Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 197 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Evliyalar Sultanı, Gavsul Azam Abdulkadir Geylani Hazretleri'nin el-Gunye li-talibi tariki'l-Hak (Hak Yolun Talipleri İçin Yeterli Olan Kitap) Gunyetüt Talibin - isimli eseri, bir hikmet kaynağı olarak irfan yoluna dair hikmetler sunmaktadır. Hayli hacimli olan eser Ehl-i Sünnet Akaidi ve İtikadi Fırkalar, İbadetler, Faziletli Ameller ve Tasavvuf isimli bölümlerden oluşuyor. Herbir bölüm, nüfuzu çağlar boyu eksilmeyen Evliyalar Sultanı, Gavsul Azam Abdulkadir Geylani Hazretleri'nin ortaya koymuş olduğu b
Tükendi
Elest bezminden aşktan sâkiden ilham alıp yazdım Kadim sözden Yunus'tan Rûmi'dendürler bulup yazdım Şaraptan mest eden neyden öten bülbül açan gülden Ene'l-hak'tanyanıp aşk âteşinden kül olup yazdım Ne Leylâ'nın vefâsından ne ceylandan ümid vardır Aman vermez şu hasretten saçım tel tel yolup yazdım Seher rüzğarlarından sordum aşkın âşığın hâlin Gülün aşkıyla bülbül gibi hayran mest kalıp yazdım Züleyhâ'dan Yusuf'tan Aslı'dan Şîrin'den aldım ders Fenâ dünyayı Hiç saydım fezâlardan dolup yazdım
İnsanın kendisini tanıması gerekti. Bu tanıma ise mukaddes kelamla olmalıydı. Zira insan aklıyla yaşayan varlıktı. Akıl belli başlı donelerden yola çıkarak yürüyordu. Onun için de kendi varlığının niçin yaratıldığını bilemezdi. Ancak içinde olduğu durumu aklıyla değerlendirebilirdi. İşte bu noktada aklın ötesiyle irtibatlı bir el devreye girmeliydi. Bu el insanı yaratan el olmalıydı. Bu el insanı ve sahip olduğu tüm varlığı etraflıca kuşatmalıydı. Bu elin uzandığı alan insanın üzerine yaratıldığı tüm unsurl
SEYR-Ü SÜLÜK İLMİHALİ ARİFLERİN YOLU SEYDA AHMED EMEKTAR Elimizdeki bu eser Şanlıurfa Kadiri Asitanesi Postnişini Şeyh Ahmed El Kadiri Efendi 'nin Âsitâne binasında Perşembe akşamları (Cuma geceleri) Şeyh Ahmed El Kadiri Efendi 'nin talimatı ile zikrullah öncesi yapmış oldukları sohbetlerden derlenmiştir. Sofilerin makam ve hallerini anlatan eser, dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; nefsi ve nefsin arzularından kurtaran halleri, ikinci bölümde helak eden halleri, üçüncü bölümde; tasavvuf akaid sohb
Tükendi
İnsan, önceliğini Din adamı olmak için değil, "dininin adamı" olmak için ve "öğüt verme örnek ol" düsturunu benimseyip içselleştirerek gayret-çaba göstermelidir. Din adamı olmak bir zorunluluk değildir fakat her bir birey "dininin adamı" olmak zorundadır. Günümüz zaman ve şartları içerisinde din hassasiyetleri giderek minimâl seviyelere inmekte, özellikle genç bireylerin dini perspektifdeki soruları cevapsız kalmaktadır. Modern yaşam ve teknoloji insanlığı aydınlatacak diye düşünülürken tam aksine dogmatik
İslam, Allah ile Peygamber arasındaki sınırı korumuş vahiye dayalı ve tüm ilahi dinlerin muhteviyatını kendi bünyesinde muhafaza edebilmiş hoşgörüye dayalı son dindir. Yüce Allah ile kulun arasına fetiş, put, peygamber, rahip, melek gibi bir şey girmemektedir. Fert hürdür, serbesttir. Doğrudan doğruya Allah'ı istemekte ve sadece O'na dua etmektedir. Nitekim kutsal kitabı Kur'an-ı Furkan'ın içerisinde Fatiha suresinin kalbinden şöyle seslenmektedir: ‘Ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım dileriz.' İs
Buddizm; M.Ö.6.Yüzyıl'da Kuzey Hindistan'da yaşamış SiddhartaGautama'nın (Budda: MÖ.563-483) Öğretileri üzerine kurulmuş ve evrensel nitelik kazanmış bir dindir. Bu ad; SiddhartaGautama (Gotama)'ya verilmiş ‘Aydınlanmış' anlamına gelen Buddasıfatına dayandırılmıştır. Taraftarlarınca/ Bağlılarınca Buddizm; BuddaDharma (Budda'nın Şeriatı), BuddaVacana(Budda'nın Sözleri), BuddaSasana(Buddanın Öğretileri ve Mesajı) terimi ile ifade edilmektedir. Hindistan'da doğmuş olmasına rağmen bu dinin mensupları günümüzde
Hinduizm, genel olarak, Hint Yarımadasında bulunan halkın inançlarını ifade etmektedir. Hint yarımadası; birçok dinin çıkış yeridir, birçok dini ve dili barındıran bir bölgedir. Bu bölgenin yerli dini kabul edilen Hinduizm; kendine özgü inançları, ibadetleri, anlayışları ve uygulamaları ile dünya nüfusu içinde önemli bir orana sahip olan bir dini harekettir. Kutsal kitap koleksiyonu, inançları, kast sistemi, bazı teknikleri ile Hinduizm dünyanın gündemine girmiştir. Burada Hinduizm, bazı özellikleri ile ele
Hristiyanlık; vahye ve kutsal kitaba dayanan, özde tek tanrılı olmakla beraber, sonradan Üçleme/Teslis'e yer verildiği kabul edilen ilâhi kaynaklı bir dindir. Bu dinde Peygamber, Melek, Âhiret, Kader gibi dini kavramlar bulunmaktadır. Ancak bu kavramların açıklanmış biçimi; İslâm'dan da diğer bazı dinlerden de farklıdır. Hristiyanlık Anlayışına özgüdür ve ‘Hristiyanlık İnanç Felsefesi'ne uygundur. Filistin'de doğan Hristiyanlık dini günümüzde dünyanın her tarafından mensupları bulunan ve dünya nüfusunun 1/
Dinler Tarihi, tarih sahnesinde görülmüş, yaşamakta olan ve mensubu kalmamış bütün dinleri konu olarak ele alır. Bunu yaparken ise Hak-batıl ayırımı yapmaz. Tek tek dinlerin prensiplerini, onların çıkış ve gelişmelerini konu edinir.Süryani adının Pers kralı Sirus(Cyrus)'tan (Keyhüsrev) geldiği belirtilir. Sirus, Babil'i fethederek Yahudileri kurtarmış ve Yahudiye'ye(Kudüs) dönmelerine izin vermiştir. Babil tutsaklığından Kudüs'e dönen Yahudiler, Sirus'a duydukları minnettarlıktan dolayı kendilerini "Surin"
Bir teknik olarak Şamanizm; değişik ve farklı zamanlarda Kuzey ve Orta Asya'da, Eskimoların yaşadığı yerlerde, Orta Afrika ve Kuzey Amerika'daki ilkel kabilelerde görülmektedir. Bazı araştırmacılar, Sibirya'da görülen Şamanizm'i Psikopatolojik belirtiler olarak açıklanmaktadır. Yapılan bazı araştırmalar; günümüzde Amerikan Yerlileri/ Kızılderili Kabileleri ile Orta Asya Sibirya Türk boyları arasında yaşayan ‘Şamanizm'i, inanış ve yaşayış benzerlikleri, ortak yönleri ve değer verilen unsurları ortaya koymakt
Dinler Tarihinde ve yaşayan dinler arasında özel bir yeri olan Yahudilik, yaşayan ve ilahi olarak nitelendirilen dinlerin en eskisi ve mensubu en az olanıdır. Yahudilik inancını günümüzde benimseyenlerin sayısı 25 milyon civarındadır. Genel olarak Yahudiliğin sembolü Yedi Kollu Şamdan (Menora) ve Altı köşeli Yıldız'dır(Magen David). Magen David, İsrail'in milli sembolüdür ve Bayrakları'nda yer almaktadır. İbranice ‘Bet ha-Mikdaş' ve Arapça ‘Beytu'l-Makdis' olarak isimlendirilen Kudüs'teki Mabed Yahudiliğin
Kapalı toplum yapısına sahip ve asırlar boyunca dışarıdan gelen değişim rüzgârlarına karşı kendini ve sosyal bünyesini koruyabilmiş Yezidîlik de tıpkı Dürzîlik ve Nusayrîlik'e benzer şekilde küreselleşmenin beraberinde getirdiği değişimden en fazla etkilenen fırkalardandır. Aslında Yezidîlik ve diğer etno-dinsel yapılanmaların varlıklarını ve kendilerine özgü dinî ritüellerini sürdürebilmeleri, tarihsel süreçte dış müdahalelere kapalı ve çoğu kez ücra bölgelerde yaşamalarıyla doğrudan ilişkiliydi. Genellikl
Perde açıldığı zaman her şey olduğu gibi açığa çıkar. Bunun neticesinde; bilen rahat eder, cahil ise büyük bir hüsrana uğrar. O halde ölümden önce ilim aracılığıyla kendi nefsini idrak et. Çünkü karanlık önündedir ve onda ilminden başka bir ışık yoktur. Amellerinin en şereflisi de ilimdir. Seni senin için seven herkese güven. Çünkü bu, sahih bir sevgidir.Allah'ın kullarını sevmesi de bu kabildendir. Onları kendileri için seviyor, kendisi için değil. Hak teala mutlak cömerttir; kim O'na gelirse, onu seçer. K
İBN ARABİ Perde açıldığı zaman her şey olduğu gibi açığa çıkar. Bunun neticesinde; bilen rahat eder, cahil ise büyük bir hüsrana uğrar. O halde ölümden önce ilim aracılığıyla kendi nefsini idrak et. Çünkü karanlık önündedir ve onda ilminden başka bir ışık yoktur. Amellerinin en şereflisi de ilimdir. Seni senin için seven herkese güven. Çünkü bu, sahih bir sevgidir.Allah'ın kullarını sevmesi de bu kabildendir. Onları kendileri için seviyor, kendisi için değil. Hak teala mutlak cömerttir; kim O'na gelirse, on
Perde açıldığı zaman her şey olduğu gibi açığa çıkar. Bunun neticesinde; bilen rahat eder, cahil ise büyük bir hüsrana uğrar. O halde ölümden önce ilim aracılığıyla kendi nefsini idrak et. Çünkü karanlık önündedir ve onda ilminden başka bir ışık yoktur. Amellerinin en şereflisi de ilimdir. Seni senin için seven herkese güven. Çünkü bu, sahih bir sevgidir.Allah'ın kullarını sevmesi de bu kabildendir. Onları kendileri için seviyor, kendisi için değil. Hak teala mutlak cömerttir; kim O'na gelirse, onu seçer. K
Bursalı Mehmed Muhyiddîn Üftâde, Dîvân-ı İlâhiyât adlı eserini samimi ve sade bir Türkçe ile insanların gönül ve ruh dünyasını aydınlatmak için didaktik amaçlı olarak kaleme almıştır. Hece ve aruz vezniyle kaleme alınan Dîvân-ı İlâhiyât'taki yürek titreten şiirler, geniş halk kitleleri tarafından rahatlıkla anlaşılabilecek bir özelliğe sahiptir. Söz konusu şiirlerin dinî-tasavvufî unsurlar bakımından genel bir değerlendirmeye tabi tutulması ve divan metninin mevcut bazı nüshalar ışığında gözden geçirilerek
Mesnevi nazım biçimi ile kaleme alınan Esrâr Dede Fütüvvet-nâmesi, yüz yetmiş yedi beyitten oluşan, ilk bakışta hemen kendini ele vermeyen ve her beyti derin anlamlar içeren önemli bir eserdir. Kendi türünde, yazıldığı çevre ve dönemin önemli manzum metinlerinden birisi olarak kabul edilen Esrâr Dede Fütüvvet-nâmesi, geçmişten günümüze kadar devam edegelen Ahîlik geleneğinde önemli bir yere sahiptir. Ahilikle ilgili olarak bazı önemli bilgilerin de yer aldığı elinizdeki bu eserde, Esrar Dede Fütüvvet-nâme
İnsanın kendisini tanıması gerekti. Bu tanıma ise mukaddes kelamla olmalıydı. Zira insan, aklıyla yaşayan varlıktı. Akıl, belli başlı donelerden yola çıkarak yürüyordu. Onun için de kendi varlığının niçin yaratıldığını bilemezdi. Ancak içinde olduğu durumu aklıyla değerlendirebilirdi. İşte bu noktada aklın ötesiyle irtibatlı bir el devreye girmeliydi. Bu el insanı yaratan el olmalıydı. Bu el, insanı ve sahip olduğu tüm varlığı etraflıca kuşatmalıydı. Bu elin uzandığı alan, insanın üzerine yaratıldığı tüm u
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 197 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1