Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 40 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Ağlayamamak diye bir dert de var işte! Başına gelenleri her daim içine atabilenlere ve hayatın kötü oyunlarına karşı muzipçe büyük roller yapabilenlere özgü bir dert... Bu, insanı daha güçlü daha cesur yapabilir. Aynı yerlerde ayrı masalarda, aynı yollarda ayrı duraklarda olduğumuzu unutmak çok acı olsa da... İşte yine tren senin durağından geçiyor, öyle canım acıyor, zorluyorum kendimi ama ağlayamıyorum." Ali Karakaşlı, ilk eseri ?İçimdeki Kuşları Vurdular"dan sonra ilk öykü eseriyle ?ağlayamayan kahram
Tükendi
?Gitmeliydim. Peki, nereye? Nefes alamıyordum. Gitmeliydim. Hangi düşünce ve eylemlerle ne zaman oraya koyduğumun farkında olmadığım bavula bakıyordum.Yatağımın üstündeydi. Açık ve boş... Kapattım hızlıca, yavaşça çektim fermuarını. İçinde senin nefesin yola çıktım..." Boş bir bavulla çıkılan bu yolculuk, onca yüzsüzün yanında kendi yüzünü de unutan kahramanımıza eşsiz bir armağan verecektir: FARKINDALIK Müzik, kitaplar ve sanatın eşlik ettiği bir nefeslik bu yolculukta, inanmakta zorluk çektiği Tanrı'nın k
Tükendi
İyi olanların iyi oynayanlar karşısında mağlup olduğu bir dünyaya baş kaldırmak ?isyan" değildir. Çünkü baharda çiçek açmak âdetten, zemheride kardelen olmak asaletten sayılır. Yaptığım iyiliği hak etmeyenler var." diyerek iyilik yapmaktan vazgeçen iyiliği hak etmez. İnsansa yapar. Kartal konmuyor diye şahikalar boş mu kalır, göz görmüyor diye karıncalar aç mı kalır? Öyleyse mataramız kavruk çöllerin de susuzluğuna talip olmalı. Çölün ateşini söndüremeyiz belki, bu doğru! Kurumakta olan fidana bir damla s
Tükendi
?Orta Doğu'nun başkenti neresi?" diye soracak olursanız vereceğim cevap şüphesiz:?Orta Doğu'da kültürlerin, çıkarların ve petrolün kesiştiği bir vilayet." olacaktır. Bu kitapta,Sanayi Devrimi'yle birlikte en önemli ham madde hâline gelen petrol ve kutsal olarak nitelendirilen bu topraklar için verilen mücadelede; kullanılan örgütler, faili meçhuller, darbeler, Gladio-Jitem ilişkisi, devlet-mafya ilişkileri,kontrgerilla, Kürt sorunu, ABD'nin Orta Doğu politikaları, Çekiç Güç ve Türk dış politikası başlıkları
Tükendi
İstemek neydi? Olacak olanlara kim karar verirdi? Adalet diye bir şey var mıydı? Varsa o zaman neredeydi? Ve ?zaman" nasıl bir mefhumdu ki adına saat denen aletle somutlaştırılmasına rağmen bu kadar izafi olmayı beceriyordu? Sonra sevmek, bu kadar zor mu olmalıydı? Bunlar ve bunlar gibi birçok soru yığınlarının altında ezilen birinin hikâyesi bu. Nazlı'nın hikâyesi. Hiç hedeflediği noktada olamadı Nazlı. Ya bir adım önünde durduruldu ya da bir adım gerisine itildi. Fakat yılmadı. Bir köşeye sinip oraya yı
Tükendi
Kalemin kâğıda olan aşkı, sahip olduğu mürekkebi kadardır sevgilim... Hâlbuki benim sana olan aşkım, içimdeki şairin cümleleri kadardı. Nerden bile bilirdim ki bir gün seni yazacağım... Nerden bile bilirdim ki bir gün yazdığım bir şiire âşık olacağım! Bazen insan hiç bilmediklerini de yazabiliyormuş sevgilim... Ahengine kapıldığım bir kafiyede dolaşırken, ansızın sen çıktın karşıma... Beni sen şair ettin demiyorum ama ??Yazdığım En Güzel Şiirdin Sen'' aslında... ?Kaleme alamayıp, Kâğıda sığdıramadıklarımız
Tükendi
"Evet, ben, cılız, zayıf, eksik ve kusurluyum... Ne gücün sadık kölesiyim ne de yetke sahibiyim!.. Aslında en soylu, en onurlu benim!.. "Sağlam beden" ile ?meta fetişizminin" bozduğu değilim!.. Bu da değerimi belirliyor benim... Sağlamlık, beni "anormal" olarak görüyor ya!.. Ben bunu lütuf olarak alıyorum... Çünkü baskın bir grubun içinde değilim... Onu bunu dikizleyip bir ad takmıyorum... İktidar soytarılarına ruhumu satmıyorum... Hem alışılmamış şeyler iyidir... Bence, uygunluk denilen ilaç ona iyi gelir
Tükendi
Dokunmaya kıyılamayacak kadar güzeldi ağlayışı. Sessizce, usul usul... Bir süre ayakta seyrettim. Sonra gidip oturduğu kayanın boş kısmına, hemen arkasına iliştim. Arada iç çekişlerinin sesi geliyordu. Onu hiç böyle görmemiştim. Bir yandan önce sargılarından kurtulacak gözlerimle dünyayı yeniden görme arzusu, diğer yandan ya sonuç başarısız olmuşsa endişesi duyuyor, gözlerimi açmak istemiyordum. Yanlarından kavradığım mektup; bu karmaşık duyguların deli gibi bir uçtan diğer uca koşuşu ile sarsılıyor, bu
Tükendi
Azrail'im Mona'm, Bütün vücudum ve ruhumun sahibi bana hükmeden kadın. Ne kadar acizim bu aşk karşısında ne kadar bedbaht. Her bir hücreme kadar sen varsın içimde. Aşkın bir hastalık gibi sardı beni. Düşünemiyorum senden öte hiçbir şeyi. Konuşamıyorum sadece yazıyorum.Neden bana çektirdiğin bu azap? Hem uzağımda hem yakınımdasın. Beynimi kemirip duran bu sevgi niçin? Bir insan hem mutluluğu hem mutsuzluğu yaşayabilir mi? Hem sevip hem nefret edebilir mi? Kurtar beni sana yalvarırım. Saatlerdir yanıma oturu
Tükendi
Bir insan hayatında kaç kere ölebilir ki? Üç? Beş? Yedi? Saymakla biter mi acaba? Âlemi gözüyle gördüğünden ibaret sayanlar ve ona sımsıkı sarılanlar sadece bir kere ölüler. Çünkü göz onların ölümünü bir kere görür. Aslında onlar bu dünyadan ayrılma korkusuyla kendi ruhlarını en başından öldürdüler. Bir de bu âlemde gözüyle gördüklerine pek fazla itibar etmeyenler vardır ki, onlar her gün ölürler. Ölmeden önce ölürler. Atıldıkları bu yeryüzünden, hapsedildikleri ten kafesinden her gün kaçmak isterler de ba
Tükendi
Sen, yoklukta daha bir belireceksin. Kimse yokken, Hiçbir şey yokken, Hayat yokken, Belki anlamlanacak, yeniden yaşamak. Belki yeniden doğacağım. Günler, hasretinledir şimdi. Günler, gurbetinle. Sen ki bazen damarlarımda, Bazen hiç olmayan yanlarımda... Yürek ezgisisin. Sevda dallarının meyvesisin. Ben, yolcusuyum engin vadilerin. Her kaya dibinde yorgun, Her pınar başında susuz, Alnımda ter boncuk boncuk... Zahirle batın arasında. Bengisu, sen ak damaklarından damarlarına doğru, Peygamber çiçeğinin göğ
Tükendi
Dizeler kanatlandı içimden, kuşların özgürlüğünden bir pay alıp şiirler yazıldı ve Cümlelerin gökyüzünde uçtular. O vakit Hisler vuruldu, kuşların kanadına takılmış bir ben uyandı... içimdeki kuşları vurdular çocuk da değilim artık! eteklerimde takılı kaldı uçurtmalar çocukluğum ağladı ardımdan ben ağlamadım ellerimden uçtu gitti gökyüzü ne artık ruhumda gökkuşağı tenimde kurumuş gül kokusu çocuk da değilim artık! oysa biraz daha kalsam seninle büyüyecektim kuşlar uzak kalmışlığım kimse yakınım olama
Tükendi
İki ayrı dünya... İki ayrı ülke... İki ayrı hayat... Ve birlikte atan iki ayrı kalp... Zülal, kendini tekrar bulabilmek için ülke değiştirmişti. Ama kendisini bulmak yerine, yeniden kaybetti. Ethan ise ruhunu bulmak için bir maskenin ardına bürünmüştü. Ruhundaki iyiliği, hırçınlığı ile savuruyordu. Ta ki Zülal ile tanışana dek... İki kayıp ruh, aynı adreste buluşmuştu: Aşk... Ethan'ın kapısını çalan aşk, hayatını kısa sürede değiştirecekti. Ama öngöremediği bir şey vardı; kızın kalbi kırıktı ve en az bir k
Tükendi
Eğer göründüğü gibi değilse cümleler belkide onları yeniden inşaa etmek gerekti. Noktayı sevdim, virgül canımı acıttı, hele üç noktaya hiç dayanamadım. Benim, sokağına adım atacak kimsem de olmadı..Belkide buruşturulmuş bir kader yolculuğunda, bu yüzdendi serüvenimin darmadağınlığı. Unutmuş muydum ya da adı mı yoktu da seslenemedim bilmiyorum.Oysaki sayıklamadım da ben bir şarhoş gibi. Acele mi ettim dersin içimdekiler için? Erkenci olmak neyse de, ya geç kalmak varsa işin ucunda....Peki ona ne demeli?
Tükendi
Yağmurlu bir akşamın sabahı gibidir hayat, Ama her şey hayat değil, gerçeği memat. Terki diyar etmeli bu hayattan, Yoksa kurtuluşun yoktur bu ziyandan. Nasıl ki mahşerden ötesi yoksa Yoktur bu dünyanın da dibi altın varak da olsa. Dünya malı kıymetsiz bir altın Bozdursan da kalmaz sana tahtın. Bizler âcizane bir kuluz, Bugün varız yarın belki yokuz. Değer verme dünyaya kandırır seni Sen iyisi mi hak yolundan ayırma kendini.
Tükendi
Sen aslında olduğunu sandığın kişi değilsin. Ne yaşadığın çocukluk ne hatıraların, biriktirdiğin pullar ne de okuduğun okul... Hiçbiri gerçekte yoktu. Ne işin ne araban ne de arkadaşların gerçekten var. Eğer sen geri plandaki yapıyı fark etmezsen o zaman hayatın normal akışında devam eder. Eğlenceyle, bağımlılıkla geçirdiğin, hiçbir şeyin farkında olmadan kendin olarak yaşadığını sandığın, beynine bir program olarak indirilmiş hayatına devam edersin. Eğer geri planı fark edersen işte o zaman her şey değişi
Tükendi
Yirmi bir adet birbirinden bağımsız öykü. Öyküler arası yol aldıkça göze çarpan, genel bir kafa karışıklığı ve kararsızlık. Kısacası genel bir huzursuzluk: Rahatsızlık. İnsanın ilahi güçlerle mücadelesi, kötü sonların da tebessümle karşılandığı bir dünya. Zaman zaman şiirsel, anlatıcının ara ara yer değiştirdiği, birinci tekil şahısla üçüncü tekil şahıs arasında belli belirsiz kaymaların olduğu, belli bir düzende ilerlerken kesin ve sert bitişlerin olduğu bir tarz. Gerçekle hayalin sürekli yer d
Tükendi
IQ
Yaşadıkları sadece bir başlangıçtı. Neden sonuç ilişkisi üzerine kurgulu değil miydi yaşam? Her savaşın, her cinayetin, her yıkımın, her var oluşun açıklaması bir nedene bağlı değil miydi? Bütün bu öğrendikleri karşısında sadece susmuştu. Onun dışındaki herkes bu projenin bir parçasıydı. Beyni bu kaostan kaçmak isterken her defasında ya inkâra ya kabullenişe çarpıyor ve Vera'nın üzerindeki hükmünü kaybediyordu.
Tükendi
Söyle gönül! Bir kızıl gülün Bir çift göze Aksedişine mi vurgunsun? Yoksa gülün Seni sancıya Düşürmesine mi? Söyle gönül!
Tükendi
Dünya ve Türk tarihinde isimleri unutulmayan karakterlerin ölmeden önceki yaşantılarını merak ediyor musunuz? Yaptıklarıyla yaşama damgasını vurmuş, herkesin sıradanlığından sıyrılıp adını âdeta tarihe kazımış isimlerin son demlerinin yüzeysellikten uzak, uzun araştırmalara dayanan en ince ayrıntılarını okurken gerçek bilgiyle yüzleşmenin ayrıcalığını tadacaksınız. Onlar: İnsanlar arasından seçilmiş farklılıkları olan kişilerdi. Onlar: Hayatlarını diğer insanlardan farklı yaşadı. Onlar: Amaçlarıyla, hedefl
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 40 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1