Çağdaş Amerikan Şiiri Antolojisinde yirminci yüzyıl Amerikan şiirinin başlıca akımlarını ve en seçkin ustalarını bulacaksınız. 1874 doğumlu Robert Frosttan başlayarak Wallace Stevens, William Carlos, Ezra Pound gibi yenilikçi şiirin önde gelen temsilcilerinin yanı sıra İkinci Dünya Savaşından sonra üne kavuşan Theodore Roethke, John Berryman, Robert Lowell, Beat Kuşağının sözcülerinden Ferlinghetti ve Ginsberg gibi bir sonraki kuşağın en başarılı şairleri bu antolojide yaratıcı kişiliklerini yansı

Ağrıyan yerini tutar ya âdemoğlu, Sen özlem diye elini götürünce Yazıya, yazdığının, Sözcük anlamının ötesinde, Yüreğini sıkan duyguyu tutmak İsterdim ellerimle. Gayri ihtiyari elim göğsümde Okuyorum yazdıklarını.

es geçilmez sözler aşk derin darbelerle gelir karışır gövdelerin şarkısına... es geçilmez sözlerdi ! gece kremleri losyonlar pudra... gövdeler erir şarkılar kalır kalırsa !.. ben ve kadın ve yaşlı kaplumbağa bakıştık ağız ağıza çok yaşadı sevişti çokça çekildi kabuğuna kadınsa saydam, sinsi bir medüz gibi çoğala çoğala akıyordu kumsala aşk, dedim, ilkel bir kanıtlama kış geliyor uyanmayız belki bir daha şarkıları kim söyler gövdeler olmadıkça ah, dil ! omurgasız yumuşakça !..

Margaret Atwood, mitolojinin tüm vahşiliğini günümüze taşıyorSessiz bir Mata Hari o, bir kundakçı gibi düzenli ve çok temiz bir dünyanın karşısına dikilen gizemli vahşi figür. -Michael Ondaatje, The Canadian Forum Daha önceki yapıtlarında hiçbir şey, beni bu kitaptaki heyecan ve gerilim kadar etkilemedi İçerilerimize doğru bir yolculuğa çıkıyor, düş ve hayal dünyamızın karanlığına inerek kendi girdabımıza dalıyoruz. -A.J. M. Smith, Anthology Halka Oyunu, ince/derin şiirleri bir araya getire

... gözleri gözlerime teslim teni tenime dudaklarından dudaklarıma bitmez bir ezgi aktı gelmedi konuşmaya hiç sıra. dokunduğunda gecenin koruna izinsiz sızan gün ışığı, anı kaldı ayıplarımızın adı. bozdu şarabın tılsımını. ...

Ali Haydar Çaktanın şiirleri, günümüz şiirinde eksik olan bir şeyi, duyguyu barındırıyor. Onun şiirlerini okumak, pencerenin önünden geçen çocukları seyretmek kadar güzel benim için. Yürüdükçe geçmişlerini kaybeden ve belki de büyüyünce şair olacak çocukları Yaşandıkça bedeli ödenen gönül üzgünlüğünü kutsamak ve sonra iyi ki yaşadım dercesine oturup onları bir kitabın coğrafyasına serpiştirmek, ancak vefalı bir şairin işi olabilir. Belleğimize giden yolda onun her bir şiiri bir levhadır artık. Bu yüzd

Ellerimde kuytu kokular Ağzımda kocaman leke Aşk ve köz Su ile söz Beraber olamadı Hiçbir yerde

Günümüz şairlerinden tam umudu kesecekken onların diktatörlükler, çirkinlikler karşısına dünden daha kahraman dikildiğini görürüm. Vururlar böğrüne böğrüne güllerden beter sözlerini. Elimdeki bu ilk kitap Şehrinizde Kalamam beni sardıkça sardı. Bir okudum döndüm bir daha okudum. ben ölürüm çağımdan utanarak/ ve ekliyor öyle ucuz ki insan yaşamı Arzu K. Ayçiçek klişeye selam vermiyor. Onun kendi dizeleri var, kendi sesi var. Sesi arada günümüz şairlerinin sesine karışıyorsa bu da koro ger

Nisan Serap, hayatı ıskalamadan sadece şiir olana iltica etmiş, aşk nefesi taşıyor kalbinde. Aşk içkisini üfleyerek içtiğindendir ruhunun inceliği. Şiire fazla aşina ve şiirin özel bir dil ve her yerde bulunmaz bir nimet olduğunu çoktan kavramış. "İçinin gizleri bir imge gibi dökülüyor ışığın alnına". Düşlerinde cömert, bir kış güvercini gibi ürkek, her şiiriyle sıvası dökülmüş dünyamıza bir yaprak daha düşürüyor. "Firari uykuların mülteci rüyalarını" taşımak zor iştir. "Bir serçenin gözyaşıyla yas demlemek

BİR SENİNLE OLDUĞUM ZAMANLARDABir seninle olduğum zamanlardaZaman durduMekân büyüdüSevgi çoğaldı.Bir seninle olduğum zamanlardaŞarap abu hayat suyuEkmek nimetimSu akar çağlayan olur.Bir seninle olduğum zamanlardaYaşam sevincimHeyecanım artarÖmrüm uzadıkça, uzarDurduk yere şiirler yazdırırsın.Bir seninle olduğum zamanlardaKuşlar şarkılar söylerAğaçlar yeşerirDenizler dalgalanır, aysbergler erirGökler gürler, şimşekler çakarRüzgâr türkülerini çığrıştırır,Bir seninle olduğum zamanlarda

Almula Merter’in, kişisel gelişim ve yaşam serisinin ilk kitabı; Yaşam ve İlişki Cadısı. Kitapta, NLP, Masaj, Kamasutra, Meditasyon,EFT, Reiki konularında çok kapsamlı bilgilerle birlikte yaşamdan gerçek öyküler yer alıyor. Almula Merter’in yaşamın süzgecinden geçen deneyimleri, anıları ve öğretileri kitaba ayrı bir renk katıyor. Çeviri olmayıp tamamen bizden bir yaşam öğreti başucu kitabı. Keyifle okuyacak, elinizden düşüremeyeceksiniz.

Gerçekler daima karşında durur. Onun için diyoruz ki; doğaya yakın olan insanlar, gerçeklere daha yakın oluyorlar. Doğanın kanunları belli; yerçekimi kanunu belli, suyun kaldırma gücünün kanunu belli, sevme kanunu belli... Sev beni, seveyim seni... Sevmeden, çalışmadan ürünü arttırmak imkânsızdır. Yaşam kanunları da böyle değil midir? İmece usulü ile yardımlaşarak işler yapıldığı için hem insanın içine siner, hem de ürün bereketli olur. Sevgi ile yapılan işlerde insan yorgunluk da duymaz, zevk alır. Onun iç

2009 Kanunların yılı olacak!Hükümetlere, örf ve adetler saygı, köklere dönüş.Kader haklının hakkını verecek, hakka tecavüz etmiş olan cezasını çekecekBu yıl hataya yer yokDepremler, çatışmalar, iç savaşlarÜç güneş ve ay tutulması neleri tetikleyecek?...

Orada, yukarıda. O, çok uzak yerde. Yıldızlar, bulutlarında gerisinde, tanrıyı hayal ettiğimiz yerdeydi. Bulutların arkasında yıldızların asılı durması, onları görmesem de var olduklarını bilmek bana huzur veriyordu. Elbiselerimi çıkartmadan yatağa girdim. Yorganı vücuduma doğru çektiğimde yorgana sinen tenimin kokusu bana yabancı geldi. Tıpkı sesim ve pencereye yansıyan yüzüm gibi. İnsanın kendi sesi kendisine yabancı geliyordu, kokusunu ise alamıyordu. Çoğu zaman içimde olanları, aklımdan geçebilecekleri

…Yeşerebilmek için, her mevsim güz güneşlerine gereksinimi olan bir kuşağın coğrafyasını soludum. Mevsimi dar bir hayatın tarihinde. emeği,sevgiyi,vefayı özlü insan varlığının temeli şiiri de onun dili ve bili

Pervadanın ilk basımından bu yana onsekiz yıl geçti. O benim yazı dünyasına ültimatomumdur. Yankı da buldu. Benim gelenekle bağım bu kitaptır. Temastan sonra geleneği yıkma kararındaydım. Kendimce ama kendimce yaptım bunu deneysele kanat vurdum. Döndüm geleneğe, orada Yahya Kemal var, beni korur. Arkasında Şeyh Galip var, o da onu korur. Fuzuli hepimizi korur. Benim amacım lisanı imha etmek, başardım da, üstelik fark edilir. Serdar dili yıkıyor derler, önce kırmak gerek. Dil mutabakattır, onunla severiz,

Emekli albay Cemal Borandağ edebiyatın çeşitli dallarında verdiği ürünlerden sonra şimdi de bir seçkiyle çalışmalarını okurlara sunuyor. Çok değişik bir çalışma olan Mehmetçik, Mehmetçik, Milli Marşlar, Milli Şiirler ve Destanlar, Sevda Şiirleri ve Türküler ve Her Birimiz Atatürküz, bölümlerinden oluşuyor. İlk kez hazırlanan böyle bir seçki tüm Cumhuriyet ve Atatürk arşivcilerinin raflarında yer alacak önem ve içerikte.

Her şey, her şey netameli ve sarhoş Bir kösnümüşlükle bakıyor yüzüme Dinliyorum, kara, ılık bir ırmak gibi akan Hayatın içinde hayasızca haykıran Hezeyanlı insanların sesleri arasında kaybolan Bir şehrin şarkısını dinliyorum. Bu eskimiş ve kösnül yüzden teğet geçen Ey! Gök, dalları güller dolu Aklı dinamitleyen ince bir sızıdır Bu şehirden yaşama çıkılır mı!