Gerilla yaşamı boyunca gözlemlerini bir günlüğe not etmek, Che´nin alışkanlığıydı. Sarp ve engebeli yollarda, nemli ormanlarda uzun yürüyüşlerden sonra, sırt çantalarının, silahlarının, cephanelerinin ağırlığı altında ezilen adamlar, bir dakikalık molalarda dinlerirken, ya da yorucu bir günün sonunda, kamp kurmak için yukarıdan emir aldıklarında, Che´yi (kübalılar baştan beri ona sevecenlikle böyle diyorlardı), küçük bir cep defteri çıkarıp doktorlara özgü okunaksız yazısıyla izlenimlerini yazarken görürler
Silvanın Arı köyünde şöyle ya da böyle mutlu bir biçimde yaşıyormuş, Sezer ailesi...
Birgün, "Ya korucu ol, ya terket burayı." Demiş. Birileri onlara... Sezerler korucu olmanın günahını omuzlarına almamak için, köylerini terk etmişler... Önce Muşa göçetmişler. Muş onların karınlarının doymasını sağlayamayınca, "Batı Türkiyede insanlar daha insanca yaşarlar." Diye yine denklerini vurup sırtlarına, "Ver elini Bursa," demişler.
Bursa büyük kent. Türkiye gibi geri bırakılmış ülkelerde, özellikle büyük kentler
"ŞARKILARIYLA, ŞİİRLERİYLE, YAZILARIYLA"
YAŞASIN! İLHAN SELÇUK! KALEMİ VE SENFONİSİ! DEDİLER..
Yar yayınları´nın yaratıcı sanat adına ülkenin gündemine sahip çıkarak hazırladığı çalışma yeni bir ilk´e imza oldu.
Ayla Algan´dan-Esin Afşar´a,
Bilgesu Erenus´tan-Akın Ok´a,
Timur Selçuk´tan-Ünol Büyükgönenç´e,
Turgut Özakman´dan-Yusuf Ziya Bahadınlı´ya,
İlyas Salman´dan-Öner Yağcı´ya,
Berç Toroser´den-Ekrem Kahraman´a,
Handan Kaynakgöz´den-Hülya Tozlu´ya,
Nurdan İpek´ten-Leyla Şahin´e,
Muzaffer Akyol´dan-A
Elinizdeki kitapta, Daha önce Yayınlarımız arasında Süt Kardeşler adlı romanı yayınlanan, Mahir Ulaş Yeşilin yedi hikayesini bulacaksınız. Yazar Evsahibinde, çağdaş bir anlatım ustalığı içinde, dramatik öğeleri ağır basan öykülerini sergiliyor.
Kitap, Mahir Ulaş Yeşilin ilk öyküsü olmakla birlikte yeteneğini ortaya koyan ve 12 Eylül karanlığında, yurtdışına çıkmak zorunda kalan arkadaşına yardıma çalışan fedakar bir gencin yaşadıklarını anlatan Vasiyet ile başlıyor. Evsahibinde, güçlü bir hikaye örgüsü iç
Yoldaşlar,
Yaklaşık olarak yirmi yıl önce, 18 Ekim 1967 de, yoldaşımız Ernesto Che Guevara´nın onuruna Devrim Meydanında çok büyük bir kabalık olarak toplanmıştır. Ne zor, ne acı günlerdi onlar ! Vado del Yeso´da, Yuro Koyağındaki gelişmelere ilişkin aldığımız haberler arasında, Che´nin savaşta düştüğü, basın ajansları tarafından bize bildirilmiştir.
Türkiye Proletaryası´nın yazarı A. Şnurov, ekonomi politik ve Türkoloji öğrenimi yaptıktan birçok kez Türkiye´de bulunmuş, daha sonra Sovyetler Birliği Bilimler Akademisine bağlı Asya Ülkeleri Enstitüsünün akademik kadrosunda yer almıştır.
Şnurov´un Türkiye Proletaryası bu önemli incelemesi, gerek Jön Türk iktidarı, gerekse Kemalist iktidar sırasında, Türkiye´nin sosyo-ekonomik yapısını, burjuvazi yaratma ve yabancı sermaye ile bütünleşme çabalarını; bu kapitalistleşmeye paralel olarak işçi sınıfının gelişm
"Ölüm Orucu Savaşçıları, 69 gün süren eylemleriyle dünyayı Türkiye ve Kürdistan´dan sarsmıştır; sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya yaratma mücadelesinde tahmin onurlu sayfalarında yerlerini almışlardır. Onlar; sıradan bir yaşamın değil, büyük ideallerin insanlarıdır. Ancak büyük düşünenler anlamlı bir yaşamın sahibi olabilirler. Ölüm Orucu şehitleri, insanlık tarihinin tanık olduğu tüm özgürlük savaşçılarının devamcısı oldular. Bu kitap, her anı eylem olan bu büyük direnişte şehit düşen Aygün, Berdan, İlgin, H
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.