Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 117 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
“Bu kitap, geç kapitalizm çağında İslami ahlak inşasının kilit alanı olan şirketlere dair oldukça girift bir etnografik analiz ortaya koyuyor. Malezya’da şeriatın modern iş yerindeki ‘güzergâhı ve oraya nasıl yerleştiğinin’ izini süren Sloane-White, öznellik ve maişetin yine ve yeniden inşa edildiği iş alanlarına dair okurlarına ilgi çekici bir anlatı sunuyor.” Laura Elder, Anthropology of Work Review Patricia Sloane-White’ın uzun ve titiz çalışmaları sonrasında ortaya çıkan bu kitap; iktidarın, ilişk
Geçtiğimiz yarım asır boyunca uzmanlar, akademik bir disiplin olarak yönetimle ilgili hemen her şeyin bize miras kalan gelenekler üzerine inşa edildiğini daha iyi anlamaya başladılar. Bununla birlikte, yönetim çalışmalarının bilimselleşmesi nispeten yeni bir olgudur. Ebbinghaus’un deyimiyle, yönetim uygulamasının uzun bir geçmişi vardır, ancak bir disiplin olarak yönetim araştırmalarının geçmişi oldukça kısadır. Bu kitap, okuyucuya yönetim düşüncesinin kronolojik bir tarihini sunmaktadır. İçerik açısından
Elinizdeki bu eserde üç büyük İbrahimî din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın riba ve finansal işlemlere ilişkin bakış açıları objektif bir yaklaşımla ele alınmakta; okuyucuya geçmişe dair bir anlayış, bugüne dair bir inceleme ve geleceğe yönelik bir öngörü sağlanmaya çalışılmaktadır. Tarihî süreç içerisinde Yahudilik, “Tesniye Çifte Standardı” gibi uygulamalarla riba yasağının arkasından dolanırken; Hristiyanlık, riba yasağını aşırı faiz yasağı ile ikame etmiştir. İslam ise riba yasağına uymak içi
“Kıvrılarak gelen dalgalar yavaş yavaş her yanımı sardı. Bir Amentü gemisi gelip beni dalgalardan kurtardı. Geminin içinde ahenkle kürek çeken yüzlerce ‘Vav’ vardı.”Eyvah! Yazmam gereken bir de hattım vardı.
Osmanlı maliyesi 19. yüzyılda siyasi, sosyal ve kültürel pek çok alanda olduğu gibi gerçekleştirilen reformlardan ziyadesiyle etkilenmiştir. Bu değişim sürecinde hem devletin iç ve dış borçlanmasında etkin rol oynayan hem de para piyasalarındaki kabiliyetleri sayesinde gittikçe zenginleşen bir finans zümresi olarak Galata bankerleri ortaya çıkmıştır. Aile üyelerinin pek çoğu banker olan ve aile şirketi şeklinde iş hayatında faaliyet gösteren Lorandolar ve Tubiniler, Galata’nın önde gelen simalarından
Henri F. Ellenberger’in adından sıkça söz ettirmesini sağlayan Bilinçdışının Keşfi, en başta Janet, Freud, Adler ve Jung’un sistemleri olmak üzere büyük dinamik sistemlerin ayrıntılı ve nesnel bir araştırmasını sunan, bilimsel metodolojiye dayalı bir dinamik psikiyatri tarihi olmayı amaçlıyor. Ansiklopedik bir çalışma özelliğini taşıyan bu eserde, bu öncülerin kişilikleri, çevreleri ve bazı hastalarının oynadığı rollerin yanı sıra sosyoekonomik, siyasal ve kültürel çevrenin bir değerlendirmesine dayanarak o
Tükendi
İslam entelektüel geleneği içinde Kitâbü’l-Kesb ve benzeri başlıklar altında çok sayıda eser yazılmıştır. Öyle ki onlar bu gelenek içinde “Kesb Literatürü” diye adlandırılabilecek ayrı bir literatür ailesi oluştururlar. Bunlar “kesb”i, yani çalışıp kazanmayı ve hemen hemen her zaman onunla birlikte “infak”ı, yani maişet için harcamayı çeşitli yönleriyle ele alan ilginç eserlerdir. Fakat “kesb”e dair en ünlü eser, Şeybânî’nin (132-189 h./ 749-804 m.) Kitâbü’l-Kesb adlı kitabıdır. Ancak hemen belirtme
İslami finans, özellikle 2007-2008 yıllarında yaşanan küresel finans krizinden sonra, ekonomik kırılganlıklara karşı gösterdiği dirençle ve yüzde 20’lere ulaşan yıllık büyüme oranlarıyla alternatif bir finansal sistem olarak ön plana çıkmıştır. Bu sayede, sadece İslam dünyasında değil Batılı ülkelerde de dikkat çeken bir finansal sistem olarak üzerinde durulmaya başlanmıştı.İslami Finansın Küresel Önderleri, 1970’lerin başlarında İslami bankalar öncülüğünde ortaya çıkan modern İslami finans sektö
Alanının en yetkin akademisyeni ve hocaların hocası Jane Dutton ile iş hayatındaki merhamet konusunda önemli araştırmaları olan ve uygulama merkezlerinin yöneticiliğini yapan Monica Worline’ın beklenen kitabı nihayet elinizde. Yıllardır süren merhamet araştırmalarının sonuçları bu kitapta kapsamlı, çok boyutlu ve derinlemesine bir biçimde okuyucu ile buluşuyor. Merhametle alakalı kavram ve kuramlar; hem bireysel hem de örgütsel düzeyde günlük hayattan örnekler, uygulamaya dönük tasarım
Masal gerçeğe bir misaldir; anlatılanlar aslında insanın tarifidir, hepimizin hâlidir. Başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere kutsal kitapların çoğu, geçmişte yaşananların ve dinler tarihinin kıssalarıyla dolu olduğu için inanmayanlar; "eskilerin hikâyeleri" diye bu metinlerin üzerinde pek durmazlar. Hâlbuki asıl olan geçmişi anmak değil, anlatılanlardan vaktinde alınmayan ibreti hatırlatmaktır. Hz. Mevlânâ da Mesnevî'sinde dinler tarihi, ayetler, hadisler ve bizzat şahit olduklarından ibretler çıkartarak okuyana
Modernite; eğitim, kamu yararı, halka hizmet gibi masum kavramları tek tek bireylerin meziyetleri gibi tanımlayıp meşrulaştırmış ve bu meziyetlerin en yüce yanlarından bir bütünlük oluşturduğunu iddia etmiştir. Bu epistemik meşrulaştırma ve yaratmış olduğu rızalar aracılığıyla belirli bir grup ya da egemen gücün emrine tüm bireyleri ve toplumsal kurumları amade kılmıştır. Aynı zamanda da iç denetim odaklarını bireyin içinden çekip çıkararak dışsallaştırmış ve onu dış denetim odaklarının insafına emanet eder
Felsefeciler ve akademisyenler, uzun yıllardır Spinoza ve Stoacıların görüşleri arasındaki olağanüstü benzerliklere dair çeşitli yorumlarda bulunmuşlardır. Hatta kimileri oldukça ileri giderek, "Stoacı Spinoza"dan bahsetmiştir. Ancak bugüne kadar hiç kimse bu iki felsefi sistem arasındaki ilişkiyi irdeleyen sistematik bir çalışma ortaya koymamıştır. Jon Miller, Spinoza ve Stoacılar kitabında bu görevi üstlenmekte ve Spinozacılığın ana unsurlarından metafiziğin, epistemolojinin, felsefi psikolojinin ve etiği
Stoa felsefesi yaklaşık iki bin üç yüz senedir düşünce tarihinin gündeminde olan bir ekoldür. Stoacı filozoflar evrenin doğasını ve ondaki düzeni tanrısal akla dayandırarak evrende olup biten her şeyi, kaderci bir tutumla ve belli bir doğal nedenler silsilesi içinde birbiriyle ilişkilendirir. Bu anlayışa göre insana düşen, evrendeki tanrısal aklı keşfederek geçici bedensel yaşamı küçümsemek, başta ölüm korkusu olmak üzere zihnini baskılayan tüm kaygılardan sıyrılarak, Seneca'nın deyişiyle, insanlığının da ü
Bilim, kültür ve sanat alanlarında oldukça donanımlı olan Mehmet Akif'in edebiyatçı kişiliği, aslında onun derin ve oylumlu birikiminin sadece görünen yüzüdür. Dört dilde üst düzey çeviri ve yorum yapabilecek yetkinlikteki kültürel donanımı, fikir ve düşünce adamlığı, veteriner hekimliği, sporculuğu, son derece etkileyici şiirleri ve dahası sadece kendisine nasip olan "millî şair" hüviyetinin yanı sıra Mehmet Âkif, esasen heveskârlık seviyesini fazlasıyla aşmış bir mûsikîşinastır. Mehmet Âkif'in mûsikîye ol
Türkiye'deki müzikoloji çalışmaları, yakın geçmişle kıyaslanmayacak denli gelişmiş ve büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Bununla birlikte elinizdeki kitap, müzikolojinin Türkiye'de henüz yeterince gelişmediği 70'li yıllara aittir. 19. asrın büyük Türk müziği icracısı ve bestecisi Tanbûrî Cemil Bey hakkındaki bu eserin, bugüne kadar Türkçeye kazandırılmamış olması kanaatimizce büyük bir eksikliktir. Eser, Tanbûrî Cemil Bey'in peşrev bestecisi olarak tanımlanması meselesine melodik analizlerle verilen ilk akadem
Minik farenin eğlenceli ve bir o kadar da düşündürücü maceraları: Afiyet Olsun Minik Fare! Arkadaşım Olmak İster Misin? Minik Farenin Büyük Sırrı Ah! Ne Güzel Ay! Ah! Ne Güzel Şaka! Ah! Ne Güzel Fındık! Senarist, illüstratör ve çizer olarak yüzden fazla sanat eserine imzasını atan Eric Battut tarafından özenle hazırlanan altı kitap minik okurlarla buluşuyor. Açlık başa vurunca midenin nasıl konuşacağına, bir arkadaşa sahip olabilmek için neler yapılabileceğine, bir sırrın nasıl saklanabileceğine, şaka yap
Kapitalizm eski dünyadaki servet anlayışını sermayeye dönüştürerek önce üretim sonra da tüketim toplumunu teşvik etti. Üretimdeki fahiş artışın getirdiği Dünya Ekonomik Bunalımı’ndan sonra sermayenin halk sathına yayılması yalnız tüketimi kışkırtmakla kalmadı, aynı zamanda kaynakların nasıl kullanılması gerektiği sorusunu da gündeme getirdi. Herkesin borçlandırıldığı bir dünyada kişi, nasıl olacaktı da ‘idareli olma’yı başarabilecekti? İşte bu eser sizlere elinizde bulunan kaynakları nasıl verimli kullan
İslam’ın ilk beş yüzyılı boyunca Müslüman düşünürler, toplumsal ve ticari sorunlara yaratıcılık ve esneklikle yaklaşmışlardır. Yaklaşımlarının arkasında ise çeşitlilik ile adalet ve nezaketin, başarının temelleri olduğuna dair güçlü bir ahlaki kabul yatmaktaydı. İslam Devleti kısa bir sürede hızla yayılmış, açıklık ve kapsayıcılık ruhu sayesinde başarısızlığa uğramamıştır. Bu ruh, Müslümanların sadece çetin zorlukların üstesinden gelebilmelerini değil, aynı zamanda sürekli değişen ortama uyum sağlamalarını
Öyküleyici bir anlatım tekniğiyle kaleme alınan bu eserde, bir antropoloğun bakış açısıyla Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’u -tıpkı kendilerine has çekim kuvvetleri bulunan Tokyo, New York ve Londra şehirleri gibi- “Müslüman dünyanın finans merkezi” olarak konumlandırma girişimleri ele alınmaktadır. Daromir Rudnyckyj, kitapta konvansiyonel finansa alternatif olma gayesi ile ortaya çıkan ve risk paylaşımı esası çerçevesinde borç yerine öz sermayeye dayalı finansman modellerini tavsiye eden İslami finans
Elinizdeki kitap, “İslam’ın Altın Çağı” boyunca İslam düşüncesinin en seçkin yönlerini ortaya çıkarmayı ve bugünün iş hayatı için geçerli ve gerekli olan kısımlarını incelemeyi hedefleyen çeşitli araştırma projelerinin bir parçasıdır. Odak noktasında ise iş ve organizasyon ahlakının temelleri bulunmaktadır. Söz konusu ahlaki temellerin kaynakları, Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber’in (s.a.s) hadis-i şerifleri ve ayrıca ilk dönem İslam âlimlerinin risale ve vaazlarıdır. Bu konuda kaleme alınmış ciltler dolusu es
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 117 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3