Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 224 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Halil Cibran, gençlik döneminin ürünü ve sonraki yapıtlarının habercisi olan Meczup’ta, toplum önünde büründüğü maskelerden kurtulup gerçek benliğini kucaklamayı başaran insanoğlunu anlatır. Kendini her türlü yüzeysellikten arındırıp hakikatin peşine düşen, bu arayışın sonunda varış noktası yalnızlık ve özgürlük olan kişi, toplumun gözünde meczuptur. Cibran’ın kötülük, ikiyüzlülük, adaletsizlik, konformizm ve tamahkârlık karşısındaki eleştirel tutumu; bu dünyayla, burada sürdürdüğü varoluşla, yaşadığı zaman
Cibran’ın 1912’de yayımlanan romanı Kırık Kanatlar, Arap dilinde yazılmış ilk romanlardan biridir aynı zamanda. Selma Karami’yle Cibran olduğu tahmin edilen genç adamın imkânsız aşkının hikâyesi, pastoral şiir tadında bir aşk itirafıdır. Cibran bu içe işleyen metinde, Arap edebiyatında ilk kez din adamlarının yozlaşması ve kadın hakları gibi toplumsal meselelere el atar. Doğulu kadının yüzyıllar boyu gelenek karşısındaki âcizliğine, eşya gibi oradan oraya sürüklenmesine yönelik eleştirel bir tavır ortaya ko
“Aşk sizi çağırdığı zaman, yolları zorlu ve dik olsa da onu izleyin.Kanatları sizi sardığı zaman, tüyleri arasına gizlenmiş kılıç sizi yaralayacak olsa da ona teslim olun.Ve aşk sizinle konuştuğu zaman, Kuzey rüzgârının bahçeyi talan etmesi gibi sesiyle hayallerinizi darmadağın etse de ona inanın.”Ermiş, ilham veren modern edebiyatın en yaygın ve etkileyici örneklerinden biridir. Politikacılardan tutun da film ve pop yıldızlarına kadar bütün okuyucuların hayatına dokunduğu için oldukça etkilidir.PEN ödüllü
Eserlerinde, doğduğu toprakların mistisizmiyle batı eleştirelliğini birleştiren Cibran felsefe ile edebiyatın birleşme noktasında durmaktadır. Onun, sözcüklerden taşan sesi insanı adeta saplandığı karanlıktan çıkaran bir ışık halini alır. Eserleri okuyucusunu yoğunluk ve derinlikle sarmalarken onu sıradan dünyanın topraklarından koparıp düşüncenin özgür ve sınırsız alanlarına çeker.Set İçeriği ;1- İnsanoğlu İsa2- Bir Damla Yaş Bir Tebessüm3- Deli4- Ermiş5- Ermişin Bahçesi6- Gezgin7- Haberci8- Kırı
Tükendi
El Mustafa, gezgin bir vaizdir. On iki yıl Orfales kentinde kalır. Bir ada kenti olan Orfales insanlarıyla tanışır. Onlara vaazlar verir. Artık ayrılık zamanı gelmiştir. Limanda toplanan dinleyicilerin sorularını yanıtlar.“Ermiş,” Halil Cibran’ın en çok adını duyuran kitabı. Cibran, Lübnan kökenli bir Amerikalı yazar ve ressam. İlgiyle okuyacağınıza inanıyoruz.
Tükendi
1883 yılında Lübnan’da doğan Halil Cibran, çocukluğunda Hıristiyanlığın bir mezhebi olan Maruni mezhebinin etkisiyle yetişti. Ömür boyu bu mezhebin öğretisinin etkisinden kaldı. Çocuk yaşta Amerika’ya gitti. Amerika’da ve Lübnan’a ayrı ayrı eğitim aldı. Arapça ve İngilizce şiirler, köşe yazıları ve kitaplar yazdı. Resim yeteneğini ortaya koyan yazar, resimleriyle de etki yarattı.
Tükendi
Sevgi sahiplenmez, sahiplenmek sahiplenmez, sahiplenmek de istemez; sevgide istemez; sevgi sevgiyle yetinirsevgiyle yetinir.. Birbirinizi sevin ama sevginizi bağlamayın:Birbirinizi sevin ama sevginizi bağlamayın: Bırakın Bırakın sevginiz sevginiz ruhlarınızın ruhlarınızın kıyıları kıyıları arasındaarasında kıpırkıpırdanan bir deniz gibi olsun.danan bir deniz gibi olsun. Birbirinizin Birbirinizin kupalarını kupalarını doldurun doldurun ama ama tek tek birbir kupadan içmeyin.kupadan içmeyin. Ekmeğinizi paylaş
Hepiniz cehaletin kölelerisiniz. Dün ben de sizlerden biriydim ama gün gelecek sizler de tıpkı benim gibi özgürce düşüneceksiniz. Aramızda sesimi boğan derin bir uçurum var; bu uçurum benim gerçeğimi gözlerinizden de kulaklarınızdan da saklıyor. Halil Cibran Asi Ruhlar’da, bireyi bir zincir gibi kuşatıp hareketsiz bırakan toplumsal durum karşısında ayağa kalkıp düzene isyan eden bireyin sesidir. Erkeğin yarattığı ahlak yasalarının kıstırdığı ve kendini yaşaması imkânsız kılınan kadınların sesidir. İna
Tükendi
Tanrı, ruhu kendinden alıp Güzelliğe verdi. Onu tepeden tırnağa zarafet ve iyilikle kutsadı. Mutluluk kupasını verip, “Geçmişini ve geleceğini unutmadıkça bu kupadan sakın içme, çünkü mutluluk anlıktır,” dedi. Sonra ona keder kupasını vererek, “Bu kupadan içersen hayat sevincinin uçucu anlarını anlayabilirsin, çünkü kederli anlar hep daha fazladır,” diye ekledi. 1914 yılında yayımlanan Bir Damla Yaş Bir Tebessüm kitabı şiiri ve şiirsel anlatıyı felsefi bir derinlikle bir araya getiren, okurken keyif a
Bir Bir delinin delinin susuzluğunu susuzluğunu kendi kendi kanından kanından başkabaşka ne giderne giderebilir?ebilir? Cibran’da Cibran’da delilik delilik sıradan sıradan hayatı hayatı aşan aşan hakikatehakikate dokunan dokunan bir bir haldirhaldir. . Bir Bir delinin delinin sözü sözü yakıcıdıryakıcıdır,, sahtelikleri sahtelikleri tersyüz tersyüz edereder. . Onun Onun çağrısı çağrısı kendikendi derin derin kuyusunda kuyusunda özgürlük özgürlük yanılsaması yanılsaması içindeiçinde yaşayan budalalara atılmış
Deniz Deniz bir bir kez kez daha daha bizleri bizleri kıyıya kıyıya teslim teslim ediyorediyor.. Diğer Diğer dalgalardalgalardan dan hiç hiç farkımız farkımız yok, yok, hepimiz hepimiz denizindenizin sesini sesini karaya karaya taşıyoruz. taşıyoruz. Ama Ama taş taş ve ve kumda kumda yüryüreğimieğimi--zin ahengini bozmadan bu sesi nasıl taşıyabiliriz ki?zin ahengini bozmadan bu sesi nasıl taşıyabiliriz ki? Ermiş çıktığı yolculuktan kendi yurduna dönüş yapmıştır ve ona tabi olan havarileriyle derin bir sohbet
Onunla yolda karşılaştım. Selamlaştıktan sonra, “Evime gel, misafirim ol,” dedim. Geldi. Ardından birlikte sofraya oturduk. Mutluyduk,çünkü adamın suskunluğunda bir sır vardı. O gece başladığı hikâyesi ertesi gün de sürdü, ama bugün aklımda sadece kendisi iyi yürekli olduğu halde hikâyesinin acımasız zamanlardan doğduğu ve tozla kaplı bir sabır yolundan ibaret olduğu kaldı. Üç gün sonra sanki bir misafiri uğurlamıyorduk da bilakis ailemizden birinin bahçeden içeri gelmesini bekliyorduk. Halil Cibran
Biz gecenin çocukları, şafak tepelerin üstünde doğarken ölmeliyiz. Küllerimizden çok daha yüce bir sevgi doğmalı. Ve sevgimiz güneşte kahkahalar atmalı, hiç ölmemeli. Cibran’nın sesi bizi saplandığımız karanlıktan çıkaran bir ışık gibi kaplar içimizi. Kısacık bir meselle kapalı olan algı kapılarımız açılır ve daha önce kör kaldığımız hakikat önümüzde parlamaya başlar. Haberci’yi okurken onun ışık ve sevgi dolu sesiyle aydınlanacaksınız.
Tükendi
Sadece emin adımlarla yürüyenler, tökezleyenlere el verebilir.Üstat, Şairlerin Üstadı,Sözlerin ve şarkıların Üstadı,Adına mabetler inşa ettiler,Sevincine değil,Göğe çıkan adımlarına simge ve rehber olsun diyeHer yere çarmıhını astılar.Senin sevincin onların hayallerinin ulaşamayacağı bir zirve,Bu yüzden huzur bulamıyorlar.Tanımadıkları bir adamı onurlandırıyorlar.Kendileri gibi olan, iyiliği kendi iyilikleri olan bir adamda hangi teselliyi bulacaklardı ki?Siz duyduklarınıza inanırsınız; oysa söylenmeyene in
İki ruhun anlaşması için kelimelere gerek yoktur. Yürekleri birleştiren, dudaklardan dökülen heceler değildir. Dilin söylediklerinden çok daha büyük ve saf başka bir şey daha vardır. 1912 yılında yazılmış olan Kırık Kanatlar romanında insanı yasalar, gelenek ve ahlakın demir kafesine haspseden bir toplumda yaşanan trajik ve imkânsız bir aşkı Cibran’ın dokunaklı ve bilgelik dolu dilinden okuyacaksınız. Aşk, mevsimin yardımı olmadan büyüyüp açan tek çiçektir.
Tükendi
Sırtını güneşe döndüğünde gölgenden başka bir şey göremezsin. İnsanlık, ezelden ebede akan bir ışık nehridir. İnsan iki türdür; biri karanlıkta uyanıktır, diğeri ışıkta uyur. Cibran’ın aforizma ve mesellerinden oluşan ve ilk kez 1926 yılında yayımlanan Kum ve K.pük azla özün etkileyici birlikteliğini ortaya koyuyor. Her bir sözü durup durup düşüneceğiniz aydınlık bir kitap bu.
Tükendi
İnsanlar derinliklerime taş atabilsin diye kuru bir kuyu olabilirdim, çünkü susuz dudakların değmediği tertemiz bir pınar olmaktansa boş bir kuyu olmak daha iyidir. Duyun beni anavatanımın çocukları… Ermişin sesinden size ulaşan bu sözler üzerine düşünün. Yüreğinizde yer açın ve bilgelik tohumunun gönül bahçenizde tomurcuklanmasına izin verin. Çünkü bu Tanrı’nın en değerli hediyesidir. Ermiş dokunduğu hakikat ışığını onu dinlemeye cesareti ve aklı olanlara sunmaya devam ediyor. Kitabı okurken Cibran'ın aydı
Yürek, ilahi zincirin bir halkasıdır. Korkunç bir ateş bu halkayı eğip bükebilir, güzel yuvarlaklığını yok edebilir, ama halkanın altınını başka bir metale dönüştüremez. Bilakis o altın halka daha da parlar. Ama ateşin yiyip bitirdikten sonra külü rüzgârla birlikte çölendağılan yaralı ve acizlere vahlar olsun! Kitapta yer alan "Vadinin Perileri", "Çağların Külü ve Sonsuz Ateş" ve "Deli Yahya" anlatılarında Cibran'ın yoğun ve etkileyici üslubuna tanık olacaksınız. Cibran okurken zihniniz derin sulard
Aşk, zincirlerini kırmış gençliktir,Beladan kurtulmuş erkekliktir,Ateşin ısıttığı kadınlıktır…Ve cennetimizden de parlak bir ışıkla parlamaktır.Aşk, yüreğin derinliklerinden kopan kahkahadır.Seni uyanışına susturan yabani bir saldırıdır.Ne sizlerin ne benim gözümün henüz göremediği,Ama kendi yüce gönlünde yer eden yepyeni bir şafaktır aşk.Cibran bu kez Tanrıların dilinden insanı, evreni, hayatı anlatıyor. Cibran’ı okurken zihnimizde yer işgal eden değersiz düşünsel ağırlıkları atıp onların yerine gerçe
Tükendi
Halil Cibran’ın zamanında küçük kâğıt parçalarına ve defterlerine karaladığı aforizma ve mesellerden oluşan bu küçük kitap, sanatçının parçalı bir “otoportresi”ni ortaya koyuyor. Ruhunun derinliklerinden gelen çarpıcı ve çağrışımlı imgelerle aşk, güzellik, doğa ve insanlık durumuna ilişkin bir türlü ifadesini bulamayıp “suskunluğa gömülmüş” olanı ifşa ediyor.Cibran’ın yetmiş yılı aşkın bir süre önce yayımlanmış yapıtları, bugün dünyanın dört bir yanındaki okurlara ulaşmayı sürdürüyor. Sözcüklerinin bütün co
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 224 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2