Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 976-992 / Aktif Sayfa : 62
Yaşam her zaman umut, sevinç ve kederle doludur. Umut ve sevinçlerinizi her zaman canlı tutmak ve sevdiklerinizle paylaşmak gerekir. Zaten kısa bir hayatımızın olduğu bir gerçek. Duygu, sevinç ve umutlarımızı canlı tutmazsak yaşamdan da kopmuş oluruz. Birbirimizle sıkı ve canlı bir şekilde el ele tutuşup renkli bir dünya yaratalım.
Tükendi
Hamileysen sokakta dolaşma, denildi. Şortla minibüse binme, denildi. Üç çocuk doğur, denildi. Tecavüze uğruyorsan da bu senin suçun, denildi. Kadın hep zorlandı, hep üzüldü, hep yoruldu ama hiç anlaşılmaya çalışılmadı. İşte bu yüzden Kıvrımsız Kadınlar... Kadının varlığına dayanamayıp onu ağzından düşürmeyenler için... Kadını, erkeğe bağımlı bir varlık olarak düşünenler için... Kadınlara diz çöktürüp, ayaklar altına almak isteyenler için... Havva Lakutoğlu'ndan, kadına, kadınlığa dair denemeler...
Immer müssen Millionen müßige Weltstunden verrinnen, ehe eine wahrhaft historische, eine Sternstunde der Menschheit, in Erscheinung tritt. Sternstunden der Menschheit ist eine Sammlung von zuletzt 14 historischen Miniaturen, verfasst von Stefan Zweig, die von historischen Begebenheiten erzählen, deren Auswirkungen die Geschichte der Menschheit verändert haben.
Tükendi
"Birbirlerinin ilk aşkı değillerdi belki, ama her aşk bir ilkti..." Turgut ile Tomris... Türk edebiyatına unutulmaz eserler kazandıran, yazmaya tutkuyla bağlı, iki önemli isim... Onların derin ve sarsıcı ilişkileri... Şiire dair mektuplaşmalarla başlayıp, şiire dönüşen bir aşk hikayesi... Ve bu hikayenin kahramanları, şiir gibi aşkların yeryüzünü terk ettiği bir zamanda, elimizden tutup, bizi bir göğe bakma durağına götürmüşler gibi... Kim bilir? 'Aşk'ı yeniden hatırlarız belki...
"Gidiyorlar, ağıt yakalım arkalarından. Çünkü gitmek var, dönmek yok. Bağırlarına basmışlar çocuklarını ve dişlerini sıka­rak. Yağmura, kara, dipçiklere ve saat kulelerine aldırmayarak. Tel örgüleri yarıp duvara tırmana­rak. Bozbulanık, coşkun bir nehrin kederli köpüğü gibi. Aniden havalanan sığırcık sürüsü gibi... O kadar kalabalık ve kocamanlar ki kimse görmüyor onları. Bakıyorlar ama görmüyorlar. Ne televizyonlar ne uydular ne çocuk mamaları ne don ne gömlek. Onlar o çocuğun peşindeler, hani güzel fotoğr
Ünlü mütefekkir ve mutasavvıf Sadi, 1292 yılında doğduğu şehir olan Şiraz'da gözlerini hayata yumarken onun çok sevdiği papağanını da bir daha gören olmadı; zira o da Sadi gibi göğe yükselmiş, cennetteki Tûbâ ağacının dalını kendine yurt bilmişti. Orada, ustasının tasavvufî idealizmini, didaktik öğretilerini, lirik şiir ve ibretli öykücüklerini -hemcinsleri vasıtasıyla- dünyadakilere ustası Şirazî'nin dilinden anlatmayı sorumluluk bildi. Zira bu kitap; yolcuya rehber, âşığa amber, hak arayana doğru yol olu
Tükendi
Yazmanın tadı müthiş. Kafanın içinde dolaşan binlerce, milyonlarca fikrin, duygunun damıtılarak bir kâğıda dökülmesi harika bir duygu, sadece kendin okusan bile; sadece kendine sakladığın tek bir dörtlük bile heyecan verici ve kışkırtıcı, hayata tutunmanı sağlayan bir bağ, bir yaşama sevinci... Kendimi bildim bileli yazmak istedim, özel bir şey değil ha, sadece yazmak. Şiir, hikâye, masal, öykü, skeç, gazete kenarı akrostişi, aklıma gelen her şeyi yazmak istedim. Montaigne'ninDenemeler'ine öykünüp nedense!
Elinizde tuttuğunuz veya okumaya niyetlendiğiniz bu eser, benim çeşitli internet mecralarında yazdığım politika yazılarını içermektedir. Bu bağlamda eserde yer alan metinlerin, "güncel" olmadığını hemen başında belirtmek isterim. 3 Kasım 2002 tarihi, ülkemiz açısından bir dönemeçtir. Siyasal sistemimiz, bu tarihe kadar istikrardan ve güven ortamından uzak bir şekilde var olduğundan, toplumun siyasete mesafeli duruşu ya da en kestirmeden söylemek gerekirse "apolitik" bir toplum yapısının, ülkemizdeki siyaset
Tükendi
Tabletlerin, akıllı telefonların olmadığı 90'lar... Belki de çocukların "çocuk"olduğu, "çocuk gibi" oynadığı son yıllar... Küçükçekmece'nin küçük bir mahallesinde kendisine idol olarak gördüğü "mahallenin reyisi" İsmet'in gözüne, dahası çetesine girmek için bin bir takla atan Selçuk'un, bu uğurda iki arkadaşıyla birlikte çete kurup mahallenin altını üstüne getirmesinin mizah dolu hikâyesi... Kardeş Payı, Düğün Dernek, İşler Güçler, Çalgı Çengi gibi unutulmaz film ve dizilerin senaristi Selçuk Aydemir, 9 yaş
Tükendi
Nach Kafka ihm die eigenen Papiere hinterlassen hatte, fand Max Brod sich vor einem Gewimmel von Heften, Konvoluten und losen Blättern, die doch einige vollendete Stücke enthielten, aber meistens Fragmente, unterbrochene Versuche und halbfertige Entwürfe, und er brachte sie in Ordnung. Im folgenden findet man diese Orientierung von Max Brod und damit einen Blick zu der inneren Welt Kafkas.
Tükendi
Ölmek istiyordum kinimden ama bir yanım hesap sormak istiyor ve teslim etmiyor beni ölüme. Ortamda patlamaya hazır bir bomba taşıyorum sanki. Beynimde dolanan düşünceler hiç de hayra alamet değil.Ayağa kalktım, etrafımdaki çalıları toplayıp Ebru'nun üzerine örttüm ve dönüp yürümeye başladım. Mahmut'un yanına ulaşınca eğilip parmaklarının arasında duran tabancayı aldım. Kafasından sızan kan yerdeki su birikintisine karışmıştı. Çamur, su ve kan. Suyun içine tükürüp doğruldum ve yürümeye devam ettim. İnsanın
Tükendi
Bay Safir, size neden böyle hitap ettiğimi biliyor musunuz? Muhakkak bu satırlara gözleriniz kayacak olsa ilk bunu sorardınız. Tabii bunu bilemiyorum. Adınızı bilmediğim için size böyle hitap ediyorum. İçimde tutuşmakta olan bir merak var. İsminizi bile bilmeden sizi tanımanın, yakınınızda var olup sizinle sohbet etmenin, oturduğunuz koltuğun yanında nefes almanın düşüncesini taşıyorum. Bunu deneyimleyebilmeyi, o parıldadıkça parıldayan safir gözlerinize yakından bakmayı delice istiyorum ve mümkün olabilse
Tükendi
İnsanoğlu mutluluğu hep hor kullanıyormuş. Hep şikâyetçi hep bıkkınmış. Bir gün melekler, mutluluğu saklamaya karar vermişler. Saklayalım, zor bulsunlar; zor buldukları için belki kıymetini bilirler, diyerek başlamışlar tartışmaya, sorun büyükmüş. Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü! Kimisi "Everest'in tepesine saklayalım," kimisi "Atlas Okyanusunun dibine," demiş. Taç Mahal'in kubbesi, Mekke'nin sokakları, Kudüs'ün yolları, bir hastanenin yeni doğan odası, dondurma külahı, caminin avlusu, lale bahçes
Tükendi
Modern hayatın getirisi olan bunalım ve içe kapanıklık günümüzde ailelere de sirayet etmiş ve bunun sonucunda birbirleriyle hiçbir şey paylaşamayan çiftler arasında boşanma oranları oldukça artmıştır. Birbirlerine tahammül edemeyen çiftler, bir zamandan sonra çocuklarının geleceklerini de yok sayarak yıllarca beraber yaşamalarına rağmen birdenbire evliliklerini bitirebiliyorlar. Tüm bunlar özellikle büyük şehirlerde normal karşılansa da, toplumumuz bir bozulma, başka bir ifadeyle bir zihniyet erozyonu yaşam
"Bana göre bir feminist, ‘evet, günümüzde bir toplumsal cinsiyet sorunu var ve onu çözmeliyiz, daha iyisini yapmalıyız' diyen kişidir. Kadın erkek, hepimiz daha iyisini yapmalıyız." Chimamanda Ngozi Adichie, bir gün çocukluk arkadaşından bir mektup aldı. Arkadaşı, kızını feminist olarak yetiştirme konusunda Chimamanda'dan yardım istiyordu. Chimamanda, kendisinin ve hemcinslerinin deneyimlerinden süzüp getirdiği 15 madde sıraladı küçük kız için. Erkek egemen bir dünyada, eşit ve tam bir birey olarak varlığı
‘Sen çok iyi bir insansın.' diye başlayıp, ‘Kusura bakma...' diye biten sevdalar yaşadık hepimiz. Ben oturduğum mahalleyi yakmak için çokça düşünedururken, sen de kim bilir belki de yüreğinde ki yangını söndürmekle meşguldün o sıralar. Uzun lafın kısası her birimizin farklı farklı hikâyeleri var. Bu yüzden bizi en iyi anlayanlar, annesinden terlikle dayak yiyip yine ‘anne' diye bağıran çocuklar oldular. Çünkü onlar ağlarken bile en sevdiklerinden medet umdular. Öyleyse bizde vazgeçmeyelim adamlar, varsın
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 976-992 / Aktif Sayfa : 62