Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 33 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Oğuz Kağan Destanı, Bilgin Adalı'nın güzel dilinden, Türklere ait bir yaratılış efsanesi ile yiğitliği ve önderliğiyle ünlü Türk kahramanı Oğuz Kağan'ın destanını içeriyor... Sadece yiğitlik ve cesaretle kahramanlık destanı yaratılamayacağını, adaletin de önemini vurgulayan Adalı'nın yeniden yazdığı bu destanı Mustafa Delioğlu resimledi. Başlangıçta ne yer vardı ne de gök... Yokluğun dört bucağını sonsuz sular kaplardı. Derken insan yaratıldı. İnsanoğlu çoğaldı, kendine yurtlar buldu. Destanlar yazdı.
Birleşik Devletler İç Savaşı sırasında, Maryland Eyaleti'nin göbeğindeki Baltimore kentinde, son derece etkili yeni bir kulüp kuruldu. Gemi sahiplerinden, tüccarlardan ve makinistlerden oluşan bu halktaki askerlik içgüdüsünün ne büyük bir hızla geliştiğini hepimiz biliriz. En sıradan tüccarlar tezgâhlarının üstünden atladıkları gibi, West Point'teki uygulama okullarından geçmeden yüzbaşılığa, albaylığa, generalliğe başlayıverdiler: "Savaş Sanatı"nda kısa sûrede eski kıtadaki meslektaşlarına yetiştiler ve on
İşte size Türk halk edebiyatının en önemli yazılı kaynaklarından biri. İşte size Türk halk edebiyatının en önemli yazılı kaynaklarından biri. Güzel Türkçemizin belki de en değerli, en güçlü ilk yazılı örneği: Dedem Korkut Öyküleri. Bu masalsı öyküler, herkesçe sevilen, sayılan büyük söz ve saz ustası Dedem Korkut?un ağzından, yer yer şiir biçiminde, yer yer konuşma düzeninde anlatılır. Kimliği belirsiz bir büyük ustanın 15. yüzyılda yazıya geçirdiği düşünülen bu destansı öyküler, ancak 19. yüzyılda bulunab
Tükendi
Kahramanımız Hebo, serinin bu ikinci kitabında, gizli sığınağın izini sürmeye devam ederken, dereyle ve doğayla olan ilişkisi de giderek daha sıkı bir hâl almaya başlıyor. Uzaklara, çıplak ayaklarını bastığı toprağa, avuçlarından kayıp giden gümüş rengi balıklara, uçsuz bucaksız gökyüzüne, Maralı'nın gözleri gibi ışıldayan yıldızlara, kısaca tüm doğaya duyduğu sevgi, Hebo'yu evrenin müziğiyle tanışıklığa götürürken, aynı zamanda ona sonsuz bir gizemin de kapısını aralıyor. Annesinin hastalığıyla başlayan v
Ankara'nın Kızılcahamam ilçesine yapılan bir öğrenci gezisi, öğrencilerin ve öğretmenlerinin samimi, yer yer duygu dolu, yer yer gülümseten hikâyeleriyle birleşiyor. Doğanın ve tarihin güzelliklerine, dillerden dile dolaşan "Yedi Kulplu Kazan" efsanesinin peşinden giden Alman arkeologların gizli planları karışıyor: Kaybolan öğrenciler, gizemli bir defter, heyecan dolu bir macera... Hayatın içinden ve hayata dair ne varsa bulabileceğiniz Benim İçin Ne Dilersen oldukça içten ve içimizden bir roman.
Çocukluğumuzun ve gençliğimizin hep bir hayali vardır. Bu hayalle uykularımız kaçar, bu hayaller rüyalarımızı süsler; bu hayallerle sürekli derin düşüncelere dalarız ve bu hayaller adına yaşama tutunuruz. Hayallerimiz peşimizi, biz hayallerimizin peşini bırakmayız. Hayallerimizi gerçekleşmese de hayallerimiz kalbimizde sürekli bizimle yaşar, arada zihnimizi ziyaret eder, maziye ve geleceğe gidip geliriz... HAYALİM YAZAR OLMAK hayalinin peşinden inadına giden, hayalini yaşamak adına hayatla, kendinle mücadel
Ponçik yanaklı Kedi Ponçik biraz zıpır, biraz oyuncu... Kedi Ponçik'le renkleri öğrenmeye hazır olun.
Bir gün kapı çaldı ve eski bir dostunuz sürpriz yaparak size misafirliğe geldi. Sakın panik yapmayın, bu kitap sayesinde misafirinizi çok güzel ağırlayacaksınız. Aradığınız her şeyi bu rehberde bulabilirsiniz.
Tükendi
Ponçik yanaklı Kedi Ponçik biraz zıpır, biraz oyuncu... Kedi Ponçik'le renkleri öğrenmeye hazır olun.
Mirket Nineler'in eğlenceli maceraları devam ediyor! Mirket Nineler Parti Veriyor ile tanıştığımız Nene ve Nana adlı şirin mirketler yine dalgınlıkları, hayalleri ve ilginç fikirleri ile çocukları güldürecek. Mirket Nineler bu kez uyuyamamaktan yakınıyor, bahçelerini en güzel şekilde düzenlemek istiyor ve orman hayvanlarıyla beraber yakınlardaki bir kasabaya konser vermeye gidiyor. Ama eyvah, müzik aletlerini yanlarına almayı unutmuş olmasınlar sakın! Nihan Temiz'in esprili öyküleri ve Şebnem Aydın Gündüz'
Yazdığı masallar, öyküler yüzünden öldürülerek cezalandırılan "Samed Behrengi" (1939-1968) yaşadığı kısacık hayatın içine pek çok kitap sığdırmış, ünü ülkesinin sınırlarını aşmış İranlı bir yazar. "Bu Gelen Köroğludur", onun yazdığı en güzel öykülerden biri. Köroğlu, bildiğimiz Köroğlu; bizim Köroğlu'muz. "Ama Samed Behrengi"nin de Köroğlusu. Çünkü "Samed Behrengi", şimdi İran sınırları içinde yaşayan Azerbaycan Türklerindendi: Bilirsiniz: Köroğlu'nun yurt edindiği yer Çamlıbel'dir. Ama onun destanları Aras
Tükendi
Gelmiş geçmiş en büyük kahramanlardan biri Gılgamış... İyi bir hükümdar, güçlü bir savaşçı ve en önemlisi bilge bir kişilik... Ölüme karşı çıkmak için büyük çabalar harcamış, bilginin peşinden koşmuş, onurlu bir yaşam sürmüş ve gelecek kuşaklara bıraktığı mirasla ölümsüzleşen, tanrıların kölesi olmayı reddeden ilk kahraman... Günümüzden yaklaşık 4.300 yıl önce yazılmış, bilinen en eski yazınsal metin Gılgamış Destanı. Ölümsüzlük, bilgelik, kardeşlik ve kahramanlık üstüne bu destanı Bilgin Adalı gençler için
Uruk kralı Gılgamış, adaletsiz ve baskıcı yönetimiyle halkı üzerinde korku estirmektedir. Bir gün, sonradan medenileşen, vahşi dev Enkidu gelir ve kralla boy ölçüşür. İkisinin de eşit güç gösterdiği, kazananı olmayan bu kavgadan, onları çok değiştirecek eşsiz bir arkadaşlık doğar. En büyük zaferleri birlikte kazanacak, en büyük tehlikelere birlikte karşı koyacaklardır. Kendilerini, ağaçların arasından çıkan canavarın karşısında buldular. Kafası bir aslan kafasıydı, bir ejderin keskin dişlerine sahipti, gü
Dokuz farklı karakterin gözünden maceralı bir gün! Yatağından zar zor kalkıp okula giden bir kız, onun sıcacık yatağına göz dikmiş bir kedi, ansızın kedinin avı olan kara kızılkuyruk ve daha birçoğu... Bazılarının kaderini değiştirecek bir deprem onları bekliyor. Şiirsel Taş'ın yazıp Gökçe Akgül'ün resimlediği bu kitap, bir gün içinde yaşananları dokuz farklı karakterin gözünden anlatıyor. İnsanlar, kuşlar, kedi köpekler ve pireler... Her birinin bakış açısıyla olaylar bambaşka bir boyut kazanıyor, bir zinc
Meğer o gün baharı karşılama anlamına gelen "Nevruz" şöleni yapılıyor muş. Fistanı renkli kadınlar, ak gömlekli, beli kuşaklı erkekler, yediden yetmişe tüm halk, saz eşliğinde Semah dönüyordu. Semah'tan sonra, gençlerden biri bir sandalye getirip çimenliğin ortasına koydu, geri döndü. Az sonra kolunda fötr şapkalı bir adamla tekrar aynı yere geldi. Onu sandalyeye oturttu. Adamın elinde saz vardı. Belli ki çalacaktı. Ozanların saz çalıp söylediklerini duymuştum ama onları meydanlarda çalarken görmemiştim. Oz
Tükendi
Zühre'n­n annes­i, Tah­ir'­n sürgünde yaşayamayacağını varsaymıstı. Zühre'y­i görmek ­içi­n kaçmaya kalkışacağını, böylece vurulacağını hesaplamıştı. Bu arada Zühre'y­i oyalamak i­çi­n onu her gün bi­r bey oğlu ya da şehzade ­ile tanıştırmıştı. Bu devletl­leri­n oğulları arasında yarışmalar düzenley­ip hem Zühre'yi­ ­isteyenler­in sayısını artırmış hem del­ikanlıları umuda düşürmüştü. Ama Zühre bu beyzadelere gözünün ucuyla b­ile bakmamıştı. Kısık sesi­yle mırıldanarak anlatmaya başladı: Tah­ir sen g­idel
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 33 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1