Hayatının İslâma ait döneminde denge unsuru olmuş ve her zaman, taşımış olduğu vazifeleri yapmaya çalışmıştır. Özellikle Medinenin İslâmlaşması sürecinde ortaya koymuş olduğu yaklaşım tarzı, Medine şehrinin savaşmadan fethedilmesini sağlamış ve bu anlamda büyük bir başarı gerçekleştirmiştir.
Medinenin homojen bir yapıda olmayışı ve buna ek olarak Evs ile Hazrecin birbirleriyle kavgalı olması gibi o döneme ait sosyal problemler, ancak çok iyi bir strateji geliştirmekle halledilebilirdi ki, bu da iyi bir şahsiyet ve ahlaka sahip olan birisi ile mümkün olabilirdi. Musab b. Umeyr de bu görevlere layık özellikleri barındırmaktaydı.
O, ince ve nazik bir kişiliğe sahipti. İnsanları incitmeden konuşur ve onlar onun bu tutumundan memnun olarak ayrılırlardı. En sert ve kaba insanlar bile onunla konuştuktan sonra yumuşar ve onun anlattıklarından etkilenirlerdi. Nazik ve kibar yapısının yanında o, katılmış olduğu savaşlarda Allah Resûlünü koruma ve İslâmı yaşatma adına göstermiş olduğu kahramanlıklarla da bilinirdi. Özellikle katıldığı savaşlarda İslâm sancağını taşıması ve ustalıkla kılıç kullanması, onun bir başka yönünü teşkil etmektedir.