Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 61 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Doğumundan neredeyse bir asır, vefatından ise elli yıl sonra Piaf'tan geriye ne kaldı? Repertuarı ve koca efsane hikâyesi. Sesi ve fotoğrafları. Tino Rossi ya da André Claveau gibi günümüzde unutulan; fakat kendi dönemlerinin en çok beğenilen isimlerinin aksine Edith Piaf, Fransa'da olduğu kadar diğer ülkelerde de (Google'da on iki milyondan fazla referans) özellikle ABD'de halen dinlenmektedir. Piaf daha hayattayken, farkında olmadan gelecek nesiller için çalışmaya başlamıştı. Öncelikle kendini tanıtmak i
Ayane Kültür Edebiyat dergisi, 1980'lerin sonu itibarıyla yayın hayatına başlayan ve üç yıl boyunca genç kuşağın ürünlerine yer veren bir yayın organıdır. Ayane'nin 21. sayısıyla başlayan (Eylül 1989) "Sanatçılarımızla Konuşmalar" başlığı altında derginin yazarlarını ve onların edebiyat görüşlerini tanıtmayı amaçlayan bir söyleşi dizisi yayımlanmıştır. 12 sayı süren (21-32) bu dizide sırasıyla Arif Dülger, Hicabi Kırlangıç, Mehmet Erdoğan, İbrahim Eryiğit, İsmail Hocaoğlu, Recep Seyhan, Kamil Yeşil, Ali İh
Tükendi
Bu kitabın okurlarından asıl talebi, başkalarıyla birlikte yerinde yaşadığım büyük hadiseleri tarafımca bir araya getiren haberlerin toplamı olarak bilinmesidir. Ancak kitabın içeriği, görevimin daha ciddi bir özelliğe sahip olması nedeniyle diğer Dünya Savaşı anlatımlarından farklıdır. Görevim sadece savaşa ait olayların haberini yazmak değildi. Bunun yanısıra Türkiye'nin kendisi için ateşten bir sınav olan bu savaştaki ekonomik durumu hakkında da bilgiler vermekti. Ve bu tabutun altına hep birlikte, Türk
Bu kitap, modern edebiyattaki en dikkate değer dostluk ilişkilerinden birinin kaydıdır. Yeats'in ilk kez Joyce'un bir eserini Pound'un dikkatine sunduğu 1913 yılı ile 1920 yılları arasında yoğun ve devamlı bir mektuplaşma trafiği yaşanmıştır. Pound bu süreçte Joyce için yayıncı arayışına girmiş, ona parasal yönden destek olmuş, onu sansüre karşı savunmuş hatta ona kıyafet bile yollamıştır. Pound'un Joyce'a gönderdiği altmıştan fazla mektup günümüze ulaşmıştır. Joyce'un Pound'a gönderdiği mektuplar ise Vikin
Yakın tarihimizde Mütareke Devri olarak adlandırılan ve daha çok İstiklâl Harbi dönemine denk gelen bir döneme tanıklık eden bu hâtırat, yazarının siyasî-askerî, edebî kimliği dolayısıyla oldukça zengin bir metindir. Kitapta Hürriyet ve İtilâf iktidarı çevresinde Damat FeridPaşa'nın ruh fotoğrafı bütün çıplaklığıyla resmedilmiştir. Metin, Sultan Vahîdeddin ve dönemin diğer siyasî simaları için de ayna niteliği taşıyor. Tarık Mümtaz Göztepe, hâtıratını kaleme alırken şahsî tanıklıklarıyla yetinmemiş, belgel
Rehgüzar-ı Matbuatta, 1884 ile 1899 tarihleri arasında yazılmış yirmi iki parçadan oluşmaktadır. İsmiyle bir "matbuat hatıraları" izlenimi veren bu eser, Osmanlı basınının önemli ve ilgi çekici bir mensubu olan Abdullah Zühdi (1869-1925) tarafından kaleme alınmış ve birkaç edebi türü bünyesinde harmanlamış bir görünüm arz etmektedir. Müellif, gazeteci sıfatıyla içinde bulunduğu toplumu gözlemlemiş ve bazen kendi yaşadıklarını, gördüklerini bazen de başkalarının yaşadıklarını, işin içine tahkiye unsurunu da
Sevgilim Güzel Hasine'm, 27 Temmuz 1922'de Ordu'nun Yatsıyurt yaylasında 33 yaşında şehit düşen Osmanlı Türk yüzbaşısı Doktor Şerafettin Bey'in, ondan uzakta İstanbul'da iki yaşındaki kızı Tomris ile haber bekleyen eşi Hasine'ye yazdığı özlem ve aşk dolu mektuplardan oluşmaktadır. Bu mektuplar, çoğunlukla kişisel yazışmalar olmakla birlikte devam eden Kurtuluş Savaşı'mız ve o dönemin sosyal koşullarını da gözler önüne sermektedir. Satırlar arasında yakılan yıkılan şehirlerimiz, kasabalarımız, köylerimiz; öl
Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar Sovyetler Birliği adında bir devlet varmış. O devletin ulu devletlisi, "Ey Taşkent!" demiş, "Semerkant da kim oluyor, Buhara da kim oluyor, sen Orta Asya'nın incisisin. Seni seviyorum. Senin yerin Moskova'nın, St. Petersburg'un, Kiev'in yanıdır. Senden dördüncü imparatoriçem olmanı istiyorum." İmparatoriçe lafını duyunca, heyecandan Taşkent'in yanakları al al olmuş. Yüreğinin derinliklerinden gelen sese uyarak, "Ama," demiş "şanıma yakışır bir düğün töreni, ipekli elbise
Tarih boyunca hiç kimse, ister bir monark olsun ister politikacı yada general, dünya milletleri üzerinde böylesine güçlü ve yoğun bir etkide bulunmamıştı. 1849'da Küçük Asya'da dünyaya gelen ve kökeni hakkında kesin bir bilgi bulunmayan Basil Zaharoff, adını birçok kez değiştirdi. Bilhassa rüşvetçilik dilini etkili bir biçimde kullanan Zaharoff, önemli bir dilbilimci idi. Sıradışı bir insandı. Büyük bir servet edinen Zaharoff, iki eşli ve çapkın bir erkekti; müsrif ve aşırı davranışlarıyla göze çarpan biriy
Tükendi
Tedavi vakitleri, öksürük sesleri, ızdırapları, gittikçe derinleşen karamsarlıkları, beklenenleri ve gelmeyenleri ile hırpalanmış dünyalar. Hayata gözlerini kapayacakları âna doğru giderken içlerinden geriye sayan, bununla birlikte ölümü dile getirmemek üzere hiç konuşmadan anlaşmış insanlar. Yakacık'ın doğal güzellikleri içinde yükselen duvarlarıyla hastaların yalnızlığını çevreleyen ?gönüllü" bir hapishane: Sanatoryum. Ölüm karşısında yalın hislerle bu sanatoryuma giren, başına gelecekleri bildiği hâlde h
1943'le 1978 yılları arasındaki 36 yıllık Büyük Doğu külliyatı, hem Türkiye insanına bir ufuk aşılar, hem de Anadolu coğrafyasının sınırlarını aşan bir sesin yeryüzüne taşınmasına zemin olur. Bundan dolayıdır ki Necip Fazıl'ın heder edilmiş zamanlarına ağıt yakmak yerine hohlaya hohlaya büyüttüğü zamanlara dikkatlice bakmak gerekir. Çünkü söz konusu dikkatli bakışla Anadolu çoraklaşmaktan kurtulur da şuurdan şiire, hikâyeye, tiyatroya, biyografiye, tarih okuma önerilerine açılan bir hayatın mevzi kazanma de
Yeni Dünya diye tabir edilen toprakların Hispanik tarafıyla, üç kıtaya yayılmış Osmanlı dünyasının tanışma öyküsünü bir günlük sayesinde okuyacağız. Bu günlük o ilk ziyareti gerçekleştiren Venezuelalı General Fransisco de Miranda'nın Türkiye günlerini kapsayan sayfalardan oluşuyor. Miranda'nın 1786 yılında İstanbul'a gelişinin amacı Misissipi Nehri'nden Ümit Burnu'na kadar uzanan toprakları İspanyol hegemonyasından kurtarmak ve böylece tek ve özgür bir Amerika oluşturmak gibi büyük bir fikire dayanıyordu.
Hz. Peygamber'in hayatı, kişiliği ve mesajı Batılı oryantalistlerin de ilgisini çekmiş ve onlar tarafından bir dizi çalışmaya konu edilmiştir. Oryantalistlerden bir grup Hz. Muhammed'in hayatına, kişiliğine ve mesajına olumsuz; bir grup indirgemeci, bir başka grup da olgusal yaklaşmışlardır. Son grupta yer alanların başında ünlü Alman şarkiyatçısı Annemarie Schimmel gelmektedir. Onun,Hz. Muhammed'i asıl kaynaklara dayanmak suretiyle ele alarak, önyargıdan ve bilgisizlikten kaynaklanan tutumlara karşı bir du
Tükendi
Ahmed Râsim, bu eserinde, Dârüşşafaka'da okurken yazma ilgisinin uyanmaya başladığı 1882'den Servet-i Fünûn zamanına kadarki basın dünyasına ilişkin hatıralarını, yirmi dört başlıkta sunar. Kitapta, vezin ve kafiye merakının kendisinde nasıl uyandığını; Tercümân-ı Hakikat'e ilk yazı denemesini nasıl götürdüğünü; Ahmed Midhat Efendi'yi, Muallim Nâci'yi ve dönemin edebiyat dünyasını; kitapçılar ve Ceride-i Havadis'e girişini; ?İstibdâd-ı Edebî" diye tanımladığı Sultan II. Abdülhamid döneminde, Ahmed Midhat, M
Edebiyyât-ı Cedîde'nin hikâyecilerden biri olarak adını duyurmuş iken edebiyatta millîleşmenin gereğine inanarak büyük bir değişim geçiren Ahmed Hikmet Müftüoğlu, Hâristan ve Gülistan ile Çağlayanlar'ın yazarıdır. Bu iki kitap, onun sanat anlayışındaki büyük değişimin göstergesidir. Özellikle ikincisi, onu Millî Edebiyat Devresi'nin önemli adlarından biri hâline getirir. Şehbenderlik ve benzeri görevlerle Avrupa'yı uzun müddet dolaşan Ahmed Hikmet, Osmanlı Devleti'nin dışarıdan nasıl göründüğünü bilen ve on
Tükendi
?O bir okuldu, felsefeydi, dolu dolu, debdebeli bir hayat, çeşit çeşit hislerle çalkalanan bir dünya ve bin bir türlü nağme ve renkten oluşan bir senfoniydi. Feride, benzeri gelmeyecek bir kadındı. Sanatında bir kraliçe, kraliçeliğinde bir sanatçıydı. Bir ilke, değer ve şeref uğruna kraliçeliği kurban etmesini kolaylaştıran da bu durumdu. Başka hangi kadın tacı kendi elleriyle çıkarıp atar böyle? Hangi kadın gurur uğruna tahtı da asaleti de zenginliği de elinin tersiyle iter? Hangi kadın kolaylıkla lükse, ş
Tükendi
İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna doğru, Amerika'nın Japonya'yı işgalinin yakın olduğu anlaşıldığında, Japon Koramirali ?nishi Takijir?; uçakları, planörleri ve denizaltı torpidolarını içeren tokk?tai (Özel Saldırı Gücü) operasyonu fikrini ortaya atar. Sonraki yıllarda ve günümüzde yaygın olarak kullanılan kamikaze sözcüğü, tokk?tai pilotlarını tanımlamak için tercih edilmiştir. Tokk?tai operasyonu, 1944 Ekim'inde başladığında askerî akademilerde eğitim gören tek bir subay dahi pilot olarak sorti yapmaya gönül
Öğleden sonrayı Eugène Ionesco ile geçirdim. Uzun uzun konuştuk. Son yıllarda yüzlerce, binlerce sayfa günlük yazdığını, ancak bunların kimi ilgilendireceğini merak ettiğini söyledi. Romanya'da olduğu gibi her yerde yeni bir neslin yükseldiğini, bizim devrimizin sona erdiğini anlattı. Günlüklerin bir ?belge' ve aynı zamanda bir ?tanık' olması nedeniyle her zaman ilgi çekeceğini söyledim ben de." Mircea Eliade, Journal,
Sen benim rakibim olamayacaksın, yeteneğin olmadığından değil, renkleri önemsemediğinden." On üç yaşında çırak olabilmek için kapısına gelen Michelangelo'nun çizim yeteneğini keşfettiğinde böyle demişti usta Ghirlandaio. Michelangelo, sanatına Toskana'da toprağın sunduğu bereketli pietra serenayı işleyerek başlamış, kısa sürede Medici ailesinin koruması altındaki Heykel Bahçesi'ne girmeye hak kazanmıştır. Kendisini kanıtladığı ve her kesimden insanın saygısını kazandığı eseri Davud'dan sonra Papa II. Juliu
?Sen benim rakibim olamayacaksın, yeteneğin olmadığından değil, renkleri önemsemediğinden." On üç yaşında çırak olabilmek için kapısına gelen Michelangelo'nun çizim yeteneğini keşfettiğinde böyle demişti usta Ghirlandaio. Michelangelo, sanatına Toskana'da toprağın sunduğu bereketli pietra serenayı işleyerek başlamış, kısa sürede Medici ailesinin koruması altındaki Heykel Bahçesi'ne girmeye hak kazanmıştır. Kendisini kanıtladığı ve her kesimden insanın saygısını kazandığı eseri Davud'dan sonra Papa II. Juli
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 61 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3