15'ten fazladileçevrilenKüçük Cesur Kalp kitabıyla 1997 yılında UNESCO'dan Çocuk Edebiyatı dalında ödül kazanan yazar Daniella Carmi bu kitabında babası Arap, annesi Yahudi olan 12 yaşındaki Nataşa'nın önyargı ve bağnazlık karşısında hayatı ve insanları küçük masum kalbiyle yorumlamaya çalışmasını kaleme alıyor. Sadece inancı farklı olduğu için suçlanan babasının zorlumahkemesürecindeküçükmasum kalbi çokyorulsa da Nataşaailesininsıcakkollarındaveyuvalarındahuzurbulmaktanvazgeçmiyor
Çarşılar geçilmez oldu yağmurla çamurdan; dağların başı hepten duman, kış ortasında ayılar uyandı uykularından, vay anam da vay aman...
Sitemkâr'ın gözbebeğinden çıkan kıvılcım, Gül'ün şahdamarından geçip kalbinin tam ortasını buldu...
Gül'ün al dudağından uçan tebessüm kuşu Sitemkâr'ın sol yanağındaki gamzesine kanat vurdu...
Diller tutulmuştu.
Sevgilerini birbirlerine söyleyecek bir tek sözcük bulamadılar...
Geçmişin düşleri, kültürümüzün zenginliği halk hikâyeleri edebiyatımızın usta kalemleri tara
Soğuk Kuzeyden Sıcacık Bir Nefes
Çok uzaklardan, soğuk diyarlardan, en kuzeyden bir destan Kalevala, Fin destanı... Sihir, kuvvet ve bilgi ile yola çıkan Väinämöinen'in hikâyesi. Efsaneler bütünü olan Kalevala, doktor Elias Lönnrot tarafından derlenmiş. Karelia bölgesinden olmayanlara okunması yasak olan, neredeyse Fince kadar eski efsaneleri Lönnrot görev yeri olan bu bölgede hastalarıyla arasında güven sağlayarak derlemeyi başarmış. Efsaneler Elias Lönnrot'un onları derlediği 19. yüzyıla kadar özellikl
Günlerden bir gün yeryüzüne inen Tanrıça Nü Va, yeryüzünün güzelliği karşısında şaşkınlığa uğrar. Zamanla yeryüzünde kendisi gibi konuşabilen, düşünebilen, duyguları olan canlıların eksikliğini hisseder. Bir gün, suda kendi yansımasını görür ve gölün kenarından bir miktar balçık alarak kendisine benzeyen figürler yaratır, daha sonra da sihirli nefesiyle onlara üfleyerek ruhlarını verir. Tanrıça Nü Va, böylece tüm dünyayı insanlarla doldurmaya karar verir. Ne var ki, zamanla yeryüzünün çok büyük bir yer oldu
Destanlar, büyük ve olağanüstü toplum ve kahramanlık olaylarını anlatan milli eserlerdir. Uzun yıllar, nesilden nesile sözlü anlatımla bugünlere gelmişlerdir. Şiir şeklinde olduğu gibi, sadece düz yazı veya şiir-düz yazı karışımı şeklinde de anlatıldıkları görülür. Destanlarda, ait olduğu milletin tarihinden, kültüründen ve diğer özelliklerinden izler bulunur.
Türk milleti, destan açısından zengin bir millettir. Çok sayıda destanımız vardır. Dede Korkut, Manas, Köroğlu, Kırk Kız, Alıp Manaş, Ural Batur, Ma
Karacaoğlan, Osmanlının duraklama, kısmen de gerileme döneminde yaşamış en önemli ozanlarımızdan biridir.
Şiirlerinde doğa sevgisinin yanı sıra aşkı ve âşık olmayı da yüceltmiş, kendinden sonra gelen hemen bütün halk ozanlarını etkilemiştir.
Şiirlerinin birçoğu bestelenmiş, günümüze değin özü hiç bozulmadan gelebilmiştir.
Karacaoğlan, yaşadığı yörenin ve o yöredeki in-sanların hemen bütün özelliklerini, gelenek ve göreneklerini, yaşayış biçimlerini şiirlerine yedirmiş, halk deyişlerinin en yalın, en güzel
O bir kuş! O bir uçak! O... Sünger Bob!
Sünger Bob denizanalarıyla uçmayı hayal ediyor ve bu sefer hayalini gerçeğe dönüştürmek için çalışmaya başlıyor. Geçici bir uçma makinesinden talihsiz bir yarasa kostümüne, Sünger Bob´un uçmaya yönelik tüm girişimleri yere çakılıyor. Ta ki kaza eseri süper kahramanlarınkine benzeyen uçuş pantolonunu icat edene dek. Ama Sünger Bob çok geçmeden süper kahraman olmanın hiç de sandığı kadar muhteşem bir şey olmadığını fark ediyor. Yaşamına tekrar sıradan bir ölümlü olarak
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.