Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Recaizade Mahmut Ekrem, edebiyatımızın yenileştirilmesi gerektiğine inanan bir sanatçıdır. Bu sebeple bütün çalışmalarını bu doğrultuda ortaya koymuş ve kendinden sonra gelen nesiller üzerinde etkili olarak onları yönlendirmiştir. Ancak onun asıl iddiaları, şiir konusundadır. Tiyatro, yazarın en iddiasız uğraşı alanı olarak görülmektedir. Afife Anjelik, daha çok devrin tiyatroya olan eğilimleri dolayısıyla yazarı tarafından bu yolda denenmiş bir çelışmadır. Eser, edebiyat tarihimizin öncü birikimleri arasın
Tükendi
Kızcağız küçükken sağ kolunu değirmenin çarklarından birine kaptırmıştı. Şimdi onun yerinde şalvarının beline iliştirilen boş bir gömlek kolu sallanıyordu. Ve bu onu diğer insanlardan ayırıyordu. Düşünebilir misin, güzel bir kızın bir kolu olmazsa bu ne demektir? ... Acı acı güldü, "Ağam." dedi. "Ben senden noksanım, bana sadaka mı veriyorsun?" ... Onu nasıl sevdiğimi anlattım: "Bana kolunun yerine kalbini veriyorsun." dedim. "Bir kalp bir koldan daha mı az değerlidir?" Değirmenin öbür başına, çarkların v
Fakat içimde öyle bir şeytan var ki... Bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş... Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız... İçinde, şeytan dediğin o şeyin, en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun?.. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir. Kız ne bilsin? Benim ne çirkef olduğumu, ne haltlar karıştırdığımı, ne tehlikeler atlattığımı nereden bilsin? Her suçlu ruhlu insan gibi ben de kuruntularımın oyuncağı olmaya başlıy
Yaşı daha yirmi sularında idi. On beş senelik oturak avratlarından güzel oyun oynuyor, bütün türküleri, en zorlarını bile gözünü kırpmadan söylüyordu. Bir yanık sesi vardı ki... Bu ses için ismi Gramofon Avrat olmuştu. Asıl adı pek bilinir değildi. İçeriden keskin bir kadın sesi çınladı: "Amanın Murat yetiş, beni vurdular!" Murat yavaşça ceketinin cebinden iri nagantını çıkararak oradakilere doğru sıktı; onlar, nereden geldiğini anlamadıkları bu ateşten şaşırdıkları sırada çabucak kadını yakalayıp dışarı fı
"Yirminci yüzyılın düşlemsel edebiyatında bir başyapıt" Sürrealizmin öncülerinden Philippe Soupault, Modern İran Edebiyatının kurucularından Sadık Hidayet'in 1936'da Bombay'da yayımladığı başyapıtı, "Kör Baykuş" için bu nitelemeyi kullanır. Gerçeküstücülüğün babası André Breton'un "Başyapıt diye bir şey varsa o da budur" sözleriyle nitelediği bu kült roman karmaşık bir yapı ve anlam ağının üzerine kurulmuştur. ".....bir servi ağacı ve altında Hintli Yogiler gibi çömelerek oturmuş, kamburlaştırdığı om
Tükendi
Elinizdeki bu kitap, kapitalist bir ekonominin işleyişinde para, finans ve kriz konularına farklı bir paradigma ile yaklaşan Post Keynesyen para ekonomisi literatüründe reel veparasal analizlerde paranın rolü; içsel para arzı yaklaşımlarının temelini oluşturan Gerçek Senetler Kuramının tarihsel gelişimi; Keynes´in para arzının içselliği üzerindeki görüşleri; Post Keynesler arasında tasarrf-yatırım ilişkisi üzerindeki tartışmaları; para arzının içselliği ile parasal ve kurumsal sistemlerin gelişme aşamaları
Tükendi
Sadeleştirenler Prof. Dr. Lütfullah Cebeci Prof. Dr. Sadık Kılıç Doç. Dr. Orhan Atalay
Tükendi
... Önümüzdeki yüzyılda bilgisayarların ve robotların insanın günlük hayatına daha çok girmesiyle insanoğlu zamanını nasıl değerlendireceğinin hesabını yapmaya çalışacak ve psikolojik bir buhrana sürüklenecektir. Bu durumda insanların önüne çıkacak başlıca faaliyetler din, eğlence, spor, gezi ve sanat olacaktır. Eğer müslümanlar yakın geçmişte olduğu gibi o günlere karşı hazırlıksız yakalanırsa İslam dünyasının problemleri daha da şiddetlenebilir. Bu tesbitlerden yola çıkan Prof. Dr. Nusret Çam, elinizdeki
Özellikle bu günkü eğitim sistemimizde yetişen gençler, eğer aileden ve okul dışından manevi bir destek almamış ise, yani dini konularda tamamen boş olarak lise ve üniversiteye devam ediyorsa, inançsız, hatta -her nedense- kendilerini İslama saldırmaya adamış bir takım öğretmenler ve akademisyenler tarafından bir inkar bombardımanına tutuluyorlar. Yeterli bilgileri olmadığı için de bu bombardımandan kurtulamıyorlar. Bu saldırılarda halen en çok kullanılan unsurlardan biri felsefedeki "kötülük problemi"dir.
Üniversitelerin Türk Dili ve Edebiyatı; Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği ve Türkçe Öğretmenliği bölümlerinin hem lisans hem de lisansüstü programlarında okutulan Eski Anadolu Türkçesi dersinin içeriğine göre hazırlanmış olan bu kitap, bir ders kitabı niteliği taşımaktadır. Kitapta, Eski Anadolu Türkçesinin gramer özellikleri tarihî Türk lehçeleriyle karşılaştırmalı olarak işlenmiştir. Kitap, bu özelliğiyle saha ile ilgili diğer çalışmalardan farklılık göstermektedir. Bu kitap, genel anlamda üç bölümden o
Anlatmaya dayanan türlerden biri olan halk hikayeleri, Türk dünyasının hemen hemen her tarafında bilinmektedir. Doğu Türkistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Türkiye Balkanlar silsilesinde, bu türün en kuvvetli olduğu yer şüphesiz Azerbaycan ve Türkiye´dir. Bu çalışmamız halk hikayelerinin motif ve tip kataloğunun iskeletini meydana getirebileceğine inanılmaktadır. Sözlü kaynaklardan derlenen yeni hikayeler; yazma ve matbu metinler ve başta Azerbaycan olmak üzere diğer Türk
Tükendi
Sadece tarihçilerin değil, edebiyatçıların da yakın alâka gösterdiği İstanbul'un fethi ve Fatih konusu, Tanzimat'tan itibaren Meşrutiyet'e, Cumhuriyet'ten, Çok Partili Dönem'e ve 1980'den 2000'lere kadar uzanan bir çizgide pek çok tarihsel romana malzeme olmuştur. Yüz elli yıllık süreçte, popüler kültüre ve hamasete yönelik olanlarından, fethin karanlık noktalarını aydınlatmaya yönelik olanlarına kadar pek çok roman kitapçılardaki yerini almıştır. Her yazar, yaşadığı çağın tarih ve kimlik algısına göre, in
Tükendi
Mustafa Kutlu hikâyeciliğini karşılayan pek çok anahtar kelime vardır. Modernizm, gelenek, yabancılaşma, kentleşme, göç, tabiat, dava, arkadaşlık, vefa, din, tasavvuf ve ahlâk bunlardan ilk akla gelenlerdir. Bu kavramların hepsi de elbette hakikatin bir cephesine denk gelmektedir. Ancak bunların arasında bir tanesi vardır ki diğerlerinin üstünde bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır: Ahlâk. Kutlu, bir hikâyesinde neyi anlatırsa anlatsın, orada mutlaka bir ahlâk kaygısı vardır. Ahlâkın önemi, kaynakları,
Tükendi
Bu kitap, Prof. Dr. Hatice Şahin'in yıllar içinde yazmış olduğu yazılar ve sunmuş olduğu bildirilerin bazılarının bir araya getirilmesiyle oluşmuştur. Kitaba dâhil edilen yazılar genel olarak; Tarihi devirler, Türkiye Türkçesi, Türkiye Türkçesi Ağızları ve Terimler-Atasözleri-Deyimler başlıklarıyla dört bölümde verilmiştir. Kitapta yer alan yazıların hazırlanmalarından sonra ele alınan konularla ilgili yeni çalışmalar yapılmış olsa da bir araya getirilen bu yazıların okuyucuya katkı sağlaması hedeflenmiştir
"Taklit ve temsil, çocukların tabii ihtiyaçlarındandır" anlayışı doğrultusunda üretilen ve sahnelenen mektep temsilleri literatürüne önemli katkı sağlamış olan Zeliha Osman Özen'in Osmanlı Türkçesi ve Latin harfleri ile yayımlanmış on iki piyesi bu çalışmada bir araya getirilmiştir. Zeliha Osman'ın mektep piyesleri, sadece erken Cumhuriyet döneminin toplumsal olayları, eğitim politikaları, vatandaşlık ve ahlak anlayışı gibi farklı unsurlarının yansımalarını taşıdıkları için değil, bir kadın yazar tarafından
Tükendi
1920'li yılların popüler hikâyecisi Mustafa Remzi, bir yandan sürükleyici olaylar anlatırken bir yandan da toplumsal değişmelere ışık tutar. Onun hikâyeleri ucuz, periyodik, kısa ve popüler içerikleriyle öne çıkar. Mustafa Remzi'nin hikâyelerinde kadın-erkek ilişkilerinin değişen yönü, ekonomik sorunların aile hayatındaki olumsuz etkileri, İstanbul'un bar, pastane, lokanta gibi eğlence ve buluşma mekânlarının özellikleri, dans, çay partileri, sinema gibi modaların yaygınlaşması ve bütün bunların gençler üze
Bir gazeteci, şair, yazar ve çevirmen olan Selami İzzet Sedes'in farklı kaynaklarda karşımıza çıkan yazıları ve çalışmaları göstermektedir ki kendisi tiyatro araştırmaları, tiyatro eleştirmenliği ve Türk tiyatrosu tarihçiliğinin gelişimi bakımından yirminci yüzyılın başındaki öncü isimlerden olmuştur. Tiyatro yazılarının büyük bir çoğunluğu daha önce kitaplaştırılmış olan Sedes'in kaleme aldığı tiyatro oyunları Teselli, Üçüzler ve Nazlı ile Annesi ise ilk kez bu yayın ile biraraya getirilmiştir.
Tükendi
"En iyi kitaplar, insana zaten bildiği şeyleri söyleyen kitaplar oluyor." İnsanın tüm hayatının, zihninin, hatta ruhunun bile her an, her yerde gözetlendiği ve denetlendiği bir dünya. Varlığı meçhul, ancak asla bitmeyeceği kesin olan bir savaş. Bireyin, özgürlüğün, hatta nesnel gerçekliğin varlığını reddeden bir toplum. Ve bu toplumun yaşadığı katıksız akıl tutulması karşısında kendisinin zırdeli olduğundan şüphelenen çaresiz bir adam. 1984, yaptığı tahminler kimi zaman ürkütücü derecede gerçeğe yakın çıka
Tükendi
George Orwell'in Kasım 1943 - Şubat 1944 arasında kaleme aldığı Hayvan Çiftliği Romanı sembollere dayalı bir kara mizah romanıdır. Roman sadece kaleme alındığı çağa değil, bütün çağlara seslendiği için dünya çapında ilgi uyandırmış ve bu ilgi azalmadan devam etmiştir. Orwell akıllı domuz İhtiyar Reis, Snowball, Napoleon ve Squealer karakteriyle aklın hem iyi hem kötü yönde kullanılmasının sonuçlarını okura çok güçlü bir şekilde hissettirmektedir. Ayrıca çalışmayı temsil eden beygir Boxer ve Clover, felsefi
En başta çocuklar ve gençler olmak üzere, neredeyse bütün insanlığın teknolojik ve dijital bağımlılığa yakalanmak üzere olduğu bir çağda yaşamaktayız. Geliniz bu fütursuz gidişe dur diyelim! Henüz vakit varken teknolojiyi, olması gereken konumda tutarak insanı, tüm canlıları, doğayı ve tümüyle dünyamızı koruma noktasında hepimize görev düşmektedir. Elinizdeki bu çalışma, teknolojik bağımlılığa dikkat çekmek, bu noktada bilinç oluşturmak ve katkılar sunmak üzere hazırlanmıştır. Amacımız; teknolojiyi olması g
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4