Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 77 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İnsan, her şeyden önce düşünen, yorumlayan ve yeni şeyler ortaya koyan bir varlıktır. İşte bu özellikler de onu diğer canlılardan ayıran temel niteliklerin başında gelir. Gerçekten insanı hayvandan ayıran ana özellik, güzellik yaratma ve güzellik aramadır. İnsanın yaratıcı gücünü ve güzellik arama çabalarını gösteren önemli uğraşa "güzel sanatlar"diyoruz. Edebiyat eserlerinin büyük bir bölümü, insanları çeşitli bakımlardan eğitmek amacıyla yazılmıştır. Türk edebiyatında Yunus Emre, birçok şiirini ve Risalet
Tükendi
Bu çalışma, Osmanlı eğitim sisteminin, 'klasik' kimliğini kazandığı 14-16 yüzyıllar ile dışarıdan katılan unsurlarla yeni ve farklı bir hüviyete büründügü 17-19. yüzyıllar arasında geçirmiş olduğu istihaleyi konu edinmektedir. Osmanlı eğitim siteminin 14-16. yüzyıllar arasında tedricen nasıl teşekkül ettiği ve daha sonra parçaların oluşturduğu bütünle birlikte evolüsyon geçirdiği; modern-seküler eğitim kurumlarının Tanzimat öncesinden başlayarak embriyonun büyümesine benzer şekilde gelişip sistemdeki rol v
Tükendi
Her toplum bir yerden bir yere göç ederken, sadece oralara yerlesmekle kalmamis, kendi kültürünü ve inancini da beraberinde tasimistir. Bu Balkanlarda halklar arasinda ortak kültür olmus ve toplumlari birbirine yaklastirmistir. Sanilmasin ki Balkanlar sadece silah zoru ile alindi Balkanlarin fetheden ve onu TÜRK Yurdu haline getirenler isimsiz kefensiz kahramanlardir. Bu kahramanlar ve kültüre hizmeti geçmis tekke zaviyeleri yazili ve sözlü kaynaklardan derleyebildigimiz kadariyla yazmaya çalistik. Bu yazdi
Tükendi
Bizim düşünce dünyamızda sanat, estetik ve bunların filizlendiği felsefe zemini son yüzyıllarda ihmal edilmiştir. "Asırlar var ki aydınlık nedir, hiç bilmez afakım!" Belki de devletimizi bir bütün halinde tutmak için vermek zorunda kaldığımız mücadeleler, bu ihmali doğurmuş ve düşünsel köklerimizden kopmuşuz... Halbuki bu felsefe zemini olmadan geleneksel sanatkarımızdaki güzellikleri göremediğimiz gibi, modern sanatları da anlayamayız... Sanat tarihimizdeki bu kuramsal kopukluğu gidermek zorundayız... So
Tükendi
"Eski Anadolu Türkçesinde Arkaik (Eski) Öğeler" adlı bu çalışma, giriş ve iki bölümden meydana gelmektedir. Giriş bölümünde Eski Anadolu Türkçesi'nin Türk dil tarihi içindeki yeri, dönemleri ve önemi hakkında kısaca durulmuştur. Birinci bölümde anlambilim (semantik), arkaizm gibi gramer terimleri ele alındı. Devamında bugüne kadar yapılan bazı arkaik incelemeler ve araştırmacıların konu hakkındaki görüşlerine yer verilmiştir. Hangi kelimelerin incelemeye tabi tutulması, arkaik sayılması gerektiği, arkaizm
Tükendi
İslami dönem Türk Edebiyatı'nın ilk eseri. Kutadgu Bilig, Türk dil ve edebiyatının XI. yüzyılda yazılmış önemli dil yadigârlarından birisidir. Eldeki bilgiler ışığında İslamî dönem Türk dil ve edebiyatının ilk eseri olan Kutadgu Bilig'in üç nüshası mevcuttur. Özbekistan (Nemengan/Fergana), Mısır (Kahire) ve Herat (Viyana) nüshalarından en derli toplu olanı Özbekistan (Nemengan/Fergana) nüshasıdır. Yusuf Has Hacib'in kaleme aldığı Kutadgu Bilig adlı eserin Herat (Viyana) Nüshası, bugünkü Afganistan'ın Her
Tükendi
Ümit ederim ki fani simasının aramızdan çekilmesine mukabil, şiirinin hakiki çehresi gelir. Şüphesiz belki kuvvetli bir zevk ve belki de zaman, bu muazzam eseri ayıkladığı gün şiirimiz hacmen küçük, fakat istiap ettiği güzellik ile çok kıymetli bir eser kazanacaktır. Ahmet Hamdi Tanpınar
Tükendi
Makber, Abdülhak Hâmid Tarhan'ın, çok sevdiği eşi Fatma Hanım'ın ölümü üzerine yazdığı, en tanınmış eseridir. Fatma Hanım, Hâmid'le 11 senelik evli iken 24 yaşında vereme yakalanmıştır. O zamanın şartlarıyla bütün yöntemler denenmiş fakat hastalık tedavi edilemeyerek Fatma Hanım iki sene sonra vefat etmiştir. Hâmid, onun vefatından çok etkilenmiş, çıldırma derecesine gelecek kadar büyük bir üzüntü duymuştur. Fatma Hanımın ölümü, Hâmid'in sanatını da etkilemiştir. Hâmid, Makber, Hacle ve Ölü adlı eserlerini
Tükendi
Yaşayan her şey ölecektir, ama yaşam asla tükenmeyecek ve sonsuzca sürüp gidecektir. İnsan da kişi olarak ölecektir, ama yaşama kazandırdıklarıyla sonsuzca yaşamakta devam edecektir. Yaşamının nedenini bilen insan ölümünün de nedenini bilir ve ölümden korkmaz diyen Orhan Hançerlioğlu, Türk düşünce dünyasında özellikle edebiyat ve felsefe alanlarındaki çalışmalarıyla önemli bir yere sahiptir. Şiirlerinin yayımlandığı 1936 yılı ile Oyun adlı romanında değişiklikler yaparak yayımladığı 1962 yılı aras
Tükendi
Üzerinden bir buçuk asır geçmiş olmasına rağmen, Divan Edebiyatı ile ilgili görüş ve düşünceler, bir türlü aynı noktalarda toplanamıyor. Tersine, en durgun ortamlarda bile söz ona gelip dayanınca azımsanmayacak bir hareketlilik göze çarpıyor. Bütün bir şiir geleneğini ters yüz eden Orhan Veli, âhir ömründe "Ben divan şiirini çok beğeniyorum. Divan şiirinden sonra bugüne kadar da Türkiye`de şiir yazılmadığını zannediyorum." diyebildiğine göre, bu edebiyatın neden bu kadar tartışmaya yolaçtığını dikkatle irde
Tükendi
Türkiye'de Avrupa Birliği'ne üyelik süreci bağlamında yapılan siyasi, hukuki reformlar, demokratik gelişmeler, özgürlükçü yaklaşımlar bir taraftan sivil toplum kuruluşlarının gelişmesine, diğer taraftan yoksulluk gibi sosyal sorunların çözümü noktasında farklı adımların atılmasına zemin hazırlamıştır. Küreselleşmenin ve teknolojik gelişmelerin etkisiyle ortak sorun olarak görülmeye başlanan yoksulluk, önceleri sosyal politikaların ana başlığını oluştururken son dönemlerde sivil toplum örgütlerinin de mücade
Tükendi
Risaletü's-Sürur ve'l-Ferah Tercümesi 19. Yüzyıl ortalarında Şeyhzade Muhammed Es'ad tarafından Türkçeye kazandırılmıştır. Eserin müellifi Saçaklı-zade Muhammed el-Mar'aşî'dir. Türkçe konuşan bir İslam âlimi olmasına rağmen eserlerini devrin ilim dili olan Arapça ile te'lif etmiştir. Kelam-aka'id ilmine ait olan bir konuyu içeren eser, altı bölümden oluşmaktadır. Tartışmacı bir üslupla kaleme alınmış ve daha çok İslam âlimlerinin üzerinde söz söylediği Hz. Peygamberin ana-babasının nübüvvetten önce
Tükendi
Elinizdeki Yeni Edebiyat adlı bu eserin, Edebiyat Fakültelerinin Türk Dili ve Edebiyatı, Eğitim Fakültelerinin Türkçe ve Edebiyat Öğretmenliği bölümlerinde okuyan öğrenciler ile Türkçe ve edebiyat öğretmenleri için yararlı ve sağlam bir kaynak eser olacağını düşünüyoruz. Bunların yanında edebiyat nedir? Sanat nedir? Edebiyat ile toplum ve ahlâk arasında nasıl bir münasebet vardır?.. gibi bir bakıma edebiyatın felsefesi diyebileceğimiz sanat nazariyesi üzerinde çalışan araştırmacıların da ihm
Tükendi
Ne olduysa Batı geldikten sonra oldu. Sezai Karakoç bu durumun adını da koyar: Batı mağdurları. O hâlde fazla söze ne hâcet! Konu ile ilgili olarak daha sonra Türkçeye Sefiller adıyla çevrilen Victor Hugo'nun Les Misérables'in ilk çevirisini hatırlamak kâfi: Mağdûrîn hikâyesi. Hikâye mağdûrîn hikâyesidir vesselâm...
Tükendi
Gün geldi Balkanlardan bir pencere daha açıldı benliğime. Bu sefer nasibim Bosna'nın taşrası Zenica'ydı. Kucağını açtı bana ve hızlandırdı kendime yaptığım yolculuğu bu mütevazı Balkan kasabası. Düşman çizmesine tahammülü olmayan fakir ama onurlu bir dosttu Zenica. Kendi halkına da kucağını açmış, düşmana karşı topraktan, kayadan, ağaçtan siper olmuştu bu gösterişsiz mekan. Yollar Balkan'dan Avrupa'ya meyletti çok geçmeden. Üçüncü kuşatmayı yaşattık Viyana'ya. Viyana Tuna ile bir başka güzeldi, bir başk
Tükendi
Osmanlıca ve Transkrip okunuşu karşılıklı sayfalarda yayınlanmıştır. Osmanlıca öğrenenler için güzel bir okuma kitabıdır. Ahmet Mithat ilklerin insanıdır. Sadece yazmamış hep yeniliklerin peşinde koşmuş hep denemiş bir muharrir. İki yüzden fazla eserinin önemli bir kısmı roman ve hikâyeden oluşuyor. Gençlik hevesi ve aşk ateşi zorlamalarıyla yazdığı çok az şiiri bir tarafa bırakılırsa o hep nesir türünün peşinde olmuş. Hissettirmekten, sezdirmekten çok düz yazıyla anlatmayı, kelimelerle içinden geldiği gibi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 77 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1