Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 68 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Zifiri karanlıkta güç bela gördüğüm kadarıyla bir adam vardı. Bu saatte mezarlıkta ne işi olabilirdi? Biraz dikkatlice bakınca eliyle beni yanına çağırır gibi bir işaret çaktı. Gözlerime inanamıyordum. Beyazlar içinde kolları yanlara açık bir adam duruyordu. Enseme doğru vuran bir sıcaklık hissettim. Soğuk soğuk terliyordum. Önce bağırmak, sesimi birilerine duyurmak istedim ancak bağıramadım. Kendimi zorlayıp mümkün olduğu kadar hızlı yürümeye çalışırken bir taraftan da bildiğim bütün duaları okuyordum. Mez
Celâlî isyanlarıyla yıpranmıs bir halk... Bu isyanları durdurmak için sert tedbirlere basvurarak halkını memnun etmis, kardes katlini yasaklayarak tebaasının gönlünde taht kurmus bir padisah olan Sultan Ahmed... Sultan Ahmed'in vefatının ardından tahta oturması aslında hiç istenmeyen, devlet islerinde tecrübesiz, kendini ahirete adamıs bir sûfi olan Sultan Mustafa... Tüm bunların ardından Sultan Mustafa tahtın yükünü kaldıramayınca aceleyle Devlet-i Âliyye'nin basına geçirilen 14 yasındaki Genç Osman ve yön
Dogu'nun güç kaybetmesine paralel olarak hâkimiyet alanını git gide genisleten Batı, o tarihten itibaren Dogu topraklarını hep sömürülecek bir ticarî kaynak, kültürünü ve insanlarınıysa pasiflestirilecek, tehlike arz etmeyecek sekilde islevsizlestirilecek güç olarak görmüstür. İste böylesine maddî bir çıkıs noktası, hesapsız acılara ve rûhî sancılara kıvılcım olmus, bu hissiyat, edebiyata ve sanata kazınmıstır. "Sark Bir İzzet Cephesi" de bu minvalde Muhammet Bahadır Sahin'in kaleminden, Dogu Cephesi'nin is
Tuna boylarında savaş patlamak üzereydi. Ruslar, bütün güçleriyle, bütün hınçları ve bütün kinleriyle Tuna'yı aşmak için hazırlanmışlardı.Türk askerleri padişahlarından aldıkları teşvikle, gönüllerinde iman, vatan ve millet sevgisiyle sınır boylarında aslanlar gibi düşman taarruzunu bekliyorlardı.Tüfek elden bütün gözler düşman bekliyordu. Gözler bir an olsun kıpırdamıyordu. Ne uyku ne de yorgunluk vardı.Yüreklerinde "Allah" dillerinde "Kur'an" bir sonsuz yolculuğa çıkmanın, Tuna'ya doğru akmanın, Tuna'yı a
Tükendi
Adam dünyaya televizyon izlemek için gelmiş gibi, aynı noktaya bakmaktan kan çanağına dönmüş gözlerini ekrandan ayırmıyordu. Gözbebekleri, odaklanmayı sağlayan küçük kas hareketlerini yapmayı çoktan bırakmıştı. Kulakları ise boğuk, saniyelik, anlamsız sesleri isteksizce beyne gönderiyor fakat yağlı beyin bu sesleri anlamlı hale getirmeye uğraşmıyordu. Kanallar arasında dolaşırken televizyon yayını bir anlığına gitti ve ekranı milyonlarca karınca istila etti. Ara ara duyulan cızırtılar ve ekrana tek tük gel
Ramazan Teknikel’in kalemi, bir nevi fotoğraf makinesi öyküleri ise hayattan bir karenin fotoğraflanması şeklinde değerlendirilebilir. Keskin, kısa cümleler ve bütünü tamamlayan detaylar Teknikel’in üslup ve anlatıdaki sakinliği, öncelikle dikkati çeken unsurlar. Şiir, roman, deneme türünde eserlerinden ve kaleme aldığı çocuk kitaplarından tanıdığımız Ramazan Teknikel, Eşik Yayınları’ndan çıkan yeni öykü kitabı "Ay Altında Bir Koşu”yla, gözlem gücünün doğallıkla birleştiği okunası öyküler sunuyor.
Savaş öncesi 1910'ların İstanbul'u ve üç kafadar: Şair Cemali, Âşık Rafet, Tıbbiyeli Mustafa. Her şey, müstear isimlerle gazetelerde İttihat ve Terakki aleyhine yazılar kaleme alan Bedii Faik'in vapurda bir suikasta kurban gitmesiyle başladı. Bu, bazı şeylerin habercisiydi. Sonra İstanbul ahalisi bir gün, müvezzi çocuktan duydu haberi: "Yazıyor, yazıyor... Seferberliğin ilan edildiğini yazıyor..." Artık hiçbir şey, eskisi gibi olmayacaktı. Koskoca Devlet-i Âliye, ferasetten yoksun yönetimin marifetiyle göz
Geçmişe ait bir koku, bir ses, bir renk ve bunların kelimelerle çizilen resimleri... "Dikkat Kırılacak Hikâye", yazarın genç yaşına rağmen kurduğu şaşırtıcı cümlelerle ve imgesel ifadelerle, bilinçaltına doğru bir yolculuğun öyküsel anlatımı. Yazarın dünyasında nesneler, kavramlar, hisler ve görüntüler, sıradan ve bilinenlerin dünyasıyla hem iç içe hem de sorumsuzca farklı. Hassas, yer yer dağınık, bazen de kırılgan birçok anının ve hikâyenin etkileyici bir biçimde yansıtıldığı eser, okuyucunun zihninde yep
Genç araştırmacı yazarlardan Ozan Bodur'un kaleme aldığı "Operasyon 1915", yeni baskısıyla okuyucunun karşısına çıkıyor. Osmanlı'nın en dağdağalı zamanlarında, hilafetin öneminin her zamankinden daha ziyadeleştiği, bunun karşısında dış mihrakların Devlet-i Âliye üzerindeki kötü emellerini her zamankinden daha fazla aşikâr hale getirdiği bir zaman dilimi... Yazarın, tarihî gerçekleri bulandırmadan; hatta daha berrak hale getirerek kurguladığı ince bir zekâ ürünü olan roman, politik Siyonizm'in kurucusu Theod
Tükendi
“Birinci Dünya Savaşı’nın provası” olarak nitelenen Birinci Balkan Savaşı’nda, Kırklareli bozgunu ile başlayan, İşkodra Kalesi’nin teslimiyle neticelenen kısacık sürede, Rumeli’deki topraklarımızın tamamı elden çıktı. Selanik İçinde Sala Okunur, tarihimizdeki bu en ağır ve belki de en tuhaf bozgunu, başından sonuna, yaşanmış olaylar ve gerçek-hayali karakterler eşliğinde gözler önüne seriyor. Gaflet, ihanet, dirayetsizlik, iç ve dış politikadaki hatalar, siyasete bulaşan askerler, istihbarat eksikliği, kötü
Dedesinin sesini Kafdağı' na götürüp atmışlar da yerine hiç dinmeyen bir rüzgar getirmişler. Kısa uykularında bile konuşuyor. Ölemediği müddetçe susamayacağının farkında değil. Kendine kalırsa türkü söylüyor. Cemile bakışlarını sokaktan kurtarabildikçe dedesinin yan odadan gelen sesine kulak kabartıyor. Çok tizleşti. Açık nağmesi. Buğulu camda yüzünün yansısını bırakarak mutfağa yöneliyor. Çorbayı ısıtıp dedesine getiriyor. "Sen de kimsin ha?" diyerek bir yabancının elinden çorba içiyor ihtiyar. Kaseyle dud
İsmet, iki aya yakın bir süredir Yedikule'nin karanlık kuyularının birinde tutuluyordu. Bir sabah zindanın kapısı büyük bir gürültüyle açılmıştı. Gardiyanlardan biri elinde tuttuğu bir tepsi ile içeri girdi. İsmet, tepsiye bakınca bunun dünya hayatında göreceği son yemeği olduğunu anlamıştı. Çünkü tepside her zamanki ekmek ve çorbanın yanında kırmızı renkli bir şerbet konulmuştu. Feryat figan etmenin bir faydası yoktu. İsmet, acele etmeden çorbaya doğradı. Yemeğini bitirdikten sonra şerbeti de içti. Bu sıra
Sokakbaşı romanı, gündelik konuşmalarda işittiğimiz "Anadolu insanının sıcaklığı, samimiyeti ve imanı”nı bizlere menbaından taze ve arı duru bir şekilde sunuyor. Romanın başkarakteri İhsân ile birlikte Anadolu’nun bir köyünden çıkıyor, Maraş’a varıyor, onunla birlikte yeniden yetişkinliğe adım atıyorsunuz. Sokakbaşı romanında fakirliği, açlığı ve mahrumiyeti bir ana yüreği hassasiyetinde müşahede eden yazarın kaleminden okuyacaksınız. Sokakbaşı’nda sevgiyi dile gelirse uçup gidecek ürkek bir güvercin, hasre
Tükendi
Eşik Yayınları ’nın öykü serisi Mehmet Erikli ’nin hikayeleriyle devam ediyor.Kuyruğun kuralı katı dır. Bir yasası vardır, kuyruğun. Hatta anayasayla kuyruktaki kişilerin hakları güvence altına bile alınmıştır. Mehmet Erikli’nin hayatın içinden süzerek damıttığı hikayeleri, şaşırtıyor, hayret içinde düşündürüyor. Buyrun yaşadığımız dünyanın hikayelerine, buyrun hayatın anayasasına...
Tükendi
Yolu okumak, kişinin öncelikle kendi hikâyesini okumasıdır. Çünkü insana giden yol yine insandan geçer. Edebiyat adına ortaya konan her ürüne, insanın kendisini okumasının bir süreci olarak bakabiliriz. Bu süreçte ellerimizden tutan meraktı r. İşte "Edebifi kir Öykü Seçkisi" bu saiklerle ortaya çıktı . Anlatmak istediğimiz çok şey var, hakkını vermemiz gereken öyküler...
Tükendi
BELKİ DE SENİN HİKÂYENDİR Abdülkerim Kolat, senin hikâyeni yazdı. Sizden bir hikâyeyi, belki de içinizden birinin bütün hikâyesini... Büyük bir şehrin ortasında kaybolan bir genci, sararmış solmuş otlarla kaplı bozkırda koşan bir çocuğu, sabahın seherinde vakitsiz bir anda göç eden bir kuşu kaleme aldı. İçerisindeki birçok olayda kendinizi bulacağınız öykü kitabı ?'Belki De Senin Hikâyendir'' Eşik Yayınları'ndan çıktı .
Tarihi sadece siyasi ve askeri tarihten ibaret görmenin yanlışlığı ortadadır.Tarih, savaşların ve fetihlerin olduğu kadar, bu olayların arkasındaki insanın ve onun ruh dünyasının yaşadığı yerdir aynı zamanda.Muzaffer Taşyürek, tarihe bu dikkatle bakan ve tarhiteki birçok önemli olayın arkasındaki manevi dinamikleri bulup çıkartan bir tarihçi.Elinizdeki kitapta da Kur'an-ı Kerim ile tarih arasındaki ilişkiden İmam-ı Azam'ın hayatına, Hacegan diyarı Buhara'dan Yavuz Sultan Selim'e kadar birçok önemli olay, şa
Başta şiir olmak üzere hikâye, deneme, makale türündeki eserleri çeşitli antolojilerde ve dergilerde yayımlanan Hasan Akçay'ın Semerkand dergisinde yayımlanmış denemelerinden oluşan Vefa Sözleri, insanı iç dünyasına doğru yolculuğa çıkaran, dostluk, merhamet, vefa, çocukluk gibi birçok konudan oluşan denemelerden oluşuyor. Vefa Sözleri, Eşik Yayınları'ndan çıktı.
Tükendi
Anadolu'da hemen her evden bir şehit çıkaran Çanakkale Savaşları hala halkımızın en çok ilgilendiği konulardan biri. Bu konuda yazılmış pek çok kitap, tiyatro eseri, şiir, şiir antolojileri bulunmaktadır. Çanakkale'de Kefensiz Yatanlar, bu çalışmaların yanında yeni bir eser olarak tiyatro formunda ortaya çıkan öyküler ve değerlendirmelerden oluşuyor.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 68 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2