Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 117 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Sosyoekonomik gelişmeyle ilgili değişkenlerin belirlenmesi ve kavramın ölçülmesi sadece gelişmekte olan ülkelerin değil gelişmiş ülkelerin de gündemini meşgul eden bir konudur. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından her yıl yayınlanan İnsani Gelişmişlik Endeksi, bu alanda en yaygın kullanılan ölçüm metodudur. Sağlık, eğitim ve gelir değişkenlerini temel alan endeks, hayatın ve refah kavramının çok boyutlu ve karmaşık yapısını doğru bir şekilde temsil edemediği noktasında bazı eleştirilere maruz ka
Elinizdeki bu kitap, içinde bulunduğumuz medeniyet coğrafyasında yaşayan ve düşünen zekâların yüz yılı aşkın bir süredir tartışageldiği iktisadi meseleleri konu edinmektedir. Fransızların 20. yüzyılda yetiştirdikleri en büyük tarihçilerden Fernand Braudel, “İktisadi ve sosyal meselelerle ilgili bir konuda hüküm verebilmek için o meseleye en az iki yüz yıl, daha iyi anlamak için üç yüz yıl, daha da iyisi için dört yüz, hatta beş yüz yıl geriden bakmak gerekir.” der. Buna karşın bu coğrafyada yetişmiş kimi dü
Yaratıcı şer‘î uygunluk, şeriatın lafzına uyan ancak şeriatın amaçlarına uygun olmayan olarak tanımlanabilir. Alkhamees bu çalışmasında Suudi Arabistan ve Birleşik Krallık’taki düzenleyici yaklaşıma odaklanarak İslami finans sektöründeki yaratıcı şer‘î uygunluk konusunu ayrıntılı olarak incelemiştir. Ayrıca yaratıcı şer‘î uygunluğun İslam hukuku için yeni bir olgu olup olmadığını, şer‘î uygunluk tartışmalarında hîle kavramının yerini ve kullanımını tartışmıştır. Yazar, günümüzde İslami finansta en çok
Sosyal bilimlerin bölümlere ayrılmasından önceki entelektüel faaliyetler, entegre olmuş bilimsel sistem biçimindeydi. Politik ekonomi; ekonomik olduğu kadar toplumsal, ahlaki ve felsefi meselelerle ilgili böylesine entegre bir bilgi temelini ifade ediyordu. Modern gelişmelerle birlikte, politik ekonominin yerini alan ekonomi bilimi, ekonomik analizi diğer bileşenlerinden ayırmış ve asıl konuların entelektüel gücünü ortadan kaldırmıştır. Kısmi bir analizle ekonomik konuları ele almıştır. Kapitalizmin böyl
Fintech, finans ve teknoloji dünyasını dönüştürmekte ve aynı zamanda bu alandaki gelişmelere öncülük etmektedir. Fintech sadece geleneksel finans sektörünü dönüştürmekle kalmamış, aynı zamanda İslami finans piyasasını da önemli ölçüde etkilemiştir. Alam, Gupta ve Zameni tarafından kaleme alınan bu eser, okuyucuya fintechlere genel bir bakış, fintechlerin finansal sektörü dönüştürmedeki rolü ve İslami finans piyasasındaki fintech uygulamalarının ayrıntılı bir içgörüsünü veren kapsamlı bir ça
İnsan merkezli tasarım teorileriyle kentsel mimari, sosyoloji ve yazılım gibi birbirinden farklı alanları etkilemeyi başaran Christopher Alexander, dokuma halıları “olağanüstü yapılar” olarak tarif etmektedir. Alexander, Türk halısını ise “öğretmen” olarak niteler. Yazara göre, Türk halılarında görülen güzellik ve birlik, halı dokuma tarihinde hiçbir zaman aşılamayacaktır ve Türk halısı daima zirveyi temsil edecektir. Ona göre Türk halısı, dokuma alanında, Bach ve Mozart’ın müzik dünyasında işgal ettiği düz
20. yüzyılın başlarında Türk modernleşmesi için en çok Japon modernleşmesi örneği kullanılmıştı. Değişimi, kendi kültürlerine bağlı kalarak gerçekleştikleri düşünülen Japonların bu muazzam gelişmesi ancak “atom bombası” marifetiyle durdurulabilmişti. Zira Batı gözünde modernleşme ancak Batılılaşarak mümkündü ve Japon kültürünün müdafileri bunu asla kabul etmeyecekti. Dolayısıyla Batı materyalizmi ve bireyciliği, Japon ulusalcıları için kendi uluslarının maneviyat ve toplumsal bütünlüğünün karşıt kut
itus Burckhardt, İslam kültürü ve şehir hayatıyla ilgili iki önemli kitap kaleme almıştır. Bunlardan ilki, Almanca yazılmış ve ilk baskısı 1960’ta yapılmış olan Fes, İ­slam Şehri’dir. Bu kitap, insani şehirciliğin bir modelini temsil edecek harikulade bir şehir tablosu ortaya koymak için yazılmıştır. Kitap, Fas’ın bağımsızlığını kazandıktan sonraki dönemde Burckhardt’ın oradaki kısa ya da uzun birçok ikameti sırasında toplanmış belgelerle birlikte, onun 1930’lu yılların başlarına kadar uzanan çeşitli gözlem
Ömrünü tıp, sanat ve kültür tarihimize adamış, sıra dışı bir kültür ve sanat adamı olan Ord. Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver (17 Şubat 1898 – 14 Şubat 1986), dünümüzü bugüne bağlayan müstesna şahsiyetlerdendir. 88 yıllık ömrünün fasılasız 75 yılını hekimliğinin yanı sıra; okumak, yazmak, araştırmak, ders vermek, resim yapmak, tezhip çalışmak, sohbet etmek ve arşiv oluşturmakla geçirmiştir. Süheyl Ünver’in 1920’lerden itibaren vazgeçilmez konularından biri de çiçek kültürümüz ve özellikle lâle olur. Lâlenin
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) “Yâ Ali! Hilyemi yaz ki vasıflarımı görmek beni görmek gibidir.” hadisi üzerine, Hz. Ali tarafından Efendimiz’in vasıfları kaleme alınmış, Peygamber sevdalılarının muhayyilesine bir nur gibi doğacak olan şemâil ve hilye türünde eserler bu sayede meydana getirilmiştir. Hâkānî Mehmed Bey’in 1598-1599 yılları arasında mesnevî nazım şekliyle kaleme aldığı Hilye, Hz. Peygamber’in fizikî ve ruhi portresini anlatmak suretiyle O’na olan sevgisini, bağlılığını ortaya koyduğu bir eserdir.
Ama yarın dünden daha güzel olmadı. Hatta dün kadar bile güzel olmadı. Yarın çocuk olmak için hiç de mükemmel bir gün değildi. Liya ceplerindeki yiyeceklerle evinin kapısında kalakaldı. Sokakta sadece sınıf arkadaşı Tâhir ve Masal vardı, tüylü dostlarından hiçbir iz yoktu. Ne Künefe ne Hıçkırık ne de Pıtır. Çocuklar gözlerini dört açtılar, her taşın altına, her saksının içine, her kasabın önüne baktılar. Hatta emin olmak için Masal’ın saçlarını bile karıştırdılar. Çünkü geçen sene minik bir kedicik gök gürü
Kapitalizm üzerine çalışan akademisyenler, 18. yüzyılın sonlarında başlamış olan büyük sermaye birikimini birçok faktör ve aktöre bağlarlar. Bunlar arasında; teknolojik ilerlemeler, kurumlardaki değişim, iş bölümü, ticaretin genişlemesi, ticari nesneleri dönüştürme süreçleri, rekabet, sömürü, üretim faktörlerindeki artış ve kültürel gelişmeler başı çekmektedir. Kapitalizmin tekrar tekrar karşılaştığı derin krizlerse; aşırı birikim, düzenlemelerin başarısızlığı, yatırım ve tüketim eksikliğine; hatta psikoloj
“Bana İstanbul’u anlat, nasıldı? Şehirlerin şehrini anlat, nasıldı?” Nazım Hikmet İstanbul... Kuzeyde Karadeniz ve Rusya; güneyde Marmara Denizi, Akdeniz ve Afrika; batıda Balkanlar ve Avrupa; doğuda katmer katmer açılan Asya... New York kıraç bir ada, Paris çamurlu bir kasaba, Tokyo ufak bir balıkçı köyü iken İstanbul yine İstanbul'du. Diplomatların, seyyahların, misyonerlerin, şairlerin, ressamların, mimarların buluştukları, tabiatla tarihin kucaklaştığı dünya başkenti. 7. yüzyıldan 12. yüzyıla İstan
Robert J. Shiller, finansal krizlerin ortaya çıkışlarını ve meydana getirdikleri yıkımları ele alırken insanı merkeze alan bir finansal sistem teklif etmiş ve bunun hem finansal kurumları daha etkili kılacağını hem de söz konusu sistemi toplumun refahı için çalışır hâle getirebileceğini ileri sürmüştür. Yazara göre meydana gelen krizler, finansal sektördeki çıkar çatışmasından değil, kurumların yapısal eksikliklerinden kaynaklanmaktadır. Shiller bu tespitte bulunurken finansal yeniliğin yapısal gelişmele
Değerlerle yaşayan büyük bir lider olmak mümkün mü? Peki bu liderliği sürdürülebilir kılmak nelere bağlı? Yönetim alanının önde gelen isimlerinden danışman ve yönetici koçu Richard E. Boyatzis ile Annie McKee kolları sıvayıp konuyu mercek altına alıyor. Yankılanan Liderlik, iş hayatının yüksek talepleri ve baskıları karşısında liderlerin mücadelesini anlayan ve örgütlerdeki işleyişe liderlerin deneyimi üzerinden bakan nadir kitaplardan. Üstelik liderliği; akıl, kalp, ruh ve beden boyutlarıyla irdeleyen b
Mabid Ali Al-Jarhi, bir disiplin olarak artık üniversitelerde okutulmaya başlanan İslam iktisadını konvansiyonel iktisadın değişkenleriyle analiz etmektedir. İslam’ın iktisadi hayata bakışı ile ilgili olarak geçmişten günümüze önemli İslam âlimlerinin temel iktisadi meselelere ilişkin görüşlerine de kitapta yer vermiştir. Al-Jarhi, eserinde özellikle “Büyük Durgunluk” olarak adlandırılan 2008 Küresel Finans Krizi ile birlikte konvansiyonel iktisat teorisine ilişkin gün yüzüne çıkan iktisadi sorunlara oda
Beklenmeyen olaylar her şeyi altüst edebilir. Beklenmeyen aksaklıkları yönetmek için öngörü ve esnekliğin kombinasyonundan oluşan “bilinçli örgütlenme” adını verdiğimiz yapıya ihtiyaç duyarız. Bu yapı, güvenilirliği yüksek örgütlere (GYÖ’ler) dair yapılan ilk çalışmalarda belirgin değildi. Çeşitli örgütler üzerinde yapılan araştırmalar, bu yapıyı belirgin kılsa da meydana gelen artış, ilgili temel süreçler hakkındaki anlayışımızı tamamıyla derinleştirmedi. Bu muhakeme, bir eleştiri sürecinden ziyade bir niş
Bir insanın yüzündeki çizgilere bakarak neler yaşadığını çıkarabilir miyiz? Kaldı ki ortada kendisi değil de bir fotoğrafı, heykeli ya da resmi varsa, bunlar o insanın yaşadığı gerçekliği ne kadar yansıtır? Dolayısıyla çizgilere bakılarak yazılanlar ve bu yazıları okuyanların yazdıkları nasıl bir tarihtir? Geçmişi ve bir daha geri gelmeyecek hayat tecrübelerini, bıraktığı izlere bakarak aslına uygun olarak yeniden yaratmak mümkün müdür? Yani objektif ve tek bir tarih yazılabilir mi? İşte Alun Munslow Tarihi
İslam dünyasının hatırı sayılır bir bölümü 19. yüzyılda Batılı güçlerin kontrolüne girdiğinde bu coğrafyalardaki finans uygulamaları da Avrupa’nın sömürgeci imparatorluklarının etkisi altında kaldı. Bu dönemde birçok ülke, Batı’da üretilen bankacılık sistemleri ve iş modellerini benimsedi; akabinde de ticaretteki İslami uygulamalar birer birer terk edildi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde Müslüman ülkeler bağımsızlıklarını tekrar kazanmak için önemli adımlar attı ve İslami finansın modern dönemi
Tanıyan herkesin çok rahatlıkla ifade edeceği gibi Mustafa Düzgünman yalnızca ebrucu değildi. Kendisini yakından tanıyabilmek için onun manevi dünyasını yakından bilmek, sahip olduğu ehl-i beyt muhabbetini onun gibi hissetmek, gönülden bağlandığı ve yirmi altı sene türbedarlığını yaparak hizmetinde bulunduğu Hz. Hüdayi’yi de anlamak gerektiğine inanıyorum. O sadece baba mesleği olan aktarlıkla ve şöhret bulduğu ebru ile meşgul olmakla kalmadı. Kendisi, onlarca eser bestelemiş bir besteci, usta bir mücellit
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 117 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4