Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 56 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Foucault’nun tamamlamaya fırsat bulamayacağı yeni bir araştırma projesini takdim etmek için yazdığı 1977 tarihli bu metin bir yandan Foucault’nun henüz formüle ettiği iktidar kavrayışının sıklıkla gözden kaçan bir yönünü vurgular: İktidar, hükümran iktidar örneğinde dahi, zorunlu olarak tepeden inip bireylere boyun eğdiren bir kuvvet değil, bireylerin farklı şekillerde davet ettiği, önünü açtığı, istediği, yerine göre ittifak kurduğu bir etkileşim olarak işler. Öbür yandan, Foucault’nun bu çalışmasında merc
Tükendi
Şehir hayatının yüksek debili akışına kendi küçük paranoyasıyla karşı koymaya çalışan ezik bir karakterdir Trelkovsky. Ama yeni taşındığı binada tanık olduğu tuhaflıkların sarmalına kendini kaptırınca iş-sokak-diğer insanlar ekseninde zor bela tutturduğu dengeyi giderek yitirmeye başlar. Tuzağa düşmüştür Trelkovsky, dünya tarafından tuzağa düşürülmüştür. Koca bir ağız, açıldıkça çirkinleşen bir kara delik onu yutmaya çalışmaktadır. "Üstüne bir şeyler geçirdi. Merdivenden inmesi kolay olmadı. Başlangıçta
Tükendi
Sinemaya yoğunlaştığı çalışmasının bu ikinci cildinde Gilles Deleuze, ilk ciltte (Sinema I: Hareket-İmge) Peirce'ten esinlenerek geliştirdiği sinemaya özel göstergeler tablosunu sinemada ortaya çıkan yeni kavramsal pratiklerin izini sürerek tamamlıyor. Bunun için, 2. Dünya Savaşı öncesi sinemayı karakterize eden eylem temelli sinemadan farklı, duyu-motor zincirinin koptuğu ve bu sayede zamanı dolaysız bir şekilde sunma kapasitesine kavuşan yeni bir imge türü ayırt ediyor. Deleuze'ün zaman-imge kavramıyla ka
Tükendi
İlk kez 1968'de yayımlanan "Fark ve Tekrar", Gilles Deleuze'ün doktora çalışmaları kapsamında kaleme aldığı iki tezden biri. Deleuze'ün hepsi Türkçede halihazırda yayımlanmış olan Hume, Bergson, Nietzsche, Kant ve Sacher-Masoch monografilerinden sonra yayımladığı bu kitap halen pek çokları tarafından Deleuze'ün özgün felsefi duruşunu ve tarzını yansıtan ve daha sonraki çalışmalarına yön veren başyapıtı olarak değerlendiriliyor. "Fark ve Tekrar" Deleuze'ün farkın düşünürü olarak anılmasına neden olacak arg
Tükendi
İnsanoğlunun yerküre üzerindeki serüveni epeydir sürüyor. Modern insanın kırık dökük hikâyesiyse derin bir hayal kırıklığıyla sonuçlanmak üzere. Fransız antropolog Bruno Latour´a kalırsa bu modernlik süreci hiç başlamadı bile. Sanılanın aksine "biz hiç modern olmadık". Çünkü modern anayasa hep asimetrik kalmıştır, şeyleri temsil etmekle yükümlü bilimsel iktidar ile özneleri temsil etmekle yükümlü siyasal iktidar arasında hep bir ayrım icat etmiş, bu ikisi arasında kurulan ağların gücünü görmezden gelmiştir.
Tükendi
1912'de Adriyatik kıyısındaki bir şatoda (Duino Şatosu) başlıyor "Ağıtlar"ı yazmaya Rilke, on yıl sonra başka bir şatoda, İsviçre'deki Muzot Şatosu'nda tamamlayabiliyor ancak. Aradaki boşluğun büyük bölümünde susuyor Rilke, Büyük Savaş'ın neden olduğu travmayla bıçak gibi kesiliyor şiiri. Ağıtlar'a geri döndüğünde, 1922'nin Şubat'ında, müthiş bir yaratıcılık sağanağına yakalanarak birkaç haftada tamamlıyor yapıtını. 20. yüzyılın en etkileyici şiir kitaplarından biri olan Duino Ağıtları'nı şair Can Alkor'un
Tükendi
"Daha kendi kendinizi aramamışken beni buldunuz. Böyledir tüm inananlar; inancın değeri azdır bu yüzden. Şimdi size beni yitirmenizi, kendinizi bulmanızı buyuruyorum; hepiniz beni yadsıdığınız gün, ancak o gün geri döneceğim sizlere..." Ecce Homo, Nietzsche'nin mutlak bir suskunluğa gömülmeden hemen önce kaleme aldığı otobiyografik bir metin, felsefi düşüncesinin bir seyrüseferi. Neredeyse bir oturuşta yazıyor metni Nietzsche (15 Ekim – 4 Kasım 1888), büyük bir neşeyle, şarkı ve dans formunda adeta. Zihnin
Tükendi
Aklın İşlevi, son dönemde yeniden rağbet gören süreç felsefesinin öncüsü olan Alfred North Whitehead'in 1929 yılında Princeton Üniversitesi'nde verdiği seminerleri bir araya getiriyor. Bu seminerlerinde Whitehead aklın işlevini yaşam mücadelesinde üç basamaklı bir merdivende yukarı tırmanmak şeklinde tanımlıyor: yaşamak, iyi yaşamak, daha iyi yaşamak. Bu tırmanışın imkânı ise, Whitehead'e göre, Pratik Akıl'dan özenle ayırdığı ve etkili bir şekilde kullanılan Spekülatif Akıl'a dayanıyor. Whitehead bu semine
Tükendi
Alice'in maceraları 150 yılı aşkın bir süredir çeşitli dillerde devam ediyor. İlk kitapta tavşan yuvasına düşünce başına gelmedik kalmayan Alice, Harikalar Diyarı'nın devamı olan Aynanın İçinden'de kendini birden ayna evi'nde satranç tahtasının üzerinde buluverir: beyaz piyon oynar ve on bir hamlede kazanır. "Acaba Ulak'lar geliyor mu? Şu yola bir bakıp söyleyiver, ne görüyorsun." "Gelen yok," dedi Alice. "Ah keşke benim de öyle gözlerim olsaydı," dedi Şah, gamlı bir sesle. "Yok'u görebilmek! Hem de bu m
Tükendi
Sosyolojinin kuruluş yıllarında erken bir sezgiyle mikro-sosyolojiden yana tavır alan Gabriel Tarde, Durkheim'ın herşeyi genel olanla açıklamaya çalışan sosyoloji anlayışına şiddetle karşı çıkmış ama dönemin yaygın eğilimleri nedeniyle Kıta Avrupası'nda uzun süre gölgede kalmıştır. Oysa Chicago Okulu üyeleri Tarde'dan önemli ölçüde yararlanarak ileride "interactionism" yönünde gelişecek çalışmalarını bu temel üzerine oturtmuşlardır. Suç, taklit gibi mefhumlar üzerine özellikle eğilen Tarde toplumsal değişim
Tükendi
Bir tarafta İtalyan tiyatrosunun aykırı ismi Carmelo Bene'nin Shakespeare'i kesip biçerek sahneye taşıdığı III. Richard'ı, diğer tarafta Bene'nin sahneleme tarzını bir tür cerrahlık olarak ele alan Deleuze'ün metni. "O halde tarihi kesip alacak ya da budayacaksınız, çünkü Tarih, İktidarın zamansal işaretleyicisidir. Yapıyı kesip alacaksınız, çünkü bu eşzamanlı işaretleyici, değişmezler arasındaki ilişkilerin bütünüdür. Değişmezleri, sabit ya da sabitlenmiş öğeleri çıkaracaksınız, çünkü majör kullanıma aitt
Tükendi
Yaşam her yerde aynıdır. Bir istiridyede, bir ağaçta, bir hayvanda ya da bir insanda yaşam hep aynı talepleri yineler. Hayvan ile insanın doğadaki yerleri, işlevleri, birbirleriyle ilişki kurma biçimleri düşünce tarihi boyunca işlenmiş, karşıt tezler ortaya atılmış ve sıkça tartışılmıştır. Gilbert Simondon genel psikoloji başlığı altında "hayvan ve insan üzerine" verdiği derslerde bu meseleleri antik dönemden başlayıp 17. yüzyıla kadar taşıyarak yeniden ele alır ve çizdiği tarihsel tabloda problemin etik v
Tükendi
"Zihninde, kağıt üstünde, hiç görmediğin, içine hiç girmediğin bir ev inşa et; masandan kalkmadan evin içinde bir yolculuğa çık; anımsamak istediğin her şeyi, tüm imgeleri, isimleri, anıları evin farklı yerlerine yerleştir; yıllar sonra, tek tek sözcükler, cümleler, paragraflar halinde geri dönüp sana bu olanaksız yolculuğu anımsatsınlar, bellek olarak evi yeniden kursunlar diye. [...] İçeriye girdiğimde karşı karşıya yerleştirilmiş iki duvar görüyorum. Yer aldıkları mekandaki işlevleri uyarınca birtakım i
Tükendi
Ben kendi kudretimin malikiyim ve Ben ancak Biricik olduğumu bildiğim an kudretimin malikiyim. Kendine-sahip-olan, Biricik'te yaratıcı Hiç'e, doğduğu yere geri döner. Benden yüce her varlık, ister Tanrı olsun ister insan, Biriciklik duygumu zayıflatır ve ancak bu bilincin rüzgarı karşısında sönüp gider. Meselemi Kendime, şu Biricik'e bırakırsam, o zaman meselem kendi yaşamını kendisi tüketen geçici ve ölümlü bir yaratıcının meselesi olur ve diyebilirim ki: Ben meselemi Hiç'e bıraktım. M.S
Tükendi
Küreselleşmenin azgın dalgaları arasında sanat teknesini yüzdürmek her geçen gün zorlaşıyor. Neoliberal ağlara tutunan (yakalanan) sanatçı suyun üstünde kalabiliyor bir tek. Aleni bir akreditasyon sistemi işliyor sanat ortamında. Soru şu: Sanat sahnesi, ekonomik sömürü için çalışan bir üretim birimi mi? "Neoliberalizmin en can alıcı noktası, kendini köktenciliğe teslim ederek bütün üretimin temelini sayısal değere (ve sermaye birikimi ile azami kâr zorunluluğuna) dayandırması. Sayı toplumun tek kurucu öğes
Tükendi
Bundan 90 yıl önce, İngilizce konuşan ülkelerde sansür nedeniyle basılamadığı için Paris'te basılan, ancak 1934'ten itibaren serbest kalan Ulysses, o günden bugüne 20. yüzyıl edebiyatının en etkili kitaplarından biri olarak yerini sağlamlaştırdı. Ulysses hayatın tüm gerçeğini anlatan, gündelik hayatımızı en çıplak haliyle, kahramanların zihninin içinden gösteren bir kitap. En sıradan, tekil ayrıntıları tam olarak tasvir ederek, tek bir şehir, tek bir gün ve üç kişinin hikâyesinden tüm insanlık haline bir a
Tükendi
Tavşan yuvasına düşen bir kız çocuğunun başına gelenler 150 yıldır çeşitli dillerde tekrar tekrar okunuyor, üzerine çalışmalar yapılıyor, sanatçıların işlerine ilham kaynağı oluyor. Zamanında küçük bir kızı eğlendirmek için yazılmış bu kitap, sayfalarını çevirdikçe bir mantık problemleri kutusuna dönüşüveriyor. Şaşırtıcı bir matematik görüsünün en saçma soruların arkasında bile nasıl dahice işlediği ortaya çıkıyor böylece. Evet, her soru kıymetlidir Lewis Carroll için ve sorulmalıdır. -"Biraz daha çay buy
Deleuze felsefesinin Türkçe'deki yayılımı sürüyor. Ağırlıklı olarak Lewis Carroll'ın yapıtı üzerinden yüzey ve derinlik mefhumlarının tartışıldığı Anlamın Mantığı Deleuze'ün doktora tezi olarak sunduğu Fark ve Tekrar?la birlikte kendi özgün felsefesini doğrudan ortaya koyduğu en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilir. Yayınlandığında Lacan ve çevresini, özellikle de, kitabın yayınından hemen sonra Deleuze'ün birlikte felsefe yapmaya başlayacağı Lacan'ın öğrencisi Félix Guattari'yi derinden etkileyen
Tükendi
Müzikte modernizmin önemli figürlerinden Paul Hindemith'in 1949-1950 yıllarında Harvard Üniversitesi'nin Charles Eliot Norton kürsüsünde müziğin tarihsel, felsefi ve algısal temelleri üzerine verdiği bir dizi konferans Yavuz Oymak ve Mehmet Nemutlu ortak çevirisiyle dilimize kazandırıldı. Ortaçağ Avrupa'sından 20. yüzyıl Amerika'sına, üretim-tüketim ilişkileriyle, alımlama, yorumlama ve eğitim boyutlarıyla bir bestecinin gözünden yetkin bir perspektif ortaya koyan bu konferans metinleri ilk olarak 1951'
Tükendi
Kemana gövde katmak eşittir dünyaya gövde katmak. Armonik gamlara çalışırken de, Bach'ın "Fantezi ve Füg"ünü icra ederken de böyle bu. Her sesi, her akoru mutlaka dünyaya armağan etmek. Kemanın "harika çocuğu" Tedi Papavrami'nin Enver Hoca'nın Arnavutluk'unda başlayıp Fransa'ya uzanan, kendi kaleminden aktardığı zorlu yaşam öyküsü baştan uca böyle bir armağan: Eser ile şahdamarına dayanmış çalgının arasına yerleşip hem eseri hem çalgıyı hem kendini her seferinde yeniden keşfetmek. "Bir eserin, bir cümleni
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 56 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1