Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 900-920 / Aktif Sayfa : 46
Yazar Sergüzeşt adlı romanı hangi şartlarda yazdığını kendi üslûbuyla şöyle açıklıyor: "1890... Otuz üç sene sabah olmak bilmeyen, ufuklarında en küçük bir şafak ışığı bile görünmeyen uzun bir gece. O gece doğan tek tük yıldızlar, ülkelerini terk ederek gurbet illerinin hicranlı ufuklarında sönüyordu. Kalanlar da vatan semalarında bir müddet parladıktan sonra baskı yönetiminin tutuşturduğu volkanlardan yükselen siyah dumanlara gömülüyordu. O devirde bir fikirka rmaşası fertlerden topluma, toplumdan memleke
Refik Halit Karay, 1908 yılında Servet-i Fünun Mecmuası'nda yazı hayatına başlar. Kısa bir müddet zarfında, daha çok mizahi yazılarıyla Türk okuyucusunun dikkatini üzerinde toplamaya muvaffak olur. 'Kirpi'nin Dedikleri' yazarı, ilk hikayelerini de, aynı yıllarda neşreder. Yani Refik Halit, daha yazı hayatının başlangıcında, bir taraftan mizahi eserler kaleme alarak devrinin özelliklerini yansıtırken diğer taraftan Maupassant benzeri hikayeleriyle İstanbul'un kenar semtlerindeki insanların hayat tarzlarını a
Tükendi
Roman, farklı dünyalara açılan renkli bir kapıdır. Bazen hayatın kendisini anlatabilmek adına, bazen hayatın sıradanlıklarından kaçınmak adına, bazen de farklı bir dünya düzenini, hayat algısını düşleyebilmek adına roman dikkate değer bir işlev görmüştür. Her ne kadar işin özünde anlatmak olsa da roman, kendi bütünlüğü içerisinde diğer türlere başkaldırmayı bilmiştir. Bunun temelinde ise, romanın, okurunu afyon misali kendisine bağımlı kılması yatmaktadır. Roman, özellikle modern hayatın hızla geliştiği Bat
Her çağda genel olarak edebiyatı yozlaştıran asıl unsur, onun metinlere münhasır bir tür olarak ele alınması, ontolojik konumundan koparılarak sadece bir sanat meselesi olarak algılanması hususudur. Suç olgusu, hayatın merkezinde yer alan ve kişinin beninin gerçek yönleriyle ortaya çıkmasını sonuç veren bir eylem biçimidir. Çünkü bu olgu, bireysel benin psikolojik kırılmaları yaşadığı ve yaşayabileceği bir zemini ifade eder. Roman, bireysel benin bağlı olduğu zihniyet biçimiyle deşifre edilmesini gündeme ge
Tükendi
Attila İlhan, elli yılı aşkın sanat yaşamında dizi senaryosundan köşe yazısına kadar edebiyatın değişik alanlarında yazdı. Şiirleriyle büyük bir popülarite yakalasa da o kendini ‘asıl romancı' olarak tanımladı. Nehir-roman biçiminde kurguladığı romanlarında Türkiye'nin 1908-1960 yılları arasında yaşadığı köklü değişimleri toplumsal ve bireysel diyalektik yöntemle yazılı tarihin dışına çıkarak eleştirdi. Tüm bu eleştirilerini ise aydın sınıfın sorumluluklarını temel çıkış noktası alarak gerçekleştirdi. Attil
Tükendi
Türk dünyasının Türkiye'deki romanlara yansıması, roman türünün Türkiye'deki tarih kadar eskidir. Buna Rağmen, bugüne kadar konu hakkında makale boyutundaki bir kaç inceleme dışında elle tutulur bir çalışma yapılmamıştır. Ahmet Bozdoğan, bu çalışmasıyla, söz konusu eksikliği giderirken, bir taraftan "Türkiye Dışındaki Türk Dünyası" kavramının anlam alanıyla ilgili terminolojik teklifler sunmakta, diğer taraftan romanımızda "Türkiye dışındaki Türk Dünyası"‘nın kronolojik bir dökümünü vermekte ve bu başlık al
Safahat, görünüşte 7 ayrı kitaptan oluşmaktadır. Ama o, bir bütündür. Safahat'a bütünlük kazandıran ise, bizi biz kılan, ciddi anlamda imandan beslenen idealizmin terbiyesinde oluşmuş değerler ile çözülüşün girdabında yaşanan hayat karmaşasının karşı karşıya gelmesi, daha yerinde bir ifadeyle, çatışmasıdır. Safahat'taki her manzume, hatta uzun manzumelerde dahi kendi içinde bir bütünlük manzarası arz eden her parça bu çatışmanın bir yönünü ifade eder. Bu bakımdan Safahat, ne manzum hikâyelerden oluşan bir
Tükendi
Her toplum, siyasal, sosyal ve ekonomik şartların tarihe yön veren büyük şahsiyetlerin belirlediği değişim ve dönüşümlerle yaşayıp gidiyor. Bu değişim ve dönüşümlerin resmi belgelere yansımasını gözden uzak tutmadan basılı ve görüntülü iletişim araçlarındaki görüntü ve yorumlarını bir kenara bırakıp edebiyat eserlerine nasıl yansıdığını görmek ve göstermek edebiyat bilimcinin işidir. Edebiyat bilimci, sosyologun, sosyal psikologun, tarihçinin ve siyaset bilimcinin peşine düştüğü meraklardan birçoğunun cev
Seçme Atasözleri ve Eleştirmeli Açıklamaları adlı bu eserde, yayımlanan benzerlerinden farklı olarak, bir atasözünün anlamından hareketle bir metin yazmaya, ele alınan atasözünün anlamına dayanan düşünceler üretmeye ve bu düşüncelerin olumlu olumsuz yönleriyle eleştirmeye Özen gösterilmiştir. Bu çalışmada anlamı kapalı ve çelişik olan 213 seçme atasözü seçilmiş ve bunlar yerleşmiş kanılardan, kalıplaşmış algılamalardan farklı boyutlarda değerlendirilmeye gayret edilmiştir. Bu kitapta atasözlerden hareketle
Tükendi
Şiir ve roman alanında olduğu gibi tiyatro edebiyatı için de önemli eserler veren Yahya Akengin'in, iki ciltte yer alan altı oyunu da kendi değer dünyamızın ürünlerindendir. Akengin'in yıllarca ders kitaplarında okutulan tiyatro eserleri, ülkemizin hemen her yöresinde de sahnelenmektedir. Tiyatro eseri metinlerinin temininde yaşanan zorlukları gözlemleyen Akçağ Yayınevi, bu eserleri yayınlamakla eğitim öğretim kurumlarımız ve bölgesel tiyatro faaliyetleri için de bir katkı sunduğuna inanmaktadır. Ayrıca
Tükendi
Anonim halk edebiyatı türlerinden biri olan bilmecelerle ilgili olarak, bugüne kadar pek çok çalışma yapılmıştır. Bilmecelerin çeşitli yönleriyle ele alındığı bu çalışmalarda birçok metin de yer almıştır. Bu kitapta ise şimdiye kadar ihmal edilen bir konu olan bilmecelerin şiirle ilişkisi ve şiirsel yapısı işlenmiştir. Bilmecelerin imge, metafor, metonimi, benzetme, karşıtlık, kişileştirme, cinas, sapma ve ahenk unsurları bakımından incelendiği çalışmada; bilmeceyle ilgili genel bilgilere ve türün tarihçesi
Günümüz folklor çalışmaları, gelmiş olduğu yer itibariyle, kültür bilimlerinin diğer disiplinleriyle pek çok noktada kesişerek disiplinler arası bir çerçeveye oturma eğilimindedir. Keza disiplinler arasılık, kültür bilimlerinin bütünsahalarında üretici ve açıklayıcı bir yaklaşım olarak dünya akademik çevrelerinde itibarlı bir konuma karalı adımlarla ilerlemektedir. Bu çalışmada öncelikle sözlü tarih-folklor ilişkisi üzerinde kurumsal birtakım analizler yapılmış, daha sonra Hazar ötesinden Türkiye sahasına b
Tükendi
Şehri ve Güli, klasik Fars edebiyatının önemli şairlerinin edebi meclislerde anlamı üzerinde tartışılmış, nazım sebebi sohbetlere konu olmuş beyitlerini Türkçe açıklayan, bazı beyitleri hikayeleriyle izah eden bir eserdir. Buhara, Şiraz, İstanbul ve Zigetvar'da bulunmuş Taşkentli bir seyyah ve iyi bir derlemeci olan Mirek Muhammed'in bu eseri, Osmanlı edebi muhitlerine esin kaynağı olmuş Türk ve Fars kökenli şairlerden derlediği beyitlerle ve bunların Türkçe izahlarıyla, Horasan'dan Balkanlara uzanan geniş
Her toplum, siyasal, sosyal ve ekonomik şartların tarihe yön veren büyük şahsiyetlerin belirlediği değişim ve dönüşümlerle yaşayıp gidiyor. Bu değişim ve dönüşümlerin resmi belgelere yansımasını gözden uzak tutmadan basılı ve görüntülü iletişim araçlarındaki görüntü ve yorumlarını bir kenara bırakıp edebiyat eserlerine nasıl yansıdığını görmek ve göstermek edebiyat bilimcinin işidir. Edebiyat bilimci, sosyologun, sosyal psikologun, tarihçinin ve siyaset bilimcinin peşine düştüğü meraklardan birçoğunun cev
Tükendi
Bu eser, araştırmacı-yazar Abdullah Satoğlu'nun, edebiyat dünyamızın, özellikle son elli yılında, gök kubbemizde "hoş sedâ" bırakan bir kısım şair ve yazarlarımıza dair, çeşitli vesilelerle kaleme aldığı makaleleri içermektedir. Edebiyat çevreleriyle, eğitim ve öğretim alanında geniş şöhrete ulaşan bu şahsiyetlerin birçoğu, bugün halen devlet kademelerinde ve çeşitli kuruluşların başında görev alan yetenekli bir neslin yetişmesinde son derece etkili olmuşlardır. Satoğlu, 2004'te yayınlanan "Edebiyat Dünyamı
"Dinî, inandırıcı, kısa ve nesir şeklindeki halk anlatmaları" olarak tanımlayabileceğimiz efsaneleri, diğer halk anlatılarından [masal, fıkra, halk hikâyesi) dinî ve inandırıcı olma özellikleriyle kolaylıkla ayırabiliriz. Bu arada pek çok efsane araştırıcısının "dinî efsaneler" başlığı altında değerlendirdiği velîlere bağlı anlatmalara da menkıbe denildiğini hatırlatmalıyız. Bu kitapta; efsane kavramı hakkında bilgi verildikten sonra konuyla ilgili yapılan çalışmalar bir sistem dâhilinde okuyucuya sunulmuş
Tükendi
Rus araştırıcı Viladimir Propp, Dilbilim, Edebiyat ve Edebi Tenkit, Göstergebilim, Etnografya, Halkbilimi gibi alanlarda öncelikli olmak üzere Sosyal Bilimlerde, metin tahlili alanında 20. yüzyıl başlarında yeni ve orjinal bir yaklaşım olan yapısalcılığın öncüsü ve kurucularındandır. 20. yüzyılın son kırk yılında 5. Propp'un metodu geliştirilerek sosyal bilimleri anlamakta, sınıflandırmakta ve tehlil etmekte yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Sosyal Bilim araştırmalarında yeni bir yaklaşımın ve anlayışın ge
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında şair, romancı, eleştirmen, senaryo yazarı, gazeteci ve fikir adamı olarak ün yapan Attilâ İlhan; 1941'de fiilen başladığı edebiyat hayatını ölüm tarihi olan 11 Ekim 2005'e kadar sürdürmüştür. Çocukluk yıllarında kaleme aldıklarını saymazsak, 64 yıl şiir, roman, makale, eleştiri, düşünce yazısı, senaryo, hikâye kaleme aldı. Kalemini hiç bırakmadı. Türk okuyucusu da, özellikle son yıllarda Attila İlhan'ı tanıdı ve sevdi. Çok yönlü bir yazar ve düşünce adamı olan Attilâ İlha
Günümüzde çağdaş insanı, materyalizmin ivme kazanmasıyla seküler güçler tarafından kuşatılmışlık içinde bulunmakta, varlığının gereği olan insanî boyutları ve metafiziği yeterince tecrübe edememenin sıkıntılarını hissetmektedir. İnsanda anlamsızlık duygusuna sebep olan bu durum, onu anlam arayışına itmektedir. Hayatın anlamını dinde bulan birey, onu çeşitli biçim ve boyutlarda yaşar. Bu süreçte bazı insanlar, derûnî dinsel yaşayış diye ifade edilen tasavvufi hayatı tercih eder. Tasavvuf aracılığıyla içselle
Tükendi
Birkaç kaynağa başvurduğunda bile, bazı halkbilim araştırmacıları, halk edebiyatı uzmanları, psikolog, psikiyatrist ve eğitimciler atasözlerinin psikoloji bilimi açısından incelenmesinde faydalar sağlayacağını işaret ettikleri görülür. Benzeri düşüncelerden faydalanılarak Türk atasözlerinin farklı ve ilim perspektif ölçüleriyle incelenmesi, değerlendirilmesi, yorumlanmasının kültürel yönden yeni bulgular kazandırabileceği bu araştırmada ortaya konmaya çalışılmıştır.
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 900-920 / Aktif Sayfa : 46