Roma İmparatorluğu yüzyıllar boyunca antik dünyanın birçok bölgesinde varlığını ve egemenliğini gösteren Latince yazıtlar bırakmıştır. Bugün için yaklaşık 450.000 civarında olan bu belgeler bazen antik literatürden bilinen tarihi olayların bağımsız kanıtları, bazen bir mil taşı, bazen bir mezar yazıtı, bazen de bir duvar yazısı olabilir. Hepsi de dünyanın en büyük imparatorluklarından birinin mirası olarak zamanın olaylarını, sosyal şartlarını, ekonomisini, siyasetini ve gündelik hayata ilişkin birçok detay

MÖ 5. yüzyılın Klasik üsluplarıyla doruğa çıkacak Yunan sanatının tüm bileşenleri, MÖ 11-6. yüzyıllar arasında erken Yunan vazo ressamlığının gelişiminde izlenebilir. Geometrik üsluplar MÖ 700 civarında Yakındoğu etkisine açılmış ve bunu takip eden Oryantalizan Dönem'de Yunanlar bir hikayeyi resimlerle nasıl anlatabileceklerini öğrenmişlerdir. Altıncı yüzyıla gelindiğinde, çeşitli bölgesel işlikler doğu ve batı pazarları için baskın Korinthos ve Atinalı ressamlarla rekabete girişmişlerdir. Erken Yunan vazol

Ahmet Mithat, modern Türk edebiyatının oluşumunda önemli bir rol oynamış, özellikle yazdığı romanlarla türün yaygınlaşmasını ve benimsenmesini sağlarken yaptığı roman çevirileriyle de Osmanlı/Türk okurlarının farklı edebî gelenekler ve yazarlarla tanışmasını da sağlamıştır. Bu kitapta hem Ahmet Mithat'ın döneminde popüler olmuş romantik bir romanın çevirisi hem de kendisinin bu çeviriye yazdığı zeyl, yani çevirdiği anlatının kendi dünyasındaki devamı bulunmaktadır. Alayın Kraliçesi, temel olarak bir aşk üç

Bu çalışma, pek çok konuda kaleme aldığı üç yüze yakın eseriyle "yazı makinesi" unvanını hak etmiş olan Ahmet Mithat'ın kendi ifadesiyle: "Şu güzel romanı Fransızca yazılmış bir fıkrayı bast ve temhid suretiyle tertip ve tahrir eyledik." diyerek tanıttığı Şeytankaya Tılsımı (1889) adlı romanını, Arap harfli Osmanlıca aslından yola çıkıp günümüz Türkçesine uyarlayıp sadeleştirerek okurlarıyla buluşturmayı hedeflemektedir. Bu roman ilk olarak Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edilmiş, daha sonra da yaza

"Büyük dağlar tamamen farklı bir dünyadır. Orada kar, buz, kayalar, gökyüzü ve oksijen yönünden incelip seyrelmiş bir hava vardır. Bu büyük dağları fethedemezsiniz. Sadece kısa bir süreliğine onların yüksekliğine erişebilirsiniz ve bunu yapabilmek de çok şey gerektirir. Verilen zorlu mücadele düşmanla ya da sporda olduğu gibi rakiple değil, kendinizle, zayıflık ve yetersizlik duygusuyladır. Bu mücadele benim hoşuma gidiyor. İşte bunun için de dağcı oldum. Her zirve farklıdır. Her biri yaşadığınız farklı bir

'Who crosses the area of the Maeander, is at his east side threatened by the dark zig zag top of the Latmos, a granite mountain created by eruptions. Inhospitable and poor, this mountain, separated from the thoroughfare by a lake, has ahvays been the most desolate area of the region. in the unparalleled vvildness of jumbled rocks, the Latmos is one of the greatest nature experiences a traveller can be gran-ted.'(M.Schede,1936). in this mountain region, which was so apdy described in his time by M. Schede,

Located in the city center of Ephesos and spanning 4,000 m2 of prime real estate, Terrace House 2 was a luxurious apartment complex built in the Roman imperial period. Seven exquisitclv turnished apartments stretch across three terraces, their excellent state of preservation making it possible to admire columned courtyards, dining halis, and reception rooms with impressive marble revetments, mosaics, and wall paintings. Built during the reign of the emperor Tiberius in the early fırst centurv A.D., Terrace

Ephesos'un kent merkezinde yer alan ve yaklaşık 4000 m2'lik alana yayılan Yamaç Ev 2, üç teras üzerinde yedi konuttan oluşan Roma imparatorluk Dönemi lüks konut kompleksidir. Çok iyi durumda korunmuş olan sütunlu avlular, yemek salonları ve kabul mekanları muhteşem mermer kaplamaları, mozaikleri ve duvar resimleri ile etkileyicidir, imparator Tiberius döneminde MS 1. yüzyılda inşa edilen Yamaç Ev 2de MS 3. yüzyılın ilerleyen dönemlerine kadar ikamet edilmiş ve sonrasında yapı büyük bir deprem ile yıkılmıştı

Batı Anadolu'nun kuzeyinde, Ege Denizi kıyısında volkanik bir kayalık üzerine kurulmuş olan Assos, Çanakkale ili Ayvacık ilçesi Behram Köyü'nde yer almaktadır. Kent ilk olarak M.Ö. 2. binde iskân edilmiş ve M.Ö. 7. yüzyılda Lesbos adasındaki Methymna kentinden gelen göçmenlerle gelişmiştir. Arkaik Çağ'da Anadolu'da, Dor üslubunda inşa edilen tek tapınağa sahip Assos kentinde, M.Ö. 4. yüzyılda banker Eubulus'un ve kölesi Hermeias'ın tiranlığı yönetiminde büyük imar faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Hermeias

Bu seri ile birçok uygarlığa beşiklik yapan ülkemizdeki antik yerleşim yerlerinin tanıtımı, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması amaçlanmaktadır. seri, bilimsel nitelik taşımaklak birlikte, konunun uzmanı olmayanların ve bu kentleri gezecek ziyaretçilerin de anlayabileceği tarzda yazılmış ve çok sayıda görsel malzeme ile desteklenerek, okuyucunun kenti hissetmesi hedeflenmiştir. "Menderes Ovası?nı geçenlere, doğuda Latmos?un patlamaya hazır görünen, zikzak çizen kara çehreli doruğu gözdağı verir. Bu d

Situated in northwest Asia Minor on a volcanic rock overlooking the Gulf of Adramyttion, Assos now stands in the village of Behram Köyü, Çanakkale. The settlement goes back to the second millennium BC and was later re-established by Aeolian settlers from Methymna in the 7th century BC. Assos possesses the only temple in the Doric order in Archaic Asia Minor. Great construction activities were conducted in the 4th century BC during the tyranny of the Banker Eubulus and his slave Hermeias. Aristotles visit an

Olba Kazısı Serisi Hellenistik Dönemdeki Güçler Dengesi Arasında Pamphyliada Bir Liman Kenti: Side Erkan İznik Romada Krallık Dönemi: Kralın Belirlenmesi Efrumiye Ertekin - Sehergül Gül Arkeolojik Veriler ve Tarihsel Olaylar Işığında Olbada Yerleşimin Son Bulması Emel Erten Rodon: Olbadan Bir Roma İmparatoruna Gönderilen Elçi Mustafa H. Sayar Olbadaki Tapınak Cepheli Kaya Mezarı Tuna Akçay Kirudan (Meydancıkkale/Kilikia) Yüksek/ Kabarık Toruslu İki Kaide ve Anadolu Mimarlık Tarihi Açısından Değerlendirmesi

Cilicia played a very important role in the history of civilizations, with its extensive arable lands and its position as a bridge between Anatolia, Mesopotamia and the Eastern Mediterranean, connecting these areas by land, sea and rivers. At the same time, Cilicia created its very own culture, and its peoples carried this culture to other regions, founded independent states, and recorded their languages already in ancient times. It is one of the few regions where over the centuries great inventions were ma

Bu seri ile birçok uygarlığa beşiklik yapan ülkemizdeki antik yerleşim yerlerinin tanıtımı, korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması amaçlanmaktadır. Seri, bilimsel nitelik taşımakla birlikte konunun uzmanı olmayanların ve bu kentleri gezecek ziyaretçilerin de anlayabileceği tarzda yazılmış ve çok sayıda görsel malzeme ile desteklenerek, okuyucunun kenti hissetmesi hedeflenmiştir. Bu kitabı yazmak istememizdeki en önemli nedenler arasında, hem Türkçe hem de İngilizce nüshasının rahat taşınabilmesi ve özet

Birer belge niteliğindeki Antik Çağ camlarının sağlıklı bir şekilde geleceğe aktarılmaları koruma ve onarım uygulamalarının bilimsel kıstaslarla dikkatli ve bilinçli yapılmasıyla doğrudan ilişkilidir. Antik Çağ camlarının kimyasına ve üretimine uygun koruma ve onarım yöntemleri, bozulma neden ve sürecinin doğru tanımlanmasıyla belirlenmelidir. Bu çalışma, toprak altı arkeoloji kazılarında bulunan MÖ 2. bin ile MS 1. bin tarihleri arasındaki Antik Çağ camlarına, camın kimyası ve üretim teknikleriyle uyumunun

Sir John Boardmanın büyük övgüyle karşılanan Yunan Heykeli Arkaik Dönem ve Klasik Dönem el kitaplarının devamı niteliğindeki bu çalışma, konuyu MÖ 4. yüzyıldan Büyük İskender zamanına kadar getirir. Yazar, dönemin yeniliklerini ele alır: Kadın nü ve portre, Halikarnassos Mausoleionu dahil birçok önemli anıt, sonraki kuşaklar tarafından rağbet gören Praksiteles ve Lysippos gibi önemli isimler. Bu cilt, diğer el kitaplarını tamamlayarak Yunan olmayan yöneticiler için yapılanlar kadar Arkaik Dönemden itibaren

Bu kitap Anadolu Arkeolojisi'nin kültürel, sosyal, ekonomik, politik ve endüstriyel gelişimini yeniden düzenlenmiş ve ayrıntılı olarak değerlendirilmiş haliyle öğrencilere sunmaktadır. Kitapta MÖ 3. Bin yıla kadar uzanan Altı Kültürel Dönem tartışılmaktadır. 1.Bölüm Erken Holosen Dönem çevresel ortamı, iklimi, flora ve faunası ile başlar, Neolitik Anadolu toplumunun Paleolitik ve Epi-paleolitik atalarına kısaca değinildikten sonra Anadolu'nun avcı-toplayıcı ve agro-pastoral hayatını, özellikle de geçim düze

Meşhur ressam, arkeolog, müzeci Osman Hamdi Bey ile Marie/Naile Hanım'ın kızları Nazlı'nın 1907-1911 yılları arasında tuttuğu defterde bazı yakın akrabalarının, eve gelen ziyaretçilerin ya da onun ziyaret ettiği insanların kısa birer ithafı ya da imzası yer almaktadır. Otuzun biraz üstündeki bu kişilerin kim olduklarını, Nazlı veya babasıyla nasıl bir bağlantıları bulunduğunu araştıran bu çalışma, Osmanlı Batılılaşmasının ve modernliğinin merkezinde yer alan bir entelektüelin çevresinin bir tür portre galer

This is the latest in the popular Watermark Architectural Guides series, covering the architecture of this huge and ancient city from Byzantine ruins to modern high-rise. Istanbul is one of the world's most exciting and culturally diverse cities and, like most great cities, it has architecture to match. Covering more than two millennia its buildings range from the lofty and many-tiered aqueducts built by the Romans to Ottoman mosques, with their attendant bath houses, schools and hospitals. In Beyoglu, acro

Bu kitap, sıra dışı ve önemli bir dönemin ana sanat dalı üzerine yazılmış kapsamlı ve kolay anlaşılır bir eserdir. Eski Yunan'da İ. Ö. 5. yüzyıl, vücudun işlenişinde bir evrime tanıklık etmiş ve bu evrim günümüze kadar Batı sanatını etkilemiştir. Sir John Boardman daha önce yazdığı Yunan Heykeli: Arkaik Dönem'in devamı niteliğindeki bu çalışmada, Klasik Yunan heykeltıraşlığının gelişimini adım adım incelemektedir. Sadece Olympia Zeus Tapınağı ve Parthenon'un mimari heykeltıraşlık şaheserleri değil, aynı zam