Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
“Bütün yolculukların bir oyun ve hareket etmek fiiline endeksli bir macera olduğuna inanıyorsanız, gitmemenin de aynı dokuya sahip olduğunu keşfedersiniz kısa bir süre sonra. Gitmemek de bir oyundur aslında, içinde hareket etmek yerine durmak fiilini barındıran.” Çağdaş edebiyatımızın usta yazarlarından Müge İplikçi, Transit Yolcular’da gitme ve kalma eylemi, yolculuk ve dolayısıyla yaşam yolculuğu gibi asli konuları kurguyla harmanlıyor. Kadın karakterlerin ön planda olduğu bu öykülerde sıradanın sınır
Göçmen bir çocuğun özgürlük müziği... Yetişkinler ve gençler için yazdığı kitaplar kadar, Uçan Salı ve Acayip Bir Deniz Yolculuğu adlı resimli kitaplarıyla da sevilen ödüllü yazar Mu?ge İplikçi, bu kez çocuklara usta işi bir roman armağan ediyor. Kendini annesiyle birlikte Türkiye'de bir göçmen evinde bulan Salif'in öyku?su?, mu?ziğin iyileştirici gu?cu?nu?, göçmenliği ve dayanışmayı çocuk gözu?nden, dilinden aktarıyor. Zor bir konuyu, çocukların duygu dünyasını zedelemeden, çocuğa göreliği gözeterek anlat
"Soğuk bir kış günü, yaşamın bir cilvesi olarak 29 Şubat'ta doğdunuz. Dört yılda bir varsayılan bir insan oldunuz. Dahası da geldi başınıza. Artık yıllardan bir gün, yine doğum gününüzde, Türkiye diye bir ülkede, teyzenizin askerdeki torununu ziyarete giderken bir trafik kazası nedeniyle sırra kadem bastınız." Müge İplikçi'nin yeni kitabı bu sözlerle başlıyor. Kalpten Seven İnsanlar'ın bir öykü kitabı kadar gücünü kadim masallardan, anlatılardan alan öykülerin birbirlerine teyellendiği bir kısa roman olduğ
Çağdaş edebiyatımızın özgün kalemi Müge İplikçi ilk kez çocuklar için yazdı! Columbus'un Kadınları, Kafdağı ve Kısa Ömürlü Açelyalar gibi tanınmış kitapların yazarı Müge İplikçi ilk kez çocuklar için yazdı. Okurlarını küçük bir çocuğun hayallerinin, özellikle de "uçma tutkusu"nun peşinden sürükleyecek bu ilginç öykü, İstanbul'un yok edilen simgelerinden biri olan Kadıköy'deki eski Salı Pazarı'nda geçiyor. Hayalperest bir çocuğun gündüz düşlerini, okuru gerçek ve hayal arasında duraksız bir yolculuğa çıkara
En güzel mirasımız hikâyelerimiz... Çağdaş edebiyatımızın duyarlı yazarlarından Müge İplikçi, doğaya ve insana ilişkin lirik bir hikâye anlatıyor. Çevre kirliliğini eksenine alan, korkuya ve zorbalığa karşı arkadaşlık, dayanışma ve iyiliği yücelten roman, geçmişe ve bugüne tanıklık eden bir kurgu içinde, iyi-kötü, geçmiş-gelecek, güzel-çirkin gibi karşıtlıkları düşündürüyor. Müge İplikçi'nin unutulmaz karakterleri Belgrad Ormanı'nda cesaret ve umut dolu bir zaman yolculuğuna davet ederken, sanatçı Huban K
Koca gar binasının içindeki sabah yoğunluğu bir süre sonra Nebiye'yi yutarken Simitçi Hacer, uzun uzun baktı Nebiye'nin arkasından. Sanki bir şey söyleyecekmiş de söyleyememiş gibi. "Neyse dönünce söylerim," gibi başını salladı. Sonra, "Hiç dönmeyecek ki," dercesine gözleri garın sabah ışıklarına takıldı kaldı. Çok değil ama... "Ver bakalım abla şuradan bize iki simit," diyen yorgun ve coşkulu yolcu çiftin gencecik sesine kadar. Genç kadının adının Serin olduğunu duydu duymasına ama bu ad, nedense Hacer'e
Şerbetçi'de yangın mı çıkmış? Ama o çok eskidendi. Bir daha dönülemeyecek kadar eskiden. Bu odadaki koku da ne? Yangın... Çıldırmış bir haldeydim. Kaybetmenin eşiğine varmıştım. Havada is kokusu. Yangınla başladı her şey ve yangınla bitti. Fareler, her yer farelerle doluydu yine. Kül ve Yel'de Müge İplikçi hepimize tanıdık gelecek bir aile hikâyesi anlatıyor. Toprakları unutmakla yoğrulmuş bir coğ- rafyada Alzheimer'lı bir kadın, Fehime (belki de Feride), an- latılabilecek en doğru hikâyeyi hatırlıyor. Bir
Çağdaş edebiyatımızın önemli ve özgün yazarlarından Müge İplikçi, Çok Özel İsimler Sözlüğü'nde, bizleri kadınlara, çocuklara, gençlere ve tabii ki erkeklere doğru kısa mesafeli bir yolculuğa çıkarıyor. Kitaptaki isimler ilk bakışta dünya hallerinin anlık fotoğrafları gibi görünse de sırtlandıkları hayat, içinde bulunduğumuz 21. yüzyılın haletiruhiyesini derinliğine aktarma konusunda hiç cimri değil. İsimleri "çok özel" kılan da bu zaten: sıradan insanların, kendi hallerinde yaşayıp gideceklerken üzerlerine
Bir külah dondurma tüm buzları eritebilir. Ödüllü yazar Müge İplikçi, yeni çocuk romanında, okurlarını yeraltı karanlığından güneşli zeytin bahçelerine çıkarıyor. Zeytinliklerin yok edilmesi ve maden kazaları gibi acıtıcı konuları, umut ve sevgi dolu bir pencereden aktaran yazar, yaşamı ve dayanışmayı yüceltiyor. Zengin dil kullanımı ve gerçekçi karakterleriyle dikkati çeken roman, sorunlarla baş etmenin; geçmişe inat, yeni öyküler yazabilmenin gücünü duyumsatıyor.
Edebiyatımızın yüz akı Müge İplikçi'nin son romanı Babamın Ardından, savaşın acımasızlığını, insanların geçmişlerinden kopartılıp geleceğe sürüklenmelerinin ardındaki kirli oyunları bir kız çocuğunun tertemiz ağzından anlatıyor. Ülker'in, kaybettikten sonra hayalinde gökyüzüne yerleştirip yıldızlara emanet ettiği babasını, yani Ömer'i özleyişini; annesini, kardeşini, alev saçlı Mary Sunset'i, oyunların gözdesi o kadını, yani Pullu'yu ve ailesini kaplayan sis rengi bulutların arasından sıyrılıp bir dünya
Antik Çağdan çıkıp gelen şehla gözlü gemi Kibeleyle masalsı bir yolculuk! Edebiyatımızın çocuklara gönül veren güçlü yazarlarından Müge İplikçi, çocuklar için yazdığı ilk kitap olan renkli öykü Uçan Salıdan sonra, okurlarını bu kez de kürekli, yelkenli Antik gemi Kibeleyle tanıştırıyor. 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneğinin deniz arkeolojisi çalışmalarından biri olan Foça-Marsilya Tarihe Yolculuk projesini çocuklara yakınlaştırmak için hazırlanan özgün kitap, Antik Çağ batıklarından yola çıkılarak asl
Müge İplikçi 2013 Mayısının son günlerinde Taksim Gezi Parkında başlayan ve ardından Türkiyenin birçok bölgesine yayılan direniş çerçevesinde, gençlerle yaptığı söyleşileri bir araya getirdi. Biz Orada Mutluyduk direniş potansiyelinin yanı sıra, bu gençlerin nasıl bir dünyayı özleyip, nasıl bir kent ya da yeryüzü hayal ettiklerini de gösteren, Gezinin ruhu kadar coşkulu bir çalışma. Yazar hakkında: İstanbulda doğdu. Kadıköy Anadolu Lisesinden sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü
Tükendi
Ahmet Amca onları mağaraya sakladı. Diğer sağ kalanlarla orada buluştular. Komşu köyün insanlarıyla. Gökten mermiler o zaman yağdı. Kimisi mağarada kalmayı tercih etti, kimisi yürümeyi, devam etmeyi. Hayatta kalanlar bir tren istasyonuna kadar gidebildi; istasyonsa başka yollar demekti. Uzun, çok uzun sürdü yolculuk. Nedense aklında en çok o sarı vaşak kaldı. Belki bu yüzden, sonraki hayatı o kedi benzeri vaşağın ona çizdiği yol oldu. Hem var, hem yok. Benim dedemdi o. Ne tuhaf değil mi, hayatını hiçbir kit
Çağdaş Türkçe edebiyatın en önde gelen kalemlerinden Müge İplikçinin öykü kitabı, Tezcanlı Hayalet Avcıları, Everest Yayınları tarafından okurlara ulaştırılıyor. Günlük yaşamın gözden kaçan ayrıntılarının ve o ayrıntıların ardında örülen gerçeğin ortaya serildiği bu öyküler, bireyin ve bireylerden oluşan toplumun can alıcı bir aynası. Ustalıkla kotarılmış öyküler, tek bir ana denk gelen derin kırılmaları dile gelen derin kırılmaları dile getiriyor. Ancak o anların sürekliliği, okurun tamamlayacağı başka öyk
Civan, çağdaş edebiyatımızın usta kalemlerinden Müge İplikçi'nin, dar dünyaların akmayan zamanlarını ve o zamanların, içinde biriktirdiği çürümüşlüğü ele aldığı son romanı. Durgun bir su birikintisinin dibinde kendini çoğaltarak varlığını derinleştiren o saklı hayatı açığa vurmaya yönelik bir bakış bu. Bir araştırmacının tüm gizleri aralamasına yarayacak olan o son soruyu sorma çabası gibi bir bakıma. Müge İplikçi, Civan'da bir kız çocuğunun kaçırılması ile bir anda dalgalanan bir kasabanın hayatını sahney
Bu çalışmada, televizyon reklamlarında karşılaşılan etik sorunlara yer verilmiştir. Söz konusu bu sorunlar on dört başlık altında toplanmış ve bu kapsamda; aldatıcı-yanıltıcı, karşılaştırmalı, bilinçaltına yönelik televizyon reklamları gibi literatürde sık tartışılan reklamlar yanında; sanal reklamlar, rahatsız edici, çağrışım içeren, materyalizme özendiren televizyon reklamları gibi yeterince üzerinde durulmamış reklamlardan da bahsedilmiştir. Böylece tüketicilerin televizyon reklamlarıyla ilgili karşılaşa
Tükendi
Çağdaş edebiyatımızın usta yazarlarından Müge İplikçi, 17 Ağustos depreminde kentleri yıkılan, çocuklarını, ailelerini kaybeden kadınların gözünden anlattığı Yıkık Kentli Kadınlar da hâlâ sarılmamış bir yarayı yeniden gündeme taşıyor. "Kitap, üzerinden yıllar geçmesine rağmen tartışılacak bir sürü konuyu barındırıyor. Bunların başında deprem konusunda "alınmayan" önlemler başı çekiyor. Yöneticilerin bu konudaki duyarsızlığı anlaşılır gibi değil. Her şey bir yana bu söyleşileri kaleme alırken kadın olmanın e
Çocukluğum bir ülkenin yeni yeni attığı adımların zamanla denk düşeceği bir mekânda, Koşuyolunda geçti. O dönemde orası kırlık bayırlık, börtü böcek dolu sarı otlu arsaların boy gösterdiği bir mekândı. 1950li yılların başında memur ve işçi ailelerin ev sahibi olmalarını hedefleyen bir projenin ta kendisiydi. Bahçe içinde küçük küçük, bazen tek katlı, bazen iki katlı evler demekti Koşuyolu. Sonrasında dışardan farklı meslek gruplarını da çekmeye başladı kendine. Kadıköye, kısaca merkeze pek yakın ama aynı or
Tükendi
Müge İplikçiden edebiyata güçlü bir davet: Çocuklar masumdur! Sorun odaklı edebiyatın benzersiz bir örneğini veren Müge İplikçi, ilk gençlik romanını Köprü Kitaplar için yazdı. Toplumsal yaşamın acıtıcı olduğu kadar güncel gerçeklerini göz önüne seren romanında, Yavuzun duvar resimleri, Evimevimin hıçkırıkları, Savrukun rap şarkıları ve öbür mahkûm çocuklar üzerinden acımasız bir dünyayı masumca betimliyor; çaresizlik ve kader konularını samimiyetle ele alıyor. İlk çocuk kitabı Uçan Salıyla küçük okurları
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 28 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1