Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 181 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Hollanda'nın sömürgesi olan Endonezya'da 1945-1949 yılları arasında bağımsızlık ilânından (17 Ağustos 1945) Endonezya Federasyonu'nun kurulmasına kadar önemli siyasî gelişmeler yaşanmıştır. Söz konusu döneme hasredilen çalışmada Hollanda'nın İkinci Dünya Savaşı sırasında İslâm'a ve Endonezyalı Müslüman liderlere karşı tutumu, Hollanda'nın kendi sömürge idaresini tekrar kurma çabaları, daha sonra Hollanda ve Endonezya Cumhuriyeti hükümetleri arasındaki ilişkiler, bağımsızlık sonrası modern Endonezya'da İslâm
Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulan Seyyid Şerîf el-Cürcânî'nin Hâşiyetü't-Tecrîd adlı eserinin ilk cildi ile inceleme cildi yayımlandı. Tahkik çalışmasının ana mihverini oluşturan bu haşiyeye bizzat Cürcânî'nin ve diğer bazı Osmanlı âlimlerinin notları eşlik etmektedir. Yapılan tahkik çalışmasında, a) Nasîrüddîn-i Tûsî'nin (ö. 672/1274) felsefi kelama dair eseri Tecrîdü'l-akāid'i, b) VIII. (XIV.) yüzyıl Eş‘arî kelamcısı ve Şâfiî fakihi Mahmûd b. Abdurrahman el-İsfahânî'nin (ö. 749/1349) bu e
Tükendi
Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulan Seyyid Şerîf el-Cürcânî'nin Hâşiyetü't-Tecrîd adlı eserinin ilk cildi ile inceleme cildi yayımlandı. Tahkik çalışmasının ana mihverini oluşturan bu haşiyeye bizzat Cürcânî'nin ve diğer bazı Osmanlı âlimlerinin notları eşlik etmektedir. Yapılan tahkik çalışmasında, a) Nasîrüddîn-i Tûsî'nin (ö. 672/1274) felsefi kelama dair eseri Tecrîdü'l-akāid'i, b) VIII. (XIV.) yüzyıl Eş‘arî kelamcısı ve Şâfiî fakihi Mahmûd b. Abdurrahman el-İsfahânî'nin (ö. 749/1349) bu e
Tükendi
Memlükler dönemi Hanefî fakihlerinden Kemâleddin İbnü'l-Hümâm'ın (ö. 861/1457) Hanefî ve Şâfiîlerin usul ıstılahlarını karşılaştırmak üzere telif ettiği et-Tahrîr adlı eser yine aynı bölgeden diğer bir Hanefî fakihi İbn Nüceym tarafından ihtisar edilmiştir. İbn Nüceym Lübbü'l-usûl adını verdiği bu ihtisarda genellikle Hanefîlerin ıstılahlarına yer vermiş ve eserin tertibini klasik Hanefî usul kitaplarına göre yeniden düzenlemiştir.
Memlükler dönemi Hanefî fakihlerinden Kemâleddin İbnü'l-Hümâm'ın (ö. 861/1457) Hanefî ve Şâfiîlerin usul ıstılahlarını karşılaştırmak üzere telif ettiği et-Tahrîr adlı eser yine aynı bölgeden diğer bir Hanefî fakihi İbn Nüceym tarafından ihtisar edilmiştir. İbn Nüceym Lübbü'l-usûl adını verdiği bu ihtisarda genellikle Hanefîlerin ıstılahlarına yer vermiş ve eserin tertibini klasik Hanefî usul kitaplarına göre yeniden düzenlemiştir.
İslam ilim geleneğinin en önemli unsurlarından biri olan şerh ve haşiye telifi, bilginin anlaşılması, muhafazası ve aktarılması hususunda muteber bir ilmî faaliyet ve eser telif usulü olarak yüzyıllarca sürdürülmüştür. Son yıllarda İslamî ilimlerin farklı dalları açısından şerh-haşiye literatürünü değerlendiren çalışmalar yapılmakla birlikte, siyer alanında bu konuya dair kapsamlı yaklaşım sergileyen bir eser henüz ortaya konulmamıştır. Söz konusu eksikliği gidermek için atılan bir adım niteliğindeki bu ça
Günümüzde özellikle pozitivizm ve bilimcilik anlayışlarının etkinleşmesi, ilerleyen teknolojinin çevreyi ciddi biçimde tahrip etmesi, genetik mühendislik, klonlama ve hayatın tıbben sona erdirilmesi (ötenazi) gibi konuların gündeme gelmesiyle din-bilim ikilemi değişik boyutlar kazanmış, en azından kapsamı çok genişlemiştir. Dolayısıyla bu kitap hacminin sınırlılığı bakımından bu konulara dolaylı yönden yaklaşarak İslâm bilim geleneğinin mahiyetini ortaya koymakla yetinmiştir. Konunun aydınlatılmasının diğer
Müslüman alimlerin Hıristiyanlığa reddiye olarak yazdığı eserler arasında önemli bir yere sahip olan İzharü'l-hak, 1854 'te misyoner Pfader ile yaptığı ilmi tartışmayla ün kazanan Rahmetullah el-Hindi tarafından kaleme alınmıştır. Sultan Abdülaziz'in arzusu üzerine yazılan eserde Ahd-i Atik ve Ahd-i Cedid'i teşkil eden kitapların durumu, Tevrat ve İncil'in tahrifi, Musevi ve Hıristiyan şeriatlarında neshin mevcudiyeti, akli delillerle ve Hz. İsa'nın sözleriyle teslisin mümkün olamayacağı, Kur'an'ın Allah ke
Tükendi
Bu çalışmada, kıraat ilminde yer alan farklı okumaların tespit ve tercih amaçlı gerekçelendirmesini ifade eden "ihticâcü'l-kıraat" olgusu incelenmektedir. Çalışma, kıraat disiplininin ihticâc alanıyla sınırlıdır. İhticac olgusunun arka planında yer alan Kur'an tarihi ve kıraat tarihi bağlamındaki bütün sorunlar, çalışmanın kapsamı içerisinde yer aldığı gibi, ihticacın kendi tarihsel problematikleri de çalışmanın kapsamı içinde değerlendirilmiştir. Alt yapısı ve üst yapısı ile ihticacı ilgilendiren bütün me
Tükendi
XII. yüzyılda Selçuklular Yakındoğu’ya ininceye kadar, başlıca kültür merkezleri durumlarını korudu, XIII. yüzyılda Anadolu’daki gelişmeler, figür zenginliği bakımından İran ve Arap ülkelerindeki merkezlere göre farklıydı. Görkemli Osmanlı hâkimiyeti geniş bir coğrafyaya yayılırken, Osmanlı mimar ve sanatçıları, Selçuklu eserlerine göre oldukça farklı bir kimlik geliştirdi. Mimarideki yeni stil, esas olarak Sinan tarafından ortaya konmuştu. Bu sanat, temalar ve motifleri açısından İslâm dünyasının sanat çev
Mu‘tezile içinde yetişerek bu mezhebin hatırı sayılır bilginlerinden biri haline gelen Ebü'l-Hasan el-Eş‘arî'nin kırklı yaşlarında fikri bir dönüşüm geçirerek mezhebini terk etmesinin arka planında hiç kuşkusuz Ebu Hanîfe'den itibaren gelişen Sünni kelam hareketinin önemli tesiri vardır. Eş‘ari, yaşadığı entelektüel dönüşümün ardından Mu‘tezile karşısında cedeli açıdan zayıf duran Ehl-i sünnet düşüncesini kelami metotla savunma görevini üstlenir. Onun mezhebinin kendisinden sonra Şafiîler ve Malikîler'in ya
Tükendi
Hz. Peygamber dönemi, İslâm düşünce ve medeniyet tarihinde herhangi bir zaman dilimiyle kıyaslanmayacak ölçüde önemi haizdir. Bu özelliğinden dolayı Asr-ı saâdet olarak da adlandırılan mezkur dönem siyasi, askeri ve iktisadi tarih yönünden çok sayıda çalışmaya konu olmuştur. Dönemin sosyal tarihi ise özellikle son dönemlerde giderek artan bir ilgiyle akademik düzeyde araştırılmaktadır. Elinizdeki eser, Hz. Peygamber döneminin sosyal hayattaki önemine kıyasla daha az araştırılmış bir yönünü, toplum düzeninin
Mısır. şam ve hicaz gibi önemli bölgelerin hâkimiyetini elinde tutan memlûk devleti (648-923/1250-1517) islâm tarihi boyunca kurulan en büyük müslüman türk devletlerinden biridir. memlukler tarihteki bu önemli konumlarını ve şöhretlerini, moğol istilâsını durdurarak islâm dünyasının batısını büyük bir tehlikeden kurtarmaları. Abbasî hilâfetini mısır'a getirmeleri v- -ile civarındaki haçh prensliklerini ortadan kaldırarak bölgedeki müslüman hâkimiyetim kesinleştirmeleri gibi siyasi, askeri, dini başarılarıyl
Tükendi
İmâmiyye Şîası'nın on birinci imamı Hasan el-Askerî'nin oğlunun genç yaşta gaybet iddiası, başlangıçta sadece imâmet yarışında öne geçmek için ortaya atılmış gibi gözükürken, zaman içerisinde Şiîliğin gidişatına yön veren en önemli köşe taşlarından biri olmuştur. Daha sonra on ikinci imam Muhammed el-Mehdî olarak tanınacak çocuğun varlığı ve gaybeti fi kri, Şiî imâmet düşüncesini yeni bir sürece sokmuş ve günümüz Şiîliğinin alt yapısını biçimlendirmiştir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 181 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3