Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 153 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Şairin dikkati, tüm dikkatini ağzından çıkan kelimelere vermiş bir kekemenin dikkatine benzer. Tek bir kekemelik yok: Bazen konuşmaya çalışırken kekeleriz; bazen bir şeyleri söylememeye çalışırken kekelenir; bazen basit bir dil sürçmesidir; bazense son derece düzgün şeyler söylerken aslında kekelediğimizi fark ederiz. Dil bizi konuşuyor. Dil bizi yok sayıyor. Üstelik dil içindeki sakarlıklar, hayattaki sakarlıklardan ayrı değil. Kekeme hayatlar yaşıyoruz, bütün savunma mekanizmalarımızın arkasında, yardımsı
Tükendi
Modern Şiirimizin Kökleri, Tanzimat süreciyle başlatılıp Sezai Karakoç önderliğindeki İkinci Yeni akımına kadar geçen dönemi birinci aşama, İkinci Yeniyi ikinci aşama, İkinci Yeni sonrasını ve günümüz şiirini üçüncü aşama kabul ederek; yazdıkları şiirle şiirimizin ana damarını oluşturmuş şairlerimizi incelemeyi önceleyen bir çalışmanın ilk adımıdır. Bu çerçevede Modern Şiirimizin Köklerinde Nâzım Hikmet, Necip Fazıl, Orhan Veli, Turgut Uyar ve İsmet Özel şiiri inceleniyor. Türk şiirinin temel sorunu bize b
Tükendi
Türk şiiri, Osmanlının, çöküşü durdurmak için giriştiği Batılılaşma hareketlerinden itibaren yenilik fikriyle boğuşmaktadır. Bizim yenilikle boğuşmamızın, bir yenilgi olarak yaşamamızın sebebi, yeniliği bütünüyle Batılı değerler üzerine kurmamızdır. Tanzimatla birlikte kültür kodlarımızı değiştirdik. Fakat bu değişiklik, bize kendisinden istediğimiz hiçbir şeyi vermedi. Daima iki arada bir derede kalmamızı sağladı. Sağladı; çünkü değişiklik, bizim değil, onların zaferiydi. Bizde kazanılan zafer onlar adınay
Tükendi
Her şair bir poetikadır. Kendine özgü bir üslûp geliştirmeyi başarmış, belirli bir şiir anlayışını savunan her şair, şiire dair bir inşadır. Hayriye Ünal'ın ifadesiyle tahlil, tahrip ve inşadır. Şiiriyle, eleştirisiyle, teorisiyle özel bir dünyadır. Hayriye Ünal her kitabıyla bu dünyayı geliştiren bir şair. Sanat eseri bilinçli bir yapıdır. Amaca dönüktür. Sanatçı belirli bir amacı gerçekleştirmeye çalışır eseriyle uğraşırken. Eser gerçekleştikçe ortaya çıkan dünya çoğu zaman sanatçıdan daha çok bizim düny
Tükendi
Dışarıda başkalarının gerçeği vardı. Bense, loş bir karanlığın gölgelediği bu dikdörtgen odanın içinde, ilaç kokularını yemeğime katarak kendi gerçeğimle baş başaydım. Zaman bendim. Şu perdeyi araladığımda oradan yansıyacak ışık, bir gök taşı gibi odaya düşecek, sonsuz ve sınırsız olarak belirlediğim her şey, o insanların aralıklar tayin ederek sınırlayacakları bir metafora dönüşecekti. Keşke Meliha gelmeseydi.
Tükendi
Her sabah kalbini öperek ancak uyanabildiğim anneannemin "demek bir zamanlar bu oyunun içinde biz de varmışız be oğul" ağıtına karşılık "he ya, o oyunda biz de varmışız be anneannem" derken ondan bana tevarüs eden hayat omuzlarıma birkaç saka kuşunu kondurmuştu bile. Anneannem içinse perde açılmış ve başlamıştı sekerat.
Tükendi
Dua insanın varlığındaki ilahi gücün ortaya çıkarılması tekniğinden başka bir şey değildir! Bu sebeptendir ki insan tam bir konsantrasyon ile dua edebildiğianda imkansızmış gibi görünen pek çok şeyin gerçekleştiğini görür. İşte bu yüzdendir ki, insanın en güçlü silahı duadır. Dua mekanizmasının en büyük verimi almak istiyorsak, özellikle ve öncelikle şekli yeri ve zamanı Konusunda bazı hususlara önem vermek zorundayız diyor ve dua nerelerde yapılır onun üzerinde durmalıyız
Tükendi
"Yüce Tanrım!" diye haykırdı Klapaucius. "Grunçonlar nereye gitti? Ya favori antialerjiklerim? O narin akneler nereye gitti?" "Artık yok oldular ve bir daha var olmayacaklar," dedi makine, sakin bir tonda. "Eğer doğrudan hiçlik yaratsaydım, her şey, Trurl, gökler, Evren, sen ve ben dahil her şey bir çırpıda yok olacaktı. Bu durumda da benim, verimli ve yetenekli bir makine olduğumu kim kime itiraf edecekti? Kimse kimseye itiraf edemeyeceğine göre, benim hakkım nasıl korunacaktı?" Dünya Nasıl Kurtuldu? / Sta
Tükendi
Türkiye'de sosyokültürel değişim 1960'lı yıllardan itibaren büyük bir ivme kazanır. Toplum yapısını derinden etkileyen bu değişim dünyadaki gelişmelere paralel olarak Türk edebiyatına da yansır. Değişimin en belirgin özellikleri kentleşme olgusu ve bireyin sorunlarıdır. Sevgi Soysal'la birlikte 1970 sonrası Türk romanına kent yaşamı girer. Kentler, özellikle başkent Ankara değişimin öncüsü sayılır. Fakat bu değişim sancılı gerçekleşir. Yakup Kadri'den sonra eserlerinde en çok Ankara'ya yer veren yazarlardan
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 153 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1