"Saat on dörtte Kadıköy İskelesi'nde." İki âşığın kendi kadim dillerinde, birinin şifrelere kilitlediği, diğerinin sadece aşkla çözdüğü, en güzel aşk cümlesi: "Saat on dörtte Kadıköy İskelesi'nde." Yürekleri talan olmuş âşıkların Büyükada konakları, İstanbul sokakları ve Çanakkale dalgaları arasında kesişen hayatlarına tanıklık eden, çok sesli ve çok dilli bir roman. Son on beş yıldır en iyi yaptığı şey beklemek olan bir adam: Yonah. Yitip giden, yitip gittikçe eksilen ve terk ettiği adamın aklına sa

Sevgisiz bir başına olma, sevilmeme, sevenin kıymetini bilememe duygusu içimde kaskatı duruyor. Bu tarifi zor hissi çıkarıp içimden ellerimle şekillendirebilsem. O nasıl acıtıyorsa canımı, ben de bir kum torbasına vurur gibi vurabilsem ona, ben de onun canını yakabilsem. Benim içimde benden ayrı olan bu hisse hükmedebilsem. Bugün anlıyorum, Sevilmek, sevmek için mükemmel olmak gerekmediğini. Aşkın hesapsız kitapsız, kural tanımaz, acıtan bir şey olduğunu anlıyorum. Yaşamak, yaşadığını, nefes aldığını hisse

Sanki bir şeyler olmuş da dünyanın büyüsü kaçmış gibi mi? Hayatın gerçekten ?hayat dolu', aşkın hayalini kurduğunuz kadar büyük, sevginin sınırsız ve sımsıcak, ilişkilerin yakınlık duygusuyla yaşanması için başka şeylere mi ihtiyaç var? Belki de tek ihtiyacımız yeniden kadın ve erkek olabilmek. Cinsel özümüzü uyandırmak, içimizdeki kadın ve erkekle tanışmak. Sahip olduğumuz enerjinin Dişil ve Eril yönlerini ortaya çıkarıp hayatı zenginleştirmek ve bizi tamamlayacak olan o diğer kişiyi kendimize çekebilmek.

AŞK ABDEST GİBİDİR, ŞÜPHEYE DÜŞERSEN BOZULUR MEVLANA Derler ki, Havva'dan evvel Adem'le birlikte bir kadın yaratılmıştır: Lilith Ve Lilith Adem'le eşit olduklarını, bu nedenle ona hizmet etmeyeceğini söylediği için lanetlenerek cennetten kovulmuştur. Ve yine derler ki, başına buyruk, kendi kararlarını uygulayan, hizmetçilik değil yoldaşlık yapmaya kararlı bütün kadınlar yeryüzüne Lilith'in rahminden dağılmıştır. Meltem Budan Nalbant, son romanı Helen'in Şatosu'nda bu mitostan yola çıkarak kadın-erkek ilişki

"YETEEEEER! Artık Diyet Yapmak İstemiyorum!" adlı kitabımdan sonra Tony'le düşünmeye başladık, bize ulaşamayan insanlara başka nasıl yardımcı olabiliriz diye "Öyle bir kitap yapalım ki: Hayatları değişsin Sağlıkları değişsin Vücutları değişsin" Nasıl mı olacak diyorsunuz? Bu kitap sayesinde... 8 hafta sizlerle beraber olacağız Günlük beslenme menüleri, her hafta yapılması gereken spor reçeteleri, alışveriş listeleri, motivasyon veren bilgiler, tutabileceğiniz bir günlük ve daha neler neler Bedenimize çöp

AKP İKTİDARINDA NELER YAŞADIK? AKP - PKK - BDP AÇILIM KARDEŞLİĞİ İMAM HATİPLEŞEN EĞİTİM SİSTEMİ TSUNAMİYE DÖNEN GEZİ PARKI DİRENİŞİ HİLAFET ÖZLEMİ VE KADINLARA ?ÖRTÜNÜN!' FETVASI TÜRBAN İLKOKULLARDA VE OKUL ÖNCESİNDE PKK BARIŞA DEĞİL SAVAŞA MI HAZIRLANIYOR? GERİCİ - BÖLÜCÜ SALDIRI DEVAM EDİYOR Necla Arat, hiçbir şey unutulmasın, gelecek kuşaklar doğruları-yanlışları kendileri değerlendirsinler diye incelikli bir çalışma yaparak ?Ulus Devletin Karşıtları'na ilişkin verilerin dökümünü hazırladı.

İstanbul'un sırlı sokaklarına bir çağrı, Benim Adım Nergis. Yüksek mimar Coşkun Yeşilyurt, sıradışı bir yolculuğa çıkarıyor bizleri. Bizans saraylarının loş ve uzun koridorlarında başlayıp entrikalarla beslenen insanların, manastırlardaki cinsel sapkınlıklarına uzanan karanlığın ardından masumiyete uğurluyor. İmparator kızı Nergis ve Amoriumlu hekimin kızı Zara'nın hikayesi, masumiyetle aşkın iç içe geçtiği Bizans'ta başlayıp Bağdat ve Samarra'ya uzanan zorlu bir yolculuğa çıkarıyor bizi. Samarra'da bambaş

A'dan Z'ye Aile, İnanç, Hayat Bu kitap elimizdekilerin kıymetini bilmemiz, huzurun aslında yanı başımızda olduğunu görebilmemiz ve hissedebilmemiz için kaleme alındı. Nazan Çetin; yaşanmış hayatların yolculuğundan faydalanarak aile, dünya, insanlar, ilişkiler, hatta sağlıkla ilgili bilgilerini paylaşırken, tasavvufun huzurlu kollarında dünyayı sorgulamamızı hatta bir sonuca varmamızı sağlıyor. Adım Adım Huzur; duaların gücünü, huzurda olmanın getirdiği huzuru keşfedebilmemiz için birbirinden bağımsız gib

Prof. Dr. Ziya Mocan; iç hastalıkları uzmanlık alanında 35 yıllık deneyimini ve genel dahiliyede 25 yıllık profesörlük tecrübe ve bilgisini bu kitapta bizlerle paylaştı. Kilo verdirme rekoru kıran Prof. Dr. Ziya Mocan; ilk eserinde, obezite ve obeziteye bağlı olarak ortaya çıkan kalp hastalıkları, metabolik sendrom, tiroid, anemiler, kolesterol, çölyak, polikistik over, kanser hastalıkları ve bunlar için beslenme önerilerini, bitkisel tedavileri, mucizevi besinleri tek tek anlatarak yeni bir yaşama kavuşma

Yer altında ve gökyüzünde insanoğlunun hiç bilmediği hatta hayal bile edemediği yaşam boyutları vardı. Ve bu yaşamların birbirine karışmasına artık çok az kalmıştı. Bu iki uygarlığın savaşı asırlar da sürebilirdi. Bir gün, hatta bir anda da son bulabilirdi. Her iki tarafın isteği de aynıydı aslında: Sonsuzluk.

Bu kitap insanın hayata ve kendine dair farkındalık kazanmasına hizmet eden bir araçtır. Bu kapakların arasında kestirmeden mutlu eden davranış önerileri yoktur, mutluluğun içimizde olduğu ve herkesçe kolaylıkla ulaşılabileceği vaat edilmez. Aksine, mutsuzluğun günümüz toplumsal ve çevresel koşullarında sıradan, beklenir ve sistemsel olduğu anlatılır. Bunun ötesine geçerek farkındalık kazanmak ancak ilgili unsurların üzerine düşünerek, kemikleşmiş yanlış kabülleri kırıp yerlerine yenilerini inşa ederek v

karınca ayini gözlerinin ardında bir karınca yuvası vardı senin, gördüm, onlar eşeledikçe kirpiğinin toprağını, yüreği karıncalanan, bir kördüm. her gün bir parçamı taşıdılar yuvaya ayaklarında tutku kıran prangalarla, bakışındaki dünya bozan ayine çağırdılar beni. o ayinde, her sabah kendini lanetleyen bir kadının teninde, bir azize kalbiyle uyanan dünyanın, rüyası vardı. parmaklıklara değen saçlarında senin, buhurdan o rüyalar külsüz dumansız tutuşup yandı. oysa onlar, Süleyman'ın devrilmesin diye tahtı,

Bu kitabı okuyan herkese sesleniyorum: HAYATI SEÇİN! Umarım bu kitabı okurken, bedenimizin hayatla ilişkisinin nasıl da sade olduğunu fark edersiniz. Tanrı bize bu makineyi özenle korumamız ve beslememiz için vermiştir. Bu kitap size bu makineyi yeniden inşa etme konusunda yardımcı olacaktır. Size, üzerine muhteşem bir hayat ve sağlıklı bir beden inşa etmeniz için sağlam bir temel sunacaktır. Umarım Tanrı yanınızda olur ve size, yeni biri olmaya karar vermeniz için gerekli bilgeliği ve cesareti verir.

'Yeni Sen Günlüğü'nde 8 hafta sizlerle beraber olacağım... Kısacası 8 hafta sonunda; 'Yeni ve Sağlıklı YAŞAM TARZI'na merhaba diyeceğiz. Hazır mısınız? Hayatını değiştir... Sağlığını değiştir...

Annelik çok kutsal... Kabul. Cennet annelerin ayağının altında... Elbette. Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar... Pek tabii. Babaları koy çuvala, salla salla vur duvara. Anneler ne kutsallığı paylaşsın babayla, ne de ayaklarının altındaki cennetten bir ayaklık yer versin. Oh, ne âlâ memleket. Oysaki babalar da son derece ''gerçek'' biçimde ağlayabilir; hele ki çocuğun tıka basa dolmuş alt bezini temizlemek zorunda kaldılarsa. Ama artık yeter! Babalar başkaldırıyor! Çocuğun doğumundan altını ilk pislemesi

"Gerçek şefkat kendi öngörülerimize ve beklentilerimize değil, diğer insanların haklarına dayanır: bir insan yakın arkadaşımız ya da düşmanımız olsun, fark etmez. Barış, mutluluk ve kurtuluş istediği sürece onun sorunlarına içten ilgi göstermeliyiz. Diğer insanların mutlu olmasını istiyorsanız, şefkatli olmayı öğrenmelisiniz." Kutsal Dalai Lama Bu kitap, şefkatin bilgeliği ve diğer insanlara gösterdiğimiz ilginin bizi derin kökleri olan bir iyilik düzeyine nasıl taşıdığı hakkında yazılmıştır. Dalai Lama'nın

Estetik cerrahinin ve teknolojinin her geçen gün ilerlemesiyle, artık güzellik adına kendinizi tepeden tırnağa değiştirebilme, kusurlarınızdan kurtulabilme fırsatınız var. Burnumun güzel olmadığı, yüzümün değişik göründüğü resimleri tek tek silerdim. Birisinden hoşlandığımda ya da tanışmak istediğimde burnumu düşünerek çekingen davranıyordum. Benim için mutluluğun anlamı burnumun güzelliğinde kilitlenmişti. Göz kapaklarım çok düşük olduğu için yüzümde sürekli yorgun, üzgün, yaşlı bir ifade vardı. Aynaya b

NE YİTİRDİKLERİN İÇİN ÜZÜL, NE DE KAYBETTİKLERİN İÇİN ÇOK SEVİN... Yıllar önce yaşanan bir ilişki ve ani bir ayrılık... Ardında bıraktığı sorularla yaşanan on yedi ayrı yıl ve iki hayat...Onyedi yıl sonra yolların kesişimi... Bir Kadın ve Bir Erkek... Mucizevi keşismenin ayrılığı olmamalıydı bu kez... On yedi yıl sonra aşkın muhteşem büyüsüyle sarıldılar birbirlerine... Bu kez aşklarının önünde duran, ayrılık için her yolu deneyen ŞÜPHE ile yüzleştiler... ŞÜPHE varsa ŞÜPHE yoktu... Yolculuklarının her anı

Nasıl bu kadar huysuz olabiliyorsun şeklinde binlerce soruyla karşılaşıyorum. Genelde şöyle cevaplıyorum: Üçe kadar sayacağım. 3 dediğimde hala buradaysan patiyi yersin. Gerçek huysuzluk içten gelir; onu hücrelerine kadar hissetmelisin.Benim gibi bu üstün özellikle doğmamış olabilirsin ama kafana takma, sonradan huysuzlaşman da mümkün. Bu kitap sana bu konuda yardımcı olacaktır. Neden mi yardım ediyorum? Herkesin somurtarak köşesine çekildiği, diğerlerini eleştirmek için fırsat kolladığı ve etrafındaki her

"Her ne olursa olsun bize verilen ömrü keyifle, neşeyle, şükürle tamamlamalı, ona değer katmalı ve ne kadar kıymetli olduğumuzu anlamalıyız" Bu kitap, hem fiziki hem manevi yönden hızla bozulan dünyamızda, hayatımızı biraz daha yaşanılır kılma çabasından yola çıktı. Ve ben öğrendiklerimi kendi içselliğimde deneyimlerimle harmanlayarak size sunmak istedim. İlişki, Enerji, Korku, Olay, Güç, Çözüm, Ruh, Alışkanlık, İnanç, Sebep-Sonuç, Yargı, Sabır, Eşitlik, Sevgi, Mutluluk