İstanbul'un sırlı sokaklarına bir çağrı, Benim Adım Nergis. Yüksek mimar Coşkun Yeşilyurt, sıradışı bir yolculuğa çıkarıyor bizleri. Bizans saraylarının loş ve uzun koridorlarında başlayıp entrikalarla beslenen insanların, manastırlardaki cinsel sapkınlıklarına uzanan karanlığın ardından masumiyete uğurluyor. İmparator kızı Nergis ve Amoriumlu hekimin kızı Zara'nın hikayesi, masumiyetle aşkın iç içe geçtiği Bizans'ta başlayıp Bağdat ve Samarra'ya uzanan zorlu bir yolculuğa çıkarıyor bizi.

Samarra'da bambaşka bir kapı aralanıyor, zulümle beslenen saraylar ve adalete çağıran İmam'ın evinde, aşkla saygının, sevgiyle sadakatin sıcaklığı ve temizliğiyle soluklanırken İmam Hasan ve İmam Naki'nin ölüme giden sürecinde sarsılıyoruz.

Sırlanan Mehdi'nin doğumu ve zorlu yolculuğuyla hüzünlenirken, umarsızca ve cesaretle, kendisini sahiplenen babası Hoca Ömer'e denizleri aşarak ulaşan Zara'nın yolculuğuyla tarihi, hayatı ve insanları sorguluyoruz. Kimbilir belki hepsi gerçektir, kimbilir belki hepsi masal. Kimbilir!