Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 124 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Yew wexto xerîb bi. Memleket newe herb ra vejeybî. Şêx Seîd zî verî hukumatî variştibi û dewon ra geyraynî ki dewîjî ardimî jey bikî. Verî ki şîro Pîron, ay rojî zî, o û murîdî xu hameynî dewa Dêrey. Dêrey, Qelbîn ra hîri kîlometrey durî bi. Wexton ra, şeşî aşma dîyini, serra hanzar û noysey û vîst û panj bi. Wextono ki, Şêx Seîd û murîdî xu yenî Dêrey, Welî wazeno şîro jey veyno. O û di inbazî xu, wardenî rar kewnî. Ê ki yenî Dêrey, mêrdimî Şêxî pey hesînî û şonî tera vonî, hal mesela Welî ha murîdon mîyan
Her şey onun emektar Leica'sının objektifinden akan bembeyaz bir ışıkla başlar... Ve belli belirsiz gölgeler, insanda sersemletici bir göz dalması yaratan bu parlak ışığın içinde önce karanlık siluetlere, sonrasındaysa bir şekilde bildiğim yüzlere dönüşürler. Benimse elimden bir şey gelmez. Ancak çok ama çok yükseklerden düşerken yaşanabileceğini bildiğim bir baş dönmesinin içinde bir görünüp bir kaybolan tüm o yüzleri izlerken, öylece kalakalırım. Beynimin dipsiz vadilerinde gezinen tüm o çocuk ve kadınlar
Öyle yalanlar vardır ki, milyonlarca insanın hayatını kurtarır. Ve öyle yalanlar vardır ki milyonlarca insanın hayatını karartır. Ve öyle yalanlar vardır ki, harun olursun ama öyle yalanlar vardır ki, rezil olursun. "Öyle bir büyük yalan söyle ki herkes inansın" olmuştur. Goebbels, çeşitli propagandalarla asıl düşünceleri ustalıkla kamufle edebilme kabiliyetini kullanarak, bütün insanları uyutma yani "Büyük Yalanı" bütün dünyaya mükemmel bir şekilde tanıtmıştır. "Büyük Yalan" teorisinin en önemli basamağı
İnsanoğlunu doğaya hükmettiren süreç emektir. Marx'ın mezarında Engels, dostunun büyük keşfinin şu olduğunu ifade ediyordu: "İnsanoğlu ilkin yemeli, içmeli, barınağa ve giyeceğe sahip olmalı ve bu nedenle politika, bilim, sanat, din vb. ile meşgul olmadan önce çalışmalıdır." Duvara Tebeşirle Yazılan "Savaş istiyoruz!" En önce vuruldu Bunu yazan.
Nietzsche, "Dinlere düşmanız, nefretle bakıyoruz, tüm romantizm ve anavatana tapınma biçimlerine de..." diyerek Batı Kültürü'nün çöküşünü (decadence), ahlak değerlerine sökülüp atılamazcasına kök salmış olduğunu saptadığı, "çileci ülkü"ye yönelik olarak sunduğu soykütükçü çözümlemelerle açıklama yoluna gitmiştir. Nietzsche'nin dinler konusunda sert düşünceleri vardır. Hristiyan öğretisine karşı takındığı tutum, başkaldırışı ve bu öğretiye lanetler yağdırması, 19. yüzyılda çok ses getirmese de, Nietzsche'nin
Yakında insanlığın karşısına, şimdiye dek ona yöneltilmiş en çetin istekle çıkacağımı göz önüne alarak, önce kim olduğumu söylemeyi gerekli buluyorum. Ama görevimin büyüklüğü ile çağdaşlarımın küçüklüğü arasındaki oransızlık şuradan belli ki, beni duymadılar, görmediler bile. Feylosof Dionysos'un çömeziyim ben; ermiş olmaktansa, satir olmayı yeğ tutarım. Yeni putlar dikmiyorum ben; önce eskiler öğrensin, balçıktan ayakları olmak ne demekmiş. Putları devirmektir asıl işim. İnsanlar ülküsel bir dünya uydurduk
İnsanların, önceleri bilemedikleri, şimdi bildikleri ya da bilebildikleri bir şey, herhangi bir anlamda ve herhangi bir ölçüde tersine gitmenin ya da geri gitmenin, son derce imkansız olduğu gerçeğidir. En azından biz fizyologlar, bunu biliriz. Ama bütün dinciler ve ahlakçılar, bunun mümkün olduğuna inanırlar. Geçmiş köhnemiş düzenler ve yasalar onların hayatlarının idamelerinin garantisidir. Her yenilik dini ve yobazlığı parçalayan bir çekiçtir. Dinciler, insanları bir önceki dönemlere, karanlığa geri götü
GECEYE SEN BULAŞTI genç bir şairin "Gözlerin rengine değil, bakışın tonuna vurulur yürek.'' Mısralarındaki aşkın o büyülü atmosferini süsleyerek insanı o şiirin hüzünlü yolculuğuna çıkartıyor. Okudukça yaşamın girdaplarını aşkın o bitmez tükenmez acısını bir o kadar tatlı sersemliğini iliklerimde hissetmem oldu. Şairin aynı zamanda psikiyatr olması şiirlerini mesleki hünerlerine birleştirerek âdete terapi edercesine insanı bir dünyadan bir başka dünyaya sürüklüyor. Bir yandan aşka dair cümlelerin yüreği g
O yıl Annecy'ye bahar her zamankinden erken geldi. Kış ayları bitip, karlar hızla eriyince kayak sezonu, beklenenden erken sona erdi. Kentin üzerini örten bulutlar yerini masmavi gökyüzüne bırakmıştı. Vadiler rengarenk tomurcuk ve çiçeklere büründü. Böcekler yuvalarından çıktı. Rüzgar, bedenleri nazikçe saracak kadar hafif esmeye başladı. Güneşin sıcaklığı rahatsızlık vermeyecek tatlılıktaydı. Güzel hava ile beraber, Belediyenin parklara ve yeşil alanlara diktiği çiçeklerin kokuları birbirine karış
Tükendi
Daha önce yayınlanan ve 2 baskı yapan 1-2-3 Hamlede Matlar Kitabının devamı niteliğindeki bu kitap, satrançla amatör ya da profesyonel olarak ilgilenen her yaştaki satrançsevere bir yol gösterici olma amacıyla hazırlandı. Teorik bilgilerin yanı sıra, satranç kültürünü ve bu kültüre ait pratik bilgileri de gösteren bu kitabın, 3 ana amacı bulunmaktadır: 1. Satranç problemlerini çözerken şematik düşünmeyi sağlamak; 2. Hızlı ve iyi hamle hesaplamanın geliştirilmesi; 3. Körleme satranç oynamayı öğrenerek hayal
* Denemelerde gördüğüm her şeyi Montaignede değil kendimde buluyorum. (Pascal) * Eminim, alışacaksınız Montaignee. İnsanoğlu ne düşündüyse onda var ve bu kadar güçlü biçim zor bulunur. Bir şey öğretmiyor, çünkü hiçbir şeyi kestirip atmıyor. Doğmacılığın tam tersi. Mağrur adam, ama kim mağrur değil ki? Alçakgönüllü görülenler büsbütün mağrur değiller mi? Her satırında Ben, Kendim diye konuşuyor, ama Ben, Kendim demeden hangi
* Dünya, 15 yaşından küçük çocuklara din dersi vermeyecek kadar dürüst olursa, belki o zaman ona umut besleyebiliriz. * Toplumu çürüten erkeklerin kısır dövüşleri ve sürekli çözümsüzlük üretmeleridir. * Kadınlar olmasaydı, dünyadaki yaşamımız tam bir çaresizlik, acizlik, zevklerden mahrum ve tesellisiz bir yaşam olurdu. * Şu dünyayı Tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. Çünkü dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar. Yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkı
Çünkü hiçbir tema aşk ve sevgi kadar ilginç ve çekici değildir. Bu konu insanlığın ve bireyin ekonomik durumlarıyla da karşılaştırılsa bile onu kat be kat geride bırakır. Bu konu türün başına gelebilecek iyiliği de kötülüğü de içinde barındırır. Birey ile tür arasındaki bağlantı, bir cismin yüzü ile kendisi arasındaki bağlantıya benzer. Ve bundan dolayı içinde aşk bulunmayan bir duruma ilgi duyulması çok zordur. Ve bu aşk ve sevgi konusu geçmişte olduğu gibi gelecekte de kullanılmaya devam edilecektir. Öyl
Her gerçek insan, herhangi birine indirilen darbeyi kendi suratında duymalıdır. Gençliğin bir başka görevi de, yarının insanının yaratılmasında örnek olarak diğerlerini yönlendirmektir. Bu yönlendirmede kendini yaratmak da yer alır. Çünkü hiç kimse kusursuz değildir, hiçbir şekilde hem de. Herkes eleştirel tartışmalar, derinlemesine eğitim, insani ilişkiler, çalışma yoluyla kendi niteliklerini iyileştirmelidir. Bütün bunlar insanları dönüştürecektir. Her genç komünist özünde insancıl olmalıdır. İnsanın e
Yaşadığı coğrafyanın acısını yüreğinin en derinlerinde hisseden ve sevdaya dair sözü olduğunu düşünen, Herkes için. ?Bilmelisin sevdiğim. Adını yüreğimin sızısına yazdım. Aldığım her nefeste yüreğim sızlar Ve her sızıda, sevdamız var."
Tükendi
Fikirlerin çeşitliliği bizim için ortak bir zenginlik, kır manzaralarının, çiçeklerin çeşitliliği gibi ve savaş ve kin tohumu atmamaya başladığı andan itibaren ortak bir zenginlik, insani bir zenginlik haline geliyor. Ben de, ?benim gibi düşünenlere kardeşim diyorum" diye yazdığım için eleştirildim. Benim gibi düşünmeyenlere ise: ?iki kere kardeşim" diyorum. Bununla birlikte gelecek orda işte; çünkü düşünce farklılıkları, kalplerin kardeşliğine birer engel olmaktan çıktıkları andan itibaren, zenginleştirici
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 124 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2