Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 79 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Avrupa'da savaş durup yeniden başlamış ve on üç yıl sürmüştü. Şimdi, 1805'te sözde barış olmuştu ama huzursuz bir barış. Avrupa kralları, Fransa'da Bourbon hanedanını deviren devrime karşı hemen silaha sarıldıkları halde, Napolleon'un askerî dehası karşısında pek bir şey yapamıyorlardı. Fransa ile savaş hâlinde olan bir tek İngiltere kalmıştı; o da bunu denizlerdeki üstünlüğüne borçluydu. Bütün diğer devletler gibi, Rusya da, Avusturya da savaştan çekilmişlerdi. Yalnız Napolleon imparatorluğunu giderek gen
Tükendi
Ana
Gorki, nakliyecilik yapan babasını 5 yaşındayken kaybeder, annesi yeniden evlenince doğum yeri olan Novgorod'a döner. 11 yaşın da tamamen öksüz kalır ve anneannesi ve büyük babası tarafından Astrahan'da büyütülür. Masalları ile büyüdüğü anneannesinin üzerinde büyük etkisi vardır. Gorki yalnızca birkaç ay okula gidebilir. 8 yaşında çalışmaya başlar, bu sayede Rus işçi sınıfının yaşamını yakından tanır. Bir gemide bulaşıkçılık yaparken okuma merakı sarar. İlk gençlik yıllarını Kazan'da geçiren Gorki Aralık
Tükendi
Rus romancısı, Moskova'da doğdu, Petrograd'da öldü. Babası hekimdi. Çocukluk yıllarını Moskova'da, zorba bir baba ile hasta bir anne arasında geçirdi. Bir süre sonra annesi öldü, babası kendini içkiye verdi. Petrograd Askeri Mühendislik Okulunu bitirdi (1843). Petrograd'daki yaşamı, bilimsel ve askeri bir sıkı düzen altında geçti. Geçimini sağlayabilmek için çeviriler yaptı. Memurlukta tutunamayacağını anladı. Yazar olmaya karar verdi. Mektup biçimindeki ilk yapıtı İnsancıklar'ı o sırada yazdı (1846). Ro
Tükendi
Şehir merkezindeki otelin avlu kapısı, bekârların, komutanların ve emekliye ayrılmış yüzbaşıların, orta zenginlikteki arazi sahiplerinin, uzun sözün kısası orta halli bütün insanların kullandıkları oldukça güzel, küçük, yaylı bir arabadan inenlere açıldı. Araba ne güzel ne de çirkin, ne şişman ne de zayıf, ne genç ne de yaşlı sayılacak bir bay tarafından kiralanmıştı. Onun kente gelişi kimsenin umurunda olmadı; sadece, otelciğin karşısındaki bir meyhanenin kapısının önünde duran halktan iki adam, yolcudan ç
Tükendi
Emily Jane Brontë (30 Temmuz 1818-19 Aralık 1848), İngiliz roman yazarı ve şair. Kaleme almış olduğu tek roman, Uğultulu Tepeler (Wuthering Heights) bugün İngiliz edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak anılmaktadır. Emily Bronte 1818 yılında Thornton, Yorkshire'da doğdu. 6 çocuğun beşincisi olan Emily, Charlotte Brontë'nin küçük kız kardeşi idi. 1820'de aile Haworth'a taşındı. Çocukluk yıllarında, annelerinin ölümünün ardından, üç kız kardeş (Charlotte, Emily ve Anne) ve erkek kardeşleri Branwell B
Tükendi
İyi bakılmış at, belli belirsiz bir gıcırtıyla kayıp giden kızağı çekiyor, köyün içindeki buzlu, eğri büğrü yolda canlı adımlarla yürüyordu. Vasiliy Andreyiç, kızağın arka koltuğuna kurulmuş olan mirasçısına dönüp baktıktan sonra, sevgisini belli eden bir ses tonuyla, "Sen ne diye yapışıp kaldın oraya?" dedi. Nikita, ver şu kırbacı! Şimdi gösteririm ben sana! Hemen annenin yanına koş! Hadi, elini çabuk tut! Çocuk kızaktan atladı. Doru at adımlarını hızlandırdı ve yürüyüşünü tırısa çevirdi. Vasiliy Andreyiç'
Tükendi
Franz Kafka'nın hayatının en büyük aşkı Milena'ya yazdığı ve bir anlamda aşkının şiire dökülmüş hali sayılan mektuplar günümüzde de aşkı en yalın haliyle insanlığa sunmaya devam ediyor. Bu mektuplar, aşk cümleleri olduğu kadar aynı zamanda Kafka'nın hayata tutunma çabasıdır. Mektuplardaki edebi derinlik, okundukça insanın ruhuna işler. "Ben bütün zamanımı ve bütün zamanımdan bin kat daha fazlasını ve daha da ötesi, dünya üzerinde var olan bütün zamanları sadece senin için kullanmak istiyorum. Seni düşünmek
Tükendi
Kitap Tanıtım Yazısı : Kafka'nın en önemli eserlerinden biri olan Şato, umutsuzluk içindeki umudun romanıdır. Romanın başkahramanı Bay K., gittiği yabancı bir köyde oradan oraya sürülürken aslında bir umudun peşindedir. Bay K., köy halkı tarafından hem korkulan hem de sevilen bir insandır. Köyün sahibi olan Kale'nin sahipleri tarafından şekillendirilmiş sıradan hayatları yaşayan köylüler için K. bir tehdittir. Ancak K. hem onlarla, hem de kendisiyle bir yüzleşmeye girişir. Asıl amacı ise bu kurulu düzenin
Tükendi
İyi niyetli olmayan bazı kişilerin, Atatürk'ü, istediği gibi tanımlayarak, İslam dinini karalamak ve aleyhte propaganda yaparak Atatürk'ü arzu ettiği yerde oturtmaktadır. Ya da Atatürk paralelinde görünerek, Atatürk'ü dine karşıymış gibi gösteren bazı kimseler var ki uygun gördükleri hurafelerin, İslam dinine girmesini sağlamak isteyenler de bir gerçektir. Gerek Atatürk lehine din aleyhtarlığı yapan, gerekse din lehine Atatürk aleyhtarlığı yapan grupların, İslam dini konusunda zihinlerde karışıklıklar meyda
Tükendi
'Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevi, hususi ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler için bu aşkım malumdur. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla mümkündür. Ben, şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde m
Tükendi
Mustafa Kemal Atatürk, çocukları çok severdi. Onun açık mavi gözleri her yerde çocukları arardı. Çağdaş ve mutlu Türkiye'yi çocuklarda görür, çocuklarda bulurdu. Tüm yurt gezilerinde çocuklara sevgiyle yaklaşır, onlarla uzun uzun söyleşir ve onlara değişik sualler yöneltirdi. Ancak Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra gelen hiçbir cumhurbaşkanı, hiçbir başbakan, hiçbir bakan veya bir asker, bir çocuğu elinden tutup da resim sergisi gezmeye götürmedi. Hiçbir cumhurbaşkanı veya hiçbir başbakan bir çocuğu protokol
Tükendi
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk, milli Mücadele'den sonra ülkenin doğusuyla, batısıyla, güneyiyle, kuzeyiyle bir kalkınma hamlesine girişmişti. Bunun için çeşitli projeler geliştirdi. Ülkenin kalkınması için iç yönetim kuruluşlarını yurdun doğu bölgelerinden başlayarak genişletme gereği duydu. Dersim bölgesinde önemli bir reform programının uygulanması da düşündü. Ülkeyi bir baştan bir başa demir yolları ile bağladı. Ancak ne hazindir ki, özellikle dış güçlerin ve emperyalist devletlerin kışkırtmas
Tükendi
Türk Milleti'ne Canımı Vereceğim (Çiftliklerini Hazineye Bağışlaması Üzerine) (13 Haziran 1937) Başbakan İsmet İnönü'ye, Hatırlarsınız, Türk köylüsünün Türk'ün efendisi olduğunu söylediğim zamanı. Ben o efendinin istek ve iradesi altında yıllardan beri çalışmış olan hizmetkârıyım. Şimdi beni çok heyecanlandıran olay, Türk köylüsüne önemsiz de olsa küçük bir görev yapmış olduğumdur. Milletin yüksek temsilciler kurulu bunu iyi görmüş ve kabul etmişler ise, benim için ne unutulmaz bir mutluluk anısını ba
Tükendi
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette te
Tükendi
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette te
Tükendi
Atatürk daha önce de bazı rahatsızlıklar geçirmiştir. Ancak onu esas sarsan, sonunda onu ölüme kadar götürecek olan bir karaciğer rahatsızlığı olan "siroz"dur. Ama sirozun başlangıcını doktorlar 1936 yılına kadar götürürler. Çünkü halsizlik ve yorgunluk Atatürk'te o yıllarda görülmeye başlar. Hastalığın gerçek belirtileri 1937'de ortaya çıkar. Gittikçe sıklaşan burun kanamalarını, vücutta kaşıntılar izler. Ne var ki, bu kaşıntılar değişik nedenlere bağlanır, hatta 1937 sonbaharında karıncaların bastığı Çank
Tükendi
Şükrü Kaya anlatıyor: 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaların birinde, masada idik. Pek çok memleket meselesinin istişare edilmesinin ardından, Paşa'ya ara sıra aklıma gelen, ama bir türlü sormaya fırsat bulamadığım şu soruyu yönelttim: Paşam, İstiklal Savaşı'nda Başkomutan sıfatıyla muhaberelerde verdiğiniz emirler bir yerde toplanmış mıdır? Verdiği yanıt şu oldu: Bir gün Kurtuluş Savaşı'nın, Milli Mücadele' nin askeri tarihini ayzacaklar, belki de benim Başkomutan sıfatıyla verdiğim bir yazılı ve imzalı
Tükendi
Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde başlayan Millî Mücadele hareketinin temel amacı, tarih içindeki ömrünü tamamlayarak I. Dünya Savaşı sonunda yıkılan ve her taraftan işgale uğrayıp, Batı sömürgeciliğinin iştahına konu teşkil eden Osmanlı Devleti'nin enkazı ve yıkıntılarından Türk olan kısımları kurtarıp özünde Avrupa modeline uygun bağımsız bir Türk millî devleti kurmaktı. Millî Mücadele döneminde Misak-ı Millî'de ifadesini bulan bu temel amaç, sınırlı ve gerçekçi, ama haklılığı inkâr edilemeyecek bir he
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 79 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1