Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 219 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Şefkat-merhamet-rahmet hareketini başlatmış, kalplerin, gönüllerin fethini, beldelerin fethinden öne almışız. Büyük ve dağınık bir coğrafyada, şaşılacak kadar kısa bir zamanda ‘insanlık fethi’ni gerçekleştirmişiz. Bu büyük başarının kahramanları şimdi kendi insanlarına, kendi torunlarına, kendi çoluk-çocuklarına sahip çıkmaktan âciz hale gelmişse burada durup bir nefs muhasebesi yapmalıyız. Dertleşme, düşünme, hiçbir olumsuzluğu mazeret olarak öne sürmeme, nefs muhasebesi yaparak çare arama/bulma gayreti gö
Savaş; San’a’da Bağdat’ta Şam’da Halep’te binlerce yılın birikimi olan şehirleri, oralarda kurulmuş olan medeniyetlerin şaheserlerini, nesillerden nesillere aktarılan insani birikimini yıkıp yok ederken, topluca bir ülke halkını imha edip milyonların içerisinden kâh gruplar bazında kâh bireyler açısından âbide şahsiyetler, korkusuz kahramanlar çıkaran ilginç bir paradoksun hikayesidir. Hayat; her türden inanca, fikre aidiyet kavgasına, yaşamın tüm karmaşasına, keşmekeşine, çilesine rağmen doyasıya yaşamaya,
Hak Teâlâ, Cebrâil (as): −Ya Cebrâil, dedi. Yarattıklarımın en şereflisi, en izzetlisi yaratılmışların özü, ilk yarattığım ruh Muhammed Mustafa'nın doğum zamanı geldi. Gök ehline ilet! Peygamberlerin meleği Cebrâil, varlığını dolduran ölçüsüz sevinçle göğün yedinci katından seslendi. −Ey gök ehli! Tüm gök ehli dikkat kesildi. − Rabb Teâlâ emretti ki bu gece yaratılmışların en şereflisi, ilim ve irfan kaynağı, kalbi şefkat ve merhamet yuvası sevgili Resûl'ü dünyaya çıkacaktır. Tesbih ve taatlarınızı arttırı
Hz. Peygamber (sas) Medine'ye hicret ettikten sonra orada bir mescit inşa etmiş ve aynı tarihlerde mescidin yakınlarında da bir mezarlık oluşturmuştur. Bakî‘, Bakîu'l-Garkad olarak adlandırılan bu mezarlık, Türk kültüründe Cennetü'l-Bakî‘ olarak bilinmekte ve kutsal bir mekân olarak kabul edilmektedir. Ancak bu mezarlıkla ilgili ülkemizde derinlemesine bir inceleme yapılmamıştır. Elinizdeki kitap, bu konuda yapılan ilk kapsamlı çalışmadır. Bu çalışmanın amacı Hz. Peygamber (sas) döneminde vefat eden ve Cenn
Beşerin Hz. Âdem'den kıyamete kadar sürecek olan uzun imtihan yürüyüşünde ayağının kaymaması ve istikameti muhafaza edebilmesi için Yüce Allah'ın yol gösterici ve uyarıcı olarak gönderdiği elçilerin sonuncusu olan Hz. Muhammed (sas), bıraktığı etkiler bakımından kendisinden önce gelen peygamber kardeşlerinden farklı bir konuma sahiptir. İnsanoğlunun dünyada huzur, ahirette ise Allah'ın rızasını ve ebedi mutluluğu kazanabilmesi için Hz. Muhammed'in (sas) tebliğ ettiği Yüce Allah'ın kıyamete kadar devam ed
Hz. Abbas'a "Sen mi büyüksün yoksa Hz. Peygamber mi?" diye sorulduğunda, çok nazik bir cevap verir ve şöyle derdi: "Ben ondan önce doğmuşum ama o benden büyüktür." Onun bu cevabı, kendisinin kişiliği ve kimliği hakkında yeterli bilgiyi vermektedir. Çocukluk yılları, Hz. Peygamber Efendimizle birlikte geçti; aynı çatı altında büyüdüler. Elli üç yıl Mekke'de birlikte yaşayan, birbirlerini çok seven ve birbirlerini hiç kırmayan, birbirleri ile amca-yeğen olmanın ötesinde ağabeyi-kardeş gibi yaşayan Hz. Peygam
Vâkıdî ve emsalleri; Asr-ı Saâdet tarihini birçok açıdan araştırıp kayda geçirmiştir. Onlar ilmî faaliyetleriyle Kur'ân ve Sünnet'in tesbit ve tevsîk tarihini belirlemiş; siyeri, ashâbın ve hicretin ilk asırlarında yetişen alimlerin biyografilerini, dinî, ahlâkî, ilmî, ictimâî, idârî ve askerî faaliyetlerini kaydetmişlerdir. Bu kayıtlar; İslâm'ın din, medeniyet, ilim, sosyal ve siyasal tarihidir. Vâkıdî; hicretin ikinci asrında yaşamış, tabiîn âlimlerinden ilim tahsil etmiş, İbn Sa'd gibi birçok âlim yetiş
Yerde ve gökte en güzel isimler kendisine ait olan Yüce Allah'a sonsuz şükürler ve sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa'ya gönüller dolusu salât ve selamlar olsun. Bu kitabın amacı bizi yaratan, yaşatan ve sayısız nimetler veren Allah'ı en güzel ve en doğru bir biçimde tanımanızı sağlamaktır. Hepimizin özellikle de gençlerin ve çocukların Allah hakkında sağlıklı bilgi edinmeleri, son derece önemlidir. Çünkü bu konudaki doğru bilgiler, hayatımızı en güzel bir biçimde aydınlatır, dünya ve ahirette mutluluğ
Tükendi
"Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır. Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin." (Kalem 68/3-4) "Kur'ân-ı Kerîm'den sonra Resûlullah (a.s.) ile ilgili haberlerden daha güzeli yoktur." el-Kelâî (v. 634/1237) Kaynaklarının sıhhati, çeşitliliği, çokluğu ve etkisinin yapıcı sürekliliğinden dolayı Asr-ı Saâdet; bugüne nisbeten dün gibidir. Siyer; "Hz. Peygamber'in (a.s.) doğumundan vefatına kadar hayatını ve hey'etini; Kur'ân, İslâmî rivâyet ve bakiyyeleri esas alarak tayîn ve tevkît bak
Allah ile beşer arasındaki iletişim yollarından biri ve en önemlisi peygamberlerin aldığı vahiydir. Peygamberler, Yüce Allah'ın bu mesajını insanlara bildirmek üzere seçilen özel insanlardır. Hz. Muhammed'in (sas), Hira Dağı'ndaki küçük mağarada aldığı ilk vahiyden vefatına kadar geçen süreçte mesaj, bazen uzun, bazen de kısa pasajlar halinde geldi. Vahyin yirmi üç yılda peyderpey gelmesinin hikmetlerinden biri, Allah Elçisi'nin (sas) muhatap olduğu toplumun vahyi sindirmesi, vahyin mihmandarlığında toplums
Hilafet döneminde ve sonrasındaki siyâsî ihtilaflarla hatırlanan İslâm'ın üçüncü halifesi Hz. Osmân (r.a.), ilk inanan kimselerden ve daha Nebî (s.a.s.) hayatta iken kendisine fetva sorulan sayılı kimselerden biridir. Aynı zamanda kutlu Nebî'nin dünyadan irtihalinden sonra ilk iki halifenin, işlerinde kendisiyle istişare ettiği ve devr-i hilafetindeki fetva ve uygulamaları ile İslâm'a büyük hizmetler etmiş mümtaz bir şahsiyettir. Kur'ân hafızı, sünnet muhafızı ve sahip olduğu bu engin birikimle bir fıkı
Hz. Peygamber'e (sas) gelen vahiy, onun yaşantısında müşahhas hale geliyordu. Vahyin onun ve yaşadığı toplumdaki insanların hayatlarına hâkim olmasının yanında Allah Elçisi'nin, temelini vahyin oluşturduğu söz ve uygulamaları da nüzûl dönemi devam ettiği için ilahî gözetim altındaydı. Bu sebeple Hz. Peygamber'in (sas) söz ve fiilleri, diğer insanların vahiyden anladıklarından ve davranışlarından daha önemli ve öncelikli bir konuma sahip olmuştur. Hz. Muhammed'in (sas) vahyin ilk muhatabı olarak Allah'
Kişinin Müslümanlığı, Hz. Muhammed'in (sas) getirdiği mesajın kabul edilmesiyle başlar. Hz. Peygamber'e (sas) itaat etmek, ona saygı duymak ve onu sevmek her Müslümanın görevidir. Allah Elçisi'ne duyulan muhabbet İslâm tarihinde farklı tezahürleriyle ortaya çıkmıştır. Bu sevgi edebiyatta ve sanatta önemli ilham kaynaklarından olduğu gibi Müslümanların hayatlarına da hâkim olmuştur. İslâm toplumlarında peygamber sevgisi, Hz. Peygamber'in (sas) isimlerinin çocuklara verilmesinden, onunla ilgili düzenlen
Müslüman ailesinde erkek ailenin reisi olmakla birlikte hakları ve yetkileri sınırsız değildir. İslam dini onu aile reisi olarak belirlemiştir. Zira iki cins arasında yaratılış/fıtrat itibariyle aile reisliğine uygun olan erkektir. Burada kadınlara haksızlık yapıldığı veya kadınların ikinci plana atıldığı gibi bir düşünce akla gelmemelidir. Erkeğin ailenin reisi ve idarecisi olarak seçilmesi yüklerin ve sorumlulukların büyük kısmının ona verildiği anlamına gelmektedir. Ailenin temel taşlarından olan ka
İslâm öncesi Arap toplumunda siyasal ve toplumsal düzen nasıl sağlanıyordu? Arap yarımadasında yaşayan farklı kabileler arasındaki ittifaklar ve ayrışmalar hangi sonuçları doğuruyordu? Arap kabileleri kendi içinde yâhut kabileler arası sistemde birbirlerine karşı ilişki ağlarını nasıl tesis etmişlerdi? Kabileler arası geçiş, alış veriş ve güvenlik meselelerinin çözümünde nasıl bir pratik geliştirmişlerdi? Bu tarihsel arka plân Hz. Peygamber (sas) döneminde sürmekte miydi? Yaşanan olaylarda tesiri söz konusu
İslâm öncesi dönemde nasıldı? İslâm'ın gelişinden sonra ise nasıl değişiklikler oldu? sorusu çerçevesinde ele alınmıştır. Bu kitapta Hz. Peygamber (sas) dönemi ailesinin yapısını, çeşitli değişkenlerle olan ilişkilerini araştırmak hedeflenmiştir. Zira bu dönem Müslümanların nazarında örnek bir zaman teşkil ettiği gibi referans niteliği de taşımaktadır. Ayrıca bu dönemin anlaşılması İslâm dininin toplum üzerinde gerçekleştirmiş olduğu değişikliklerin ve ıslahatların bilinmesi için de önemlidir.
Hz. Peygamber'in son peygamber olarak insanlığa İslâm'ı tebliğ etmesi ve müslümanlar için örnek bir kul olması, O'nun hayatını önemli hale getirmiş ve tarih boyunca çeşitli çalışmalarla yaşamı her yönüyle mercek altına alınmıştır. Çünkü Allah, ilâhî mesajlarında genelde insanlığa özelde de müslümanlara insanî değerleri öğretirken ve hatırlatırken, gönderdiği son Peygamber'i işaret ederek müslümanların O'nun gibi yaşamasını ve O'nu örnek almasını salık vermiştir. Allah Teâlâ'nın İlâhî mesajda Hz. Peygamber'i
Allah'ın gerçek yardımı, insana bahşettiği her doğal şey gibi pek önemsenmeyen peygamber, kitap, akıl ve dirayettir. İnananlara başarıyı getiren; Hz. Muhammed (sas) gibi neyin, ne zaman, nasıl yapılacağını, savaş kazanma, plân ve stratejilerini hem teorik olarak hem de bizzat ve bilfiil öğreten, evrensel tabiî hukuka dayanan, insanları etrafında toplayabilen, akıl - duygu dengesi sağlam gerçek bir liderdir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 219 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3