Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Gül Özmetin, Rizenin Fındıklı İlçesinde doğdu. İlkokulu Ankarada, ortaokul ve liseyi İzmirde tamamladı. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümünü bitirerek, bir süre Anaokulu Öğretmenliği yaptı. Daha sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi, AÖF / İktisat bölümünü bitirdi. Çalışma hayatı İzmirde devam etti. Şu an Marmariste üyesi olduğu bir siyasi partinin Belde Örgütü Yönetiminde yer alıyor. Gül Özmetin şöyle diyor: Kâğıt ve kalemle dostluğum çocukluğumda başladı ve sanırım ölene kadar bu dostluk hiç bitmeyecek Haya
Tükendi
Nail Uyar, bundan önceki öykü kitaplarında, Anadolunun farklı coğrafyalarında yaşayan insanların aşklarını, acılarını, sevinçlerini, umutlarını, umutsuzluklarını ve ölüm karşısındaki çaresizliklerini seçkin bir sanat yetkinliğiyle dile getirmişti. Bu kez Egedeki insanların yaşamlarını anlatıyor öykü tekniğiyle ve kendine özgü üslubuyla. Kitaptaki Ayferle İzzet adlı öyküde, 12 Eylül 1980 darbesinin arifesinde başlayan ve sonrasında gelişen sıra dışı bir aşk öyküsü konu ediliyor. Şenol Yazıcı, MaviADA dergis
Tükendi
Susmanın gizemi hem olumluluk hem de olumsuzluk barındırabilir. İnsanın salt kendine yalan söyleyemeyeceğini düşündüğümüzde, Bir Zamanlar Ağaçtım anlatısında Ferdi Tayfurun bu yalansızlığı kimi öfkeyle, kimi hüzünlü bir gülümsemeyle yaşadığını düşünüyoruz. Kendi dünyasıyla doğayı birleştirip, doğru ve yanlışların altını çizerek akan, yüreğe işleyen bir çalışmaya imza attığını söyleyebiliriz. Zamanı yenen sanat her zaman yaşamalı. Çünkü akıp giden zamanı tek durduran gücün sanat olduğu, insanın var oluşundan
Tükendi
Erdinç Gültekin 1980 Diyarbakır Çüngüş doğumlu. Yaşamını İzmir Karşıyakada sürdürmektedir. Benim Kâbuslarım yazarın ikinci öykü kitabıdır. Dünyanın Saçları ve Sisli Sevgi adlı iki şiir/aforizma kitabı daha vardır. Benim Kâbuslarım, kanımca salt yazarın kâbusları değildir. Bu karabasanlar, yükselmenin yolunun hainlikten geçtiği, talanın sinsiliğini yitirdiği, namusun üzerine beton döken sonradan görme güç sarhoşlarının halkın sırtından pişkince geçindiği ve en acısı çürümenin, basitliğin, duyarsızlığın;
Tükendi
Umut ettiğim yaşamdan Bilgiyle kurduğum denge Gözlerimi getirdiğim özden Belleğin eksiksiz soyağacı Düşümle zamanın adsız bağı Algıların gizemli ritmi.
Tükendi
Hülle, erkeğin eşine boşsun deyip, nikâhlı olan eşinin nikâhsız sayılmasıdır. Erkek, boşsun dediği eşine tekrar nikâhına almak isterse, boşamış olduğu eşini bir başka erkekle hülle nikâhı yapması sonucu, onların karı koca hayatı yaşadıktan sonra birinci eşinin kadınla nikâh tazelemesidir. İslam dini akıl ve mantık dinidir. Buna rağmen akıl ve mantık dışı olan Hülle nikâhı, İslam toplumunda nasıl olabilir diye düşünmemek elde değildir. İslam öncesi eski toplumlara has olan Hülle nikâhı, İslamın doğuşuyla Hz.
Tükendi
giderim düşer yollara gecenin içinden gidişlerim kaçak gülüşüme saklıyorum seni ardımda ellerinin küsen sıcağı pencerendeki mahzun bakışına dalıyorum yine zımpara kâğıtları elinde siliyorsun kalın çizgilerimi laciverde kesiyor gece öfke alıyor sabahım yaralı gidişlerinden alıyorum sesini kalkıyorum yerimden incinmişsin dünya böyle en yakın gittiğin yerden dönersin en yakın bildiğinden uzak içine düştüğün kedere gülersin bir elin kalbime gider diğeri içinin sızısına kalsın bu dört duvar ara
Tükendi
Üşürken ellerim, kilit vurdum üstüne rüzgâların sen dağların küskün ceylanı kaç mevsimle tanıştın, bozkır kaçamaklarında süslendim bulut giyislerinden şimdi, budanmış bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında acemiyim bilmiyorum çiçek açmayı bir martı havalanıyor Boğazın üstünde kanatlarına mühür vurdum yas tutmuş ayrılıklar gibi unutulmuşum hangi gençliğimi yaşasam da kurtulsam şu yürek masallarımın kızgın alevinden. *** Gözlerindi uçtuğu martının kanatlarında Yeşil ve mavinin seviştiği bir kıyıda Sahilde öpüş
Tükendi
Ölü zamanı yeniden yaşatan bir romandır Zamanın Tanığı. Zamanın dünü-bugünü, yarının kavramı ve yaşanmışı vardı ve var olacaktı. Zamanın dünü geçmişte kalan olaylardı. Dün büyük bir savaş yaşadık (Irak-İran Savaşı). Bu savaş bir destan olarak bizi alıp götürdü. Birçok cana mal oldu. İster savaş cephelerinde, isterse savaş gölgesinde kalan şehirlerde, özellikle de Kerkük şehrinde. İşkence sehpaları kuruldu hem de zalimce. Birçok babayiğit darağacında asıldı. Ama dün bütün karanlığıyla dünde kaldı. Bugün zama
Tükendi
Veysel Boğatepe, ilk mizah denemesi Akıl Tamircisiyle, günümüz toplumu üzerinde yaratılan derin psikolojik arızalara, hoşgörüsüzlüğe, sevgisizliğe, cehalet ve kör böbürlenmelere, daha ötesinde afazik (lisan bozukluğu)na göndermelerde bulunuyor. Bu kitapta, tek cümlede iki slogan üreterek farklı bir mizah anlayışıyla, bildiğimiz atasözlerine ve deyimlere de nanik yapıyor. Duyguları sentetikleşerek biyonik bir figüre dönüşen toplumun neden mutsuz, umutsuz, anlaşılmaz, küfürbaz bir hale geldiği sorusuna ise y
Tükendi
BİR BAŞKA EYLÜL Mehmet Ataman, 1957 yılında Çaykarada doğdu. Ülkemizin geğişik il ve ilçelerinde eğitim yöneticiliği ve öğretmenlik yaptı. 2006 yılında emekli oldu. Halen özel bir dersanede mesleğine devam ediyor. Evli ve iki çocuk babasıdır. Daha önce Dalgalı Beyazlıklar, Sıcak Yağmurlar ve Yorgun Ufuklar adlı şiir kitapları yayımlandı. Eylül Alevleri, Şairin dördüncü kitabıdır. Eylül ateşlerine düştü imgeler Sevgiler alev alev! Umutlar asırlar ötesine; Sanık sandalyesinde fikirler. Eylül ateşlerine
Tükendi
Müşerref Kaya, 1965 yılında Giresunda doğdu. Serbest muhasebeci olarak çalışıyor. Şiirleri Öküz ve Çınar (Giresun) dergilerinde yer aldı. İlk Şiir kitabı Nisan 2011de, Defterimde Acı Sesleri adıyla yayımlandı. Dünyanın Ortası Issızlık ikinci kitabıdır. SÖZCÜKLER Sözcükler en yalın resmidir Yıllar öncesindeki yaşamların Zaman hiçliklerle derlenir usta Bir başka gitmekti bizimki Yürekten uçmak aklımızla. Hayat sözsüz bir yokuşta Savrulur yapraklar yağmurun rüzgârında Derman ellerindir kimsesizlikte Deniz
Tükendi
Avesta´nın Türkçeye çevrilen bu bölümlerini ilk defa, Pehlevi dilinden İsveççeye Nathan Söderblom, 1908´de çevirdi. Avesta, İ.Ö. 1500-1000 yılları arasında yaşamış olan ilk Arya din kurucusu Zerdüşt´ün kutsal kitabının adıdır. Sözcük anlamı "temel, açıklayıcı bilgi" olan bu metinler 12 bin öküz derisi üzerine yazılmıştı. Büyük İskender, eski adıyla Arya ülkesi olan, daha sonra Eran, şimdilerde de İran olan toprakları ele geçirmek için başlattığı savaşta söz konusu metinlerin 17 cilt tutacak kadarını yakmış
Tükendi
Okuyacağınız 82 şiir, 2010-2011 yılları arasında yani, dünyada emperyalist saldırıların zirvelere çıktığı, ülkelerin yoksulluğa ve parçalanmaya itildiği, dünya sokaklarında, meydanlarında, fabrikalarda mitinglerin yürüyüş ve grevlerin çığlık çığlığa olduğu yıllarda yazıldı... Devrim örülürken, kıtaların uzaklığını silerek yüreklerde yanan ateşle, aşkla ve yıllarca biriken kin ve isyanla yazıldı. Çürüyen küresel emperyalizmin saldırılarına, direnerek onurla karşı duran dünyanın her köşesinde yüreği atarak
Tükendi
Kör bir dil ve sağır bir yazı ile işlenmiş kurgular, daha doğrusu hiyografik öğelerle imlenmiş. Efendisiz, buyuranların parlak görsel şöleni ve sığıntı olanların gölge izdüşümlerinin yaşandığı bir hakikat coğrafyası ve düşlerin gerçekliğine inananlara bir davet.
Tükendi
Yürürüm ufak,ufak Zaten yürürdüm ben ufak ufak Ne varsa dünden bugüne Hepsi içimde un ufak Yorgunum nefes nefes Yorgunum dizlerim çökecek Ecel beni es geçmeyecek Yorgunum bedenim düşecek Bugün toprağa düş ektim Filizlenecek umut verdim Prangaları düştü ayaklarımın Çizgileri uçuştu karalarımın Kimbilir belki şimdi Ruhum bedenimden ayrılacak İşte o zaman Sevdiklerim beni anacak.
Tükendi
Seher Duman, 27 Mart 1962de Tarsusta, babasının öğretmenlik yaptığı bir köyde doğdu. Liseye kadar okuduğu öğrenim yaşamı Tarsusta geçti. 1994te İstanbula gelmesiyle, yazın hayatının içinde etkin olarak bulunmaya başladı. Yayımlanmış otobiyografik bir romanı (Hayatın Hamm Hali) bulunmaktadır. Bunun yanı sıra birçok yazın dergisinde şiirleri, öyküleri ve şiir üzerine kuramsal çalışmaları yayımlanmıştır, yayımlanmaktadır. Karanlıkta Yazabiliyorum Anne Seher Dumanın ilk şiir kitabıdır. yine de uyanıyor her sab
Tükendi
Necmettin Bayraktar, 1952 yılında Irakın Kerkük şehninde doğdu. İlk, orta, lise ve üniversiteyi Irakta bitirdi. 2010da Açık Arap Academy, Hukuk Fakültesinden Mastır Aldı. Şimdi Danimarkanın Arhus şehrinde yaşıyor. Öykü, şiir ve araştırma yazıları Irakta Kültür ve Sanat, Kardeşlik, Şafak ve Sümer dergilerinde; Türkiyede Kardaşlık, Türkmen Bohçası, Aykrısanat, Güncel Sanat, Berfin Bahar, Kıyı ve Kardeş Kalemler dergilerinde yayımlanıyor. Necmettin Bayraktarın Hakikat ve Gerçeklik Arasındaki Kerkük adlı kitab
Tükendi
Dilimizde yaygın olarak mizah olarak bilinen gülmece, edebiyat türü olarak insanlık tarihinin en eski ürünlerindendir. Eğlence ve hoşgörünün toplamı olarak belirlenebilecek olan gülmece, yaşamda yenik düşen ezilen insanların üstünlük elde etme için kullandıkları bir silah olarak yaşamdaki çatışmaların ve çelişmelerin bir ürünüdür. Yaşamdaki iyi-kötü savaşında kötü egemendir, eğlencede ise iyinin egemenliği görülür. Toplumsal sevinç, bir çeşit özgürlüktür ve bu özgürlük, toplumsal coşkuyla birlikte kutlanır.
Tükendi
aksak yatakların başucunda tablaya söndürülen çocukluk aşklarının masumiyetidir örselenmemiş hasreti anlatır gece kuşu bir duvar ötedeki şehrin kopuk meme ucu çaresiz ağıtları kör bir alışkanlıkla emzirir durur en mahmur haliyle küllenmiş hatıralar daima yastık altına saklanmak ister yine de bir kör bıçak gelir soyar bu üflemeleri savrulan külleri tavandaki deliğe girer ve şeklen ahtapot sevişmelerine döner bitip giden aşkların ardından yazılan bütün şiirler
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 101 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2