Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 35 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Kitap 3 bölümden oluşuyor. I. Bölüm'de 16 adet kısa öyküler bulunuyor. II. Bölümde ise 3 adet uzun öykü yer alıyor. Batıda ve Rus Edebiyatında bu tür uzun öyküler "Povest" adını alır. Kitabın III. Bölümünü ise 7 adet deneme yazısı oluşturuyor. Öyküler; günlük yaşamı yansıtan gerçekçi öykülerdir. Bir öyküde ise öykünün kahramanlarının mahalli diliyle konuşturulması farklı bir yaklaşımı ortaya koyuyor. Denemelerde bir didaktik özellik göze çarpıyor.. Bu da kitabın eğitici bir yanını belirtmektedir.
Tükendi
Mevlâna, Aşk; acıyı, tatlıya, toprağın tozunu altına, kederi neşeye, ağrıyı şifaya, hapishaneyi gül bahçesine, hastalığı nimete, kahırı rahmete çevirir diyor Divan-ı Kebirinde. Irkı, dini, dili, coğrafyası, mensubiyeti ne olursa olsun karşılıklı aşk; sınırları ortadan kaldırır, inancı yumuşatır, dili anlaşılır kılar, uzakları yakın eder. Bu romanda; Müslüman bir Türk genci ile, bir Hristiyan Rum kızının sade, nahif, samimi, saf, güzel aşkları ve karşılaştıkları zorlukları konu ediniyor.
Tükendi
Çocuklar eğitilip yetiştirilirken, çocukluk çağının bütün özellikleri her boyutuyla ele alınmalıdır. Eğitim en başta; bireyi, hem kendisine hem de içinde yaşadığı topluma yararlı kılmayı amaçlar. Ayrıca eğitim; Toplumun genç üyelerinin var olan kültüre, yetişkin üyelerce bilinçli, amaçlı ve düzenli biçimde hazırlanması sürecidir. diye de tanımlanır. Bu bakımdan çocuğun, gelecekte bir meslek edinmesinin yanında, onun ulusal kültürle de donatılması gerekmektedir. Kültürün kuşaklardan kuşaklara geçmesini sağla
Tükendi
Mektup yol gibidir... Bir öyküden diğerine gitmektir. Bazen ise gittiği yer de vardığı yer de meçhuldür. Kimi ayrılığı anlatır kimi kavuşmayı... Kimi ise hayatın bir anından ufak bir masalı... Yedi ayrı mektup. Her biri gökkuşağının farklı renginde. Her biri farklı bir duygunun peşinde. İnsanı anlamaya. İnsanı anlatmaya dair satırlar. Zamanın farklı yerlerinden bize yazılmış ufak masallar. Masalların Pino'su ile an larla dolu bir yolculuk. Sizden... Bizden...
Tükendi
Yakup Peygamberin oğlu Yusuf Peygamberin hayatı Kuran ı Kerimde Yusuf Suresinde ayrıntılı ve Allah kelamı olarak anlatılmaktadır. Mısır'ın hazine bakanı Pofifar'ın pazardan satın aldığı bir köle olarak ergenlik çağına kadar efendisinin evinde kalır. Efendisinin karısı Züleyha'nm karşılıksız Yusuf'un güzelliğine olan aşkı ve ondan sonraki olaylar İslam ve Türk edebiyatında kıssa hikaye olarak çok işlenmiştir. Hatta bu hikaye Ahsen'ül Kısas Hikayenin En Güzeli diye anılmıştır. Yusuf ile Züleyha pek çok mesnev
Tükendi
İslam edebiyatında yaygın bir aşk hikayesinin iki kahramanıdır Leyla ile Mecnun. Sadece İslam klasik edebiyatlarında değil halk edebiyatlarında da işlenen bir konudur. Aslında manzum olarak işlenen Leyla ile Mecnun hikayeleri klasik edebiyatta mesnevi olarak kaleme alınmıştır. Bunlardan en ilgi çekici olan Fuzuli'nin yazdığı eserdir. Türk halk edebiyatında ise aşıklar aşık geleneği içinde bu konuyu tasnif ederek yıllarca Anadolu halkına kah sazlarıyla kah sözlü anlatımlarıyla ve meddahlık geleneği içinde di
Tükendi
Dünyadaki binlerce milyonlarca konunun içinde aşk her zaman birinci sırayı almıştır. Aşk insan ruhu denilen denizin derinliklerinden yeni inciler çıkarır. Aşk'ta inanışların mensubiyetlerin ırkların ve dillerin önemi yoktur. Hele güzelliğin çirkinliğin ölçüsü teraziyle tartılamaz. Bu romanda fanatik bir Müslüman gençle bir Ermeni kızı olan Hediye'nin derin aşk hikayesi dile getiriliyor.
Tükendi
Kenan Evren elindeki bastonla er'in ayağına dokunup; "Oğlum, sen kimsin?" diye ısrarla sordu. Er gözünü araladı ve Devlet Bakanı Evren'i karşısında görünce çok şaşırdı! Daha sonra da yattığı yerde esas duruşa geçerek, hepimizi kahkaya boğan şu cevabı verdi: "Rizeli Akif... İmha edildik ve ben öldüm. Onun için cevap veremiyorum komutanım!" Demirel tam ayrılıyordu ki, bir gazeteci- yazar ağabeyimiz yanına yanaşıp sordu; "Başbakanım öğrendiğime göre, içeride Sayın Bülent Ecevit'in elini sıkmışsınız!" Demirel
Tükendi
.... İskeleye götürüldü... "Nereye gidiyorum?" diye sordu. Güryay; "Deniz Hastahanesine." dedi. Bu, işittiği son yalan olacaktı... Güryay'ın acelesi vardı sanki... Hemen yolcu etti ve makamına döndü. Telefonu çaldı. Arayan Gürsel'di... "Menderes'i hiçbir yere gönderme!" diyordu. Ama Menderes çoktan yola çıkmıştı bile... "Emrinizi İmralı'ya ileteyim." dedi. İmralı'da emrinin geçip geçmediğinden emin değildi ki artık... Vazgeçti Gürsel, "Hayır, gerek yok" dedi... Feribot İmralı'ya yanaştı. İki asker Menderes'
Tükendi
İbrahim Ebilov (1882 - 1923), Azerbaycan Sovyet Halk Cumhuriyeti'nin ilk Türkiye Büyükelçisidir. Güney Kafkasya Sovyet Federatif Cumhuriyetini de temsil etmiştir. Bu federasyon, Azerbaycan - Gürcistan ve Emenistan'ı içine alan bir idari yapıydı. Ebilov 12 Ekim 1921 tarihinde Ankara'ya gelmiş ve 23 Şubat 1923'te İzmir'de ölmüştür. Mustafa Kemal Paşa'nın dostu ve güvendiği bir diplomattı. Henüz Türkiye Cumhuriyeti kurulmamıştı. Ama Rusya ile Azerbaycan TBMM'yi bir devlet kabul ederek Ankara'ya Büyükelçi gönd
Tükendi
Bu kitapta deneyimli gazeteci Bediz Doğan'ın Yılmaz Güney Kayseri Cezaevi'nde tutuklu bulunduğu sırada kendisiyle yaptığı röportajı ve izlenimleri yer alıyor. Usta gazeteci, cezaevine nasıl girdiğini, üzerinde sakladığı fotoğraf makinesi ile koğuşta mahkumlara nasıl fotoğraf çektirdiğinden, röportajın yayınlanma sürecine kadar yaşadıklarını okuyucuyla paylaşıyor. Ayrıca Yılmaz Güney'in bilinmeyen ve kayıp olarak adlandırılan bir dönemine ışık tutuyor. Güney'in 300 yıl ile yargılandığı bi dönemdeki ruh hali
Tükendi
Havaların gittikçe soğuduğu kasım ayıydı. Cenk uykusunda pek de hoş olmayan bir rüya görmeye başlamıştı. Rüyasında kendisini çok şiddetli bir fırtınanın ortasında, sırtında oldukça büyük bir çanta, elinde gitar kılıfına benzeyen bir kılıfla nefes nefese koşarken görüyordu. Gece, boş caddelerde koşarken bir şey dikkatini çekmişti. Sokaktaki tüm hayvanlar korkutucu bir şekilde kendisine bakıyordu. Caddenin köşesinde çöp birikintisinin içindeki köpekler, yanından geçtiği bir evin bahçesinin etrafını çeviren d
Tükendi
Anadoluyu aydınlatan uluların anlatıldığı bu eserde; Ahmet Yeseviden tutun da Pîr Sultan Abdala kadar pek çok Anadolu erenlerinin bilinen kısa hayatları ile Alevî kültüründeki yerleri ve önemleri bir hap gibi verilmektedir. Bu kitap; her aydının, her ailenin elinin altında bulunması gerekmektedir. Kitapta yer alan Anadolu Erenleri Şunlardır: Hallac-ı Mansur, Ebül Vefa, Ahmet Yesevî, Hüseyin Gazi, Seyyit Battal Gazi, Baba İlyas, Hacı Bektaş Velî, Ahi Evren, Mevlana Celaleddîn Rumî, Sarı Saltuk, Karaca Ahmet
Tükendi
Bir dilin, edebiyat ve bilim dili olması, söz varlığının zenginliğine ve yeni sözcük üretme özelliğine bağlıdır. Türkiye Türkçesi; bugün bilim terimleri dâhil 600.000i aşkın söz varlığına sahip bir edebiyat ve bilim dilidir. Türkiye Türkçesinin bu düzeye yükselmesinde yüce Atatürkün kurduğu TDKnin büyük hizmeti vardır. TDK, özellikle öğretmen ve gönüllü aydınlar vasıtasıyla halktan sözcük, atasözü, deyim derleyerek Türkçenin sözlü ve yazılı anlatım gücünü artırmıştır. TDKnin söz varlığı derleme çalışmaların
Tükendi
Başkentin kıyısındaki gecekonduların arasında tıpkı gecekondular gibi var olma savaşı veren Şen Kahve'de yaşam, sabahın ilk saatlerinde emektar semaverin dumanıyla başlar. Semaverin alevlenen ateşi mavi kora dönüşünce taze çay kokusu, kahvenin duvarlarını aşıp dışarıya ulaşır. Şen Kahve'nin erkencileri yaşlı müşterilerdir. Yaşlılar, kahvedeki yerlerini alırlar ve kahve sahibi Rüstem'in eski arkadaşı, kahvenin garsonu Celil'in ise astımlı dediği yaşlı radyonun hışırtılı sesi eşliğinde dağıttığı karanfil koku
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 35 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2