Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 285 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Sonia Cihangir'le tanıştığımda, Kuran ayetlerinin anlamı üzerinde kafa yoruyordu ve insan ürünü zannî rivayetleri Allah'ın ayetlerine ortak koşmuyordu. İlahiyatçılar arasındaki bir azınlıktandı, üstelik bir kadındı. Yani azınlığın da azınlığıydı... İlahiyatçılarda nadir görülen analitik ve kritik düşünme yeteneğine sahipti. Kendisiyle Kuran üzerinde fikir teatisinde bulunurken bilgisi ve zekâsına ek olarak beni etkileyen bir başka meziyete de sahip olduğunu gördüm. Bu erkek ilahiyatçılarda ender rastlanan
Tükendi
Edip Yüksel bu kitabında kendi düşünce yapısına ters olmasına rağmen Refah partisinin kapatılmasını özgürlüğe vurulmuş bir darbe olarak görmüş ve Anayasa Mahkemesini eleştirmiştir. Fakat bana kalırsa Edip Yüksel burada hata etmiş. Çünkü eğer özgürlük kanlı veya kansız gibi sözlerle sağlanacaksa kusura kalmasın "Hiçbir ideoloji bir çocuğun gözyaşlarından değerli olamaz." - Galaksi - 29.10.2001 Yiğidi öldür ama hakkını yeme diye boşuna dememişler. Sanki bir Edip Yüksel yok da bir kaç tane Edip Yüksel varmış
Tükendi
12 Eylül paşalarının darbenin olgunlaşmasını bekledikleri dönemlerde, Güneydoğuda örgütlenmiş, etnik temelli örgütlerin sempatizan ve lider kadrolarıyla birlikte, devrimci mücadelenin içinde yeralan isimlerin çoğu da darbeden sonra tutuklandı, işkence gördü, onlarca yıl cezaevlerinde tutuldu, temel hakları ellerinden alındı, onlarcası asıldı, yüzlercesi sakat bırakıldı. Bunlarla karşı karşıya kalmak istemeyen binlerce devrimci ise vatanlarından uzakta aile ve yurt hasretiyle yaşadılar. Bugün hala birçoğu ül
Tükendi
Bu kitap, 12 yıl önce 45 yıllık meslek yaşamı olan bir hekimin gerçek yaşam öykülerinden derlendi. Şu anda 57 yıllık bir hekimin yaşam öyküleri olarak güncelleştirildi. 2003 yılında, "Zaman Tünelinde Bir Doktor" isimli kitabımda doğum yerim olan Darende'de geçen hekimlik anılarımı yazmıştım. Ama bunları yazan, benim yerime doğum yeri farklı bir başka meslektaşım da olabilirdi. Zira, benim yaşadıklarımdan daha da ilginç şeyler yaşayan birçok hekim arkadaşımın olduğunu biliyorum. Umarım, yazdıklarımla onları
Tükendi
Osmanlı'nın, 17'nci yüzyıl başlarında Celali isyanlarıyla başlayan ve gittikçe artan otorite kaybı, asayişsizliğin artışına, Anadolu'daki Ağa, Şeyh, Seyyit ve Bey'lerin devlete karşı sadakatlerinin azalmasına, başına buyruk hareket alanları yaratmalarına, Osmanlı'ya karşı yükümlülüklerini yerine getirmemelerine ve bunun akabinde de ayaklanmalara neden olmuştur. Başta İngilizler olmak üzere bazı devletlerin kışkırtma ve yardımları ile ülkenin Güneydoğu'sunda 33 kadar Kürt isyanı olmuş ve sayısız Kürtçü örgü
Tükendi
Yaratıcı yazarlık tekniklerini öğrenerek bir hikaye oluşturmak konusunda gereksiniminiz olan tüm bilgileri topluca bu kitapta bulacaksınız. Bölümleri okuyup çalıştıkça yaratıcı yazarlığa doğru adım adım ilerleyeceksiniz. Bu kitapta yazılan her şeyi yüz yüze yapılan atölye çalışmalarında da uygulayarak çok başarılı sonuçlar aldığımı, bunun kitapla kendi kendine çalışanlar için de geçerli olduğunu bilmenizi isterim. Yaratıcı yazarlık, hayal gücünüze fazla mesai yaptırmakla başlar. Bu nedenle bu kitabı okumay
Tükendi
?Sözün uçuculuğuna, sesin ve sözün yazıya dönüştürülmesiyle umar bulan, böylece ölümsüzlüğünü de örgütleyen us'un, bir başka ölümsüzlüğe ulaşma yolu da elbette kitapların düştüğü izin ölmezliğini örgütlemesidir. Kişinin kendi ?s/özünün izi"ni us ve yaşam direnciyle nakışlayıp bu güne ve geleceğe gönderme isteğiyse sözün ve sesin ve kitabın paha biçilemez değerindendir. Benjamin Franklin'in ?Gömüldükten sonra hatırlanmak istiyorsanız ya okunacak işler yapın ya da okunmaya değer şeyler yazın." demesi de bund
Tükendi
O, yetmişinde plâtin saçlı, derin mavi bakışlı, dinç görünümlü, atletik yapılı bir adamdı. Elinde de bir çanta vardı. İçinde kıymetli bir şey varmış ve çaldırmaktan korkuyormuşçasına sımsıkı tutuyordu... Sonunda, neredeyse beni boğacak olanlardan kendimi kurtardım ve onun yanına gittim. Sözlerine başlayınca... Bir ara, yazma tutkusu içinde kalmış yine de yazdıklarını bir biçimde yapıtlarından tanıdığı biri tarafından okunmasını isteyenlerden sandım ve açıkçası ürperdim biraz. Çünkü sırf üzülmesin ve başımda
Tükendi
Aslında söyleşi bir bakıma edebiyatın özüdür. Bu yüzden inandırıcı, yani sahici olmak zorundadır. İyi bir dili olmalı bir kere. Kurgusu özgün ve sarsıcı olmalı. Okurun ilgilendiği yönü çıkarmalı açığa. Cümleler ve sorular uzun olmamalı. Kulağa hoş gelecek bir üslubu ve akıcılığı olmalı. Sorular ve cevaplar itici, can sıkıcı olmamalı. Konudan konuya geçmemeli. Ele alınan konunun vurucu yanını çıkarmalı öne. Sade anlatımlı, sağlam bir dili ver şiirsel, öyküsel olması unutulmamalı. Bizdeki toplumsal ve sanatsa
Tükendi
Rauf, gelgitlerle geçen yaşamında kendini şansız görüyor, ama aslında o çok şanslı bir insan. Bazen arabasıyla, bazen motosikletiyle, bazen bisikletiyle, bazen de bir derviş gibi yaya çıkar yola ve menzilini sadece kendisi bilir. Modern bir gezgindir o. Ortadan kaybolur ve bir bakarsınız yeni Zelanda'da otostop yapan biri olarak karşınıza çıkar. Paris sokaklarında dolaşır, Amerika'da gezinir, Afrika'da gorillerin arasında alır soluğunu, yetmez bu kez Anadolu'yu keşfe çıkar. Yaşadıklarını olduğu gibi kaleme
Tükendi
Sen Hep Bir Saat Geridesin... Çünkü her şey gibi sende yarım kaldın. Hep gerideydin bir adım bile atmadın ve hep geride kaldın. Sonra yürürken ben, kaybettim ve bir daha hiç bulamadım seni. Artık zamanlarımız da farklıydı. "Aramızda sınırlar vardı. Şehirlerimiz uzaktı, ülkelerimiz uzak. Aramızda saat farkı vardı. Aynı anda farklı zamanlan dolduruyorduk." Ama düşlerim zamana yenik düşmemişti, hala düşünebiliyordum seni. Saat farkı buna engel olamamıştı. Yeni yerler goruyordun, yeni yerler öğreniyordun. Başka
Tükendi
Çok şey yaptık insanoğluna. Ama onları aşağılamadık; insanları aşağılamak öğretimizde yoktu. Yoksula, yetime, kadına, hangi ırktan, hangi dinden, hangi memleketten olursa olsun dokunmadık, saygıda kusur etmedik. Yendik yenildik, konduk göçtük, yüzyıllar geçti böldük bölündük... Dağlara, sulara, topraklara, ovalara, damgamızı bastık. Karşımıza çıktı, Mezopotamya ve uçsuz bucaksız Anadolu... Her bir kökümüz, her bir öbeğimiz bir yerde kaldı. Çürüdü, unutuldu... Vurulduk, kırıldık, ufaldıksa da gür, berrak bir
Tükendi
Eğer bu kitabı okurken gözünün ucunda bir ışık gördünse ve anında kaybolduysa ya da fısıltı halinde bir ses seni çağırdıysa... Ya bir koruyucusun, ya karanlıktakiler tarafından kıçın acayip tekmelenmek üzere ve acı dolu bir şekilde kurban edileceksin ya da beynin sana oyun oynuyordur. Eğer dediklerim olmaya devam ederse, büyük ihtimalle bir koruyucusun... Şimdi sana acil talimatları söylemem lazım... Eğer fısıltı halinde bir ses bir tıkırtı ya da evde ani ve garip bir soğuma olursa -ki çoğunlukla bu olur-
A. İsmail Korkmaz davasında, mahkeme heyeti vicdanları yaralayan gerekçeli kararında; sanık polislerin, "A. İsmail Korkmaz'ın kemiklerini kırmamış olmalarını" hafifletici neden olarak saymış ve ceza indiriminde bulunmuştur. Mahkeme heyetine göre; "Sanıkların aralarında fikir birliği yokmuş ve öldürmek için değil de yaralamak için bir araya gelmişler..." Oysa o görüntüleri seyredenler arasında bu kanaate sahip olabilecek tek bir ?insan" bulamazsınız. İzlenen saldırı ve işkence görüntüleri öldürmenin çok am
Tükendi
Bu kitap Ekin Erman'ın edebiyat disiplini anlamında ilk çalışmasıdır... Doğa, toplum ve düşüncenin iç diyalektiğinin estetiksel yansıması olan sanat'ın heykel disipliniyle uzun yıllardır uğraşan ve başarılı yapıtlara imza atan Ekin Erman; bu çalışmasında şiir ile öykü arasında med-cezir ilişkisi kuruyor... Şiirden öyküye, öyküden şiire geçişken metinlerden oluşan kitapta; metinler çağrışımlarına uygun resimlerle de beslenmiş. Metin-resmin ilişki bütünlüğü içinde ayrıca görsel bir tat çıkıyor karşımıza. B
Tükendi
Tarihin tozlu ve derin sayfalarında, zamanın iyileştiremediği yaraları vardır insanoğlunun. Ama bu yaraları iyleştirecek olan da insandan başkası değildir. Geçtiğimiz çağın en derin yaralarından biridir 1915 olayları. Tarihçiler ayrı, siyasetçiler ayrı, din adamları ayrı, diaspora çok çok ayrı şeyler söylese de bu konuda, yaşanan bir gerçek vardır ve bu gerçek bekleyerek, umut ederek, olayları çarpıtarak, inkar ederek, yalan söyleyerek değişmeyecektir. Bu kitaba göre; hem Ermeni hem Türk tarafının konuyla
Tükendi
Birinci Dünya Savaşı tarihi yazınında karşı tarafa ve özellikle de Osmanlı'ya Esir düşenlerin unutulduğu kabul edilen bir gerçektir. Bu eksikliğin en büyük nedeni ise tutsaklık olgusunun bilindik "Kahramanlık" kalıbına pek uymamasıdır. Savaş esirleri güçten düşmüş, iğdiş edilmiş mağdurlardır ve bu bakış açısı tipik savaş öykülerinde onlara yer verilmesine engeldir. Oysa savaş öykülerinin odak noktası; askerin cesareti, bertaraf edilen düşman sayısı ve savaşta gösterilen hüner olmalıdır. Ancak, bu durum ne
Tükendi
Başka bir dünyayı mümkün kılmaya andiçmiş bir kuşağın, darbe planlayıcıları tarafından organize edilen onlarca yöntemle öldürüldüğü, cezaevlerine doldurulduğu, işkencelerden geçirildiği dönemde ortaya çıkan Maraş Olayları, halen hafızalarda canlılığını yitirmiş değil. Yitirmemeli de. Çünkü ortak bilincin bir numaralı düşmanıdır unutmak. Unutulursa gelecek inancı kaybolur, insanlaşma telaşı sekteye uğrar. Ancak unutmamak demek, düşmanlıkları bilemek, ayrılıkları körüklemek, kendimiz gibi olmayan, düşünmeyen,
Tükendi
Son kez üzüleceğim senin için bu gece, belki de son kez ağlayacağım kana kana. Doya doya senin adını sayıklayalarak, hıçkırıklarıma dolacaksın bu gece ve göz yaşlarımla yanaklarımdan sıyrılarak akacaksın göz pınarlarımdan yavaş yavaş. Sonunda... Geçmişime gömüleceksin eskisi gibi, hak ettiğin gibi...
Tükendi
Anadolu'da önemli izler bırakan Hitit halkı; birleşmeyi, birlikte yaşamayı, başka ulusların geleneklerini paylaşmayı ve krallığın benimsediği tanrılara tapınmayı önemli bir yaşam tarzı olarak görürlerdi. Onlar kuşattıkları kent krallıklarını topraklarına katarken, dinlerine ve geleneklerine sahip çıkmış, özellikle onların öykülerinden de yararlanmışlardır. Hitit edebiyatında; Hurrilere ait öykülerde ve bu öykülerin yeraldığı tabletlerde öykülerin yazıldığı ilk dil de kullanılmıştır. Arkeolojik buluntularda
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 285 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4