Kendinden beklenen rolleri yerine getirebilmesi ve gelişimini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için, canlılar içerisinde en fazla insanın terbiye edilmeye, yani eğitime ihtiyacı vardır. Eğitimin bir "süreç" olma özelliği dikkate alındığında, insanın "beşikten mezara kadar" eğitim ihtiyacı içinde olacağı da muhakkaktır. Eğitim, ´´bilim1´ olma yolunda aldığı mesafede; "ilmin kendini bilmek"le, yani ferdin kendi yeteneklerini, kapasitesini tanımakla daha da başarıya ulaşacağını işaret etmektedir. Bu durumd

İnsan düşünen varlıktır, Yaşadığı hayatı düzenlemek, değişiklikler, yenilikler yapmak, mevcut durumu olumlu yönde geliştirmek ve kısaca bulunduğu yere damgasını vurmak ister. Ancak o zaman mutlu olacağına, içinde yaşadığı ortama kolay uyum sağlayacağına inanır, insan, verilenlerle ve bulduklarıyla yetinmez. Güzelin daha güzelini, iyinin daha iyisini aramaya çalışır. Bu arayışın kendine, çevresindekilere zarar vermediği, aşırı hırs, bencillik ve tatminsizlik yaratmadığı ölçüdeyarorlı olduğu görülmüştür. Düşü

Din felsefesinin temel problemlerinden «lan tanımlama sorunu, din ve felsefe için de geçerlidir. Felsefenin ne olduğu sorunu dahil çok, filo/ollar arasında problem olarak dikkat çekmekledir. Genel olarak felsefenin ne olduğu, felsefenin her hangi bir istemine bağlı olmayan insanlar için fazla problem oluşturmamaktadır. Dîn'in ne olduğu konusu da, bir dine inanan açısından f azla sorun oluşturmamakladır. Ancak akademik ve felsefi çevrelerde din nedir? sorusuna herkesi ikna edebilecek bir tanını bulmak zor gö

İnsanların zeka yapısı bilim adamlarının her zaman ilgisini çekmiş, karmaşıklığı konusunda daha da çekeceğe benzemektedir. Gün geçtikçe zeka ile ilgili yeni bilgilerle karşılaşıyoruz. İnsanın yetenekleri uzun müddet bilişsel zekası ile değerlendirilmiş, ancak tatmin edici cevabı bulmakta yeterli olmamıştır. Bilişsel değerlendirmedeki eksikliği hissedilince insan duygusallığının, başarısındaki katkısı fark edilmiş, ancak bu da başarı ve başarısızlıkta yeterli olmamıştır. Nihayet, insanın ruh ve bedenden oluş

Bu çalışma uluslararası ilişkilerde ve özellikle Ortadoğu bölgesinde yirmi birinci yüzyılda kendini hissettirecek olan ´´su meselesi´´ nin Türkiye ve Suriye açısından değerlendirilmesi ve tarihi süreç içinde konu ile ilgili gelişmeleri toplu biçimde ortaya koyabilmesi için ele alınmıştır. Fırat ve Dicle Nehirleri, antik çağdan beri, üzerinde yeşeren medeniyetlere kucak açmış ve gelişmlerine imkan sağlamıştır. Yirmi birinci yüzyıla girdiğimiz şu günlerde ise bölge bağımsız üç devletin egemenliğindedir. Fakat

Öğrenmede tek bir yöntem yoktur. Belirli bir öğrenme tekniği de yoktur ki, herkesin ihtiyacına cevap verebilsin. Her isteyen o yöntem ve teknik sayesinde hedefine ulaşabilsin. Bir insan için etkili olan yöntem ve teknik başkasında başarı etkisi gösteremeyebilir. Belirli bir hastalık için tesirli olan ilacın başka hastalıklarda işe yaramadığı, hatta birçok insanda aynı tür hastalıkta bile etki derecesinin farklı olabileceği gibidir. Özellikle insan gibi karmaşık ve her birinde farklılıklar arz eden kişilikle

Uluslararası ilişkiler alanında ülkemizde birçok akademik yayın çalışması bulunmaktadır, ancak bu çalışmaların çoğunluğu bölgesel alanlarda ve vaka etütleri biçimlerinde karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde bu disiplinin kuramsal altyapısını besleyecek yapıtlar ne yazık ki çok az düzeyde; dolayısıyla akademik çalışmalarımızı gerçekleştirirken yurtdışı kaynaklarına bağımlılığımız çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Çetin Öngün, işte bu noktada, kuram ile vaka etüdünün birleştiği bir çerçevede, a

NATO´nun kurulmasından yaklaşık altı yıl sonra ise Varşova Paktı´nın kurulmasıyla dünya artık Doğu - Batı olarak iki büyük kampa bölünmüştü. NATO Batı Bloku´nun güvenliklerini sağlamada örgütlenmeler içerisinde en önemlisi oldu ve bu örgütlenme Sovyetler Birliği´nin yıkılmasından sonra da dimdik ayakta kaldı, kendine yeni misyonlar edindi.

Teknik okullar için hazırlanan bu kitapı iki kısımdan oluşmaktadır. Bunlar ; Bilgisayar Destekli Tasarım (BDT_ CAM ) ve Bilgisayarlı Destekli Üretim (BDÜ_ CAM ) konularıdır.

Örgütsel zekanın oluşturulmasında, örgütteki insanların ortaklaşa düşünüş ve davranış biçimlerinin önemli öğelerinden biri olduğu söylenebilir. Bu anlamda örgütsel aptallık, örgütün başarısızlığına hatta varlığı yitirmesine neden olan ortaklaşa düşünüş, davranış biçimlerinin sonucu olarak değerlendirilebilir ve örgütün yapısına, işleyişine, havasına ilişkin örüntüleriyle açıklanabilir. Şimdi durup düşünün! Çalıştığınız örgütte varolan düşünüş ve davranış biçimi hangisi? Siz hangi düşünüş ve davranış biçim

Okullarda öğrencilerimizin öğrenmesini etkileyen temel faktörlerden birinin ders kitapları olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle bizim ülkemizde öğrencilerin bilgileri ve kavramları anlayarak ve yapılandırarak öğrenmelerini sağlayacak zengin öğrenme ortamları yaratılmadığı için öğrencilerimizin pek çoğunun ulaşılabildiği neredeyse tek araç ders kitaplarıdır. Ayrıca ülkemizde öğretmenlerimizin de çoğu çok hızlı gelişmekte olan fen alanı bilgilerini, öğrenme teorilerini ve bu teorilerden kaynaklanan yeni öğre

...küreselleşme farklı boyutları içeren çelişkili ya da tamamen birbirine zıt etkenlerin devreye girdiği karmaşık bir süreçtir. Bu süreç yüzyılın son çeyreğine belirgin bir şekilde damgasını vurmuş ve günlük hayatımızın temel parametrelerini önemli ölçüde etkilemeye başlamıştır. Sürecin çok boyutlu bir etki alanına sahip olması, yönetsel alanda da kendisini göstermektedir. Bu etki sonucunda ülke yönetimleri ve ulus-devletlerin egemenlik anlayışları derinden etkilenmiştir. Ulusal egemenlik kavramı sınırlandı

Afet yönetimi, günümüze özgü yeni bir kavram ya da bir konu olmayıp, özellikle doğal afetler konusu insanlık tarihinin çok eski bir problemini oluşturmaktadır. Deprem, su baskını gibi doğal afetler ile mücadele edilmesi, insanlık tarihi kadar uzun bir geçmişe sahip bulunmaktadır. Deprem gibi doğal afetlerin, yoğun insan yerleşimine sahip kentsel alanlarda olması durumunda, sonuçları daha büyük önem kazanmaktadır. Doğal afetlerin yol açtığı sonuçların, afete hazırlık düzeyine doğrudan bağlı olması, konunun k

Tüm Konular , Özet Konu anlatımlı , Mevzuat destekli , Açıklamalı sorular , Çıkmış soru örnekleri.. Son yasal düzenlemelere göre yenilenmiş 8. baskı İçindekiler ; 1. Bölüm : Sermaye Piyasası Mevzuatı,İlgili Mevzuat Ve Etik Kuralları , 2. Bölüm : Menkul Kıymetler Ve Diğer Sermaye Piyasası Araçları , 3. Bölüm : Hisse Senedi Piyasaları , 4. Bölüm : Tahvil Ve Bono Piyasaları , 5. Bölüm : Diğer Teşkilatlanmış Piyasa Ve Borsalar , 6. Bölüm : İlgili Vergi Mevzuatı , 7. Bölüm : Temel Finans Matematiği, Değerleme Yö

Hazırlanan bu kitapta 2.5 ve 3 eksenli operasyonların Unigraphics ortamında nasıl uygulanacağı anlatılmıştır. Operasyonlarla ilgili komutlar Unigraphics NX2 ve NX3`e göre açıklanmış ve örnek parçalarına CAM operasyonları uygulanmıştır.

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERDE FİNANSAL YÖNETİM UYGULAMALARI

TODAİE Hakkında Detaylı Bilgiler Son Değişikliklerle 1982 Anayasası Anayasa Hukuku Kamu Görevlileri Yerel Yönetimler Matematik-Türkçe T.C İnkilap Tarihi

Rusça dilbilgisinin "İsimler ve İsimlerin Çekimi" üzerine kurulduğunu ve isimlerin "TEKİL" olarak çeşitli durumlarda çekimini birinci kitabımızın ikinci kısmında ayrıntılı olarak anlatmıştık. 4 ncü derste ise, isimlerin nominatif (yalın) durumda çoğul olarak çekimini ve aldıkları sonekleri incelemiştik.

Bu kitabımızın başında bu üç zamanın bazı özel kullanılış şekilleri üzerinde duracağız. Çünkü bu zamanlar belirli ölçüde de olsa durum ve koşullara göre bazen birbirlerinin yerlerine kullanılabiliyorlar. Şimdiki zaman; bazen geçmiş ve gelecek zaman anlamında, basit gelecek zaman (2nci gelecek zaman); şimdiki ve geçmiş zaman anlamında kullanılıyor.