine korumalısın. Kimseye birşey sorma ve kimseye de birşey söyleme. Seni parça parça etseler bile susmalısın !"
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 67 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3