Tüm yeteneğine rağmen kendini göstermekten kaçınan büyük şair Necdet Arslan'ın tüm şiirleri ilk defa bir kitapta toplandı. Şiirseverler için uğramadan geçilmeyecek bir edebiyat molası. "Bir Gün Ansızın" bir sözcük ustasının gizli atölyesi... Okuyucusunu daha fazla bekletmeden...
Güç günlerden, enkazlardan çıkıp geldim
En arsız olanlarına dolansa bile ayaklarım
Ellerimi kanatırcasına yırtsalar da
Otları dikenleri sevdim
Caddeleri sokakları parkları bozan yağmurlarla
Daldığım bütün sulardaki dalgalarla didi
O günleri bilirim
Dün rüyamda gördüm
Bizim bahçede / kiraz ağacının
Dibinde oturmuşuz
Herkes sağ
?Henüz hayata
Döndürülmemiş'
Kimse
Hiç geçmesin
Öylece
Kalayım/ istedim
Mehmet Özgür, üçüncü kitabında genç yaşta yılkıya çekilen atları yazdı. Gezi şehitleri ve öncekiler için tarihe şiirle düşülen bir not...
Yaşadıklarımdan çok, gözlemlediğim yaşama dair çoğunlukla yalnızlık ve çaresizlikle bezenmiş çarpıcı ip uçlarını öyküye dönüştürmek ve bu öyküleri okuyucunun beğenisine sunmak, benim için kaçınılmaz bir sondu ve o kaçınılmaz sonu gerçek anlamda sonlandırmanın zamanı gelmişti.
Kasaba hayatının, samimiyetsiz şehir yaşamına karşın kıyas götürmeyecek sıcaklığının, nerede yaşarsa yaşasın yalnız kalmayı becerebilen, yaşamın kıyısından köşesinden tutunma çabasını sürekli öteleyen unutulmuşluk hissini bir yaşam bi
Anna Segeyevna kapıda durup, Bazarov'a baktı. Ölüm soğukluğu bütün yüzünü kaplamıştı, ateşler içindeydi ve ona bakan donuk gözleri, kadını epey şaşırtmıştı. İçinde bir korku hissetti, soğuk ve üzücü bir korku! Onu gerçekten sevmiş olsaydı, böyle bir duygu hissetmeyeceğini düşündü.
- Anna Sergeyevna, her şeyin doğrusunu konuşalım. Benim işim bitti, biliyorum. Tekerleğin altına düştüm. İleriyi düşünmek falan boş işlermiş. Ölüm eski bir şakadır, fakat herkese yeni gibi görünür. Şu ana kadar hiç korkmadım.
"Her Kardan Adam Olmaz", "Edepli Fahişeler" kitaplarından sonra, Temirağa Demir yeni kitabı "Vedaların Adıyla" ile bir kez daha sizlerle buluşuyor.
?Yol vardı, ben vardım. Birde hiç kimse... Hiç kimse kadar kalabalıktı aklımdakiler. İç dökümlerimizdi üzerime dökülenler, dirseğim gökyüzüne çarptı, bulutlar arasından bir kaç kelime topluluğu düştü. Birazı beni anlattı, birazı sizi...
Her veda bir yeni başlangıç, her başlangıç bir vedaya gebeyse; yazlar, kışlar dünya zaten bize tek mevsimse... İşte her neyse
Dünyanın en sade ama en derin kitabı Küçük Prens... Bilinenin aksine Küçük Prens çocuklar için değil büyükler için yazılmıştır.
Yazarı Antonie de Saint Exupery'nin Okyanus üzerinde kayboluşunun üzerinden 70 yıl geçmesi ile bir çok yayınevinden farklı türlerde yeniden yayınlanmasına rağmen Küçük Prens tek bir kitaptır. Yayınevimiz Küçük Prens'in orijinal metninden yeni çevirisi ve yazarın kendi sulu boya çizimlerini sunmaktan gurur duyar.
?İnsan ancak evcilleştirirse anlar," dedi tilki. ?İnsanların artık a
"Ey benim düşleri karalı, kapısı hep ayrılığa aralı, asi ömrümün mazlumu kalbim! Sığıntı aşkların yetim bakışlı çocuğu! Bağışla şu aşka arsız serseriyi. Küsüp gitme onlar gibi, soldurdum diye gamzelerini. Satır arasında göremediklerim, meğer tırnak içinde okunuyormuş. Düşünde gördüğün masumiyet yetmiyormuş. Bir gönle yataklık yapacaksa insan, bir ömür yetecek aydınlığı olmalıymış. Sevda yolu dikenlerle bezeliymiş. Şefkati meşakkatinden azade değil. Yürek mahzende sevgilinin esiri imiş, özgürlük tutsaklıktan
Nur cemaati ve bir vampir öyküsü...
Türk Fantastik romanına yeni bir bakış açısı getiren Sedat Erdoğdu "Vampirler Kumpir Sever" adlı eseriyle fantastik romanı, yakın tarih ve günlük yaşam ile birleştirerek okucuyu baştan sona merak çemberinin içinde tutuyor.
"İnsanlık adına yaptığın bu iyiliği hiçbir zaman unutmayacağım," dedi. Cavit çırılçıplak soyundu. Mahir onu kitapta gösterildiği şekilde bitkilerden yapılmış özel bir karışımla sıvadı. Cavit ebedi uykusunda okumak üzere eline aldığı "Nurculuk Risalele
"Bu hayattaki varlığıma bir anlam yüklenme çabalarına inat gülüyorum. Güldüğümde, dünya katlanabilir bir cehennem oluyor, ateşi daha az yakıyor canımı."
"Unutmak diye bir şey yok. Hiç olmamış gibi yaşanmaz. Aşk gibi büyük bir yarayı, zaman bile söküp çıkaramaz içimizden. Zaman, yaşamamız için sebepler getirir bize o kadar. Unutturmaz.
Unutmak yok."
Bir kadının kaleminden erkek egemen toplumda kadın olmanın sancıları...
Elif Kahraman yazdı...
Takvim yaprakları 13 Mayıs 2014'ü gösterdiğinde, Manisa'nın Soma ilçesinde Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en korkunç iş kazası yaşandı. 301 madenci can verdi. 255 kadın kocasız, yaş ortalaması on olan 432 çocuk babasız kaldı. Üç gün ulusal yas ilan edildi. Yargı süreci devam ediyor. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi" ise henüz imzalanmadı.
Geliri Soma'da yetim kalmış çocukların yararına kullanılacak olan, otuz yedi yazar tarafından kaleme alınmış es
Ekmek çalma suçundan on dokuz yıl hapis yatan mahkum Jean Valijen hapisten çıktığında tüm iyi duygulardan arınmış bir canavardır. Elindeki mahkumiyet belgesi ile toplumun dışına daha da itilmektedir...
Bu roman Jean Valijen adlı mahkumun sıfırdan zirveye giden yolda, iyi ile kötü, kanun ile yasak, merhamet ile şiddet, şeytan ile tanrı arasındaki derin mücadelesini anlatmaktadır.
Roman kahramanın çıkış noktası madde, vardığı nokta ruhtur. Başlangıçta canavar, sonunda melektir. Bu Jean Valijen'in yokluktan
Jack London'un kendi yaşadıklarından yola çıkarak yarattığı bir baş kahraman, Martin Eden. Ünlü bir yazar olma sevdasına düşen bir deniz işçisinin azim ve hırs öyküsü.
Aklınızdan geçenlere dikkat edin, çünkü istekleriniz olabilir; isteklerinize dikkat edin, çünkü davranışlarınız olabilir; davranışlarınıza dikkat edin çünkü hayatınız olabilir.
Martin Eden bu büyük arzusunu elde ettiğinde ne mi oluyor? Jack London daha hayatta iken dünyaca tanınan bir yazar olduğunda ne oluyorsa ona da aynısı oluyor. Okuya
Neden dadohu?
Her insan iki 'ben' e sahiptir. Birisi, sistem tarafından isimlendirilmiş ve yetiştirilmiş 'ben', öteki ise Varoluş etkisi altında ki 'öz benlik' olan ruhtur. İsmim Murat ve ismim, sistemin var ettiği 'ben' olanı işaret eder. Unsurlarımın üzerine geçici, değişken ve yapay olarak oluşturulmuş kişiliğim, sistem tarafından verilmiştir. Kişilik, sistemin ötesi ile ilgili bir şeyler hissedebilir; fakat gerçekleştiremez, tanımlayamaz. Çünkü kişiliğin doğası hayata katmak için değil, yaşamda var olm
Biz halkız ovalarımızdaki dağlarımızda ki karanfillerle, papatyalarımızla.
Yağmur yağsın artık; benim kanlı düşlerim, senin bıçaklı elin temizlensin.
Ve biz kaldığımız yerden sevişmeye, sevmeye devam edelim.
Toplu(m)ca istifra ediyoruz Tanrıları.
Belki Allah bizi affeder
Belki...
Çayan Okuduci'nin kaleminden "Yeniden Doğmak İçin" yazılan dizeler. Bütün isyanların, gelgitlerin, sorgulamaların sonunda Rojava'ya ithaf edilmiş bir "Yeniden Doğmak" arzusu...
gözlerimde yaş var, kalbimde acı var; neden mi? HİÇ....
Bir kez sevip
Bin defa ölmek gibi yaşam
Söylesene çiçeğim
Böyle başlamaz mı
Sevişmek
Uzanmış kanlı eller insanlık boğazında
Yalnızlığa terkedilmiş topraklarda
Tutuşur yürekler bir gece yarısı,
Yanar türküler,
Umutlar yanar.
Acıların nakarat olmadığı bir dünyada...
Murat Bozkurt ve Bülent Karayel'in kaleminden "Hiç"liğe yazılan dizeler...
Şehzade Gökhan ile Bey kızı Ayça'nın, Güneş ve Ayı kıskandıran sürükleyici saltanat öyküsü.
Ayça Mutlucan, kurduğu öyküyle bizi saraydan, İstanbul'un sokaklarına kadar Osmanlı'nın gündelik yaşamının içine sokuyor. Tarihi gerçeklikler, yetenekli kalemle öylesine can bulmuş ki kitabı okurken kendinizi Osmanlı sokaklarında geziyormuş gibi hissediyorsunuz.
Saraydan, hareme; kanlı saltanat kavgalarından, kıyameti andıran savaş meydanlarına; İstanbul'dan Fas'a... Daha fazlası her kesimden okuyucunun kendini kap
Memleketim ki tenin
bir kuş konmuş çukurlarına omuzlarının
Sen ürkek ben tedirgin
Ve düşün en büyük günahları seninle beraber işlemişiz
Tanrım kaç rekât sevişilir aşk için!
Papatyalara da
zulmetmenin
anlamı
yoktu hani
Sev(m)iyor
sevmiyor
Sev(m)iyor
sevmiyordu..
Şiirseverler için yeni bir ekolün habercisi bir şair Erhan Topkaya Şiirleri ilk defa toplu olarak bir kitapta.
bu asırda paltolar ince üretimli
bahane ucuz bulunur sen üşümek iste
gazeteden öğrendi adam
temmuz diye bir ay bitirdiğini
-ortanca bir kız sevmiş ince sevimli-
sen onun gönlüne sor yangını koru
anne köşede sessiz kan
baba ürkek yorgan
sevinçler gelin gitmiş evden
ağlamak asrında türküler yaş olacak!
Genç şair Önder Uslu ilk kitabı ile şiir dünyasının kapılarını aralıyor.
Şimdi bir akşamüstü mevtasının Zılgıtında saklı kaldı adımızÜzerimize yediler on dörtler ve kırklar okunurkenKendi mateminde gömülü kaldı aşkımız
Unutma var bizim de sabrımızı bir deneyen
Besmeleyi Fatiha'ya kat da gel
Dualarımız olmasa farkımız mı kalır eldenKırmızı kuşaklara sarın da öyle gel.
Emir Sinanın kaleminden aşk dolu şiirler kitabı: Bir Yudum Aşk
kanla gargara yapan karga,
gagasını kanla fırçalayan,
ağzı kan kokan,
kanlı gülümsemesiyle ormanın en karanlık köşesine kan tüküren
kinli kuş
senin o acılı gaklayışındı
kanadı kırılmışların tüylerinin yolunuşunu haykıran,
senin siyah gözyaşındı
kalbi siyah rüyalarla dolanları yıldızlaştıran
ve göğün bir ucundan diğerine süren,
sürgün bir ışıltı misali
ya da kayıp bir patlama
var eden ya da yok eden
hiçliği ya da her şeyi.
Toplam 95 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 20-40 /
Aktif Sayfa : 2
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.