Son yıllarda insanımızin içini doyuracak ve onu pozitif yönde duygularını harekete gecirecek Şiir kitapları çok az çıkıyor, Hüzün yılı , şair , gazeteci, mütefekkir yazar İrfan Karabulut' un güzel bir çalışması yaklaşık 85 şiirın yer aldıgı bu güzel eser siir severleri bekliyor.
-İrfan Karabulut-
Uyuyan Geceye
Gece yarısı bütün şehir uykuda
Bir yetimler, birde gönlüm uyanık
Onun olsun ,ver uykuyu gecenin koynuna
Benim mekanım yok , zamanımın ucu yok
Takvimlerin bittigi ,mekanın tükendigi an
Her gece kar
Aşkın bir tarifidir İstanbul
Ne anlatmakla biter , nede yaşamakla
Ey tarih hazinesi
Eyyy ... koca İstanbul
Herkes seni konuşuyor
Seni anlatır
Seni dinler
Sende yaşamış , bagrında kök salmış medeniyetleri
Her birisinin izleri
Kalıntıları fişkirir togragından yeryüzüne
İçlerinde sakladıkları
Sırlari ile birlikte
Sen.....
Neymişsin be İstanbul
Der , ve bizler şiir deryasına davet eder.
(Tanıtım Bülteninden)
Doğru bir bakış açısına sahip miyiz?
Emin değilseniz bakış açınızı yeniden keşfedin
Çünkü hayat aslında göründügü gibi degil, sizin onu bakış açısına göre anlamlandırdığınız
Gibidir.
Bulundugunuz açıdan baktıgınız her şey size odaklandığınız dogruyu gösterecektir.
Ancak bakış açınızı değiştirdiginizde o dogrularında farklılaştığını göreceksiniz,
Bakış açımıza psikolojik ve kişilen gelişim ufkundan bir yaklaşımı sergileyerek .....
Sosyal yaşamın çok boyutlu oldugunu unutmayın ve önce bakmak çalıştığınız dog
Mahallenin yarı belinde soluklanırken aşağı baktı. Şehri ikiye bölen büyük dereyi, üzerinden her gün defalarca geçtiği Rumlardan kalma kemer köprüyü yaban gözlerle seyretti. "Bu şehir bana yasak mıydı ki görmeden yaşadım." diye geçirdi içinden. "Ayaklarım kaç sokağını daha tanımadı, kim aldı benim şehrimi benden. Kim çaldı gözlerime sürme misali mili." Soruların nemlendirdiği gözlerini karşıdan vuran güneş kuruttu. Sırtını dayayıp güneşe yoluna devam etti...
?Öyle bir güzellik arıyorum gideceğim yerde
Ne aradığım orada var ne ben oradayım.
İnsanoğluna o kadar kırgınım ki insan olduğumu unutuyorum.
Yangın tenimde değil, gönlümde."
Altı aydır denizdeydi. Eski takalar ile Karadeniz'in azgın sularında balıkçılık yapmıştı ama kıtalararası yolculuğa çıkışı ılık bir pazar sabahına rastlamıştı. Çıkış, o çıkış oldu boğazdan.
Şimdi bilmediği bir yarımkürenin üzerinde yüzen demir gövdenin güvertesinden dolunayın aydınlattığı yüzeye bakıyordu. Düz bir ova gibi görünen deniz bütün heybetiyle gemiyi sürüklüyordu.
Deniz, ne büyülü kelime... Göğün bütün renklerine bürünen bukalemun gibi. Değişken ve aldatıcı. Aynaydı deniz, anaydı, can verendi,
Ey varlığın övüncü ile armağanlara
Boğulmuş Ademoğlu!
Ölümden sonraki diriliş,
Hem yaratan için, hem de yaratılan için vaciptir.
Çünkü ?diriltmek Allah'ın şanınadır. Dirilmek,
İnsanın namınadır." Evet, hikmetin manası,
Rahmetin anlamı, insanın diriltilmesi ve
Hayatının uzun edilmesidir. Kul Allah'ı bilecek,
Allah kulu sevecek ki, neticesi husule gelsin.
Gurbet tüketti bizi bir yana saldı bizi
Hasret dolu yürekler yaşa susmuyor gözler
Savrulduk her bir yana kaybolduk dizi dizi
Komşu arkadaş oldu vatandan uzak eller
Susar diller konuşmaz yüreğini anlatmaz
Gurbet senin yüzünden hasret yürekte kanar
Ne kış olur ne de yaz buna yürek dayanmaz
Sılada olan anlar gurbette olan yanar
Özlem gelir dizeden telefondaki sözden
Ayrılık acı verir yüreğe sancı verir
Yüreği yaslı gördüm gurbete uçup giden
İçinde yanan koru göz yaşına çevirir
Özlem dolu dizeler yazar oldu
AH AŞK! Aradığım, yandığım, kendimden geçtiğim aşk, bulmalıyım seni. Görmeliyim, hissetmeliyim, duymalıyım, tatmalıyım. Her hücremde yaşatmalıyım. Belki bir kitabın sayfalarında, belki bir denizin dalgasında, gündüzün gecesinde, gecenin karanlığında, kayan yıldızlarda, doğan güneşte, bir sokak lambasında, çıkmaz bir sokakta, kapalı kapılar ardında, mum ışığının alevinde, dervişin zikrinde, insanın şükründe, bir ezan sesinde, bebeğin kulağına fısıldanan isimde, rüzgarın düşürdüğü yaprakta, yağmuru yağdıran b
Ey! Yarap gönlümün kapısını aç da gireyim,
Şu sonsuz âlemdeki yerimi bileyim,
Senin gibi ben de koşulsuz seveyim,
Farkındalıksız hayatı söyle neyleyim?
Sonsuzluk kapısını aç benim için,
Bu hasret bitmez mi, söyle ne için?
Daralmış sensizlikle benim yüreğim,
Aç gönlüm kapısını, aç da gireyim...
BİR ÇİÇEK MİSALİ
Bir çiçek misali olup
Önce karşıma çıkıyor
Sonra kendini emanet ediyor
Öptürüp koklatıyor ve sevdiriyor
Benimsin dediğim zaman
Bir anda yok oluyor
Bir çiçek gibi dökülüyor
Bir çiçek misali oluyor
Kaderime boyun eğdim
Acımadı halime hiç
Her seferinde gül dedi
Hep sonunu acı verdi
Yaşlar aktı gözlerimden tutamadım
Yüreğim kanadı durduramadım
Kalbim büyük yara aldı kurtaramadım
Ben dünyaya küstüm geri döndü ama
Ben dünyayla asla barışamadım
Bir çiçek misali yaşayamadım
Anadolu toprakları her daim dünyanın incisi olmuş ve hep elde edilmek istenmiştir. Milyonlar sırf bu topraklar uğruna yaşamını yitirmiştir.
Bu savaşı atalarımız daha bir önceki yüzyılda büyük bir mücadeleyle vermiştir.
Şimdi bu topraklar bize ait ve hala yuvamızı kaybetme tehlikesi sıcacık halde duruyor.
Bu savaşı yeniden vermeye çocuklarımıza, torunlarımıza atalarımızın bıraktığı mirası aktarmaya hazır mısınız?
O halde bu uğurda İçnikalarla yürümeye hazır olun.
Uyanış başlıyor.
Geliyorlar...
Yıl 2019. Mecl
Yıllar çok çabuk geçiyor. Saniyelerden, dakikalardan ve yaşadığımız her günden birşeyler öğreniyoruz. Ama, maalesef insanlar yazmış ve yaşamış olduğu şeylerden ders almıyorlar. Neden bu kızgınlıklar, kavgalar, dargınlıklar, kan davaları, saygısızlıklar, dolandırmalar...
Hepimiz faniyiz şu kirletilen dünyada. Elde olmadan yaptığımız hataları affedelim. O hataları yapanlar kendilerini affettirsinler. Sevelim birbirimizi ve Allahımıza sığınalım, şükür edelim.
"Bu aşkı ben olasılıklarla büyüttüm. Baştan nasıl başlarsa bir iş öyle sürer öğrendim. Sevda kapımı çalar çalmaz ayrılmalıyız dedim. Hoş geldin demeden ayrılıktan söz etmem için o kadar büyüktü ki sebeplerim..."
haydi gel!
haydi gel diye bağırdı güneşe isyankâr bekleyişini
gel buluşalım yine seninle bir şiirde
öylece otur karşıma
sadece gülümse
ve saçlarını bırak dizelerime...
Marmara Gezgini kitabında Ülkemizin en güzel bölgelerinden biri olan Marmara Bölgesinin tarihi, turistik ve doğal yerleri ile yöresel lezzetlerini farklı bir açıdan görebileceksiniz.
?Çok okuyan mı bilir? Çok gezen mi bilir?" sorusunun cevabını birlikte bulacağımız kitapta, okumak kadar gezmenin de önemli olduğuna şahit olacaksınız. Her zaman yanından geçtiğimiz veya gördüğümüz tarihi eserlerin, her birinin var oluş gerçeklerini okuyacaksınız.
Kısa ve uzun yolculuklar hayatınıza renk katarken, yapacağınız
Toplam 91 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.