Bu şiiirlerin oluşmasında onlarla birlikte olmaktan çok keyif aldığım tu?m aydili konuşanlara; ilk kitabımda olduğu gibi gene beni yu?reklendiren ve bana çok yardımcı olan gönu?llerimizin 11. dervişi şener aksuya aile evrenimizin samanyolu, sıcaklığı içimizi sımsıkı kucaklayan gu?nışığımız eşim figen'e ve ömru?mu?n inci taneleri gözbebeklerim saba ve funda'ya
Bu masalımı ilham kaynaklarım canımın içi yeğenlerim Elvin ve Can Mira'ya bir de biricik kedim Asmin'e armağan ediyorum. Yeğenlerimi uyutmak ve oyalamak için doğaçlama anlattığım bu masalımın kitaba dönüşmesi konusunda beni yüreklendiren ve desteklerini esirgemeyen tüm aileme, başta babam İsa Yıldız ve annem Bedriye Yıldız'a, ablalarım Nurhayat ve Beyhan'a, kardeşlerim Alev ve Selma'ya ve eşim Oktay'a çok teşekkür ediyorum.
Kitaptaki tüm şahane resimleri sanki benim kafamın içini görür gibi resmetmiş olan,
ne at binicisi
ne de terbiyecisiydi
atları severdi
yalnızca
bir gün baktı
yorulmuş
ne koşucu
ne de yüksek atlamacı
yürümeyi severdi
yalnızca
bir sonbahar alacasına düştü vakit
bastı gitti yoluna
Güneşin Hırsızı
Nazlı nazlı
İlkyaz
Tıklatınca kapıları
Allanırdı bahçemiz
Şimdi nerde
Yorgun dönüşlerimin
Bereketli sofrası
Okul sonrası
Ekmek domates soğan
Ve vakitsiz
Yanakları kızaran
Utangaç yaz elması
Güneşin hırsızı
Kayısının en arsızı nerde
Hani dalından düştüğüm ekşi erik
Kan kusup şerbetini içtiğim kızılcık
Kulağıma küpe ettim şimdilerde
Beton duvarların kestiği vişnelerin
Gözlerinden akan
İki damlayı
Akşam olmak üzereydi. Tarlanın başında oturan kadın Derviş'i karşısında görünce umursadı bile. Derviş kadının yüzüne baktı ama o başını yukarıya bile kaldırmadı. Küçük bir ağaç çubukla toprağı kazıyordu. Derviş seslendi: "Acını duyuyorum. Senin acın herkesin acısı..."
Kadın donuk bir sesle yanıtladı: "Beni ilk kez görüyorsun, benim acımı nereden bileceksin yabancı?"
"Ama insanı biliyorum" dedi Derviş.
Sözü burada kesti ve yaşlı kadına heybesinden çıkardığı dağ meyvesini uzattı. Kadın almadı. Kalktı, test
Işık
Ay ışığı aydınlatırdı
Avlulu bahçelerimizi
Çıkmayınca ay
Kandiller, idare lambaları
Yetiştirdi imdadımıza
Daha sonraları
On dört numara gaz lambası
Düğünlerimizde pompalı lüksler
Dikilince direkler
Teller taşıdı aydınlığı
Zaten avlulu evlerde
Tükendi
Katlar yükseldikçe
Adresini şaşırmış bir sevda vurur dillerimi
Gözümün değdiği her yerde sen varken
Yoksun
Yokluk içindeyim
Gölgem bile uzaklaşır benden
Işığını arar durur
Her gün savaşır gibi biraz benimle
Her gün biraz daha bende kaybolur
Yalnız
Yüzlerde yıldız tozları
Herkes uyuyor
Kumsalda kimse yok
Ayağıma batan
Sözden taş çok
Ortak şarkımız
Issız mendirekte ışıksız gece
Dilime hece
Sessiz dizeler
Yabanıl sözler
Kıyılarda garip kalmış
Bir avuç çakıl taşı gibi dağılmış
Sürüklendim denize
Rüzgar boşlukta, yavaş yavaş süzülüşünü izledi bir zaman güvercinin, güvercin kaybolmuş gibiydi.
"Neden yalnızsın?" diye sordu. Sessizliğini bozan ılık sesi duyunca irkilen güvercin yanıtladı: "Neden soruyosun?"
"Güvercinler tek eşlidir ve birlikte uçarlar. Sen hep yalnız uçuyorsun. Hiç bu kadar yalnızına rastlamamıştım."
"Sormayı seviyorsun öyle mi? dedi güvercin. "Ben de severim. Yalnızlık ne ki? Ölümü sor bana...
Ya da ölümü ben sorayım sana. Ölüm gerçekte nedir? Ne zaman başlar? Ne kadar sürer?"
"
ava yosuna dönmüş
Mavi kokuyor
Begonvillerin özlemi
Gözlerimde
Buzlu bademim
Kumrum
Sesime yetmiyor
Yazdığım mektup
Bıraktım seni
Sakın alma
Martılar tanırdı
Yalnızlığımı
Simit alırdım
Bir kendime, bir onlara
Çığlıkları sessizliğim
Kanatları çırpınışım
Mercan Düşü
Adım sanım yoktur benim
Sen susarsın
Ben dinlerim
Dolunaylı gecelerde erir yüreğim
Sen yakamoza sorarsın
Ben mercan kayalıklara inerim
Ne şeklim vardır
Ne cismim
Sen şimdi gelir dersin
Ben içime döner giderim
Kendimi kabullenen çok yer olsa da
Keşfetmediğim yerlerdir memleketim
Ben yaşamayı da/ölmeyi de
Memleket bilirim
Acının Rengi
Kederli yüzleri yalar
Acı bir poyraz
Atar seni yalnızlığa
Soluk bir kış manzarası mıdır
Hüznün gülüşü
Hoyrat bir tipi vurur dağlara
Ben o dağlardan
Rüzgar hızıyla geçtim
Yürek soğutan sularından içtim
Kanamadım
Hiç kimsenin silemeyeceği
Acının rengine boyandım
Gece
Geceyi sorma bana
Belki bir su kenarında can vermektedir...
Ben nice geceler gördüm benden deliydiler
Irmak kıyılarında hem yalnız hem birlikte
Yıldızları alsan gökten hissetmezlerdiler,
Bilmezlerdi çoktan öldüklerini
Ve doğacaklarını yeniden... yeniden...
Geceyi sorma bana benden delidir
Niceleri gördüm ırmakalarda boğulan
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.