20. yüzyılın ilk yarısında fenomenolojik gelenek bağlamındaki değer tartışması temelde estetiğin bir bilim olmasıyla ilgilidir. Erken dönem fenomenolojik değer tartışmasında Moritz Geiger, Roman Ingarden ve Nicolai Hartmann önemli bir yer tutar. Bu çalışma Geiger ve Hartmann'ın estetik değer tartışmasına odaklanmaktadır.
Husserl, Lipps, Kant ve Hegel bu tartışmada esaslı roller oynamaktadır. Gerek Geiger, gerekse Hartmann için estetik, değerlere ve değer ilişkilerine dair bir araştırmadır. Ancak her iki fi
Ebabil Yayınları, günümüz şiirinin önemli şairlerini peş peşe yayımlamaya devam ediyor. Zeynep Arkan, Evren Kuçlu ve Âkif Kuruçay'ın ilk kitaplarından sonra Vural Kaya'nın ilk kitabı Renga da Ebabil Yayınları şiir dizisinden çıktı. Günümüz şiirinin yeteneklerini birer birer çatısı altında toplayan Ebabil, Vural Kaya'yla bir adım daha atmaktadır.
Son Vapur, tarihimizde modern ordunun ilk darbesini anlatıyor.
Bu roman, 1876 yılında Sultan Abdülaziz'e karşı yapılan askerî darbeyi ve sonrasındaki siyasi gelişmeleri sürükleyici bir üslûpla ele alıyor. Dolmabahçe Sarayı'nda sabaha karşı yağmur altında yapılan bu isyan aslında Türk tarihinde modern ordunun ilk darbesidir. Bu darbeyle Osmanlı bir mevsimde üç padişah görüyor. 30 Mayıs 1876 sabahı Sultan Abdülaziz askerî bir darbeyle tahttan indirilirken yerine V. Murat geçer. V. Murat amcası Sultan Abdülazi
Müzeyyen Çelik'in hikâyelerini okuduğumuzda huzuru özlediğimizi fark ediyoruz. Sokağımızdaki insanları özlediğimizi. Modern hayatın içinde dolaşan yabancılar hissi yakamızı bırakmıyor. Çelik, çoğu kimsenin dikkat bile etmediği insanları öylesine güçlü bir anlatımla somutlaştırıyor ki hepsini gerçek zannediyoruz. Bu etkiyi uyandırmak işin başındaki bir hikâyeci için büyük başarı. Üstelik Türkçesi mükemmel. Kamu Baş Rüyacısı, Müzeyyen Çelik'in ilk kitabı.
Şairler Şiirin Gücüne İnanmıyor
Kimi zaman çeşmeler
Karagözü bile şairleştirirler
Ve Karagöz söz arasına sıkıştırır
"Acemi sakaların elinden neler çeker horhor çeşmeleri"
Of Hay Hak!
Perde Gazelimiz Serkan Işın'ın görsel şiiriyle açılıyor. Bu sayımızın şairleri Vural Kaya, Üsame Söylemez, Emre Öztürk, Bülent Keçeli, Atakan Yavuz, Özgür İren Bayram, Betül Aydın, Özgür Ballı, Yunus Emre Altuntaş ve Hakan Şarkdemir (2 şiir).
Karagöz'ün Faslında Osman Özbahçe ve Necip Tosun'un iyi çalışılmış iki yazısın
Yakup Altıyaprak ilk eleştiri kitabı, İkinci Yeni ve Türk Şiirinde Modernizm'den sonra ikinci eleştiri kitabı Dünyaya Karşı Şiir'le eleştiri yolunda ilerlemeye devam ediyor. Yazılarında içerik çözümlemesini esas alan Altıyaprak Türk şiirinin duruşunu belirginleştirmeye çalışıyor. Sezai Karakoç, Hüsrev Hatemi, Cahit Koytak, Hüseyin Atlansoy, Haydar Ergülen, Tuğrul Tanyol, Osman Konuk, Arif Ay, Cevdet Karal, Mevlana İdris, İbrahim Tenekeci, Selçuk Küpçük, Orhan Tepebaş ve İlhami Çiçek'ten seçtiği bir şiirin ç
1989 doğumlu Murat Çelik'in ilk kitabı İhtimal Cüce Ebabil Yayınları'ndan çıktı. Şiirleri Varlık, Başkalarının Hayatı, Ücra, Karayazı, Karagöz, Yasakmeyve, Yeniyazı ve Aşkar dergilerinde yayımlanan Çelik'in kuyumcu titizliğiyle işlenen şiirleri Türk şiiri adına umut veriyor. Teknik planda sıkı bir denetim içinde şiirini kuran Çelik, İhtimal Cüce'yle sağlam bir çıkış yapıyor.
Yeteneğin çevresi Ebabil, genç şairlerimizin yuvası olmaya devam ediyor. Genç şairlerimizden Liman Mehmetcihat'ın ilk kitabı Haplayın Şunu Feodal, Ebabil'in yayınladığı ikinci görsel şiir kitabı. Görsel şiiri bir şiir türü olarak kabul eden Ebabil yenilikçi tutumunu Liman Mehmetcihat'la sürdürüyor. Dile uyguladığı şiddetle öne çıkan Cihat'ın görsel şiirlerini bu şiddetin uzantısına yerleştirmek mümkün. Görsel şiirlerinde popüler göstergelere aynı şiddeti uyguluyor. Haplayın Şunu Feodal, şiirin ancak sürekli
İdris Ekinci ikinci kitabı Son Üç Dakika'yla ilk kitabında elde ettiği şiiri genişletmeye başladı. Bu kitabıyla yeni denemelere açık olduğunu gösteren şair, ilk kitabı Uyku Kuşu'yla aldığı övgünün boşuna olmadığını da gösteriyor. Aşkar dergisinin yayın yönetmenliğini yapan Ekinci şiirde istikrarlı yürüyüşünü sürdürüyor. Ekinci âdeta şiir geleneğin içindeki yenilik, yeniliğin içindeki gelenektir mottosuyla hareket ediyor. Şiirinde yeniliğin şiddetini yükselttikçe çıtayı da yükseltecek bir şiir verimine sahip
Gün bugündür ey dost Hiç olmaya var mısın?
Kendine hiçliğin kadar baktın mı hiç
Bul ki nerdesin? Bul ki gökyüzüne inesin! İndiğin gökyüzünden sonsuza gidesin De ki buldun! Kaybolmayasın Biliriz ki yetmez çoğu anda aklın yanına hiç eklemedikçe
Bir gün ya da bir an Fark etmez. Zaman denen, kendimizdeki bölünmüşlüğü hissettiğimiz nokta O noktadan başlayarak Hiç ersiniz, eğer yoksanız
Kimiz mi?
İnsan olmaya çalışmaktan öte
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.