Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 45 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
1843 yılında yazın hayatına başlayan Søren Kierkegaard, Baştan Çıkarıcının Günlüğü ile ?kendi cümleleri ile belirtirsek? ?belki de edebiyattaki en kibar kurt karakterlerden biri olabilecek" Johannes'e hayat verir. Kendisini bir ?estet", aşkı çok iyi bilen bir ?erotist" ve sıra dışı bir baştan çıkarıcı olarak tanımlayan Johannes'in Cordelia'yla olan aşk ilişkisini mektuplar ve tuttuğu günlük üzerinden anlatan Baştan Çıkarıcının Günlüğü felsefi bir deneme olarak da okunabilir. Kierkegaard'a göre kişinin var o
Tükendi
Soren Aabye Kierkegaard(5 Mayıs 1813 -11 Kasım 1855), Danimarkalı filozof ve teolog. Kierkegaard dindar babasının etkisiyle din eğitimi alarak ve katı bir dini atmosfer içinde yetişti.Tüm yaşamında bu çocukluğun etkisi görülür.Kendisi de dinsel düşünceleri olan birisi olmakla birlikte sürekli din adamlarıyla, kurumlarıyla ve düşünceleriyle çatışma halinde oldu. Mevcut Hıristiyanlığın yozlaşmış olduğunu ileri sürdü ve Hıristiyan inancinin tamamen yenilenmesine yönelik eleştiriler geliştirdi. Kierkegaard, di
Tükendi
Soren Aabye Kierkegaard (5 Mayıs 1813-11 Kasım 1855), Danimarkalı filozof ve teolog. Kierkegaard dindar babasının etkisiyle din eğitimi alarak ve katı bir dini atmosfer içinde yetişti.Tüm yaşamında bu çocukluğun etkisi görülür.Kendisi de dinsel düşünceleri olan birisi olmakla birlikte sürekli din adamlarıyla, kurumlarıyla ve düşünceleriyle çatışma halinde oldu. Mevcut Hıristiyanlığın yozlaşmış olduğunu ileri sürdü ve Hıristiyan inancinin tamamen yenilenmesine yönelik eleştiriler geliştirdi. Kierkegaard, din
Tükendi
Aşka dair yazılanların arasından çetrefil, nüfuz etmesi hiç de kolay olmayan bir metin olarak sıyrılıyor Baştan Çıkarıcının Günlüğü. Kierkegaard, cinsel bir başarısızlığın nasıl pedagojik bir başarıya çevrilebileceğini ustalıkla ortaya koymakla kalmıyor, yaşamını tümüyle etkileyen Regine Olsen ile yaşadığı aşkın etraflı bir portresini de sunuyor. Evlilik sorunları, etik ve estetik olanın karşıtlığı, ümitsizlik ve Hıristiyanlığın katılıkları Kierkegaard'ın metninin üzerinde durduğu başlıkları oluşturuyor.
Tükendi
Kierkegaard, 1849 yılında günlüğüne şöyle yazmıştı: "Öldüğümde Korku ve Titreme bana ölümsüz yazar olma şanını kazandırmaya yetecektir: O benden sonra okunacak ve yabancı dillere çevrilecektir. Okuyucu kitaptaki coşkulu anlatımla kendinden geçecektir." Bu özel öngörü büyük oranda doğrulandı, Kierkegaard'ın 1843 yılında Johannes de Silentio takma adıyla yayımladığı Korku ve Titreme, en çok okunan ve en çok bilinen kitaplarından biri oldu. Kierkegaard, İbrahim'e oğlu İshak'ı kurban etme emri verildiğinde,
Tükendi
Ruhsal aşk tam olarak ince ayrıntıların gerçekten önemli olduğu, bireysel hayatın zengin çeşitliliği içinde yol alır. Duyumsal aşk ise her şeyi bir araya koyabilir. Onun için temel olan tamamıyla soyut kadınlıktır ve olsa olsa daha fazla duyumsal ayrımdır. Ruhsal aşk zaman içinde sürekliliğe sahiptir; duyumsal aşk ise zamanda kayboluştur ve müzik onu ifade edecek tek gerçek aktarım aracıdır. Müzik bunu başarabilecek en uygun araçtır; zira dilden daha soyuttur ve bu nedenle tekil olanı değil kendi evrensell
İbrahim'in seyahati Kierkegaard'ın Korku ve Titreme'sinin merkezî temasıdır. Kierkegaard'ın İbrahim'i, iman sınavında çektiklerinden dolayı yücedir. Ve İbrahim'in bu ıstırabı çekişi ve yüceliği, sosyal değerlerin tipik örneği olmasının aksine, onu kendi toplumundan ve sosyal usullerinden çok radikal bir biçimde koparmaktadır. Kierkegaard'ın bizi İbrahim'in yüceliği ile etkilemesinin çok özel bir amacı vardır. Aslında Korku ve Titreme'nin İbrahim ve İbrahim'in öyküsü ile ilgili olmadığı rahatlıkla söylenebil
Tükendi
Kierkegaardın, Johannes de silentio takma adıyla yazmış olduğu Korku ve Titreme ilk kez 1843 yılında yayımlandı. Yapıtta iman kavramının etik ve dindarlıkla ilişkisi incelenir. Yazarın takma adlarından Johannes de silentio da Musanın 1. kitabında (22:1-18) anlatılan İbrahim ve İshak hakkındaki hikayeden esinlenmiştir. Bu anlatıda Tanrı İbrahime, oğlu İshakı kurban etmesini buyurur. Korku ve Titreme bütünüyle, İbrahimin, geç yaşta sahip olduğu ve her şeyden çok sevdiği evladı İshakı kurban etme isteğini ve b
Tükendi
In Vino Veritas'ta, olayları bize aktaran William Afham'dır. Afham, Kierkegaard'ın diğer metinlerinde rastladığımız aşina takma adlara karşılık ilk defa bu metinde tanıştığımız bir karakterdir. Kendisi bir davet düzenler, davette sınırsız şarap olacağını ve davetlilerden her birinin ancak şarap etkisini o kişide gösterdikten sonra, başka bir deyişle normalde kişinin söylemeyeceği şeyleri söyler duruma gelmesinden sonra konuşmaya başlayacağını bize söyler. Bu bağlamda konuşmalar olacaktır, sohbetler değil. T
Tükendi
Umut, kişinin elinden kayıp giden güzel bir bakiredir; hatırlama, kişinin şimdi tatmin olmayacağı güzel ama yaşlı bir kadındır; tekerrür, hiçbir zaman kendisinden bıkılmayan sevilen eştir, çünkü kişi sadece yeni bir şeyden bıkar... Tekerrürün diyalektiği kolaydır, çünkü tekrar edilen var olur aksi takdirde tekrar edilemezdi ama varolması tekerrürü yeni bir şeye dönüştürür... Eğer Tanrının kendisi tekerrürü istemiş olmasaydı, dünya varolmazdı... Tekerrür 1843 yılında yayınlandı. Korku ve Titreme ile ay
Kierkegaard'ın İbrahim ile İshak'ın öyküsünü diyalektik lirik bir dille yeniden yazdığı "Korku ve Titreme"si, felsefesinin özünü kavramak için biçilmiş kaftan. Kierkegaard'ın düşüncesinin temelini oluşturan, kendi içinde diyalektik bir sıra izleyen üç aşamalı varoluş anlayışını -etik, estetik ve dinsel varoluş aşamalarını- adım adım izleyip özümseyebileceğimiz bir felsefe metni bu. Kierkegaard için inan(ç) insanın mutlaka gerçekleştirmesi gereken bir varoluş ödevidir; çünkü ancak inan(ç) temelinde bireyin t
Aşka dair yazılanların arasından çetrefil, nüfuz etmesi hiç de kolay olmayan bir metin olarak sıyrılıyor Baştan Çıkarıcının Günlüğü. Kierkegaard, cinsel bir başarısızlığın nasıl pedagojik bir başarıya çevrilebileceğini ustalıkla ortaya koymakla kalmıyor, yaşamını tümüyle etkileyen Regine Olsen ile yaşadığı aşkın etraflı bir portresini de sunuyor. Evlilik sorunları, etik ve estetik olanın karşıtlığı, ümitsizlik ve Hıristiyanlığın katılıkları Kierkegaard'ın metninin üzerinde durduğu başlıkları oluşturuyor.
Tükendi
() Batı düşünce tarihinde meseller unutulmaz imgelerle yer alır örneğin, iyi Samariyalı, karanlık mağara duvarlarında dans eden gölgeler (Platon), tarla faresi ile şehir faresi (Luther), Bunyanın Hacısı, Nietzschenin En Çirkin Adamı, Kafkanın Şatosu... Bütün bu örneklere bakınca Batı felsefi geleneğinin ahlaki ve tinsel iletişimin aracısı olarak mesele yöneldiğini söyleyebiliriz. Hiçbir yazar felsefi yazılarında meselleri, hikâyeleri ve metaforları Søren Kierkegaard kadar yoğun kullanmamıştır; onun bu ç
Tükendi
"Elinizdeki kitap, yazarın, özgün adı 'Enten-Eller - Et Livs Fragment' (Ya-Ya da - Bir Hayat Kırıntısı) olan eserinin önsözünden alıntılarla derlenmiş. Bu önsözü, Kierkegaardın Victor Eremita adını taktığı yayımcı kaleme almış ve önsöze başlık olarak Diapsalmata - ad se ipsumu (Nakaratlar - kendine doğru) yakıştırmış. 'Diapsalmata, hem üslup hem içerik açısından,hayattan bezmiş kinik bir insanın düşün dünyasını da yansıtır. Uzun ve girift bir metin yazmaya bile eli gitmeyen bedbin biridir bu. Kısa pasaj
Søren Kierkegaard (1813-1855): Yaşamının büyük bir bölümünü Danimarkanın başkenti Kopenhagda geçirdi. Üniversitede felsefe ve teoloji eğitimi gördü. İlk eseri İroni Kavramı 1841 yılında yayımlandı. 1843 yılında yayımlanan eseri Ya/Ya da ile adını duyurdu. Kısa bir sürede değişik isimlerle kaleme aldığı pek çok kitabıyla estetik, etik, ontoloji gibi alanlarda dikkat çekici dönüşümlerin yolunu açtı. Etkisini hem felsefeci hem de yazar olarak günümüzde de sürdürmektedir. Ya/Ya da adlı eserin bir bölümü olan Ba
Tükendi
Søren Kierkegaard (1813-1855): Kısa yaşamının büyük bölümünü doğduğu yerde, Danimarkanın başkenti Kopenhagda geçirdi. Üniversitede felsefe ve teoloji eğitimi gördü. Otuzlu yaşlarının başında yazdığı Ya/Ya da eseriyle ismini duyurdu. Kısa bir sürede değişik isimlerle kaleme aldığı pek çok kitabıyla estetik, etik, ontoloji gibi alanlardaki dönüşümlerin yolunu açtı. Etkisini hem felsefeci hem de yazar olarak günümüzde de sürdüren büyük bir düşünürdür. 1844 yılında yazdığı Felsefe Parçaları yada Bir Parça Felse
Tükendi
Büyük bir dehanın tanınmaması elbette üzücü; ama yanlış tanınması daha da beter. Ne yazık ki Kierkedaard bu iki durumu da dramatik şekillerde yaşadı ve yer yer de yaşamaya devam ediyor. Yaşadığı dönem olan XIX. yüzyılda kendi insanları tarafından anlaşılamadı; çünkü düşünceleri, eserleri onları kat kat aşıyordu. Kierkgaard´ın üzerine örtülen ölü toprağından sıyrılıp varlığını yeniden göstermesi için XX. yüzyılın başlarını beklemek gerekti:Yani ´´birey´´ kavramının yavaş yavaş uç verdiği, özleri bir ´´siste
Tükendi
Søren Kierkegaard; şu Danimarkalı filozof, varoluşçuluğun babası... Kierkegaard´a göre umutsuzluk evrenseldir, çünkü insan sonluluktan sonsuzluğa geçişi umutsuzluk yoluyla gerçekleştirir. Umutsuzluk kaçınılmazdır, insanın, karşıtların bir sentezi olmasının, daha doğrusu diyalektik bir varlık oluşunun bir gereğidir. Sonlu varlığı ile sonsuz varlığı arasına sıkışan insan kendi olma sürecini umutsuzluk içinde yaşar. Kierkegaard için umutsuzluk ölümcül hastalıktır. "Bu hastalıktan ölünmesinden veya bu hastal
Kierkegaard, Baştan Çıkarıcının Günlüğü´nde insanlık tarihi kadar eski olan baştan çıkarma "uğraşı"nı yeniden gözden geçirmeye teşvik ediyor bizi. Bununla bağlanılı olarak da öpüşme, gençkızlık, nişanlılık, evlilik vs. gibi "bildik" konulara ironik yorumlar getiriyor. Kierkegaard´a göre hayatın üç aşaması vardır: Estetik, etik ve dinsel aşama. Bunlardan ilki olan estetik aşamada her şey zevkin çevresinde toplanır. Ya / Ya Da´nın bir bölümünü oluşturan, ancak bağımsız bir ütünlüğe de sahip olan Baştan Çıkarı
Tükendi
Ve şimdi beni yanlış anlama. Kişinin hüzün duymaması gerektiğini düşünen birisi değilim; bu genel düşünceyi beğenmem ve eğer bir tercih olacaksa, hüznü tercih ederim. Ben de hüzünün güzel olduğunun bilincindeyim ve gözyaşlarında cesaret vardır. Ama aynı zamanda kişinin umudu olmadığı zaman hüzün duymaması gerektiğini de biliyorum. Bu durum aramızda hiçbir zaman ortadan kaldırılamayacak mutlak bir zıtlık oluşturuyor. Ben estetik kategorilerde yaşayamam; en kutsal saydığım şeylerin yok edildiğini hissederim.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 45 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2