Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 58 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Ayverdinin hâtıra kitaplarından biri olan eser sıra sıra hâtıralar, batının taassubu, sarayda hayat, mahya ve ötesi, bir mûcit, paşa hanım, dolu dolu otolar, bohçacı sündüs, sucu nine, kim eşek olmak ister ki, on ikiye çeyrek var gibi hâtıra, sohbet ve makale tarzında yazılardan oluşmaktadır.
Sâmiha Ayverdinin Kölelikten Efendiliğe adlı eserinin İngilizce ve Arapça baskısı.
Bu kitap, uzun yıllar boyunca geçirdiği çilelerle, "güneşi seyrettiğin göklere bak, aksettiği kalıplara değil" diyecek bir iç olgunluğuna varan, böylece gerçek aşkı bularak "Son Menzil"e ulaşan kişinin serencâmını anlatır.
Sâmiha Ayverdi, vefâtından sonra neşredilen bu kitabında, târihimize, millî ve mânevî değerlerimize âit hâtıralarını anlatır. Ayrıca geçmişte Ermeni, Rum ve Yahûdi gibi azınlıkların ülkemizde oynadıkları oyunlara da dikkatimizi çekerek günümüzde gelişen siyâsî olayların sebep ve neticelerini daha iyi anlamamızı saglayacak ip uçlarını verir.
Hz. Mevlânâ, Yunus Emre, Fâtih Sultan Mehmed, Bâkî, Cezâyirli Hasan Pasa, III. Selîm, Dede Efendi, Mehmed Âkif, İkbal gibi târihimize, kültür ve irfan hayâtımıza istikâmet veren şahsiyetlerle, yazarın yakın âile muhîtinden tanıdığı insanları konu alan makâle ve konferanslarından bir demet sunulmaktadır.
Yazar bu eserinde Osmanli Devleti´nin son senelerinde yasamis bir ömrün sâhibi olarak hazin ve ibretli birçok olaya sâhitlik ederken büyük bir yürek yanigi ile okuyucularina "Dünden Bugüne Ne Kalmistir" diye sorarak onlari geçmisleriyle hesaplasmaya dâvet etmektedir.
Müslüman Türk insanına musallat olan hıristiyan misyonerleri, yazarımızı da broşürleriyle rahatsız etmek gafletinde bulununca Sâmiha Ayverdi, îmânına saldırı kabul ettiği bu davranışa çarpıcı mektuplarıyla cevap verdi ve bu eser ortaya çıktı.
"Bu kitap, bir Boğaziçi târihi değildir. Belki Türk idâre ve târihindeki Boğaziçi´nin hâfızasından alınmış bâzı çizgilerden ibârettir" diyen yazar Boğaziçi semtlerinin hikâyesini anlatırken bizi mâzi, hâl ve gelecek arasından bir seyâhate çıkarır. Kültür değerlerimiz ve içtimâî târihimizin acı ve tatlı hâtıraları yılların pencerelerinden bir ibret levhası olarak önümüze açılır.
Hâtıralar ve makaleler başlıklı iki bölümden meydana gelen bu eserde, yazarın çocukluğundan bu yana karşılaştığı hâdiseler, şahıslar ve bunlarla ilgili çeşitli hâtıralar dile getirilir, insan portreleri çizilir. Kitap yetmiş sekiz yazıdan müteşekkildir.
İki ana kısımdan meydana gelen eserde yazar önce komünizm ve Türkiye´deki ilk komünist hareketleri, daha sonra 2. Bayezid devrinden itibaren kronolojik olarak Osmanlı Devleti´nin Ruslarla olan münasebet ve muharebeleri üzerinde durur.
Yazar, vefâtından sonra neşredilen bu eserinde bizi biz yapan millî ve mânevî değerlerimizi, bu degerleri bir hayat düsturu olarak benimseyen dostların hâtıralarıyla birleştirerek anlatırken memlekete refah, huzur, şevk ve bereket getirecek çârelerin ip uçlarini verir, hedefler gösterir.
Tükendi
Ismini Meclis-i Mâliye Reîsi Ibrâhim Efendi´nin torunu Râtibe´den alan bu eser, Ibrâhim efendi âilesi, yazarin çocukluk yillari ve yakin çevresi ile ilgili hâtiralardan, devrinin sosyal hayâtina ve siyâsî târihine isik tutan, olaylari çok çesitli yönleriyle ele alip degerlendiren yazilardan meydana gelmistir. Yazarin vefâtindan sonra derlenen ikinci eseridir.
Bu eser yeni ilâvelerle yazarın muhtelif zamanlarda kaleme aldığı mensur şiirlerinden meydana gelmiştir. Her biri Ayverdi´nin zengin iç dünyâsını yansıtan ve derin bir tasavvufî neşveyle yüklü bu şiirler, türünün en güzel örneklerindendir.
Sâmiha Ayverdi, vefâtından sonra neşredilen bu eserinde, Çamlıca Tepesi´nde bulunan ve "İki Âşinâ" adını verdiği fıstık agaçlarının altından seslenir. Bizleri, İstanbul ve Bogaziçi´nin efsânevî hayâtımızın tasavvufla zenginleşen engin denizlerine ulastırır.
Tükendi
Eser, geçmişte yaşanan hâdiselerin millî, îman ve vicdan süzgecinden geçirilerek anlatılışıdır. Yazarın geçmişe hasretini ve gönül yanığını ifâde eden bu hâtıralar, siyâsî hayâtımız, kültür ve medeniyet târihimiz bakımından büyük önem taşır ve günümüze ışık tutar.
Yazarın 1969-1980 yılları arasında bâzı Avrupa ülkelerine yaptığı seyâhat notlarının toplandığı bu eser, Ayverdi´nin, gördüklerini ve yaşadıklarını kendi târih şuurunun süzgecinden geçirmesi bakımından alışılmış seyahat edebiyâtı örneklerinden farklıdır.
"Sâmiha Ayverdi´nin Kaybolan Anahtar adlı kitabı bir bakıma bizim yeniden dirilişimizin anahtarıdır. Âdeta, yılların tortuları altında gizli kalmış bahâ biçilmez muhteşem bir hazînenin Kaf Dağı´nın arkasına savrularak kayıplara karışmış anahtarını arayıp bu hazîneye yeniden kavuşmak gayretinin aziz mâcerâsıdır ki bu hazîne bizim millî kültürümüzün ve mânevî değerlerimizin, yâni, bizi biz yapan özelliklerimizin bütünüdür."
Tükendi
Kırkbeş makaleden müteşekkil eserde millî eğitim ve kültür meselelerimiz yanında, kaybolan yaşama üslubumuz, mâziden kopmamız, bizi biz yapan değerlerden uzaklaşmamız, cemiyetin dertleri, dün, bugün ve gelecek penceresinden gözden geçirilmektedir.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 58 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3