Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 224 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Halil Cibran, 6 Ocak 1883'te Kuzey Lübnan'ın dağlık bir bölgesi olan Bişherri'de, gökyüzüne ilk çığlığını salıverdi. Çığlık, Müslümanlarla Suriyeli Hıristiyanları ayıran sarp Lübnan Dağı'nda yankılandı. Ne var ki Halil'in "engebeli arazi"yle son imtihanı bu olmayacaktı: On yaşındayken kayalıklardan düşüp omzunu sakatlayınca, bütün hayatı boyunca çekeceği bir ağrıya mahkum oldu. Çünkü ailesi, çıkığın düzelmesini umarak omzunu bir haça sarmış ve kırk gün boyunca bekletmişti. Hayranlık duyduğu ve herkesten far
Tükendi
Woodrow Wilson'ın söylediği gibi, Cibran "Batı'yı kasıp kavuran ilk Doğulu fırtına"dır. Rodin'in öğrencisi olup ardında yüzlerce eser bırakan bir ressam, "Lübnan bir dağın değil, bir şiirin adıdır," diyen bir şair, sevdiği topraklardan sürgün edilmesine rağmen sözünü asla esirgememiş bir düşünür ve yazardır. Yeryüzü Tanrıları, lirizmi, felsefi derinliği ve insanlığın evrensel kaygılarını mimleyen metaforlarıyla, diğer büyük eserlerinden geri kalmayan, görkemli bir metindir.
Tükendi
"Yaşam, kalbinin şarkısını söyleyecek bir şarkıcı bulamadığında, zihnini konuşturacak bir filozof yaratır." Lübnan'ın küçük bir köyünde dünyaya gelen Halil Cibran hem doğduğu toprakları hem de zamanını aşmış bir sestir. Ona göre şiir yüreği büyüleyen bilgeliktir. Bilgelik akılda şarkı söyleyen şiirdir. Bu yüzden sevgiyi, aşkı, özgürlüğü, erdemi, neşeyi, kederi, zıtlıkları bilgelikle ve şiirsel bir dille anlatmıştır. Şairdir, ressamdır, yazardır, filozoftur ama hepsinden öte hayatın gerçek şarkısını söyleyen
On iki sene boyunca kaldığı Orfales kentinden onu doğduğu adaya geri götürecek olan gemi kıyıya yanaştığında, Tanrı'nın seçkin ve sevgili kulu El Mustafa için artık gitme vakti gelmiştir. Ancak Orfales halkının bu bilgeden son bir dileği vardır. Onun aşk, evlilik, ölüm, din, hukuk, özgürlük ve yaşam gibi pek çok konuya dair verdiği derin anlamlı yanıtlar, aynı zamanda modern çağın mistik ve spiritüel rehberi kabul edilen bir şaheserin de habercisi olacaktır. Doğu'nun gizemini ve ruha dokunuşunu Batı'ya ust
Okunduktan sonra ses olup kaybolmayan kaç şiir var? Kaç şiir kitabının; kelimeleri, mısraları zihnimizi sarsar, yüreğimizi titretir? Günümüzde duygudan uzak, kelime oyununa dönüştürülen şiirler, okunduktan sonra iz bırakmadan kaybolup gidiyor. Halil Cibran`ın şiirlerini okudukça, düşünmek için durmak; şiirden aldığınız lezzetin kıvamını tamamlamak için devam etmek isteyeceksiniz. Nitekim bir duygu şelalesinin akıntısına kaptıracaksınız kendiniz. Lirizmle dolup taşan ve öncelikle aşk, ölüm, doğa ve yurt öz
Tükendi
دوكوشترمەيك پرانغەيه سوكيكزى اما يك سو يكيزى :ربر « عشق اولسوك دكيز بر طالغالەنن آراسنده ساحللرى يكزك روحلر .بيراقك ايچمەيك قدحدن تك اما طولدورك قدحينى يكزك .بربر قالقمەيك ايصيرمەيه< صومونى عينى اما ويرك اكمكيكزدن يكيزه .بربر يكز بر هر فقط ايكلەنك لكده بر ايدك، دانس لكده بر يلەيك، سو شرقى لكده بر .» تيترەشر ازكيله بر تك اما آيريدر تللرى ليرك اونوتماسوك. لكينى تك ترجمەسيله صوچينك حقي محمد حقي ...محمد
"Meczupluğumda hem özgürlük, hem de güvenlik buldum; yalnızlığın özgürlüğü ve anlaşılmaktan uzaklığın güvenliği, zira bizi anlayanlar, içimizde bir şeyi esir ederler." Halil Cibran'ın 1918'de yayımladığı İngilizce ilk eseri Meczup'ta, maskelerinden kurtulmuş özgür insanın hakikate ulaşma çabası anlatılır. Meczup, onu sıradan biri hâline getiren tüm bağlarından kurtulmuş, alelade olmayan, bir deli ya da ötekidir. İçine girdiği bu yeni dünyada adalet, erdem, bilgelik gibi kavramları kendi mistik diliyle yeni
Bugün, aradan geçen yıllar sonra o güzel rüyadan geriye etrafımda görünmez kanatlar gibi duran acı dolu anılardan başka bir şey kalmadı. Bu acı kalbimin derinlerini kederle sarıyor ve gözlerimin yaşlarla dolmasına neden oluyor. Benim sevgili, güzel Selmam öldü. Ondan geriye benim kırık kalbim ve onun mezarını çevreleyen servi ağaçlarından başka bir şey kalmadı. O mezar ve bu kalp Selma'dan geriye kalan, ona tanık olan iki şeydir. Ah bugün Beyrut'a dağılmış olan çocukluk arkadaşlarım, çam ormanının yanındaki
"Hayat, sessizliğimizde şarkısını söyler, rüyalarsa uykumuzda. Darbe aldığımızda ve düştüğümüzde Hayat hala yükseklerde, tahtında oturmaya devam eder. Ağladığımızda bile Hayat, günün yüzüne gülümser, biz zincirlerimizi sürüklerken O her daim özgürdür." Ermiş'in Bahçesi; çağının bilgesi, filozof ve şair Halil Cibran'ın en beğenilen eseri Ermiş'in devam kitabıdır. Cibran bu eserinde de mutlu ve huzurlu bir hayata giden yolda kılavuzluğunu sürdürmektedir. Dildeki ustalığını evrensel konuları anlatmak için kul
Tükendi
On iki sene boyunca kaldığı Orfales kentinden onu doğduğu adaya geri götürecek olan gemi kıyıya yanaştığında, Tanrı'nın seçkin ve sevgili kulu El Mustafa için artık gitme vakti gelmiştir. Ancak Orfales halkının bu bilgeden son bir dileği vardır. Onun aşk, evlilik, ölüm, din, hukuk, özgürlük ve yaşam gibi pek çok konuya dair verdiği derin anlamlı yanıtlar, aynı zamanda modern çağın mistik ve spiritüel rehberi kabul edilen bir şaheserin de habercisi olcaktır. Doğu'nun gizemini ve ruha dokunuşunu Batı'ya usta
Tükendi
Güzel ve Çirkin, bir gün deniz kıyısında karşılaştıklarında birbirlerine denizde yıkanmayı teklif ettiler. Böylece üstlerini çıkarıp suya girdiler. Çirkin, bir süre sonra kıyıya geri dönüp üstüne Güzel'in elbiselerini geçirerek oradan uzaklaştı. Denizden çıktığında elbiselerini bulamayan Güzel, çıplak kalmaktan fazlasıyla utandığı için Çirkin'in elbiselerini giyerek yoluna devam etti. O gün bugündür, herkes Güzel ve Çirkin'i birbiriyle karıştırdı. Yine de bazıları, ona ait olmayan kıyafetine rağmen Güzel
Sizin hür olmanız için benliğinizden bir takım parçalar atmanız gerektir. Bu parçalar, adaleti gerçekleştiremeyen bir kanunsa, onu ortadan kaldırmanız icap eder. Çünkü o kanunu sizin alnınıza kendi eliniz yazmıştır. Fakat, kanun kitaplarını yakmakla, yahut bütün denizin suyu ile yargıçlarınızın alınlarını yıkamakla onları ortadan kaldırmış olmazsınız. Şayet o parçalar, tahtından atmak istediğiniz bir zalim ise, onun ilk önce içinizde kurulmuş olan tahtını yıkmaya bakınız. Çünkü, bir zalimin hür ve mağrur
Aşk, cesaret mi ister teslimiyet mi? Aşk, kavuşmak mı özgür bırakmak mı? Halil Cibran, aşkın maddi boyutunda başlayıp manevi kıyılarında son bulan bir hikâye anlatıyor. Gelenekler, kadınlık ve erkeklik, aile vb. toplumsal kimlikler üzerinden, incinmiş ama incitmeyen iki genç yüreğin hikâyesidir Kırık Kanatlar. Cibran'ın her zamanki coşkun dili, tıpkı bir şiir ırmağı gibi Beyrut'un güzel manzaraları eşliğinde akıp gidiyor. Karbon Kitaplar, Cibran'ın şiirsel belleğinden güçlü yansımalar içeren "Broken Wings"
Tükendi
1. Ermiş 2. Ermişin Bahçesi 3. Asi Ruhlar 4. Kırık Kanatlar 5. Gözyaşı ve Kahkaha 6. Kum ve Köpük 7. Gezgin 8. Meczup
Tükendi
Doğunun Nietzsche'si olarak bilinen Lübnan asıllı filozof, şair ve ressam Halil Cibran, edebiyat dünyasında çok konuşulan pek çok esere imza atmıştır. Özellikle "Ermiş" adlı kitabı sayısız dile çevrilmiş, en çok okunan kitaplar arasında yerini almıştır. Biz de sizler için bu usta kalemin en sevilen eserlerini bir araya getirdik. Sevgiyi her şeyin üzerinde tutan Halil Cibran'ın, hakikati ararken kaleminden dökülen cümlelerini okurken gerçekten de sevginin kutsallığını tüm kalbinizle hissedeceksiniz. İşte s
Tükendi
Akşam yemeğinden sonra ateşin etrafında toplandık ve Gezgin'e gezilerinden sordum. Bize o gece ve ertesi gün birçok hikâye -kendisi çok müşfik olmasına karşın, acı günlerinden doğan hikâyeleri- anlattı ama benim şimdi aktaracaklarım, Gezgin'in geçtiği yolların tozu ve sabrıdır. Ve üç gün sonra bizden ayrıldığında, bir misafirin yola koyulduğunu değil, sanki içimizden birinin bahçeye çıktığını ve yakında geri döneceğini hissettik.
Halil Cibran, Lübnan kökenli ressam ve filozof bir şairdir. Şiirsel metinlerinde Sadi'nin Bostan ve Gülistan'ından, Attar'ın Mantıku't-Tayr'ından, Mevlana'nın Mesnevisinden esintiler bulunur. Eserleri en az yirmi dile çevrilmiş ve bütün dünyada hayranlıkla okunmuştur. Karbon Kitaplar, Cibran'ın bazılarını Arapça kaleme aldığı eserlerini düzenleyerek yazarın ana dilinde yayına hazırladı. Setteki kitaplar: Ermiş (Arapça) Kırık Kanatlar (Arapça) Asi Ruhlar (Arapça) Gözyaşı ve Kahkaha (Arapça)
Tükendi
“Elindekini avucundakini vermek değildir lütfetmek. Esas lütuf kendinden vermektir.” Sevda nedir ya da acı; nelere izin vermelidir insan ve nasıl olmalıdır yuvası? Güzellik neresindedir aslında yaşamın ya da nedir neşe dedikleri? Peki ne denir kedere, mutluluğun yanında? Ne olmalı cezası bu hayatta işlenen suçların? Kime demeli iyi diye veyahut ne düşünmeli kötü için? Nasıl hür olur insan ve nedir boyunduruğu? Halil Cibran, hayata dair düşündüğü ne varsa El Mustafa aracılığıyla aktarır biz
“Yılların mevsimleri, değişen düşüncelerimizden başka nedir ki?” Güzellik nedir ya da çirkinlik; neye denir özlem diye ya da nasıl olur hasretlik? Hayat nedir aslında insanlar için ya da nasıl baş edilir zamanla? Nasıl kurtulmalı umutsuzluktan? Kime demeli zengin diye veyahut ne demeli ruhu aç olana? Nasıl buluşur insan yücelikle ve kim içindir cehennem? Halil Cibran, Ermişin Bahçesi’nde var olmaya dair ne varsa anlatır, yine El Mustafa aracılığıyla. Usta sanatçı, Ermiş’in devamı niteliğinde
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 224 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4