Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 40 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Rüyamda Kambises'in Babil'in üzerinde durduğunu gördüm. Bir dev ya da tanrı gibi, şehrin üstüne yükselmiş upuzun duruyordu. Sırtında bir çift devasa siyah kanat vardı. Tıpkı bir karganın kanatları gibi, kalın tüylü ve yağ damlatıyor... Bir anda bir kanadın Ege'nin sularına battığını gördüm. O tüylerden Foça'nın etrafındaki denize siyah yağ sızdı. Balıklar yüzeye çıktı ve onun içinde boğuldular. Sonra, çok geçmeden, diğer kanadın ucunu görebildim. Benimle dalga geçercesine Pasargad'ın ana meydanına yaslanmı
Tükendi
Necip Mahfuz Arap edebiyatının rakipsiz temsilcisidir. Evrensel ölçülerde kusursuz romanlarıyla hikâyeleri klasik Arap geleneğinin, Avrupa edebiyatının ve kişisel yeteneğinin göz kamaştırıcı sentezini yansıtır. İsveç Akademisi Nobel Komitesi Necip Mahfuz dünya romanının en büyük, en yetenekli yaratıcılarından biridir. Nadine Gordimer, 1991 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, Güney Afrikalı yazar Binbir Gece Masalları´ndan çıkmış bir masalcı Ulusunun ruhu, Arap romanının babası... Edward Said, Filistinli düşünür
Tükendi
Kahire Üçlemesinin ikinci kitabı Şevk Sarayinda Ahmet Abdülcevat ve ailesinin hikâyesi devam ederken artık ikinci kuşağın, yani çocukların -Yasin, Kemal, Hatice ve Ayşe-yaşamı ağırlık kazanıyor. Yasin´in evinin bulunduğu Şevk Sarayı Sokağı´ndan adını alan bu ikinci kitabın arka planında 1920´lerin sonundaki Mısır ve Kahire de yerini koruyor. Kahire Üçlemesinin birinci kitabı Saray Gezisi üzerine yazılanlar: Necip Mahfuz Saray Gezisi´nde, her bir aile ferdinden etkileyici tiplemeler çıkarmayı bilmiş. Batı dü
Tükendi
Eski kral hikâyeleri anlatan meddahlar, bu öyküleri kendi kafalarına göre uyarlar ve umudu kamçılamak amacıyla, öykülerinin sonunu istedikleri gibi değiştirirlerdi. Doğruyu anlatıp anlatmadıklarını hâlâ bilen yoktur, ama herkesin de bildiği gibi, tarih anlatanlar hikâyelerini istedikleri gibi sonlandırmakta tamamen özgürdürler. Geçmişin Fars geleneklerinden bugüne bir köprü oluşturan İranlı yazar Kader Abdolah, sarayın gözünden geride kalan köklü İran medeniyetinin Batı ve Rusya arasındaki sıkışmışlığını an
Tükendi
Seksen bir yaşındayım. İçeri gelin. Oturun. Neden benimle çocukluğumdaki gibi küçümseyerek konuşmuyorsunuz? Neler becerebildiğime bakın. Benimle yüksek tonlu bebek sesiyle konuşun. Bir form doldurtun. En iyisi, benim için siz doldurun. Bana yalnızca imzalatın. Muhtemelen küçük puntolarla basılmış şeyleri okuyamayacak kadar körüm. Bana istemediğim şeyleri satın. Antikalar için etrafa göz gezdirin. Neler çalabileceğinize bakın. Seksen bir yaşındayım. Yiyorsa, gelin ve deneyin. Frank Derrick, 81 yaşındadır
Tükendi
"Ronnie kolunu kardeşi Chelsea'nin omzuna dolamıştı. Chelsea gülmemek için kendini tutmasına rağmen gözlerini devirmişti, babasının yine o malum şakalarından birini yaptığını söylemişti. Bu fotoğraf Jacqui için özellikle kıymetliydi. Bu, kızlarının birlikte oldukları son fotoğraftı. Kardeş ve çok yakın iki arkadaşlardı, aile tatilindeki beraberliklerinden keyif alıyorlardı. Jacqui, on altı yıl sonra böyle bir beraberliği tazelemenin zamanı geldiğine karar verdi." Ama bu kez tatil Jacqui'nin planlayacağı gib
Tükendi
Yüzümde dokuz, alnımda üç, yanaklarımda da üçer tane kesik izi var. Büyükbabam, onuncu yaşıma erdiğimde yani erkek olduğumda atmıştı bu kesikleri. Ben, Bingo Mwolo. Kiberanın, Nairobinin ve muhtemelen dünyanın en hızlı koşan taşıyıcısıyım. Afrikanın yeraltı dünyasında, büyük adamların arasında kendi büyük hayatını kurmuş bir çocuk; 15 yaş yaşamış ama 10 yaşında görünen bir çocuk... Kurye hizmeti verdiği mafya babalarından birinin bir cinayetine tanık olduktan sonra Bingonun hayatı değişir. Bir yetimhaneye y
Tükendi
"Sarayın uzak bir tarafında, bir zamanlar tahıl barındıran ve şimdi bir zindan olarak hizmet veren bir mahzende bir kapının kilidi açıldı. Dayatmacı eller mahkûmu sarsıp uyandırdılar ve onu hücresinden alıp sarayın karanlık koridorları boyunca götürdüler. Muhafızlar kraliyet ailesinden bir mahkûmu söz dinler hale getirmenin yolunu çok uzun zaman önce öğrenmişlerdi. Bir krala itaatkârlık yanılsaması sunduğunuz sürece sizinle birlikte sakince gelirdi, siz onu ölümüne götürürken bile." Bir zamanlar dünyanın
Tükendi
Günün birinde televizyonda başı taçlı bir soylu gördüm. Kraliyet koltuğuna oturmuş, uzunca bir metin okuyordu. Hollanda kraliçesi olabileceğini düşünerek, izlemeye devam ettim onu. Konuşmasından tek sözcük anlamıyordum. Sırf seslerden ibaret zincirdi sanki duyduklarım. Düşündüm: Bu kraliçenin dilinde yazmak, ne müthiş bir deneyim olurdu. Elim içgüdüsel olarak kalemime uzandı. Defterimin sayfaları karmakarışık bir hikayeyle doldu. Sonra hayretle kendimi daha iyi hissettiğimi fark ettim. Boğazımı tıkayan yumr
Saklambaç bir ilk romanın bütün artılarına sahip: İçtenlik, heyecan, pervasızlık ve en önemlisi profesyonelleşmiş, kaşarlanmış romancılar için ciddi tuzak olan klişeleşmeye düşmemek. Buna karşılık, ilk romanlarda sıkça görülen kurgu zaafı ve zorlamalardan büyük ölçüde kurtulmayı da başarıyor. Tuvalet kağıdına yazılmış, biraz da ağzı bozuk bir hikâye bu. Ne var ki, Batıcı burjuva aile çevresiyle Müslüman muhafazakâr çevrenin kesiştiği noktadan kaynaklanan roman, iki genç kızın hayatı anlamlandırma çabaları,
Tükendi
Evlenmek üzere olduğu sevgilisi elinden alınınca aşkta hayal kırıklığına uğrayan genç adam, Fattumenin Oğlu teselliyi bilgelikte aramaya karar verir. Hem aşk acısını gidermek, hem de bilgiye ulaşmak için uzun bir seyahate çıkacaktır. Hedefi kusursuzluk ülkesi diye nitelendirilen ama gidip de geri dönenin olmadığı Cebel ülkesidir. Ancak seyyahın oraya gitmek için beş farklı ülkeden geçmesi gerekecektir; insanların çırıl çıplak dolaştığı ve Aya taptığı Maşrık; zalim kralına Tanrı diye tapılan Hira; herkesin t
Tükendi
Türkiye'yi ne kadar gezdiniz, gördünüz bilemeyiz, ama çağdaş gezginlerle birlikte insanın kendi ülkesinde dolaşması ilginç olacaktır. Peribacalarının ve yeraltı şehirlerinin esarengiz Kapadokya'sını gezip, Konya'da Mevlana'yı ziyaret ettikten sonra Nuh'un gemisini aramak için Ağrı Dağı'na çıkabilir veya yıllarca önce Şemdinli taraflarında görülen son Hazar kaplanının peşine düşebilirsiniz. Efes ve Troya başta olmak üzere, antik zenginliklerimizde dolaştıktan sonra nargile içerek dinleniren, Anadolu'nun ilk
Tükendi
Arap âleminin en büyük romancısının kaleminden sürükleyici bir aile hikâyesi daha... 1930'ların Mısır'ında, Kahire'de yaşayan küçük bir memur ailesinin başına gelen felaketlerin anlatıldığı Başlangıç ve Son, Mahfuz'un diğer romanları gibi yine sıradan, küçük insanların dünyasına nüfuz ediyor. Kamel ailesinin reisi, baba Ali beklenmedik bir anda kalp krizinden ölünce lisede okuyan iki oğlu, Hüseyin ve Hasaneyn ve evlilik çağındaki kızı Nefise ile ortada kalan anne Samira müthiş bir hayat kavgasına girecek
Tükendi
Güz Yılgınlığı, Mısır'da Temmuz 1952'de yapılan devrimin bir üst düzey bürokratın yaşamına yansımalarını anlatıyor. Yüksek bir bürokrat ve aynı zamanda politik bir lider de olan İsa'nın geçmişini inceleyen devrimin Tasfiye Komisyonu rüşvet aldığını saptayıp emekli edince genç adam devrimin bir kurbanı haline gelir. Aslında hemen herkes benzeri hediyeler kabul etmektedir ama aynı zamanda politik bir kimliği de olduğu için İsa kurban olarak seçilmiştir. Yüksek mevkisini ve işini kaybedince nişanlısını da ka
Tükendi
Söylerken yakalanan siz değilseniz yalanlar çoğunlukla ilginç ve eğlencelidir. Yalansız bir dünya, hele de yalansız bir tarih düşünmek mümkün değil. Politika veya savaş söz konusu olunca ilk kurban edilenin "gerçek" olduğunu artık bilmeyen yok. Sezar'ın, Kleopatra'nın, Stalin'in, Hitler'in, Churchill'in, Roosevelt'in, Nasır'ın ve daha pek çok tarihi kişiliğin söylediği yalanları merak ediyor musunuz? Biliyoruz ki, hükümetler, politikacılar, generaller, gazeteler, şirketler, tarihçiler, hatta bilim insanlar
Tükendi
YERALTINDA 69 GÜN 12 Ekim günü dünyanın gözü kuzey Şilideki bir bakır ve altın madenindeydi. 5 Ağustosta, yani tam 69 gün önce San Jose Madenine giren 33 madenci yerin 688 metre altında mahsur kalmıştı. Ve artık madencilerin kurtarılması için son hazırlıklar tamamlanmış, herkes nefesini tutmuştu. Dünyanın her yerinden gelmiş iki bin kadar gazetecinin gözü önünde, birazdan Anka Kuşu adı verilen roket biçimindeki kapsül yavaş yavaş yerin altına, maden ocağının dibine indirilmeye başlanacak ve 33lerden Florenc
Tükendi
Bir anı-roman olan Yassıadada Bir Spiker TRTnin Ankara Radyosu spikerlerinden Yılmaz Tokun hayatından bir kesiti aktarıyor. Yeni evli ve baba olmaya hazırlanırken kendini Yassıadada bulan Tok üstüne üstlük Demokrat Partiye karşı olan biridir. Ama kendisi gibi Yassıadaya neden getirildiğini bilmeyen otuz kadar yurttaşla, oto tamircisi, mühendis, teknisyen, işçi, banka müdürü ve pilotla birlikte dertlerini anlatıncaya kadar aylar geçecektir. Ordunun iktidara el koyduğu 27 Mayıs 1960 Cuma gününden iki gün önce
Tükendi
Askerler, Matilda'mn tropik adasına çıktıklarında orada tek bir beyaz kalmıştır; kırmızı palyaço burnu takıp karısını kaydırmak arabada çekerek dolaştıran Bay Watts. Çocuklar ona Patlak Göz derler. Okulda öğretmen olmadığı için Patlak Göz, çocuklara Dİckens'm Büyük Umutlar'ını okumaya başlar. Böylece kitabın kahramanı Pip bir anda Matilda'mn hayatına giriverir. Matilda bu ismi sahilde kumlara yazar ve deniz kabuklarıyla süsler. Ne ki Pip'e inanan sadece Matilda değildir. Ve savaşın kucağındaki bir adada re
Tükendi
El Turco lakaplı devlet başkanlarının bile olduğu Latin Amerikaya Osmanlının son dönemlerinde hayli göç olduğu bilinir. Ancak bu ailelerin hikâyesinin anlatıldığı kitaplar pek yoktur. Geçen yüzyılın başlarında İzmirden Brezilyaya göç eden bir Yahudi ailesinin torunu olan Tatiana Salem Levy işte böyle bir aile hikâyesi anlatıyor İzmirin Anahtarında. İzmirdeki evinin anahtarını torununa veren dedesi, ondan bu evi ve akrabalarını bulmasını isteyecek ve yazar da önce İstanbula, ardından İzmire gelerek ailesinin
Tükendi
Freudian izler taşıyan SERAP Necip Mahfuzun otobiyografik bir anlatımla kaleme aldığı psikolojik romanlarından biridir. Yaşamı boyunca annesinin dizinin dibinden ayrılmayan Kâmil Ruba emekli albay olan dedesinin himayesi altında, annesiyle gülüp annesiyle ağlayarak büyümüştür. Annesine hem büyük bir sevgi besler hem de zaman zaman kapıldığı öfke nöbetlerinde onu hırpalamaktan kendini alamaz. Yetiştirilme koşulları dolayısıyla özgüven ve özsaygıdan yoksun, birileriyle konuşmaktan bile aciz olan bu genç adam
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 40 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1