Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 108 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Vatan ne Türkiye'dir Türklere, ne Türkistan; Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan... Ziya Gökalp, büyük bir çoğun­luğunu "Genç Kalemler", "Türk Yurdu", "Halka Doğru", "Türk Sözü" gibi dergilerde ya­yımladığı şiirlerini "Kızılelma" adı altında bir araya getirmiştir. Kitapta yer alan "Kızılelma" şiiri, kitabın adını ve kitapta yer alan şiirlerin muhtevasını da tayin etmiştir. "Turan", "Ötüken Ülkesi", "Altın Yurt", "Altın Destan", "Ergenekon", "Balkanlar Destanı" ve "Kızıl Destan" gibi şiir adlarına ba
Gökalp'a göre siyasî inkılâp kolay olduğu halde sosyal inkılâbı gerçekleştirmek dışarıdan göründüğü kadar kolay değildir. Çünkü sosyal inkılâp, duyguların ilerlemesine ve yükselmesine bağlıdır. Duygular asırlardır süren toplum­sal alışkanlıklara bağlı olduğu için, yeni duyguların ve hissedişlerin yaratılabilmesi için ciddi gayret gerekmektedir. Gökalp'a göre sosyal inkılâp, eski hayatı beğenmeyerek yeni bir ha­yat yaratmaktır. Yeni hayat demek; yeni iktisat, yeni aile, yeni felsefe, yeni, ahlak, yeni siyase
Ziya Gökalp ilk kez 1923 yılında yayımlanan kitabında, Türklerin töreyi ne şekilde tanımladığını, töre anlayışlarının nasıl şekillendiğini, töreyle ilgili bilgilerin hangi kaynaklarda ne ölçüde yer aldığını, kısacası Türk töresinin ne demek olduğunu araştırmaktadır. Eserin "Başlangıç" kısmında "Töre Ne Demektir?", "Türk Kendisini Başkalarından Nasıl Ayırıyordu?" gibi sorular sorarak bunlara cevap arayan Ziya Gökalp, öncelikle töre kelimesini, tarihî ve edebî kaynaklardaki takibini yaparak tanımlamıştır. Ziy
“En büyük Ziya Gökalp okurlarına diğer eserlerinden farklı olarak nazım ve nesiri birleştirerek şiir ve masalı bir arada sunuyor. Türk milli kültürünü ve değerlerini sembolize eden Dede Korkut kitabında da yayınlanmış olan Deli Dumrul ve Aslan Basat hikâyesini okuyucuya şiirsel olarak sunuyor. Sembolik anlatımıyla okuyucunun hayal dünyasını besleyen ve bilinçaltında Türk milli kültürüne yönelik yeni imgelerin uyanmasını sağlayan Altın Işık, Türk milli kültürü ve milli değerler açısından okunması gerek
Masal, yediden yetmişe her insana gerekli olan bir edebi üründür. Halk edebiyatı anonim ürünü masallar da yazarların halk edebiyatından ilham alarak yazdığı masallar da insanın hayal gücünü geliştirmede çok büyük payları vardır. Yazar, şair, ilim adamı ve düşünür Ziya Gökalp, Türk çocuğunun hayal gücünü geliştirme yolunda derlediği masalları bazen mısralar halinde, bazen de düz yazıyla kâğıda dökerek bu yolda büyük hizmetler vermiştir. Bu kitapta çok güzel masallarla birlikte manzum masalların en güzeli "Al
Tükendi
1923'te yayımlanan Altın Işık, Gökalp'ın dil ve anlatım bakımlarından Türkçülük ve halk yazını konusundaki düşüncelerini hem düzsöz hem de şiir biçiminde uyguladığı en önemli yapıtlarından biridir. Yapıtın içeriği üç bölümdür: Birinci bölümde, düzsöz olarak yedi halk masalı; ikinci bölümde şiir diliyle yeniden anlatılan "Kolsuz Hanım" ve "Küçük Hemşîre" adlı halk öyküleri ile Dede Korkut Kitabı'ndaki "Deli Dumrul" ve "Basat" adlı öyküler; üçüncü bölümdeyse, şiir diliyle yazılmış kısa bir oyun denemesi ye
Tükendi
Vatan ne Türkiye'dir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan!" Turan, coğrafi olarak Türkistan demektir. Terim olarak ise Türkçe konuşan toplulukların siyasi birliği veya işbirliği demektir. Türk siyasi tarihinde birliği ilk olarak Hun imparatoru Mete; son olarak da Emir Timur gerçekleştirmiştir. Kızılelma, Türk dünyasının yeni Meteleri, Alp Arslanları, Emir Timurları ve Fatihleri olmaya aday Türk gençlerini hayat yolunun başından itibaren milli şuurla yetiştirmek için y
Tükendi
Türkçülüğün Esasları, Ziya Gökalpın uzun araştırmalar ve incelemelere dayanan çalışmalarının sonucu olarak ümmet kültüründen millet kültürüne geçişte ortaya koyduğu ve bilimsel esaslara dayalı görüşlerinin topladığı eseridir. Ziya Gökalp bir filozof ve sosyolog olarak Türk milletinin ruhunu, karakterini, kimliğini tarih içinden bulup çıkararak kendi özüne dönmesini ihtar etmiştir. Türkçülüğün Esasları, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasıyla birlikte bütün iradesini kaybeden ve verdiği bağımsızlık savasıyla
Tükendi
Bugün, gerçeklik sahasında, yalnız "Türkiyecilik" vardır. Fakat, ruhların büyük bir özleyişle aradığı Kızıl Elma, gerçeklik sahasında değil, hayal sahasındadır. Türk köylüsü Kızıl Elma'yı hayal ederken, gözünün önüne eski Türk ilhanlıkları gelir. Gerçekten, Turan ideali geçmişte bir hayal değil, bir gerçekti
Tükendi
23 Mart 1875'te Çermik'te doğdu. Eğitimine doğduğu yer olan Diyarbakır'da başladı. 1886'da Mektebi Rüştiye-i Askeriyye'ye (Askeri Lise) girdi; özgürlük düşüncesini ilk defa bu okuldaki hocası Kolağası (Önyüzbaşı) İsmail Hakkı Bey aşıladı. 1891'de Diyarbakır'da İdadi Mülkiye'nin (Sivil Lise) ikinci sınıfına kaydoldu. Son sınıfta öğrenci iken "Padişahım Çok Yaşa" yerine "Milletim Çok Yaşa" diye bağırması, hakkında soruşturma açılmasına yol açtı. Liseden ayrıldıktan sonra amcasından Arapça ve Farsça dersleri a
Tükendi
Türk düşünce, kültür ve siyaset tarihinin önemli simalarından olan Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları adlı eseriyle Türk milletindenim demenin ne demek olduğunu, Türk milletinin kim olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gitmesi gerektiğini öğreten bir ilk öğretmendir. Bu çabalarıyla Türk milliyetçiliğinin zeminini de hazırlayan Gökalp, kendisine kadar dağınık bir halde gelen düşünceleri bir araya getirerek, gerçek anlamını bulan bu düşünceye Türkçülük adını vermiş ve milletin bundan sonra gideceği yolu tayin
Bu eser, Ziya Gökalp'ın Millî Tetebbûlar Mecmuası'nda yayımladığı iki değerli yazıdan oluşmaktadır: "Bir Kavmin Tedkîkinde Takip Olunacak Usul" ve "Eski Türklerde İçtimaî Teşkilatla Mantıkî Tasnifler Arasında Tenâzur". Ziya Gökalp'ın ilk yazısı ilm-i akvâm, kavmiyat veya günümüz tabiriyle etnoloji biliminin alanına giren bir konuda yazılmıştır. Bu alanda ilk olma özelliği gösterdiğini düşündüğümüz bu yazı, o yılların Türkiye'si için çok ileri bir düzeyi işaret etmektedir. İkinci yazı ise içtimaiyat, yani s
Ziya Gökalp'ın fikirleri ve ortaya koyduğu eserler, sa­dece yaşadığı devirde değil, ölümünden sonra da Türk kültür ve medeniyetinden beslenen milliyetçi mefkûreye sahip bir neslin yetişmesine katkı sağlamıştır. Çınaraltı Yazıları, Ziya Gökalp'ın vefatından önceki son yazılarıdır ve 8 Mayıs 1924 tarihinden itibaren Cumhuri­yet gazetesinde yayınlanmıştır. ?Çınaraltı" başlığı altında yayımlanan bu yazılar o günlerde büyük ilgi ile karşılan­mıştır. Damadı Ali Nüzhet Göksel, Ziya Gökalp'ın Çınaraltı başlığını ço
Tükendi
Bir düşünce insanı olduğu kadar fikirlerini özellikle edebiyat sahasında da tatbik etme imkânı bulan Ziya Gökalp, bu çerçevede halkiyat olarak tabir ettiği folklor ve halk edebiyatı ürünlerini derleme, güncelleme ve yayımlama faaliyetleri içerisinde bulunmuş­tur. Ziya Gökalp da, tıpkı Grimm Kardeşler gibi, masalları varsa yazılı kaynaklardan ve sözlü gelenekten derleyip bazı küçük müdahalelerle de olsa yayımlama yolunu tercih etmiştir. Onun bu tür faali­yetlerinde destanlar, efsaneler ve masallar özel bir y
Siyaset ve düşünce adamlığının yanında halkbilim araştırmacısı olan Ziya Gökalpin halk masalları, destanları ve öykülerinin bir bölümünü derleyerek oluşturduğu Altın Işık, ilk kez 1923 yılında yayımlanmıştır. Türkçeyi sade ve güzel kullanan Ziya Gökalpin asıl hedefi milli edebiyatın temellerini atmaktır. Ziya Gökalp, sonraki kuşaklar için tarih bilinci oluşturmak ve Türk kültürünü sevdirmek için hazırladığı bu eserde, çocuklara çalışkanlığı ve dürüstlüğü, sabrın önemini, hoşgörünün insanın en güzel erdemle
Tükendi
Toplumsal sorunları açıklamak ve bu sorunlara çözümler getirmek iddiasıyla Batı'da gelişen bir bilim olarak sosyolojiye, o dönem türlü sorunlarla karşı karşıya kalan Osmanlı Devleti içerisindeki problemlere çözüm arayışı içinde olan aydınların rağbet göstermesi kaçınılmaz bir durumdu. Bu aydınların başında gelen Ziya Gökalp, Türkiye'de sosyolojiyi -o zamanki adıyla içtimaiyat- kurmuş, Comte-Durkheim çizgisinde kalarak pozitivist sosyolojinin temsilcisi olmuş bir mütefekkir idi. Gökalp, bu çözüm arayışı içi
Tükendi
Fakir bir babanın üç oğlu vardı. En büyük olan oğlunu zorluklarla, dişinden tırnağından arttırarak okula gönderdi. Onu bir bilim adamı yapacaktı. Ortanca oğluna, ileride kendi dükkanını bırakacaktı. Küçük oğluna gelince, buna verecek bir şey yoktu. Hatta buna bir ad bile koymamıştı. Önemsizliğini göstermek üzere ona "Keloğlan" derdi. Böylece bütün mahalleliler arasında onun adı "Keloğlan" kalmıştı. Daha on yedi yaşında olan Keloğlan, henüz yedi yaşındayken, ekmeğini bizzat kol gücüyle kazanmaya başladı. Ham
Tükendi
Altın Işık, manzum ve mensur hikayelerin bir araya geldiği bir eserdir. Eserde Ziya Gökalp'in büyükannesinden dinlediğini bildiğimiz mensur masallar vardır. Ziya Gökalp mensur olan halk masallarında çocuklara doğruluk, dürüstlük, çalışkanlık gibi erdemlerin kazandırılması, aile bağlarının yüceltilmesi, kötülere boyun eğilmemesi ve dış görünüşe önem verilmemesi gerektiği gibi dersler aşılamaya çalışır. Ziya Gökalp'in tabiatın güzelliklerine, içinde yaşadığı topluma ve milletinin geçmişine ilgi duymasında ba
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 108 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3