Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 52 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Tarihin çirkin portrelerine şöyle bir atf-ı nazar ettiğimizde ilk temsilcinin, öz kardeşinin kanını dökmekten çekinmeyen, yüzü ve gönlü kara Kabil olduğunu görürüz. Onun çılgın koşusu devam etti ve asırlar içinde bir çok takipçisi fitne ve kin tohumlarıyla yeryüzünü yaşanmaz hâle getirdi. Geçmişin tozlu sahifeleri arasında dolaşırken sık sık karşımıza çıkan bu çirkin yüzler, yüreklerimizi hep korku ve tiksintiyle doldurmakta... İnsan şeklindeki bu yaratıkların nereden kopup geldiklerini ve nereye koştukları
Şiir: Seher vakti kovanından çıkan bir işçi arı, kilometrelerce uçarak binlerce çiçeği ziyaret eder. O gün hangi çiçekten işe başladıysa akşama kadar o çiçek ailesinden başkasına konuk olmaz. İlkbahardan sonbahara kadar her gün aynı işi yapması arının şiirinin kaba inşası, bütün petekleri doldurup bize bal olarak sunması ise arının şiiridir. Bir şairin yüreğine düşen söz şimşeği, başıboş bulutları aşılamak için yola çıkar. Gökte gözüne kestirdiği bulutları, hatta onların akraba ve hısımlarını toplar. Nereye
Bosna’yı ikinci Endülüs yapma emellerini durduran mucizevi zaferin mimarı bilge liderdi. Mezar taşında hayatının özeti yazar: “And olsun ki köle olmayacağız!” Mücadele dolu hayatından bize bıraktığı iz, tarihte eskidikçe kıymeti daha da artan bilgece bir emanettir. Ahlak, erdem, bilgelik, tefekkür ve samimiyet dolu bir emanet… Elinizdeki kitapta, kırıksız hayatı ve çarpıcı fikirleriyle ihtişamını tevazuundan alan bu yeryüzü yıldızının anlamlı hikayesi var. Siz hiç eğilerek yıldızlara bakan birini gördünüz m
Bugünün Türkiye’sinde işten ve meslekten, el becerilerine dayalı türlü sanatlardan, özellikle de tarımsal faaliyetlerden umumi bir kopuş söz konusu! İşte bu küçük etüdümde, Türkiye adına tarihi ve sosyolojik bir çöküntü olarak vasıflandırdığım bu manzaranın, eğitimle bağlantılarını kurmaya çalışıyorum. Ardından da elde olmayarak, sormak durumunda kalıyorum: - Türkler artık çalışmayı sevmiyor mu?
Osmanlılar, 600 yıldan fazla süren dünya hâkimiyetleri boyunca yeryüzünde adaleti hâkim kılma mücadelesi vermiş, bir yandan ulaştıkları her coğrafyayı maddî olarak mâmur hâle getirmeye çalışırken, öte yandan kurdukları eğitim müesseseleri sayesinde çok değerli ilim ve bilim adamlarının yetişmesine imkân sağlamışlardır. Aslında bu bilginler, sadece Osmanlı’nın değil, belki bütün bir dünyanın yıldızlarıdırlar. Bu sebeple özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz bu yüksek şahsiyetleri yakından tanıyarak, izlerini
Öldürülenlerin tarihi ile ilgili bu çalışmada, yeryüzünde kanı dökülen ilk insan olan Habil’den başlayarak yaşadığımız günlere kadar geçen süre içinde öldürülmek suretiyle hayatına son verilmiş 156 şahsın kısa biyografileri ve son anlarının ibretâmiz hikâyeleri anlatılmıştır.
Bu kitapta yer alan hikâyelerde; büyüklerin uyarılarının hafife alınmaması gerektiğini, ülkemizin düşmanlardan kurtarılmasının kolay olmadığını, ekmek parası kazanmanın ne kadar zor olduğunu, konuya hâkim olmadan konuşmanın insanı komik duruma düşürebileceğini, helalinden para kazanmanın önemini, gülmenin bile yerinde ve zamanında olması gerektiğini, bilmediğimiz konularda kesin hüküm vermenin ne gibi sakıncalar doğurabileceğini göreceksiniz.
Selçuk Sübaşı’nın, kendisine bağlı Türkmenlerle birlikte Cend’e gelişiyle tarih sahnesine çıkan Selçuklular, siyasi sınırları doğuda Aksa-yı Türk’e, batıda Akdeniz kıyılarına, kuzeyde Kafkasya’ya, güneyde Umman’a kadar yayılan büyük bir devlet kurdular. Yolculuğun hemen başında İslamiyet’le tanışan Selçuklu Türkleri, kadim Türk-Oğuz geleneğinin bir temsilcisi olarak girdikleri İslam medeniyeti dairesi içinde siyasi, sosyal ve kültürel varlıklarını, bilgi ve görgülerini artırdılar. Bunun yanında, hâkim olduk
“80'lere giden Yolda Ecel ile Pazarlık” bir terör hikâyesidir. Terörün bireysel seviyedeki tesirlerini anlatır. Önemi de bundan dolayıdır. Zira bu tesirleri anlayabilmek için ya olayı yaşamak veya yaşayanlardan içtenlikle dinlemek gerekir. Haberlerde, sosyolojik ve tarihi incelemelere dayalı kitaplarda bunu bulabilmek pek mümkün değildir. Terör olgusunu oluşturanlar dahi belki de ne harabiyetler yaptıklarının farkında değillerdir. Terörle sindirilmiş bir insana tehditkâr bakmanın bile onu ne derece ürküttüğ
Sağlıklı ve tutarlı bir dini hayata katkı sağlama açısından fetvanın yerine getirmesi gereken işlev, günümüzde daha kritik bir hal almıştır. Zira fıkhın ve fukahanın toplum üzerindeki etkisinin, klasik döneme nazaran önemli ölçüde zayıfladığı bir vakıadır. Artık “ne?” ve “nasıl?” sorularına verilen cevaplar, birçok kişi için yeterli olmamakta, bunun yanında “neden?” ve “niçin?” sorularının cevabı da istenmektedir. Bu da fetvaya ilişkin yapılan çalışmalarda, cevabın elde ediliş süreciyle ilgili fıkhi tefekk
Hanefi geleneğin kelami boyutunu yorumlamamda Orta Asya’daki büyük temsilcilerden biri olan İmam-ı Matü-ridi eserlerinde Ebu Hanife’nin görüşlerini keliam sistemine dönüştürmüştür. Bu dönüşümde, içinde yaşadığı siyasi ortamın önemli etkisi vardır. İmam-ı Matüridi eserlerinde Mu’tezile ve Şia’nın Batıniliği karşısında akıl-nakil çelişkisine son vererek aralarında sağlam bir bağ kurmuş, vahyi ve aklı dinin kaynağı kabul etmiştir. Farklı coğrafyalarda ortaya çıkan düşünce ekollerinin Kur’an’ı yorumlamak suret
Ateist ve deist çevrelerden biri ya da birileri oturmuş, Kur’an meallerinden yola çıkarak, “Kur’an’a inanmamanın yüz nedeni” veya “Kur’an’a neden mi inanmıyoruz?” adı altında yüz veya doksan dokuz maddelik bir çalışma (!) yapmışlar ve bunu sanal ortamda paylaşmışlar. Hiç şüphesiz, Kur’an’ı gereği gibi bilenlere veya cami sohbeti düzeyinde bile olsa dinî bilgiye sahip olanlara bu tür metinlerin hiçbir şekilde olumsuz etkisi ve zararı olamaz. Ancak bu tür vesveseler, başta hayatın en çalkantılı evresinde bulu
Risale çapında olan bu cep kitabı, açık fikirli yaklaşımın değeri üzerinde durarak tarihselcilik düşüncesine yaklaşmaktadır. Tarihselci felsefenin Batıda gördüğü tarihsel işlevi ele aldıktan sonra İslam düşünce yelpazesi üzerinde nerede durduğunu tespit etmeye çabalamaktadır. İslam tarihselciliğini, öncüsü Fazlurrahman’ın fikirleri üzerinden değerlendiren eser, bu düşünceyi Türkiye’de temsil eden aydınların açıkladığı düşünceleri de kritik etmektedir. Alman felsefesinin dinamosu ve Batı için Hıristiya
Böyle bizim evimiz. Değişse de, dönüşse de, kimi zaman alt üst olma hâli yaşamış olsa da. Kayıplarımız olsa da, ayrılsak da, ayrı düşsek de, yine de duygularımız baki. Özlüyoruz nitekim kaybettiklerimizi, soruyoruz görmediklerimizi, bekliyoruz gözlediklerimizi. Burası bizim ev ama aynı zamanda sizin ev. Okurken epey tanıdık gelecek size. Kim toplu kim dağınık şahıslar, etrafa saçılmış eşyalar; eş, dost, akrabalar; konular ve komşular, huylular ve huysuzlar, saygınlar ve düşkünler, birbirine koşanlar ve birb
Yol senin yolun. Gidebilirsin. Yolda işaretçiler göreceksin. Onlara takılma. Sadece işaret ettikleri istikamete yönel. Çeldiriciler de olur. Onlara da aldırma. Ayağını sağlam bas, kalbini ferah tut. Rampaları çıkarken de inerken de hızını bozma. Heyecana kapılma. Hızlı gideni de yavaş gideni de görürsün. Sen kendi kalbinin ibresine bak. Ona uy. Hırsına yenilme, sabırsızlık etme, istikametini bozma. Arada bir mola ver, takva ve itaat azığını al. Sağdan soldan gelecek yaramaz fısıltılara kulak asma. Sana güze
“Bu kitapta, Yaratıcı bir Allah’a inananlarla inanmayanların, yani teistlerle ateistlerin sahte bilim değil gerçek bilim ışığında bilimsel bir hesaplaşması var. Gerçek bilim ateizmi kesinlikle reddediyor. Bilim, Evrenin 13,8 milyar yıl önce “Big Bang” denilen bir büyük patlamayla yaratılmaya başlandığını ortaya koyuyor. Başlangıcı olmayan ezelî-ebedî bir Evren felsefesi kesinlikle bilim dışı... Üstelik evrendeki “kara delikler” ile ilgili, içlerine düşen enerji ve madde olarak her şeyi tamamen yuttukları
Bu eserde, sizleri tarihin derin dehlizlerinde kaybolmaktan kurtarıp, bir bütün halinde şanlı tarihimizin bir bölümünü görmenizi ve kavramanızı sağlamaya çalıştım. Övgü ve yergilerden uzak durdum. Çünkü tarih ilminin en büyük özelliği, tarafsız, objektif, belgelere dayalı olması ve sadece en doğru ve gerçeği vermeye çalışmasıdır. Her ne kadar bu çok zor ise de, böyle yapmaya çalıştım. Mümkün olduğunca konuları kısalttım, sadeleştirdim, anlaşılır hale getirdim, gereksiz yorumlamalara girmedim. Tarihimizdeki
Elinizdeki kitap Türk sözlü şiir sanatının günümüzde farklı bir biçimdeki görünümüdür. Çıkış noktalarını kadim ve görkemli bir gelenek üzerine gelişmiş olan âşık tarzı oluştursa da Tayyib Atmaca ve Tacettin Şimşek, karşılıklı söyleşmeyi kendilerine bir kanava olarak kullanarak sohbet etmeyi seçmiş ve bu sohbeti şiire ilgi duyan, şiiri seven ve şiirle iştigal eden her kim varsa onlarla paylaşmayı düşünmüşler. İki güzide şair -geleneğin temsilcisi değerli âşıklarımızın gözünde “destursuz bağa girenler” olarak
Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı; ülkemizin güvenli bir gelecek tasavvuru için gençlerimizin ruh ve zihin dünyası milli manevi tarihi kültürel değerlerimizle ilimle donanımlı yüksek bir şahsiyetle yetişmelerine katkı vermek amacıyla oluşturduğumuz "Anadolu Sanat Edebiyat Topluluğu (ANSET)" olarak sanat ve edebiyatın değişik alanlarında gençlerimizi usta sanatçılarla buluşturarak atölye çalışmaları yapmaktadır.
En zehirli fikirleri, ustaca mezcederek oluşturduğu ezoterik, kült ve radikal öğretisi sayesinde, yıkıcı emelleri için kendine asker edindiği gençleri ülkenin hayati kurumlarına yıllar yılı sızarak yerleştiren Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), ülkede kontrolü ele geçirmek amacıyla 15 Temmuz 2016’da dış destekleriyle birlikte son dar-beyi indirmeye kalkıştı. Bu meşum girişim, destansı bir mukavemet gösteren demokrasiye aşık milletimizin inançlı ve kahramanca müdahalesi sayesinde engellenebildi. 15 Temmuz bir
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 52 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1