Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Eskiler ilmin bir nokta olduğunu, ama cahillerin onu çoğalttığını öğretiyorlardı. Bu açıdan bakılacak olursa, zaten sözcükler gürültülerden ve düşünceler, kuantum mekaniğinin yorumlanışından görgü kurallarının eleştirel tarihçesine, kapitalizmin ortaya çıkışından Tibet eskatalojisine, Hint mitolojisinin yapısalcı çözümlemesinden Çin kaligrafisinin mistik felsefesine dek bütün düşünceler ihmal edilebilir ayrıntılardan ibarettir ve esası işaret ettikten sonra sözü uzatmanın lüzumu yoktur. Ben de burada en az
"Modernliğe ilişkin literatür uzar gider, ve ben de burada söz konusu literatüre bir asap bozukluğu halet-i ruhiyesi içinde ve biraz fazla sıkışık yazılmış olmanın bütün iticiliğine sahip yüze yakın sayfayla katkıda bulunmaktan çekinmedim. Modernliğin en temelde doğa ve kültür arasındaki ilişkinin farklı bir tasarımını içerdiğini tesbit ettikten sonra da, maddî tarihçiliği başkalarına bırakarak, onun kurucu düşünürleri veya temsilcileri sıfatıyla Montaigne'in, Cervantes'in, Hobbes'un, Kant'ın, Baudelaire'in
Bana kalırsa, çok kabaca, insan esasında yalnızca kendisini özler, ama kendisini sürekli kendisi ve yine kendisi arasında refleksif bir mesafe içinde bulmaktadır ve bilinçsizliğin inorganik mükemmelliğine geri dönemez, bu yüzden de bilincini tüketilemezliği içindeki gerçekliğin bir temaşası olarak yeniden kurup daha ileride tamamlamaya sevk edilmiştir, ve dolayısıyla bilinci tüketilemezliği içindeki gerçekliğin bilincine dönüşmediği sürece insan yalnızca hasta bir hayvandan ibaret kalmaktadır. Dünyadaki hay
Tükendi
Kur'an'da göklerin bile bir denge ve ölçüyle ( mizan ) döndüğü açıklandıktan hemen sonra, öyleyse insanların da alışverişlerindeki tartıda ve ölçüde ( mizan ) hile yapmaması gerektiği söylenir. Bize, ister istemez artık fazlasıyla modern zihniyetlere sahip olan bize göre doğal olan ( phusei ) ve toplumsal ya da kültürel olan ( thesei ) arasındaki bu keskin geçiş ilk anda yalnızca retorik değer taşıyabilir ve üstelik bu retorik gereğinden fazla saf kulaklardan başkasına da hitap etmemektedir, oysa modern ön
Tükendi
O sırada herhalde on sekiz ya da on dokuz yaşımdaydım. Biraz dalgın görünen Tahir'e ne düşündüğünü sormuştum ve o da bir parça durakladıktan sonra insan puştluğunun dipsiz derinliğini düşündüğünü söylemişti. TİKKO'nun Alevî kökenli olmayan pek az üyesinden biriydi Tahir ve örgüt bölündüğü sıralarda iyice bunalarak ayrılmıştı. Yurtdışına çıkamamıştı, zaten çıkabilmiş olan birkaç arkadaşına da hemen musallat olup "özeleştiri" vermelerini falan istiyorlardı. Tahir'in insan puştluğunun dipsiz derinliğine ilişki
Tükendi
Ezeli Komedya: Elli Perdelik Destan -Atilla Ataman- Mermiler karanlıkta ışıklar saçarken yere yatmayı istemedi şeflerin dördüncüsü ışıkları seyretmek istediği ve tüfekleri küçümsediği için birçok kurşunla vuruldu , işte böyle öldü dördüncü şef tüfeklerin, dedi, çok çirkin bir gürültüsü ama geceleyin harika ışıkları var.
Tükendi
Doğa dendiğinde genellikle boşlukta dönen renkli bir top olarak dünyanın üzerindeki biyolojik örtü kastedilir. Oysa bu anlamıyla doğa yalnızca dünyanın bile yalnızca tek bir görüntüsüdür. Musil, Niteliksiz Adamın bir yerinde, yeryüzünün çok uzun zamanlar boyunca frijit, hatta ölü olduğunu, hiç doğurmadığını hatırlatmıştı. Ben, genellikle, doğa ve evren kelimelerini geçişli kullanmaya eğilim gösteriyorum. Eskiler de, her zaman değil ama birçok kere böyle yapmıştır. Hatta uzay-zamanı hiç icat edememiş olsalar
Tükendi
Namık Kemal, bir dönem boyunca çok etkili olmuş olmasına rağmen, daha doğrusu tam da bu etkililiği yüzünden ve bir façasını bozma eyleminden çok toplumsal hafızada bir başka şekilde değil de bu şekilde muhafaza edilmiş bu etkililiğe saygı göstermenin grotesk bir tarzı olarak, vücudunun önemli bir bölümünün tuhaf maceralarıyla en kaba fıkraların baş kahramanı haline getirilmiştir. Gazetelerin, kamu oyunun, yeni bir entelektüel neslinin ve yine yeni belirli bir siyasî duyarlılığın tarihindeki merkezî bir figü
Tükendi
Hiçistan Rehberi Atila Ataman İnansak da inanmasak da tanrılara tapıyoruz, yazmıştı Pessoa. Bir çoğu, insanın ya bir Tanrıya ya da putlara sahip olduğunu, üçüncü bir seçenek bulunmadığını gözlemlemiştir. Engelsse Öyleyse ateizm de sizin dininiz, sözünü tekrar tekrar işittiği için muhataplarının kafasızlığından yakınmayı tercih eder. Ben kişisel tercihimi Engelsten değil, Öyle anlaşılıyor ki daha uzun süre Tanrıdan kurtulamayacağız, çünkü hala gramere inanmayı sürdürüyoruz, diyen Nietzscheden yana kullanacak
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 9 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1