Deccal'ın insanlığa Epistemolojik (Bilgi Felsefesi) saldırısı onları içten kör hale getirir ve dolayısıyla, "dış görünüm" tarafından kolayca aldatılmışken, aciz kalan "iç gerçekliğe" nüfuz etmesi onun gizemli görevi ile ilgilidir.
Onlar böylesine derinden yanlış yönlendirilmiş olduklarının farkına varmaksızın bazen Yüce Allah'a inançlarını kaybederler. Bununla birlikte neredeyse her zaman, Kudüs ve Kutsal Toprakların tarihin sonunda oynadığı rolü ya da tarihin hareketini anlama kapasitesinden de yoksundurla
1965 yılında Eskişehir de doğan Ömer Kalbaz bugüne dek Küçücük Yüreğime Sığmıyor bu sevdalar,
İnsan Yağmurları,Herşeye Rağmen,Eskişehir Vatan Sağolsun, Kiralık Düş Arıyorum isimli kitap çalışmalarına imza atmıştır.
Şiirlerin çoğunluğu insana,yaşama,hayata dair dizelerden oluşmaktadır.
Neredesin Ey İnsanlık isimli son çalışmalarında adeta insanın yüreklerine kazınacak seslenişler bulunmaktadır.
bu dizeler için Şair Ömer Kalbaz bir yüreğin derinden iç çekişleridir ifadesini kullanmaktadır.
Eminim bu satırları
Mehtaba el sallayan ay ışığında
Ellerime ağlayan sesinin gölgesi düşer
Bir balıkçı teknesinde seni beklerken
Yüreğime sensizliğin çığlığı çöker
Seni sensizliğin denizinde senle yaşarken
Üzerime bir damla yalnızlık düşer
Martıların kanatlarında seni düşlerken
Hayalime sensizliğin hasreti çöker
Dalgalara seni yazıp sana yollarken
Ümidime köpük renkli sevdalar düşer
Maziyi düşünüp onda yaşarken
Gözlerime mazinin sen kokan efkârı çöker
Hatice Ergen Çakırın güçlü ve duygu yüklü kaleminden yine soluksuz okuyacağınız bir aşk kitabı
Şiir, deneme ve mektup türünün bir arada olması açısından ilkler arasına giren muhteşem bir kitap
Aşkın her halini yaşayacağınız ve umudun penceresinin daima açık olduğunu fark edeceğiniz bu müthiş kitapta eminiz ki; kendinizden çok şeyler bulacaksınız.
Hatice Ergen Çakır okurlarının da vurguladığı gibi; Zengin bir dile ve akıcı bir anlatıma sahip kitabın daha ilk sayfalarından itibaren deneme, mektup ve şiirler
Bir taş atarsınız koskoca denize
O bile titrer, taş üzerine değince
Canının yandığını haykırır aslında
Siz duymasanız da.
Halkalar oluşturur o taşın etrafında sessizce
Bazen bir küçücük bulut gelir,
Koskoca güneşin önüne
Onun bile gücü yetmez
O bulutu elinin tersiyle itmeye.
Yani:
Kimin küçük, kimin büyük olduğuna
Karar veremezsiniz işte
Bazen de:
Çok şeyleri bağlarsınız birbirine
Önemsemediğiniz o küçücük düğümlerle
O düğümü atmakla bitti sanırsınız her şeyi
Lakin iyi hesaplamak gerekir
Bir gün o düğümü ç
Senelerden iki binin on birindeyiz.
Hala aynı bilinmez yolda mıyız biz?
Bitmeyecek mi bu düzen, değişmeyecek misiniz siz? Söyleyin, ülkemde kardeşliği karıştıranlar kimlersiniz siz?
Gün gelecek çağıracak Rabbim sizi yanına. Diyecek ki, bakın şu cehennemin tadına. Ben çok üzülürüm sizler adına, zaman geçmeden varın islamiyet yoluna.
Bırakın kafirler hep aynı kalsın. Bu dünyadan başka hayat yok sansın. Rabbimin karşısına geçince anlasın.
Müslümanlar birlikte saadete varsın.Ateştir bu, cehennem ateşi. Ya Rab!
Bismi Rabbir- Rıza.
İmam Rızayı ziyaret eden bir ziyaretçi, imam Rızaya sorar: Ya ebel Hesel Ali Bin Musa Er- Rıza! Bana bir nasihatte bulun ki, hiçbir nasihate ve ilme ihtiyacım kalmasın.
İmam Rıza cevap verir:
Rabbin rızasıyla yaşa. Ben onun rızasıyım. Ben senden razıyım. Vesselam.
Fatımecan Ey Aynir Ruhi Fedak Ya Betul? İcazetinle Fedek Bahçesine girdim. Seyrettim güllerine.. Kasas Suresi 65. ayetini okudum. O gün gelecek onlara seslenerek Mursellere ne cevap verdiniz? Fedekin bütün gülleri cevap verdiler: Bütün peygamberlerin Seyyidi Muhammedin seyyidesi Fatımenin gülleriyiz. Gasp edilmiş Fedekin Zehra çiçekleriyiz. Kapısı kırılmış boynu bükükleriz. Toprağımız tathir, hepimiz tahireyiz. Yağan yağmurun, Fatıme evlatlarının gözyaşlarıyız.
Şerin zehirli şöhretinde yer ver evet leh ayıra,
Hakikati zerrin iken gömüdür karşı bayıra,
Kestane gözü üzerlerde ise karınca kararınca,
Ölüm arpacıktan ırak, hayal idi badıheva.
Kağıtlar yumağını ellerin buruşturduğu,
Mürekkebin sözler genizinde oruç bozduğu,
Tebessümler koğuşunun soğukluğuydu unzuru,
Ki uzuvlar cennetinin yokmuydu komşusu?
Kimi kelamlar vardır; kasr değil; tul kelime, kelime, kelimeler yazsın kalemler ister Okuyan okur, mana verebilen verir; okumayan, okunmayan, okutulmayan, mana verilmeyen, vermeye kudret yetiremeyene nafile gelir, o kelimeler Sıkar belki de, sıkılır Bıkar belki de, bıktırır
Kaleme ülfettir kelam; külfet gelmez lakin bazı bazı ahengini bozar, kaydırır, sıydırıri sıyrılır aradan ve sözü öz, özü söz yapar; kimi zaman aheste, kimi zaman aniden Yazacağını, diyeceğini, içinden geleni-geçeni pat diye döker ağaçtan
Gönül ve zihin dünyasının zenginleşip gelişmesinde ve insani değerlerin oluşmasında hadis-i şeriflerin ve İslam büyüklerinin sözlerinin harç olma oranı, diğer harçlardan daha fazladır. Bu durum, sahabe döneminden itibaren, sözlü ve yazılı kesintisiz gayretler neticesinde oluşmuş bir mayadır. Cenab-ı Rasulullahın sözleri doğrudan Allah kelamına istinad ettiği gibi, Dört Halifenin söyledikleri de yine Kuran ve Hadislere dayanır.
Çünkü Vema yentiku anil heva/O kendi heva ve hevesine göre konuşmaz.(Necm, 3)
Değişim yolculuğuna hazır mısınız?
Yaşam denen mucizenin içinde saklı sırları bulmaya değişim diyerek yola çıkıyoruz. Geliyor musunuz?
Bu yolculukta arayışlarımız içimizde. Yanıtlarımızı çok soru sormakla bulacağız. Kendimizde saklı sırlarımıza, değişimin o inanılmaz gücüne ulaşacak, ruhumuzun gelişmesiyle mucizeler yaratabileceğimizi kendimizde yaşayarak göreceğiz.
Değişim korkutabilir. Değişim, geçmişin acılarından sıyrılıp gelecekteki mutluluğumuzun anahtarıdır. Doğru zamanda, doğru şekilde, doğru yer
Hangimizin izleri yok ki geçmişten getirmediği ? Kimimiz aynaya baktığında sürekli onları görür, kimimiz barışıktır, yaralarıyla kimi devam eder önüne bakarak, kimi döner hep ardına. Ama tozlu bir sandığmız vardır hep. İçinde acı tatlı anıları barındıran.
Bu roman, hepimizin hayatında ki bu mücadelenin, Aslı'nın bakış açısıyla işlenişinin romanı.
Aslı, kendi seçimi olmayan geçmiş yaşamını, seçimleriyle mıutluluğa dönüştürülebilecek mi ? İstemek ve çabalamak yeterli olabilecek mi onun için ? Ya gizemli kad
Gayretsizken himmet beklemek ne kadar ahmaklıksa,kulun kendi uğraşında Allahı yardıma çağırması da o denli idraksizliktir!
Allaha isyan etmemek, Allahtan razı olunduğu anlamına gelmez. Bu ikisi arasında birçok makamlar mevcuttur Mesele, rıza makamına erebilmekte!
Nasib olmayan emeller için; ömür boyu didinmek, kişiye yeryüzünde verilebilecek en büyük cezadır.
Ey başkaları için ağlayan göz! Otur bir de kendin için ağla
Kıbrıs barış harekatı sonrası terhis olan ve yurda dönen Muammer Gökalp, emaneten teslim aldığı mektubu, üzerinde yazılı olduğu adrese bizzat götürmeye karar vermişti. Yer, İstanbul-Aksaray semtiydi. Oraya varıp kapıyı çaldı.Beyaz başörtülü, yaşlı bir nine belirdi kapıda. Misafiri içeri buyur etti. Muammer, odaya girer girmez, cebinden çıkardığı mektubu, nur yüzlü kadına uzattı ve:
Asker oğlunuz, bu mektubu, Kıbrıstan size gönderdi, dedi.
Yaşlı kadın birden bire şaşırmıştı.
Benim kıbrısta oğlum yok ki! diy
-İNSANI ve HAYATI esrarengiz bir surette ele alan
-Günümüzde insanın içine düştüğü çıkmaz ve tuzakları gözler önüne seren; o tuzak ve çıkmazlardan kurtulmak isteyen
Fakat tutacak bir el bulamayan herkese, o kurtulmanın metot ve taktiklerini Harika bir suretle gösteren
-İnsanın kendisi ve hayatı üzerinde nasıl hakimiyet kurabileceğinin, hayatını mutluluk ve başarı ile süslemenin en kolay yollarını nazara veren
-Maddenin manaya değil, mananın maddeye hakim ve maddenin manaya hizmetkar olduğunun ispat ve izahı
Her birinin uzun, uzun hayat hikayeleri vardı. Belki de, u kısa ömürlerine sığdırdıkları hiçbirini anlatamadılar. Dinleyende olmadı, olamadı. Şimdi mümkün müdür bu bilinmeyenleri tahmin ederek, hepsini hikayeleştirip te yazmak. Zaten amaç, hikaye yazmakta değildi aslında. Sadece bu talihsiz ve elim kazada ebediyete uğurladığımız seksen bir yiğidimizi rahmetle anmak. O gece dört nisan bin dokuz yüz elli üç saat 02,10u gösterdiğinde kabus gibi çökmüştü Çanakkale Boğazının üzerine kara bir sis bulutu. Dumlupın
What does it take to have dominion over land and sea? Do sheer power and principles suffice? At the height of Lycians celebrated kingdomin southwestern Asia minor, one mans naturechallanged conventions on privilages and influence,proving no less real and curicial when he possessedthe virtues of a warrior, the respect of men and the love of women.Lenatti as a second son of King Codrus I, pushed the limits of human power to archieve the splendor and victory that changed the history of eastern Mediterranean.
What does it take to have dominion over land and sea? Do sheer power and principles suffice? At the height of Lycians celebrated kingdomin southwestern Asia minor, one mans naturechallanged conventions on privilages and influence,proving no less real and curicial when he possessedthe virtues of a warrior, the respect of men and the love of women.Lenatti as a second son of King Codrus I, pushed the limits of human power to archieve the splendor and victory that changed the history of eastern Mediterranean.
Toplam 91 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.