Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 206 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Komiser ikide bir gençleri karşısına oturtup soruyordu: "Siz ne yapmak istiyorsunuz?" Hep aynı cevabı alıyordu: "İmanımızı kurtarmak." Biz gavur muyuz yahu, Müslüman değil miyiz? Müslüman olmak için ille de Said Kürdi'nin arkasından mı gitmek lazım? Değişik bir maksadınız var. Biliyorum, ama bir de sizden duymak istiyorum. Söyleyin, ne yapmak istiyorsunuz?" .. Milli Eğitim sisteminin öğretmediklerini öğrenmeye çalışan gencecik insanlar, Kirazlımescit Sokağındaki kırk altı numaralı evden bir gece baskınıyla
Tükendi
Dünya tarihinin gördüğü en büyük destanlardan biri olan Çanakkale zaferi üzerine bu zamana kadar pek çok çalışma yapıldı, eser yazıldı. Yavuz Bahadıroğlu bu çalışmaların en ilgi çekici noktalarını derledi, yediden yetmişe herkese hitap eden bir çalışma hazırladı. Kimi zaman gencecik askerlerin şehit olmadan önce ailelerine yazdıkları duygu dolu mektuplarla hüzünlenecek, kimi zaman da askere gidebilmek için erkek kılığına giren kadınların hayat hikâyesini okuyup gururlanacaksınız. Destan yazılan o günü an be
Sunguroğlu'nun bu macerasında da baş döndürücü olaylar, heyecan ve hareket var. Saltuk'un şövalye Metiyüs ve at uşağına çaldırdığı hazinenin yeniden ele geçirilmesi için yapılan soluksuz bir mücadele. Hazinenin peşinde, sadece Sunguroğlu ve arkadaşları değil, başkaları da vardır. Osmanlılar, Aragonlular, Katalonlular hazineyi elde etmek için uğraşırlar. Şövalye Metiyüs'ün peşinde, şövalye Posaryus da vardır.O, Metiyüs'ü ihanet ettiği Bizans'a götürüp cezalandırmak derdindedir. Birbirinden ilginç ve çok hare
Tükendi
Tarih kadar eski olan devlet içi illegal yapılanmalar, ortaya çıktıkları devletler için başlıca problemlerden biri olmuştur. Büyük Selçuklu Devleti'ne karşı Haşhaşiler ve Tapınakçılar, Osmanlı'da isyan ve baskınlar, Türkiye Cumhuriyeti'nde 1960, 1971, 1980 darbeleri ve son olarak 15 Temmuz darbe girişimi... "Tarihi Sevdiren Adam" Yavuz Bahadıroğlu, Tapınak Şövalyeleri'nden 15 Temmuz'a Kumpas Tarihi kitabıyla, bu yapılanmaların ardındaki sebepleri irdeliyor. Kumpasların tarihsel sebepleri, perde arkası, topl
Tarihimiz şanlı zaferlerle doludur. Biz tarihimizle övünürüz. Çünkü tarihimiz gerçekten övünülecek bir tarihtir. Bu kitapta, tarihin şanlı sayfalarından seçilmiş örnekler bulacaksınız. Tarihimizden yaşanmış öyküleri zevkle okuyacak ve gerçekten şeref dolu bir tarihe sahip olduğumuzu anlayacaksınız. Tarih ibrettir. Tarih ölçüdür. Tarih yalnızca bilgi değil, geleceğin aynasıdır. Tarihi iyi bilen, geleceğinden emin olur.
Sultan Vahideddin ve Enver Paşa gerçekten hain miydiler? Gençliğini savaş meydanlarında tüketen, birkaç kez yaralanan ve İstiklâl Savaşımızın başlarında çıkan isyanları bastırıp büyük hizmetler yapan Çerkez Edhem Bey, uğruna hayatını hiçe saydığı ülkesinden neden kaçmak zorunda kaldı? Birinci İnönü Savaşı gerçekten oldu mu? Osmanlı başkentini işgal eden İngilizler, neden işgali Anadolu'ya yaymadılar? Neden hiçbir cephede onlarla savaşmadık? Savaşmadığımız, yenmediğimiz hâlde niçin çekip gittiler? Giderken n
Tükendi
Kanunî, rüyasında Efendimiz'i(s.a.v) görmüş ve kendisine şöyle buyrulmuş: "Belgrad, Rodos ve Bağdat kalelerini fethedesin sonra da benim şehrimi imar edesin!" Bu emir üzerine, Kanunî hemen Haremeyn'i imar ve iskân projelerine başlar. Hatta vasiyetinde şahsî servetinden hacılar için su getirecek bir vakıf kurulmasını ister. Kızı Mihrimah Sultan da babasının bu vasiyetini yerine getirir ve Arafat'taki Ayn-ı Zübeyde Suyu'nu Mekke'ye ulaştırır. Dünya önünde eğilirken, Kanunî, Peygamber'ine şöyle yalvarır: "N
Bir varmış bir yokmuş, Allah´ın günü çokmuş. Günler günlere geceler gecelere eklenmiş. Ortaya "40 Geceye 40 Masal" çıkmış da çocuklar muradına ermiş. Çocuklar muradına erince, padişah, kızının o çobanla evlenmesine izin vermiş. Başlamış 40 gün 40 gece sürecek düğünün hazırlıkları... Hazırlıklar devam ededursun. Çocuklar muradına erince bulut şeklinde uçan halılar yapılmış. Bu uçan bulutlar her gece uykudan önce çocukları evlerinden alır, birbirinden güzel, heyecanlı olayların yaşandığı masal diyarına götür
Sahipsiz Saltanat romanı, Yıldırım Bayezid sonrası yaşanan şehzadeler savaşını dramatize eder. Yıldırım Bayezid ile Timur’un Ankara savaşı ve sonrasında yaşanan kargaşalar, Şehzade Mustafa’nın başından geçen olaylar şeklinde hikâye edilerek, o dönemin bütün özellikleri detaylı bir şekilde anlatılır. Şehzade Mehmed’in şehzadeler savaşından galip gelmesi ve Osmanlı sultanı olmasıyla roman sona erer. Sahipsiz Saltanat, konusuyla ve üslubuyla Yavuz Bahadıroğlu’nun en önemli eserlerinden biridir.
Padişahlığa yürüyen bir şehzadenin ümitsiz mücadelesi, yıkılan büyük hayallerinin enkazı altında çırpınan şair ruhunun isyanıyla, dindar mizacının tevekkül ve teslimiyeti arasındaki büyük tenakuz, bitip tükenmez tereddütler, bocalayışlar, içten pazarlıklar...Padişahlıktan gurbete, gurbetten esarete, nihayet ölüme uzanan dolambaçlı kader yolunda ibretli bir iz bırakan Cem Sultanın güçlü romancımız tarafından eski kaynaklara dayanılarak yazılan hayat hikayesi.
Sultan Dördüncü Murad, en çok tartışılan Padişahlardan... Kimisine göre Zalim, kimisine göre dahi, kimisine göre Osmanlı Devleti´ni derleyip toparlayarak adeta yeniden inşa eden büyük bir irade... Devamlı şekilde Yavuz Sultan Selim´i kendine örnek alması fakat içten içe Kanuni Sultan Süleyman yumuşaklığına hasret gitmesi niye. Tahriklerle ayaklanıp sürekli kelle isteyen Yeniçeri ve Sipahi ocaklarını yola getirmek için Kanuni´nin yumuşak başlılığı mı lazımdı, yoksa Yavuz´un kahredici sertliği mi? Belgelerin
Günü kavramak için dünü anlamak lazım...Dün, tarihtir. Ancak kuru bilgi yığınlarıyla tarihi anlamaya imkan yoktur. İşin sırrı ayrıntılarda saklıdır. İyi kavranması gereken gerçekler ayrıntılardadır.Tarihi ayrıntılarıyla kavrama arayışı bizi romana götürür: Gölgede kalmış değerleri sadece romanda buluruz. Çaka Bey´i romanlaştırmak da zaten böyle bir arayışın parçasıdır. "İlk Türk Amirali" olarak ünlenen Çaka Bey ile çevresinde bir devrin, hatta devirlerin tüm detaylarını bulabilirsiniz. Ayrıca Selçuklu´yu bü
İşgal günleri...Bir neslin soluk soluğa acısı, nesillerin vicdansız sızısı...Yetim minarelerin, öksüz camilerin, ıssız türbelerin eşiğinde varlık arayanların umutları, hayal kırıklıkları...Ve büyük diriliş hamlesi: İstiklal savaşı...Kimince can diyeti, kiminin servetine servet...Kerami Efe´ler, Hafız Murad´lar, Tekgöz Hamdi´ler, Meryem Bacı´lar canlarını dişlerine takıp işgalcilerle savaşırken, Davut Ağalar keyif çatıyor, kese dolduruyor...Davut Ağalar, işgal kuvvetleriyle işbirliği yapıp, kendi halkına kan
Tükendi
Sanat sanat için değil, şunun bunun için de değil inanç içindir. Sanatkar; insanları ezeli ve ebedi Sanatkara yaklaştırabildiği ölçüde başarılıdır. Roman; görüşlerin, düşüncelerin kanaviçesi, fikirlerin kıyasıya vuruştuğu meydan...Romancı; bazen kanaviçe üstünde renkli ipliklerle fikirlerini ören bir nakkaş, bazen kelimeleri mermi yaparak sürekli ateş açan bir savaşçı...Maksat; Hakka ve hakikate hizmet...Kalem; İlahi takdire mazhar bir araç...Eser; iyiyi, doğruyu, güzeli göstermesi şartıyla muhterem bir mir
Tükendi
Dağlı, Kafkas Türklerinin Rus ordusuna karşı verdikleri amansız hürriyet mücadelesinin destanıdır. Dağlı, Şeyh Şamil´in destanlaşan hayatının bir parçasıdır. Dağlı, kahramanlığın, fedakarlığın, hürriyet ve vatan aaşkının şahlanışıdır. Dağlı, din ve vatan için cepheye koşanların, "Allah Allah" diye vuranların, vurulanların, "hürriyet" diye diye şehit olanların hikayesidir. (Arka Kapak)
Nihayet Celaleddin Harzemşah´ın idaresinde yeniden teşekkül, büyüme, gelişme, yayılma. onra tekrar ihtilaf, ihtiras, kin, haset. e bunların tabii neticesi: Elveda Buhara." adece bir şehre değil, bir şehrin şahsında ümide, sevgiye, birliğe, dostluğa ve devlete gönderilen son veda selamı. Elveda Buhara." Arka Kapak)
Geçmişi bilenler, geleceğe daha bir cesaretle bakar. Daha büyük bir azimle istikbale yürür. Tarihimiz bir abidedir bu abideyi ebedileştirmek için, sayfalar arasın da kalmış kahramanlık destanlarının romanlaştırılması. Hikâyeleştirilmesi lâzımdır. Sunguroğlu serisi böyle bir maksada hizmet için hazırlanmıştır. Akın ve fetih ruhunun sembolü olarak ele alınan akıncı beyinin hayatını şekillendiren unsurlar. Bugün de dünkü kadar taze, dünkü kadar geçerlidir. Bilhassa gençlerin. Bu seriden çok şey kazanabilecekle
Sunguroğlu II (Bizans Saraylarında) romanı, Sunguroğlu serisinin ikinci kitabıdır. Bu eserde hareketli bir macera yaşanır. Sunguroğlu istanbuldadır ve Bozcaadaya sürgün gönderilen Bizans imparatoru Beşinci Yoannis Paleologosu kurtarıp, istanbula getirir ve arenadaki bütün yarışmaları kazanıp halkın kahramanı olarak ihtilâl yapar, eski imparatoru tekrar tahtına oturtur. Romanın başlangıç kısmında Sunguroğlu Söğüte döner. Söğüte ulaştığında Akça Dedenin öldüğünü duyar ve köylülerin cenazeyi gömdüklerini görün
Yavuz Sultan Selim diyor ki: Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam birliğini temin etmek içindir. Mülk Allah'ındır. Kim Allah'ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir. Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 206 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3